Türkiye DNA'mızda var
Türkiye'de 100 yılı deviren Deutsche Bank uzun vadeli planlarını kriz geçip belirsizlik ortamı aşıldıktan sonra yapmayı planlıyor.
* Ece CEYHUN- DÜNYA GAZETESİ BORSA / FİNANS SERVİSİ
Deutsche Bank'ın uzun vadeli planları içinde Türkiye'ye her zaman yer
verdiğini belirten Türkiye Genel Müdürü Ersin Akyüz, "Türkiye bizim
DNA'mızda var. Dünyadaki mali tablo oturduktan sonra bizde Türkiye'ye
ilişkin planlarımızı yeniden belirleyeceğiz. Türkiye her zaman Deutsche
Bank'ın planlarında olan bir ülke" dedi.
Almanya dışında ilk şubesini Londra'da ikinci şubesini ise 1909 yılında
İstanbul'da açan Deutsche Bank'ın Türkiye ile ilk teması 1888 yılında
Ankara-Haydarpaşa demiryolunun finansmanıyla başlarken banka bügün aracı
kurumu, varlık yönetim şirketi, perakendede DD Mortgage ortaklığı ile full
bankacılık hizmeti veriyor. Dünya üzerinde 1 trilyon Euro'luk bilanço
büyüklüğünü yöneten Deutsche, 2000 yılından beri Türkiye'de bankacılık
lisansı ile faaliyet gösteriyor. İlk şube açılışının 100'ncü yılı nedeniyle
bir grup gazeteciyle biraraya gelen Deutsche Bank Türkiye Ülke Müdürü ve
Genel Müdür Ersin Akyüz, Başekonomist Cem Akyürek, Küresel Bankacılık
Direktörü Mustafa Bağrıaçık, Küresel Piyasalar Bölümü Müdürü Mert Haracçı ve
Deutsche Securities MD CEO'su Ahmet Ünüvar bankanın Türkiye ile olan
tarihsel bağını ve piyasalarla ilgili güncel değerlendirmelerini paylaştı.
Sermayeyi güçlendirme dönemi
Deutsche Bank Genel Müdürü Ersin AkyüzYaşanan krizin bütün bakış açılarını
değiştirdiğini belirterek "Dönem sermayeyi güçlendirme dönemi. Dönem
konsolide olma ve maliyetleri düşürme dönemi. Türkiye önemli bir ülke.
Türkiye DNA'mızda var. 1909'da İstanbul şubesi açıldığında, Londra'dan
sonra, Almanya dışında ilk Deutsche Bank'ın ilk şubesiydi. Altyapımız bir
sonraki hamleyi yapmak için çok müsait. Ama konjonktüründe müsait olması
lazım" dedi.
Dünyanın önemli bir krizi yaşadığını global sistemin nereye oturacağının
önemli olduğunu vurgulayan Akyüz, daha ortadan kalkması gereken çok
belirsizlik olduğunu aktardı. Akyüz, krizden nasıl bir çıkış beklediklerinin
sorulması üzerine ise 'W' beklemediğini ama 'V' de olmayacağını kaydederek
"Bildiğimiz bir şey var en kötüsü geride kaldı" diye konuştu.
Türk bankalarının da sendikasyonlarını roll ettiklerini ve önümüzdeki
dönemde gelecek sendikasyonların da aynı şekilde çevrilmesini beklediklerini
kaydeden Akyüz, seküritizasyon tarafının hala kapalı olduğunu ifade etti.
Akyüz, "Belki de seküritizasyon tarafının açılması krizden çıkış işareti
olacak" dedi.
Bankanın sadece adı 'Alman'
Akyüz, bankaların devletlerden mali yardılar aldığını ama Deutsche Bank'ın
da aralarında olduğu bir kaç bankanın bu sürecin dışında kaldığını
hatırlatarak "Deutsche Bank başarılı bir kriz yönetimi sergiledi. İyi
manevra yapabilmek başarıdır" değerlendirmesinde bulundu. Bankanın
gelirlerinin %80'lik bölümünün yatırım bankacılığından geldiğini ve
%100'ünün halka açık olduğunu ifade eden Akyüz, "580 bin hissedar var.
Bunların %99' birey. Bu bireylerin %55'i Alman ve %3'ten büyük kimin payı
var dediğinizde Fransız Axa ve İsviçreli Credit Suisse var. CEO'muz Dr.
Josef Ackermann ise İsviçreli" bilgisini verdi.
