Yazdır

Türkiye DNA'mızda var

Tarih: 04 Eylül 2009 - 10:29

Türkiye'de 100 yılı deviren Deutsche Bank uzun vadeli planlarını kriz geçip belirsizlik ortamı aşıldıktan sonra yapmayı planlıyor.

* Ece CEYHUN- DÜNYA GAZETESİ BORSA / FİNANS SERVİSİ Deutsche Bank'ın uzun vadeli planları içinde Türkiye'ye her zaman yer verdiğini belirten Türkiye Genel Müdürü Ersin Akyüz, "Türkiye bizim DNA'mızda var. Dünyadaki mali tablo oturduktan sonra bizde Türkiye'ye ilişkin planlarımızı yeniden belirleyeceğiz. Türkiye her zaman Deutsche Bank'ın planlarında olan bir ülke" dedi. Almanya dışında ilk şubesini Londra'da ikinci şubesini ise 1909 yılında İstanbul'da açan Deutsche Bank'ın Türkiye ile ilk teması 1888 yılında Ankara-Haydarpaşa demiryolunun finansmanıyla başlarken banka bügün aracı kurumu, varlık yönetim şirketi, perakendede DD Mortgage ortaklığı ile full bankacılık hizmeti veriyor. Dünya üzerinde 1 trilyon Euro'luk bilanço büyüklüğünü yöneten Deutsche, 2000 yılından beri Türkiye'de bankacılık lisansı ile faaliyet gösteriyor. İlk şube açılışının 100'ncü yılı nedeniyle bir grup gazeteciyle biraraya gelen Deutsche Bank Türkiye Ülke Müdürü ve Genel Müdür Ersin Akyüz, Başekonomist Cem Akyürek, Küresel Bankacılık Direktörü Mustafa Bağrıaçık, Küresel Piyasalar Bölümü Müdürü Mert Haracçı ve Deutsche Securities MD CEO'su Ahmet Ünüvar bankanın Türkiye ile olan tarihsel bağını ve piyasalarla ilgili güncel değerlendirmelerini paylaştı. Sermayeyi güçlendirme dönemi Deutsche Bank Genel Müdürü Ersin AkyüzYaşanan krizin bütün bakış açılarını değiştirdiğini belirterek "Dönem sermayeyi güçlendirme dönemi. Dönem konsolide olma ve maliyetleri düşürme dönemi. Türkiye önemli bir ülke. Türkiye DNA'mızda var. 1909'da İstanbul şubesi açıldığında, Londra'dan sonra, Almanya dışında ilk Deutsche Bank'ın ilk şubesiydi. Altyapımız bir sonraki hamleyi yapmak için çok müsait. Ama konjonktüründe müsait olması lazım" dedi. Dünyanın önemli bir krizi yaşadığını global sistemin nereye oturacağının önemli olduğunu vurgulayan Akyüz, daha ortadan kalkması gereken çok belirsizlik olduğunu aktardı. Akyüz, krizden nasıl bir çıkış beklediklerinin sorulması üzerine ise 'W' beklemediğini ama 'V' de olmayacağını kaydederek "Bildiğimiz bir şey var en kötüsü geride kaldı" diye konuştu. Türk bankalarının da sendikasyonlarını roll ettiklerini ve önümüzdeki dönemde gelecek sendikasyonların da aynı şekilde çevrilmesini beklediklerini kaydeden Akyüz, seküritizasyon tarafının hala kapalı olduğunu ifade etti. Akyüz, "Belki de seküritizasyon tarafının açılması krizden çıkış işareti olacak" dedi. Bankanın sadece adı 'Alman' Akyüz, bankaların devletlerden mali yardılar aldığını ama Deutsche Bank'ın da aralarında olduğu bir kaç bankanın bu sürecin dışında kaldığını hatırlatarak "Deutsche Bank başarılı bir kriz yönetimi sergiledi. İyi manevra yapabilmek başarıdır" değerlendirmesinde bulundu. Bankanın gelirlerinin %80'lik bölümünün yatırım bankacılığından geldiğini ve %100'ünün halka açık olduğunu ifade eden Akyüz, "580 bin hissedar var. Bunların %99' birey. Bu bireylerin %55'i Alman ve %3'ten büyük kimin payı var dediğinizde Fransız Axa ve İsviçreli Credit Suisse var. CEO'muz Dr. Josef Ackermann ise İsviçreli" bilgisini verdi. Bankaların yaşayan vasiyetleri olmalı Dünyada genel olarak finansal mimarinin nereye oturacağının devletlerle bankaların ilişkinin nasıl bir düzlemde devam edeceğinin daha net olmadığını kaydeden Akyüz şöyle konuştu: "Bankalar aldıkları parayı hemen geri ödemeye çalıştılar ve ödediler ama bu olay bu