BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 67,10 -3,03 348.920.000.000,00
ALBRK 8,74 0,81 21.850.000.000,00
GARAN 143,40 -1,78 602.280.000.000,00
HALKB 26,40 -2,58 189.678.140.308,80
ICBCT 16,63 1,40 14.301.800.000,00
ISCTR 14,39 -2,97 359.749.568.300,00
SKBNK 8,06 1,51 20.150.000.000,00
TSKB 14,25 -1,93 39.900.000.000,00
VAKBN 28,82 -0,14 285.776.858.292,86
YKBNK 32,72 -2,09 276.387.518.012,48

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaKazandıran SohbetlerProf. Dr. Bayram Öztürk: Mercanları ve deniz çayırlarını koruyamazsak balık olmayacak----

Prof. Dr. Bayram Öztürk: Mercanları ve deniz çayırlarını koruyamazsak balık olmayacak

Prof. Dr. Bayram Öztürk: Mercanları ve deniz çayırlarını koruyamazsak balık olmayacak
02 Eylül 2025 - 08:20 www.finansingundemi.com

Marmara balıklar için son kale çünkü bu canlılar mercanların, deniz çayırlarının arasında ürüyor, besleniyor. Mercanlarda 400’e yakın canlı türü yaşıyor. Peki onları koruyor muyuz? TÜDAV Başkanı Öztürk anlatıyor.

VOLKAN KARSAN - FINANSINGUNDEMI.COM / KAZANDIRAN SOHBETLER

“Vira Bismillah”… Siz bu satırları okurken balıkçıların dört aylık özlemleri sona erdi ve dillerinde bu sözlerle yeni nasipleri için ağlarını denize saldılar. Kısmetleri bol, kazançları çok olsun ama asıl önemli olan vatandaşın balığa kolay ulaşması… Bunun için de denizin beklediği saygıyı görmesi, kirletilmemesi ve canlıların yaşam alanlarının korunması gerekiyor…

Deniz canlılarının hayatlarını sürdürdükleri deniz çayırları ve mercanların korunması konusunda önemli çalışmaları olan TÜDAV (Türk Deniz Araştırmaları Vakfı) kurucusu ve Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk’ü bir kez daha Kazandıran Sohbetler’e konuk ettik. Bayram Hoca tüm sorularımızı içtenlikle cevapladı…

“TÜRKİYE DE MARMARA DENİZİ DE BALIKLARIN ÜREME VE BÜYÜMELERİ İÇİN ADETA SON KALE DİYEBİLİRİZ”

- Balık avı yasağı 1 Eylül itibarıyla sona eridi. Av yasağının bitişi için bu tarihler doğru mu, 15 gün daha uzun tutulamaz mı?

- Balık av yasakları balıkların üreme ve yumurtlama dönemleri dikkate alınarak başlar ve biter. Birçok deniz balığı yaz aylarında yumurtladığı için bu dönemde yasaklar başlar. Eylül ayında yumurtlama bittiği için sezon açılır.

- Balıkçılığın kuralları denizin geleceği açısından ne kadar doğru?

- Bazı yıllarda su sıcaklığına bağlı olarak yumurtlama normalden daha geç olur. Tarihlerin tartışılması da bu noktada başlar. Türkiye suları için genel olarak av sezonları doğrudur. Yanlış olan, balıkçılık baskısının yoğun olması; diğer bir deyişle tekne sayısı fazlalığı ve aşırı balıkçılıktır. Bu baskıyı azaltmak için devlet teknesini geri vermek isteyenlerin teknelerini belirli bir miktar karşılığında geri alıyor. Türkiye’de Marmara Denizi de balıkların üreme ve büyümeleri için adeta son kale diyebiliriz. Bu yüzden kirletilmemeli, korunmalı ve yasadışı balıkçılık önlenmelidir. 

TÜDAV olarak önerilerimiz arasında balıkçılığın kota ile yapılması ve her balık türü için kota konulması, diğer bir deyişle avlama miktarlarının aşılmaması ve sürdürülebilir bir avcılığın tesis edilmesi yer alıyor. Bu konuda hamsi, kalkan, orkinos ve kılıç balıkları için kota uygulamasına geçilmiş durumda. Ancak lüfer ve palamut gibi nesli azalan ve göçmen balıklar için de kota gerekir.

“EYLÜLDE HAZIRLAYACAĞIMIZ, KORUMA ALTINDAKİ MERCAN TÜRLERİNE İLİŞKİN BİLGİLENDİRİCİ POSTERLERİ BÜYÜK BALIKÇI KOOPERATİFLERİ İLE PAYLAŞACAĞIZ”

- Balıkların dışında denizlerimizdeki diğer canlılar, örneğin mercanlar da yasadışı balıkçılıktan etkileniyor mu?