Bankaların yaşayan vasiyetleri olmalı
Dünyada genel olarak finansal mimarinin nereye oturacağının devletlerle
bankaların ilişkinin nasıl bir düzlemde devam edeceğinin daha net olmadığını
kaydeden Akyüz şöyle konuştu: "Bankalar aldıkları parayı hemen geri ödemeye
çalıştılar ve ödediler ama bu olay bu kadar kolay hallolmayacak. Bu kriz
bize şunu gösterdi. bankacılık sisteminde dolaylı bir devlet garantisi var.
Sistem bankaların batmadığını gösterdi. Bir iki tanesi batıyor ama kalanı
ayakta kalıyor. Bunu bir kaç sene evvel söyleseniz size sosyalist derlerdi.
Bankacılık sisteminde doğal olarak aşırı bir kar var. Bu da sermayenin ucuza
fonlanmasından kaynaklanıyor. sermaye ucuza fonlanıyor çünkü dolaylı olarak
iflasa karşı bir devlet garantisi var. Mudiler ve teminatsız kreditörler
için. Aslında LİBOR+200'den getiri sağlayan bir teminatsız alacaklı var ama
o biliyor ki günün sonunda ne kadar teminatsız da olsa alacağının arkasında
devlet var. Lehman'a el koydu ama onun dışında sermayelerini destekledi. Şu
anda bankalarında yaşayan bir vasiyeti olsun diye konuşuluyor. Bankaların
her gün dinamik vbir vasiyeti olsun sermaye ihtiyacı olduğu anda teminatsız
alacaklıdan sermayeye otomatikman bir dönüşüm olsun ki banka hayatını
aksatmadan devam edebilsin. Devlet ile özel sektörün bankacılıktaki
kesişmesi nerede olacak hala belli değil. Vergiler gelecek mi? İsviçre'de
nasibini alacak. Devletler gördüler ki İsviçre'ye giden para kendi
ülkesinden çıkan para. Dolayısıyla ona da kontrol gelebilir."
BDDK herkese eşit mesafede
Deutsche Bank Küresel Bankacılık Direktörü Mustafa Bağrıaçık, küresel krizin
patlak vermesinde ve kriz sürecinde dünya genelinde düzenleyici otoritelerin
hatalarının görüldüğünü belirterek özellikle finans sektöründe yaşanan
sıkıntıda regülatörlerin her bankaya aynı şekilde yaklaşmadığını, bunun da
sıkıntıların artmasına neden olduğunu kaydetti. Bağrıaçık, Türk bankalarının
krizi hasarsız çıkmasında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun
(BDDK) uygulamalarının önemli rol oynadığının altını çizdi. BDDK'nın
büyük-küçük demeden her bankaya aynı şekilde yaklaştığını kaydeden
Bağrıaçık, "BDDK herkese eşit mesafede. Türkiye'nin avantajı bu oldu.
Türkiye'de kıble belli. O da BDDK. Ancak BDDK'nın gösterdiği eşit davranışı
dünyada diğer regülatörler sergileyemedi" diye konuştu.
Piyasalarda dozu kaçmış bir iyimserlik var
Deutsche Securities Menkul Değerler CEO'su Ahmet Raif Ünüvar, son aylarda
piyasalarda yaşanan ralli için, "Dünya genelinde dozu kaçmış bir iyimserlik
var. Anlamakta zorluk çekiyorum" dedi. Piyasalarda bir yıl önceye göre daha
iştahlı yatırımcılar olduğunu kaydeden Ünüvar şöyle devam etti: "Bizim
konuştuğumuz bazı yatırımcıların da bu ralliye katılamadığını görüyoruz.
Ancak borsada şu anki seviyelerde aşırı bir iyimserlik var. Piyasalar krizi
doğrulamayan seviyelerde. Borsada yükselişin sürmesi için Bankaların ikinci
yarı karlarının en az ilk yarı kadar parlak olması ve sanayi şirketlerinin
de bilançolarının iyi gelmesin gerekiyor. Ancak bu oldukça zor görünüyor."
2010 büyüme tahminleri %4,1
Deutsche Bank Türkiye Başekonomisti Cem Akyürek, Türkiye'nin 2009 yılında
performansın altında büyürken 2010 yılında performansının üzerinde bir
büyüme performansı sergileyebileceğini kaydetti. Akyürek, 2009 yılında
Türkiye ekonomisinin yüzde 5,3 küçülmesini beklediğini belirterek bu
tahminin içinde II. çeyrek için %7 küçülme beklentisi olduğunu da ifade
etti. Akyürek, son gelen güven endeksleri ve sanayi endekslerinin %8-8,5
daralmayı işaret ettiğini bu durumda yıllık küçülme tahminini yukarı çekmek
gereceğini anlattı. Akyürek 2010 için büyüme beklentilerinin de piyasa
ortalamasının üzerinde olduğuna ifade ederek yüzde 4,1 olduğunu kaydetti.