BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 68,00 -0,29 353.600.000.000,00
ALBRK 8,87 -1,33 22.175.000.000,00
GARAN 140,00 0,21 588.000.000.000,00
HALKB 26,84 -0,15 192.839.442.647,28
ICBCT 15,45 -1,28 13.287.000.000,00
ISCTR 14,62 -0,54 365.499.561.400,00
SKBNK 6,18 -9,65 15.450.000.000,00
TSKB 13,69 -1,01 38.332.000.000,00
VAKBN 29,20 -0,75 289.544.908.471,60
YKBNK 33,30 -0,24 281.286.807.757,20

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaKazandıran SohbetlerTürkiye yapay zekada hangi adımları atıyor? Prof. Dr. Çiğdem Gündüz Demir anlatıyor----

Türkiye yapay zekada hangi adımları atıyor? Prof. Dr. Çiğdem Gündüz Demir anlatıyor

Türkiye yapay zekada hangi adımları atıyor? Prof. Dr. Çiğdem Gündüz Demir anlatıyor
24 Temmuz 2025 - 08:30 www.finansingundemi.com

Dev yapay zeka projeleriyle rekabet, Türkiye’de yapay zekâ alanında çalışan bilim insanları için bir araştırma ve etkileşim ortamı yaratmak... Söz Koç Üniversitesi İş Bankası Yapay Zekâ Uygulama ve Araştırma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Demir'de.

VOLKAN KARSAN - FINANSINGUNDEMI.COM / KAZANDIRAN SOHBETLER

Yapay zeka konusu hayatımızın her alanında varlığını hissettirme yolunda. Özellikle sağlık alanında her geçen gün uygulamalara yenileri ekleniyor. Diğer yandan konunun uzağındaki insanlar için ise çok sayıda soru işareti içeriyor. Bu bağlamda yakın gelecekte bu gelişmeler hayatımız için ne denli avantaj ya da tehlikeli riskli yanları var mı?

Kafamızdaki soruları Koç Üniversitesi İş Bankası Yapay Zekâ Uygulama ve Araştırma Merkezi (KUISAI) Direktörü Prof. Dr. Çiğdem Gündüz Demir’e sorduk. Oldukça kapsamlı bir aydınlanmaya neden olan cevaplar aldık…

“DİJİTAL PATOLOJİ İÇİN GELİŞTİRDİĞİM YAKLAŞIMLAR, BU ALANDAKİ İLK ÇALIŞMALARDAN BİRİ OLARAK LİTERATÜRDE YER ALDI”

- Sayın Demir, değerli hocam, yapay zeka ile yolunuzun kesişmesinin öyküsünü dinleyebilir miyiz?

- Bilime olan ilgim öğrencilik yıllarımda şekillendi. Ankara Fen Lisesi’nde aldığım sağlam temel, beni Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’ne yönlendirdi. 1999 yılında mezun olduğumda yapay zekâ, bugünkü kadar ilgi odağında değildi; belli bir çevrenin ilgisini çeken, daha çok araştırmacıların gündeminde bulunan bir alandı. Bu alanla ilk tanışmam, üniversitenin son yılında aldığım “Yapay Zekâya Giriş” dersiyle oldu. Makinelere akıllı davranışlar kazandırma fikri beni etkiledi. Ardından aldığım “Makine Öğrenmesi” dersiyle bu alana duyduğum bilimsel merak derinleşti ve akademik yönüm netlik kazandı. Yüksek lisansımı Boğaziçi Üniversitesi'nde bu alanda yaparak uzmanlaşma yoluna girdim. Doktora çalışmamı ise ABD’de Rensselaer Polytechnic Institute’ta tamamladım. Doktoram süresince, özellikle sağlık alanında yapay zekâ modellerinin geliştirilmesi ve uygulanmasına odaklandım. Dijital patoloji için geliştirdiğim yaklaşımlar, bu alandaki ilk çalışmalardan biri olarak literatürde yer aldı.

2006 yılında Türkiye'ye dönerek Bilkent Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladım ve 2020 yılının sonuna kadar akademik çalışmalarımı burada sürdürdüm. Ardından, özellikle disiplinler arası araştırmalar için sunduğu işbirliği olanakları ve güçlü altyapısı nedeniyle Koç Üniversitesi’ne geçmeye karar verdim. Yaklaşık beş yıldır burada görev yapıyorum. Araştırma grubumla birlikte özellikle sağlık alanındaki gerçek problemlere odaklanıyor, tıp fakültesindeki klinisyen hocalarla yakın işbirliği içinde çalışarak yapay zekânın sağlık alanında somut faydalar üretmesini hedefliyoruz.