- İş Bankası ile kısa süre önce başlattığımız “Denizlerin Ormanları: Mercanlar” projemizin konusu olan taş mercanlar ve siyah mercanlar da yasa dışı balıkçılıktan, yani trolle yapılan balıkçılıktan zarar görüyorlar.

Onun için eylül ayı içinde hazırlayacağımız, koruma altındaki mercan türlerine ilişkin bilgilendirici posterleri büyük balıkçı kooperatifleri ile paylaşacağız. Bu balıkçı kooperatiflerine yapacağımız ziyaretlerle, birlikte gerçekleştireceğimiz çalıştaylarla yasa dışı avcılığın durdurulması, trol ile avlanılmaması, yasa dışı olarak mercanların toplanıp akvaryumlara konulmaması ve mercanların korunması için bir farkındalık yaratmayı hedefliyoruz.

“MARMARA’DA TROLÜN YASAK OLMASINA RAĞMEN KAÇAK OLARAK YAPILMASI HEM SİYAH MERCANLARI HEM DİĞER MERCAN TÜRLERİNİ ETKİLİYOR”

- Trol ile avcılıktan tam olarak kastınız nedir?

- Trol bütün dünyada bilinen bir balıkçılık yöntemidir. Karadeniz'de, Ege Denizi'nde ve Akdeniz'de 1380 sayılı yasa gereği trolün serbest olduğu yerler vardır. Denizin dibinde ya da belirli bir derinlikte su altına çekilen ağlar kullanılan bu yöntem Marmara Denizi’nde her koşulda, her durumda ve her yerde yasaktır. Ancak kaçak olarak yapılan yerler var. Dolayısıyla birinci madde bunun önlenmesidir. İç denizimiz olan Marmara’da trolün yasak olmasına rağmen kaçak olarak yapılması hem siyah mercanları hem diğer mercan türlerini etkiliyor. Dolayısıyla biz de “Denizlerin Ormanları: Mercanlar” projemizde özellikle Marmara Denizi üzerinde duruyoruz ve burada trol avcılığının yapılmaması için çaba gösteriyoruz.

Bunun dışında Ege’de, Akdeniz'de, Karadeniz'deki trol avcılığı başka bir konudur. Örneğin Karadeniz'de mercan yok. Dolayısıyla bizi etkilemiyor. Ege ve Akdeniz'deki trol avcılığının derinlikleri de başkadır. 200 metrenin altındaki derinliklerde karides avcılığı yapılır ve Ege Denizi'ne büyük zarar vermez. Bizim koruma altına aldırdığımız ve koruma altında olan taş mercanlar ve siyah mercanlar sığ sularda, yani ilk 200 metrede yaşar. Onun için kıyısal alanla balıkçılığın önlenmesi, ağ atılmaması önemli. En verimli olan kıyılarda balıkçılık yapılmaması gerekiyor. Bütün çabamız bu yönde.

“İLK 100 METRE TÜRKİYE SULARI İÇİN HASSAS VE KRİTİK HABİTATLARIN OLDUĞU ALANLARDIR, ONUN İÇİN KORUNMASI GEREKİR”

- Kıyı derken kaç metrelik bir alanı kastediyorsunuz?

- İki yüz metrelik bir alandan bahsediyoruz. Özellikle ilk 40 metre kıyının en hassas bölgesidir çünkü deniz çayırlarının yaşadığı son derinlik 40-45 metredir. Onun altındaki derinliklerle de koralijen dediğimiz mercan resiflerinin bulunduğu alanlar var. Dolayısıyla ilk 100 metre Türkiye suları için hassas ve kritik habitatların olduğu alanlardır. Onun için korunması gerekir. Burada kirlenme de, yasa dışı ve kaçak balıkçılık da, iklim değişikliği de, hedef dışı avcılık da bir faktördür. Mercanların kaçak olarak avlanıp, toplanıp değişik yerlerde insanlara tanıtılmaması, satılmaması için çaba göstermemiz gerekiyor. Bu sene esasen bunu yapmaya çalışıyoruz.

“MARMARA’DA BİR METRELİK BİR MERCAN, BİR SİYAH MERCAN PARÇASINI AVLADIĞINIZ, TAHRİP ETTİĞİNİZ ZAMAN BU 300 YILA, 500 YILA DENK GELİR”

- Mercanlar uzun yıllarda oluşmuş bir doğa ürünü mü?

