Türkiye’yi 10. Ekonomik büyüklüğe ne taşıyacak

2 / 13

---

Türkiye’nin firmaları ve yapısı, kurulu düzenin önüne geçti

Türkiye’nin, dünyanın 10’uncu büyük ekonomisi olma hedefi hakkında ne düşündüğünü sorarak başladığımız röportajda, Aktif Bank Genel Müdürü Dr. Önder Halisdemir birçok konuya açıklık getirirken önemli analizlerde bulundu. Tüm röportaj boyunca Türkiye’ye olan inancını tekrarlayan Dr. Halisdemir konuşmasına şöyle başladı; Türkiye, özellikle son 10 yılda müthiş bir atak içerisinde ve bunun nedenlerini iyi sorgulamak lazım. Biz ne yapmıyorduk da yapar hale geldik? Neden son 10 senedir kendimizi daha iyi hissediyoruz? Yurt dışına çıkışlarımızda neden daha rahat ve gururluyuz? Biz Türk olmanın gururunu hep taşıyorduk; taşıyorduk ama niçin son 10 senede bunu daha artan bir oranda hissediyoruz?

Son 10 senedir özgüvenimizi artıran, kendimizi iyi hissettiren, diğer devletlerle ticaretimizi, kültürel ve sosyal ilişkilerimizi geliştiren ne gibi olaylar oldu da biz, 10 senedir kendimizi daha iyi hissediyoruz ve dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girme hedefi bizi şaşırtmıyor? Burada 2001 ve 2010 mukayesesini yaparsak, belki önümüzdeki yılları da aydınlatacak ipuçları yakalayabiliriz. Türkiye’nin üretim dinamikleri eskiden az sayıda oyuncunun olduğu, üretim ya da ihracat yapılacaksa az sayıda üreticinin yaptığı; çorba içilecekse az sayıda oyuncunun çorba içtiği bir düzendi. Genel kabul buydu.

Türkiye işte bunu aşmaya başladı. Halk daha talepkar oldu. Devlet, baba rolünden hizmet veren rolüne geçti. Her sektörde ve ortamda Türkiye’nin firmaları ve yapısı ‘Establishment’lerin önüne geçti. Görüldü ki bu yapılar Türkiye’ye ayak bağı oluyor. Türkiye’nin dinamik güçleri bunların önüne geçerek yeni bir Türkiye’nin gelişimini mevziye taşıdı, diye düşünebiliriz. Tabi burada çok daha fazla analiz, birbirini etkileyen çok daha karmaşık faktörler var. Ama ekonomi özelinde konuşacak olursak, mesela Anadolu sermayesinin kabuğunu kırması… Bütün bunlar daha başka demokratik olaylarla ilişkili, hepsi birbirini besleyen süreçler ve birbirinin dışında değil.”