kadar kolay hallolmayacak. Bu kriz bize şunu gösterdi. bankacılık sisteminde dolaylı bir devlet garantisi var. Sistem bankaların batmadığını gösterdi. Bir iki tanesi batıyor ama kalanı ayakta kalıyor. Bunu bir kaç sene evvel söyleseniz size sosyalist derlerdi. Bankacılık sisteminde doğal olarak aşırı bir kar var. Bu da sermayenin ucuza fonlanmasından kaynaklanıyor. sermaye ucuza fonlanıyor çünkü dolaylı olarak iflasa karşı bir devlet garantisi var. Mudiler ve teminatsız kreditörler için. Aslında LİBOR+200'den getiri sağlayan bir teminatsız alacaklı var ama o biliyor ki günün sonunda ne kadar teminatsız da olsa alacağının arkasında devlet var. Lehman'a el koydu ama onun dışında sermayelerini destekledi. Şu anda bankalarında yaşayan bir vasiyeti olsun diye konuşuluyor. Bankaların her gün dinamik vbir vasiyeti olsun sermaye ihtiyacı olduğu anda teminatsız alacaklıdan sermayeye otomatikman bir dönüşüm olsun ki banka hayatını aksatmadan devam edebilsin. Devlet ile özel sektörün bankacılıktaki kesişmesi nerede olacak hala belli değil. Vergiler gelecek mi? İsviçre'de nasibini alacak. Devletler gördüler ki İsviçre'ye giden para kendi ülkesinden çıkan para. Dolayısıyla ona da kontrol gelebilir." BDDK herkese eşit mesafede Deutsche Bank Küresel Bankacılık Direktörü Mustafa Bağrıaçık, küresel krizin patlak vermesinde ve kriz sürecinde dünya genelinde düzenleyici otoritelerin hatalarının görüldüğünü belirterek özellikle finans sektöründe yaşanan sıkıntıda regülatörlerin her bankaya aynı şekilde yaklaşmadığını, bunun da sıkıntıların artmasına neden olduğunu kaydetti. Bağrıaçık, Türk bankalarının krizi hasarsız çıkmasında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) uygulamalarının önemli rol oynadığının altını çizdi. BDDK'nın büyük-küçük demeden her bankaya aynı şekilde yaklaştığını kaydeden Bağrıaçık, "BDDK herkese eşit mesafede. Türkiye'nin avantajı bu oldu. Türkiye'de kıble belli. O da BDDK. Ancak BDDK'nın gösterdiği eşit davranışı dünyada diğer regülatörler sergileyemedi" diye konuştu. Piyasalarda dozu kaçmış bir iyimserlik var Deutsche Securities Menkul Değerler CEO'su Ahmet Raif Ünüvar, son aylarda piyasalarda yaşanan ralli için, "Dünya genelinde dozu kaçmış bir iyimserlik var. Anlamakta zorluk çekiyorum" dedi. Piyasalarda bir yıl önceye göre daha iştahlı yatırımcılar olduğunu kaydeden Ünüvar şöyle devam etti: "Bizim konuştuğumuz bazı yatırımcıların da bu ralliye katılamadığını görüyoruz. Ancak borsada şu anki seviyelerde aşırı bir iyimserlik var. Piyasalar krizi doğrulamayan seviyelerde. Borsada yükselişin sürmesi için Bankaların ikinci yarı karlarının en az ilk yarı kadar parlak olması ve sanayi şirketlerinin de bilançolarının iyi gelmesin gerekiyor. Ancak bu oldukça zor görünüyor." 2010 büyüme tahminleri %4,1 Deutsche Bank Türkiye Başekonomisti Cem Akyürek, Türkiye'nin 2009 yılında performansın altında büyürken 2010 yılında performansının üzerinde bir büyüme performansı sergileyebileceğini kaydetti. Akyürek, 2009 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 5,3 küçülmesini beklediğini belirterek bu tahminin içinde II. çeyrek için %7 küçülme beklentisi olduğunu da ifade etti. Akyürek, son gelen güven endeksleri ve sanayi endekslerinin %8-8,5 daralmayı işaret ettiğini bu durumda yıllık küçülme tahminini yukarı çekmek gereceğini anlattı. Akyürek 2010 için büyüme beklentilerinin de piyasa ortalamasının üzerinde olduğuna ifade ederek yüzde 4,1 olduğunu kaydetti.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/turkiye-dnamizda-var/261713