- Tabii ki. Mercanların yıllık büyümeleri milimetre civarındadır. Dolayısıyla Marmara Denizi'nde bir metrelik bir mercan, bir siyah mercan parçasını avladığınız, tahrip ettiğiniz zaman bu 300 yıla, 500 yıla denk gelir. Zor gelişen, çok yavaş büyüyen canlılardır.

Esasen deniz çayırları da öyledir, yıllık bazda milimetre çapında büyür. Bu canlılar balık gibi değildir, çok yavaş büyürler. Kırılgan ve hassastırlar ve onun için koruma önceliklidir.

- Deniz çayırı ve mercanlar dediğimiz zaman onlarca, yüzlerce cins deniz canlısının yaşam alanından söz ediyoruz, öyle değil mi?

- Elbette. Örneğin 400’e yakın canlı türü mercanların içinde ve üstünde yaşar. Dolayısıyla bunların korunması çok önemli.

- O zaman balık türlerimizin azaldığı bir dönemde öncelikle onların habitatlarını kaybetmemelerini sağlamak gerekiyor.

- Kesinlikle öyle. Başka türlü düşünecek olursak Türkiye'deki balıkçılığın, kıyı balıkçılığının düzenli olarak gelişmesi ya da balık türlerin azalmaması için mercanların ve deniz çayırlarının da korunması gerekiyor. Deniz çayırlarını ve mercanları korursak balık olacak; koruyamazsak balık olmayacak. Çünkü bu canlılar deniz çayırlarının, mercanların arasında ürüyorlar, besleniyorlar, büyüyorlar. Tabii deniz çayırlarının başka bir özelliği de oksijen üretmesi. Mercanlar oksijen üreten canlı grubundan değil.

“DENİZ ÇAYIRLARINI TAHRİP EDELİM, SONRA EKERİZ, BÜYÜTÜRÜZ, GİBİ BİR YAKLAŞIM BİRAZ KOLAYCILIĞA KAÇMAK OLUYOR”

- 2000 yaşında deniz çayırları da olduğu söyleniyor.

- Deniz çayırları 2000 yıllık hatta daha eski olabilir. Bunlar çok yavaş büyüyen canlılar, onun için plantasyonu yani ekimi, dikimi çok zor. “Deniz çayırlarını tahrip edelim, sonra ekeriz, büyütürüz” gibi bir yaklaşım biraz kolaycılığa kaçmak oluyor. Türkiye'deki deniz çayırlarının korunması meselesinde TÜDAV olarak 2013 yılında ilk çalıştayı yaptık. O zaman hiç kimse deniz çayırlarıyla ilgilenmiyordu. Marmara Denizi'nde Türkiye İş Bankası'yla yaptığımız “Denizlerin Geleceği: Deniz Çayırları” çalışmasına kadar bu konu çok gündeme gelmedi. Ne zaman ki 2022'de TÜDAV ve İş Bankası böyle bir çalışmaya başladı, başka kurumlar da bu işe girdi, şimdi Bakanlık da bu konuyla ilgilenmeye başladı. Bu tabii iyi ve bu ülkenin hayrına olan bir şey. Bundan dolayı mutluyuz ve Türkiye İş Bankası'na teşekkür ediyoruz.

“MÜSİLAJ HEM SİYAH MERCANLARDA HEM DE TAŞ MERCANLARDA AZALMAYA SEBEP OLDU, BALIK TÜRLERİNDEN KARİDESE BİRÇOK CANLI GRUBUNDA AZALMA GÖRÜLDÜ”

- Deniz çayırları ve mercanlara zarar veren sadece trol avcılığı ya da mercanların doğadan koparılması mı? Deniz kirliliği, balık çiftlikleri, denizden amatörce yararlanan insanlar da zarar verebiliyor mu?

- Balık çiftliklerinin bulunduğu ve kurulduğu alanlarda bu canlılar bulunmuyor, dolayısıyla balık çiftlikleriyle bir ilişkileri yok. Ancak kirlenme faktörlerden birisi. Kara kökenli bu kirlenme müsilaj olarak ortaya çıkıyor. Bu sene, geçen sene, önceki senelerde yaşanan müsilaj hem siyah mercanlarda hem de taş mercanlarda azalmaya sebep oldu. Sadece onlarda değil, balık türlerinden karidese, istiridyeye birçok canlı grubunda azalma görüldü. Örneğin bugün Marmara Denizi'nde midye üretiminde büyük bir azalma var çünkü midye müsilajdan dolayı çok yavaş büyüyor. Dolayısıyla müsilaj sadece bir görüntü kirliliği ya da bir oksijensizlik sorunu değil. Aynı zamanda ekonomik tarafları da olan ve devam eden bir sorun. Bunun için deniz çayırları çok önemli çünkü oksijen üretiyorlar. Marmara Denizi için oksijen üretiyor. Ama yanlış anlaşılmamalı. Deniz çayırları tek başına Marmara Denizi'nin kurtarılması için bir çözüm değil.