2023 yılı başında ise Koç Üniversitesi İş Bankası Yapay Zekâ Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin direktörlüğünü üstlendim. Merkezimiz, yapay zekâ alanında dünya standartlarında araştırmaların yürütüldüğü, disiplinler arası bir vizyonla çalışan güçlü bir yapı. Aynı zamanda, bilimsel üretimin toplumsal etkiyle buluşmasını önceleyen bir yaklaşımı benimsiyoruz.

“MERKEZİMİZİN, AKADEMİ VE UYGULAMA ALANLARI ARASINDA KÖPRÜ İŞLEVİNİ GÖRMESİNİ VE BU ETKİLEŞİMİ SİSTEMLİ BİR HALE GETİRMESİNİ ÇOK DEĞERLİ BULUYORUZ”

- Hazır siz buraya getirmişken sohbeti, bir de Merkezi konuşalım. Merkezin hedefi, amaçları neler?

- Koç Üniversitesi İş Bankası Yapay Zekâ Uygulama ve Araştırma Merkezi'ni değerli kılan unsurlardan biri, yalnızca nitelikli araştırmalar üretmek değil; aynı zamanda bu araştırmaların gerçekleşeceği güçlü bir ekosistem inşa etmeyi hedeflemesi. Türkiye'de gerek genç gerekse deneyimli araştırmacılar açısından büyük bir potansiyel dolduğunu düşünüyorum. Ancak bu potansiyelin etkili biçimde harekete geçebilmesi için, bilimsel işbirliklerini destekleyen yapılar hâlâ sınırlı. Özellikle yapay zekâ gibi çok paydaşlı ve disiplinler arası alanlarda, paydaşların bir araya gelebildiği, sürekliliği olan bir ortamın—bir ekosistemin—oluşması büyük önem taşıyor. Bizim merkezimizin üstlendiği temel misyonlardan biri de tam olarak bu; Türkiye’de yapay zekâ alanında çalışan bilim insanlarını ve uygulayıcıları bir araya getiren, bir araştırma ve etkileşim ortamı yaratmak.

Bu tür bir ortamın oluşması, bilimsel üretkenlik açısından oldukça önemli. Bugün bilim, bireysel çabaların ötesinde. Yüksek etkili araştırmalar, yalnızca bir araştırmacının kendi grubu içinde yaptığı çalışmalarla değil, farklı disiplinlerden gelen uzmanların katkısıyla mümkün hale geliyor. Merkezimiz, yapay zekâ modellerini geliştiren araştırmacıların yanı sıra bu teknolojileri kendi alanlarına uygulamak isteyen tıp, hukuk ve sosyal bilimler gibi farklı disiplinlerden gelen akademisyenlerin bir arada çalışmasını destekleyen bir ortam sunuyor. Akademik dünyanın ötesine uzanan ilişkiler de bir bu kadar önemli. Kamu kurumları ve endüstriyle kurulacak işbirliklerinin bireysel çabalarla sınırlı kalmaması, kurumsal düzeyde sürdürülebilir diyaloglara dönüşmesi için de çabalıyoruz. Merkezimizin, akademi ve uygulama alanları arasında köprü işlevini görmesini ve bu etkileşimi sistemli bir hale getirmesini çok değerli buluyoruz.

“YETENEKLİ GENÇ ARAŞTIRMACILARI TÜRKİYE’DE TUTABİLMEK İÇİN YALNIZCA AKADEMİK BİR MOTİVASYON DEĞİL, AYNI ZAMANDA ONLARI DESTEKLEYECEK SOMUT İMKÂNLARA DA İHTİYAÇ VAR”

- Peki bu konudaki kamu bakışı sizleri heyecanlandıran yeterli düzeyde mi yoksa daha fazla sahip çıkılması gerekiyor mu?

- Yapay zekâ konusunda toplumun hemen her kesiminde ciddi bir ilgi ve heyecan olduğunu söyleyebilirim. Kamuda, özel sektörde, akademide hatta gündelik hayatta insanlar bu alana büyük bir merakla yaklaşıyor. Ancak, bu ilgi, zaman zaman bu alanda yapılacak işlerin gerektirdiği kaynaklarla örtüşmeyebiliyor. Özellikle, dünyayla rekabet edebilecek düzeyde işler yapabilmek için ihtiyaç duyulan insan kaynağı ve teknolojik altyapı konusunda daha fazla farkındalık yaratılması gerektiğine inanıyorum.

