Volkan Karsan [email protected]

İşte gıda enflasyonunun çözümü

Tasarruf ve israf iki sihirli kelime biri enflasyonu körüklüyor diğeri dizginliyor…

Size bir fotoğraf Almanya’dan. Hani şu Ukrayna savaşı ve pandemi öncesi paraları kulaklarından fışkıran buna rağmen bizi kıskanan ülkeden… Şimdilerde olağanüstü endişeli ve gelecek kaygısı taşıyan memleket…

Fotoğraftaki torba Almanya’nın ünlü market zincirlerinden birine ait. Tam 3 Euro’ya satılıyor. Üzerinde “kurtarma torbası” yazıyor. Evet 3 Euro’ya satılıyor da boş olarak değil… İçinde ortalama bir veya iki gün önce tezgahta gayet sağlıklı olan, bozulmamış çürümemiş hala tüketilmeye imkan veren yaklaşık 3 kilo sebze meyve yer alıyor… Bu torbanın içindekilerin bir gün önceki tezgah satış fiyatları en az 10 Euro…

Peki bu torbaları herkes alıyor mu, sadece sebze meyvede mi bu uygulama var. Alan çok, üstelik ekmek simit gibi fırın ürünlerine ait torbalar daha da revaçta.

Bunun haricinde bazı marketlerle anlaşmalı çeşitli girişim grupları var. Bu ilişki tam bir güven esasına dayanıyor. Mahalle yetkilileri, marketlerin o gün satamadıkları hızlı bayatlama ihtimali olan çeşitli malları teslim alıyorlar kesinlikle satış yapmaları, çıkar üretmeleri mümkün değil… Daha sonra da mahalledeki sosyal medya grubu üzerinden isteyenlere dağıtıyorlar…

Böylece bir ölçüde israfın önüne geçilmiş oluyor… Bu da birçok hanede tasarrufa neden oluyor…

Neden mi böyle girişimler var, işte buyurun el cevap:

Geçtiğimiz hafta Dünya İsrafla Mücadele Günü’nde yapılan bir açıklamada şu bilgiler yer aldı:

Avrupa’da çöpe giden gıdanın yüzde 10-15’i, SKT (Son Kullanma Tarihi) ve TETT’nin (Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi) yanlış anlaşılmasından kaynaklanıyor. Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 18 milyon ton gıda israf ediliyor. Bunun büyük kısmı tarih etiketleri nedeniyle “güvenli” gıdaların çöpe atılmasından kaynaklanıyor.

 İsraf edilen gıdanın ekonomik değeri toplamda Türkiye’de 100 milyar TL’nin üzerinde, dünyada ise 1 trilyon doları aşıyor. Ayrıca veriler dünya genelinde israf edilen gıdayla kullanılan su miktarı, Afrika kıtasının yıllık su ihtiyacını karşılayacak düzeyde olduğunu ortaya koyuyor.

Bu noktada ülkemizde de benzer uygulamalar yapılarak bazı ihtiyaç sahiplerinin pazarların çöpünden mal toplamaları önlenebilir. Sıkı disiplinli uygulamalarla ihtiyaç sahiplerinin talebi düşeceği için de belli bir gıda enflasyonu etkisi oluşabilir…

Bu konuda daha satırlarca yazmak mümkün ama biz öyle bir toplumuz ki sabah kahvemizi evde yapıp termosa koymak yerine işe giderken milyonlarca lirayı kahve markalarına saçabiliyoruz…

UNUTMAYIN… Bu dünyayı torunlarımızdan ödünç aldık. BUGÜN DÜNYA BARIŞI, ÇEVRE, HAK VE ADALET İÇİN BİR ŞEYLER YAPMIŞ OLMANIZI DİLİYORUM.