“MARMARA DENİZİ ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ İLAN EDİLDİ, 22 TANE EYLEM MADDESİ VAR, KURUMLAR BU MADDELERLE İLGİLİ ÇALIŞIYORLAR”

- O zaman öncelikle kirlenmeyi önleyecek davranışlar geliştirmek gerekiyor, değil mi?

- Öncelikle karadan arıtma işini halletmemiz gerekiyor. Bir litre hatta küçük bir kahve fincanı suyun bile arıtılmadan denize verilmemesi gerekiyor. Oysa Marmara Denizi'ndeki arıtma oranı bugün yüzde 50 bile değil. Dolayısıyla bundan sonra da müsilaj olacak. Önemli olan arıtmaya yatırım yapmak. Arıtma demek yatırım demek, yatırım demek finansman demek. Biz ileri arıtma diyoruz, biyolojik arıtma diyoruz ama bunun finansmanını bulamazsanız, yatırımını yapmazsanız her sene aynı şekilde devam ederiz. Marmara Denizi özel çevre koruma bölgesi ilan edildi, 22 tane eylem maddesi var, kurumlar bu maddelerle ilgili çalışıyorlar. İyi niyetlerinden hiç şüphem yok ama temel sorun Marmara'ya arıtma olmadan akan suların bir an önce kontrol altına alınması. Bunu yapmadan Marmara'ya da rahat yok, bize de rahat yok.

“İNSANLARA MERCANLARIN NEDEN AVLANMAMASI, TOPLU ALINMAMASI GEREKTİĞİNİ; NEDEN KORUNDUĞUNU İYİ BİR ŞEKİLDE ANLATMAMIZ LAZIM”

- Mercan konusuna tekrar dönersek, bunların süs eşyası gibi kullanılmaması için öncelikle tüketici bilincinin yaratılması gerekiyor değil mi?

- Türkiye'deki mercanlar süs eşyası olarak kullanılmıyor, çarşılarda bu amaçla satılmıyor ama doğadan toplanan mercanlar akvaryumda kullanılıyor. Akvaryumda balık besleyenler veyahut da akvaryumcular alıyorlar. Bu konuyla ilgili projemize yeni başladık. Önümüzde üç sene var, bu süreyi iyi kullanırsak tıpkı deniz çayırlarında olduğu gibi mercanlar konusunda da Türkiye'de bir farkındalık oluşacağına inanıyoruz.

- Sonuçta bu mercanları akvaryumuna koymaktan vazgeçen insan unsuru önemli değil mi?

- Tabii, bu mercanları akvaryumuna koyanlar varsa bunu yapmasınlar. Bu yasaktır. Bunun cezası vardır. Ayrıca bu koruma tedbirleri olmazsa ileride balık bulamayacaksınız. Çünkü mercanların içinde yaşayan balıklar var. İnsanlara mercanların neden avlanmaması, toplu alınmaması gerektiğini; neden korunduğunu iyi bir şekilde anlatmamız lazım. Bu işin bir tarafı. İkinci kısmı da bu mercan alanlarının haritalanması. İklim değişikliğiyle alakalı değişimleri görmek ve bilimsel çalışmalar için zemin oluşturmak üzere coğrafi ve derinliğe bağlı dağılım alanı oluşturuyoruz.  

   Türkiye ‘iklim yangını’nı nasıl söndürecek? İşte UNDP üyesi Türk kızından hayati projeler Türkiye ‘iklim yangını’nı nasıl söndürecek? İşte UNDP üyesi Türk kızından hayati projeler

Füsun Nebil: Yapay zekaya sahip ülkeler, olmayanları köle gibi çalıştıracaklarFüsun Nebil: Yapay zekaya sahip ülkeler, olmayanları köle gibi çalıştıracaklar

 Aliyev ve Paşinyan 'barış'ı imzaladı, ‘AEKT Hattı’nda dev bir refah bölgesi doğuyor Aliyev ve Paşinyan 'barış'ı imzaladı, ‘AEKT Hattı’nda dev bir refah bölgesi doğuyor

Engeli yok eden bir zaferin öyküsü: Fatoş Akıncıbay Floyd anlatıyorEngeli yok eden bir zaferin öyküsü: Fatoş Akıncıbay Floyd anlatıyor

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!