Bu alanda yetenekli genç araştırmacıları Türkiye’de tutabilmek için yalnızca akademik bir motivasyon değil, aynı zamanda onları destekleyecek somut imkânlara da ihtiyaç var. Biz Koç Üniversitesi İş Bankası Yapay Zekâ Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde bu konuda somut adımlar atmaya çalışıyoruz. İş Bankası’nın da desteğiyle genç araştırmacılarımıza hem finansal hem de altyapısal destek sağlamayı hedefliyoruz. Bunun yanısıra, ileri düzey yapay zekâ modellerini geliştirebilmek ve eğitebilmek için güçlü bir hesaplama altyapısına ihtiyaç var. Burada bahsettiğimiz, kişisel bilgisayarlarımızda bulunan donanımlar değil; milyonlarca dolarlık enerji, soğutma ve donanım yatırımı gerektiren sistemler. Biz merkezimizde, yine İş Bankası’nın katkısıyla, bu alanda Türkiye’de akademide benzeri az bulunan bir altyapı kurduk. Ancak, kurduğumuz bu altyapı bile, global ölçekteki dev yapay zekâ projeleriyle karşılaştırıldığında oldukça sınırlı kalıyor.

Kamu tarafında destek tamamen yok diyemem, bu haksızlık olur. Yapay zekâ temalı çağrılar açılıyor, stratejik belgeler hazırlanıyor. Ancak bu alandaki maliyetlerin büyüklüğü, altyapının uzun vadeli sürdürülebilmesi için sürekli olması gereken yatırımlar ve belki de en önemlisi sadece nicelik değil nitelik açısından da insan kaynağını korumanın stratejik değerinin, hatta daha da önemlisi zorluğunun daha fazla fark edilmesi gerekiyor. Daha büyük ölçekte nitelikli insan kaynağını barındırmak için dünya ile rekabet edebilecek finansal desteğin ve ortamın sağlanması çok kritik. Ülkemizi, stratejik önemi olan yapay zekâ alanında ön plana çıkarma fırsatımız var; önemli olan barındırdığımız potansiyeli doğru ve etkin kullanabilmek.

“YAPAY ZEKÂ, ÖZELLİKLE SAĞLIK GİBİ KARARLARIN ÇOK BOYUTLU ANALİZ VE YÜKSEK DOĞRULUKLA ALINMASI GEREKEN BİR ALANDA, HEKİMLERE GÜÇLÜ BİR YARDIMCI ARAÇ OLMA POTANSİYELİ TAŞIYOR”

- Hocam tekrar sağlığa dönersek, sağlıkta bu tip uygulamalar, bu ekosistem doktorların verimini ya da teşhis ve tedavi süreçlerinin verimini nasıl arttırabilir? Bununla hastalıklar daha kolay teşhis edilecek, tedavi süreçleri daha verimli olacak diyebiliyor muyuz?

- Sorunuz gerçekten çok yerinde. Genellikle bu tür sohbetlere “yapay zekâ hekimlerin yerini alacak mı?” gibi sorularla başlanır; oysa bu, konuyu daraltan ve aslında yanlış yönlendiren bir bakış açısı. Ben, yapay zekânın hekimlerin yerini alamayacağını, ama iş süreçlerini çok daha verimli ve etkin hale getireceğini düşünenlerdenim. Yapay zekâ, özellikle sağlık gibi kararların çok boyutlu analiz ve yüksek doğrulukla alınması gereken bir alanda, hekimlerin iş yükünü azaltarak içgörülerini daha etkili kullanmalarına ve hastalara ve hasatlıklara daha bütüncül bir bakışla yaklaşmalarına olanak sağlayabilecek güçlü bir yardımcı araç olma potansiyeli taşıyor. Bu potansiyeli kendi araştırmalarımızda da yakından gözlemliyoruz.

Bu konuda iki örnek vermek isterim. İlki patoloji alanından. Bazı kanser türleri için tümörü infiltre eden lenfosit oranı, hastalığın seyrini öngörmede önemli bir biyobelirteç. Bu oranın hesaplanması için, tümör hücreleri ile lenfositlerin yaklaşık sayılarının belirlenmesi gerekiyor. Patologlar, yeterli zamanları olsa bu sayımı elbette çok doğru bir şekilde yapabilir; ancak sayılması gereken yüzbinlere varan hücre düşünüldüğünde, bu işlem son derece zaman alıcı ve hataya açık bir hale gelebiliyor. Yapay zekâ modellerinin bu noktada devreye girerek bu işlemi otomatikleştirmesi hem hataların azaltılmasına hem de patologların daha karmaşık vakalara daha fazla vakit ayırabilmesine katkı sağlayabilir.

