Volkan Karsan [email protected]

Deniz suyu, su kıtlığına çözüm mü?

“Bodrum'un su çilesi tarihe karışıyor: Dev projeye onay çıktı!”

Bu başlıklı haber birkaç gün önce haberhurriyeti.com sitemizde yer aldı. Umutla ve dikkatle metni okudum…

Özelikle bu yaz İzmir, Çeşme başta olmak üzere Ege’nin birçok tatil yöresi gibi Bodrum da susuzlukla imtihan verdi. Hatırı sayılır bir tatilci kesim de rotalarını Bodrum ve Çeşme’den daha su zengini beldelere kırma eğiliminde…

Habere dönersek, gazetecilik refleksi ve şeytanın avukatı kimliği ile arka planda ne olabilir düşüncesi umutlu bakışımın yerini aldı… Kafamda doğan komplo teorisinde hemen, milyarlarca lirayı bölgeye yatıran inşaat firmalarına can suyu mu bu haber düşüncesi gelişti… Ancak hemen birkaç gün sonra teknolojiningundemi.com sitemizde yayımlanan Enver İrdem’in aydınlatıcı yazısı (https://www.teknolojiningundemi.com/makale/26119986/enver-irdem/tatli-su-krizi-kapida-cozum-ayaklarimizin-altindaki-deniz-mi) kafamda bir fikir mücadelesine yer açtı…

Gerçekten tatlı su kıtlığının çözümü tuzlu sudan yararlanmak mı sorusu tekrar tekrar karşıma çıkar oldu… Bu arada ozmos kelimesinin de birkaç farklı yanlış şekilde de kullanılıyor olduğunu öğrenmiş oldum. (Fransızca geçişme anlamına gelen 'osmose' kelimesi için yanlış şekilde ozmoz, osmoz, osmos kelimeleri kullanılabilmektedir. Türk Dil Kurumu bu kelimenin doğru yazılışının 'ozmos' olduğunu belirtmiştir (bknz. TDK Yazım Kılavuzu)).

Ama kafamdaki birkaç soru hala cevap bulmuş değil… Eğer tuzlu sudan tatlı su elde etme süreçleri harfi harfine kitabına göre yapılmazsa denizlerimiz için de bir tehlike söz konusu… Bu da elde kalan atıkların tekrar denize verilmesi konusunun yaratacağı riskler ve deniz canlılarının yaşam alanları ne denli olumsuz etkileyeceği durumu…

Sonuçta bu konu önümüzdeki ayların hatta yılların önemli tartışmalarından bir olacak… Bir de bu işlem enerji açısından ucuza mal edilmek istenirse karbon ayak izi olarak iklim değişimine ne denli olumsuz etki yapacağı da var…

Kısaca benim fikrimi soran olursa hala daha su tasarrufu ve yağmur hasadının en önemli çözüm olduğu konusunda ısrarcıyım… Hatta bu yörelerin çim bahçelere ve özel havuzlara tatlı su kullanımından vaz geçmesi gerektiğine inanlardanım… Havuza deniz suyu, bahçelere gri su kullanımı konusunda da ısrarcıyım…

Bitirirken yine tekrar etmek isterim var olan suyumuza sahip çıkmazsak, dişlerimizi tuzlu suyla fırçalamak zorunda kalabiliriz…

UNUTMAYIN… Bu dünyayı torunlarımızdan ödünç aldık. BUGÜN DÜNYA BARIŞI, ÇEVRE, HAK VE ADALET İÇİN BİR ŞEYLER YAPMIŞ OLMANIZI DİLİYORUM.