Diğer kullanım örneğim tarama sistemleri üzerine. Özellikle başlangıçta semptom göstermeyen ama görüntüleme ile erken yakalanabilen ve bu sayede etkin tedavi edilebilecek hastalıklar için tarama çok kritik. Ancak bu alanda da hekim zamanı en sınırlayıcı kaynak. Örneğin, optik koherans tomografi ile retinayı görüntülemek, retina katmanlarında hastalıklara bağlı biriken sıvıları tespit etmek ve bunları hastalık tanısında kullanmak mümkün. Biz, TÜSEB tarafından desteklenen projemizde, retina görüntülerinde bu şekilde otomatik analiz yapabilecek yapay zekâya dayalı bir sistemi, halk arasında “sarı nokta” hastalığı olarak bilinen yaşa bağlı makula dejenerasyonunu karakterize etmek için geliştiriyoruz. Bu şekilde, hekim gücünün sınırlı olduğu durumlarda ön değerlendirme sistemi sunmayı hedefliyoruz

Her iki örneğim de yapay zekânın hekimlerin yerine geçmesinden ziyade, bu modelleri karar süreçlerine dahil edecek şekilde tasarlamanın önemini gösteriyor. İyi tasarlandığında, bu sistemler yalnızca hekimlerin bireysel iş yükünü hafifletmekle kalmıyor, aynı zamanda sağlık sisteminin bütünsel verimliliğine de katkı sunma potansiyeline sahip. Biz de Koç Üniversitesi İş Bankası Yapay Zekâ Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak, disiplinler arası ve pratik fayda sağlayan uygulamalarla Türkiye'de anlamlı bir fark yaratabileceğimize inanıyoruz.

“YAPAY ZEKÂ TEMELLİ ÇALIŞMALAR, YENİ BİYOBELİRTEÇLERİN KEŞFİNE KAPI ARALAYABİLİR VE BELKİ DE UZUN VADEDE, TEDAVİ SEÇİMİNDE DESTEKLEYİCİ BİR ROL ÜSTLENMESİ MÜMKÜN OLABİLİR”

- Özetlersek iyi doktorun daha iyi tedavi yapmasına, kendini daha verimli kılmasına önemli bir katkı sağlayacak yapay zeka diyebiliyor muyuz?

- Kesinlikle diyebiliriz. Siz de çok güzel özetlediniz. Bunun yanı sıra, konunun beni özellikle heyecanlandıran başka bir yönü daha var: Yapay zekâ modelleri kullanarak geçmişe yönelik verilerden anlamlı paternler öğrenebilmek ve bunları hastalıkların alt tiplendirilmesi, tedavi seçimi veya hastalığın seyriyle ilişkilendirmek mümkün. Bu, hem bilimsel hem de klinik açıdan çok değerli bir analiz imkânı sunuyor.

Kendi çalışmalarımdan bir örnek vermem gerekirse, Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi ile birlikte yürüttüğümüz bir projede over kanserinin belirli bir alt tipini tespit etmeye odaklandık. Bu alt tiplendirmenin doğru yapılması, tedavi seçimi açısından kritik önem taşıyor. Ancak mevcut klinik pratikte kullanılan dokunun mikroskop ile incelenmesi bu alt tipi saptamak için yeterli değil; bunun için genetik sekanslama gibi pahalı ve rutin olarak uygulanmayan testlere ihtiyaç duyuluyor. Biz ise geçmişe dönük mikroskop görüntülerini geliştirdiğimiz yapay zekâ modelleriyle analiz ederek bu alt tipe dair ipuçlarının görüntülerden elde edilebileceğini gördük. Elbette, şu aşamada, bu modellerin çıktılarını doğrudan tedavi seçiminde kullanabilmek mümkün değil. Ancak, bu tür yapay zekâ temelli çalışmalar, yeni biyobelirteçlerin keşfine kapı aralayabilir. Ve belki de uzun vadede, bu modellerin hastaları ileri testlere yönlendirmesi ve hatta tedavi seçiminde destekleyici bir rol üstlenmesi mümkün olabilir. Ben bunu çok değerli buluyorum.

YARIN: YAPAY ZEKÂ ARTIK KAÇINILMAZ BİR ARAÇ

Devrim Mutfağı: ‘Devrimci’ler neler yedi, içti, işte sıra dışı bir gezintiDevrim Mutfağı: ‘Devrimci’ler neler yedi, içti, işte sıra dışı bir gezinti

AKTOB Başkanı Kavaloğlu: Antalya gibi başka bir resort havalimanı yokAKTOB Başkanı Kavaloğlu: Antalya gibi başka bir resort havalimanı yok

Finansın Gündemi Kıbrıs Türkü’nün sesi oldu: KKTC Meclis Başkanı Ziya Öztürkler konuştuFinansın Gündemi Kıbrıs Türkü’nün sesi oldu: KKTC Meclis Başkanı Ziya Öztürkler konuştu

Büyükelçi Öktem’den kritik soru: İsrail 200 uçakla bombalarken İran uçakları nerede?Büyükelçi Öktem’den kritik soru: İsrail 200 uçakla bombalarken İran uçakları nerede?

Türkiye’de enfeksiyonla savaşın ‘komuta merkezi’ KUISCIDTürkiye’de enfeksiyonla savaşın ‘komuta merkezi’ KUISCID

Teknofark Derneği’nden teknolojide kadın harekâtıTeknofark Derneği’nden teknolojide kadın harekâtı

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!