BANKALAR UZUN VADELİ BAKSINLAR
Albaraka Türk Genel Müdürü Büyükdeniz, "uzun vadeli düşünen, müşterisini yalnız bırakmayan bankalar krizden karlı çıkacak" dedi.
Albaraka Türk Genel Müdürü Adnan Büyükdeniz, kriz döneminde uzun vadeli düşünen ve bu dönemde müşterisini yalnız bırakmayan bankaların gelecekte karlı çıkacaklarını
belirterek, "Banka olarak bizim geçmiş krizlerde yardımcı olduğumuz
müşterilerimiz, bugün bizim en sadık, en güvenilir ve en fazla hacimle çalışan
müşterilerimizdir" dedi.
Büyükdeniz, Türkiye genelindeki 100'üncü şubelerinin açılışını yapmak
üzere geldiği Hatay'ın İskenderun ilçesinde AA muhabirine yaptığı açıklamada,
1985 yılında Türkiye'nin kar zarar esasına dayalı kurulan ilk bankası olarak
faaliyete başladıklarını ifade etti. O tarihten bu yana Türkiye genelinde
şubeleşmeye ağırlık verdiklerini ve İskenderun'da 100'üncü şubelerini açtıklarını
anımsatan Büyükdeniz, bu şubelerden 40'ının İstanbul'da geri kalanının ise
Anadolu'nun çeşitli kentlerinde olduğunu, şube sayılarını artırmaya devam
edeceklerini bildirdi.
Küresel mali krizden dolayı Türk ekonomisindeki gelişmeleri yakından
takip ettiklerini ifade eden Büyükdeniz, "Türk ekonomisindeki yavaşlama süreci
2006 yılından sonra başladı. Biz o günden bu yana gerek müşteri portföyümüzü,
gerek teminat yapısını gözden geçirerek, bugünlere hazır hale geldik" diye
konuştu.
Büyükdeniz, temkinli politikalarıyla bilinen bir banka olduklarını
belirterek, şunları kaydetti:
"Agresif politikası olmayan, aktif kalitesine önem veren, karlılıkla
büyüme arasında sürdürülebilir dengeyi her zaman gözeten bir kurumuz. Biz bu
krize finansal rasyoları sağlam, sermaye yeterliliği Türkiye ortalamasının
üzerinde bir kurum olarak girdik. Bugün Türkiye'de gerek karlılık, gerek sermaye
yeterliliği gerekse tahsili gecikmiş alacak oranı olarak en yeterli durumda olan
bankalardan biriyiz.
Banka olarak bugüne kadar birkaç kriz yaşamış, bunları müşterilerimizle
birlikte atlatmış kurumuz. Kriz tecrübemiz son derece zengin. Biz krizleri,
ülkenin ortak kaderi olarak görüyoruz. Bu kaderin, banka ve müşterisi tarafından
paylaşılması gerekir diye düşünüyoruz. Bu krizin yükünü sadece müşterilerinizin
sırtına yükleyemezsiniz. Albaraka olarak iyi niyetli, ödeme gücü olan fakat
geçici olarak sıkıntıya düşmüş ve uzun vadede toparlayabilecek müşterilerimizle
yeniden ödeme planları yaparak, yeniden yapılandırma yaparak birlikte bu krizi
aşmaya çalışıyoruz. Bu dönem, bir banka açısından likit olmayı gerektiren bir
dönem. Burada likit kalmakla, müşteriyi kredilendirmek arasında bir denge
kurulması gerekir. Biz bu dönemde likit varlıklarımızı arttırdık ama bu
müşterimizle olan kredi çalışmalarımızda gözle görülür bir olumsuzluk yaratmadı.
Performansını bildiğimiz müşterilere kredi sürecimiz devam ediyor."
"Yağmurlu günde şemsiyeyi geri alırsanız, müşteriniz bunu unutmuyor"
diyen Büyükdeniz, "piyasada uzun vadeli kalacaksanız, uzun vadeli düşünmek
zorundasınız. Krizler kalıcı değildir, şu veya bu şekilde atlatılacak. Krizler
atlatıldığında müşterinin hafızasında bu dönemde hangi bankayla ne tür ilişkiler
yaşadığı canlı olarak kalır" dedi.
Büyükdeniz, uzun vadeli düşünen, bu dönemde müşterisini yalnız bırakmayan
bankaların krizden karlı çıkacağını belirterek, "ben tecrübelerimden biliyorum
ki, geçmiş krizlerde yardımcı olduğumuz müşterilerimiz, bugün bizim en sadık, en
güvenilir ve en fazla hacimle çalışan müşterilerimizdir. Bankacılara tavsiyem,
olaya kısa vadeli, biraz da panikleme havası içinde bakmamaları, uzun vadeli
perspektif içinde bakmaları" diye konuştu.
-"GÜVEN KRİZİ"-
"Bu krize bir ad koyacaksak bunun adı güven krizi" diyen Büyükdeniz,
"Çünkü, bankacılık sektöründe de reel sektörde de güven problemini yaşıyoruz"
dedi.
Güven probleminin psikolojik bir sorun olduğunu anlatan Büyükdeniz, şöyle
devam etti:
"Bir yönüyle kolay, bir yönüyle zor çözülebilecek bir problem. Hükümetin
mali politika konusunda yapabilecekleri belli. Ama ben enflasyon kaygısı kadar
büyüme kaygısının da ön planda olması gerektiğine inanıyorum. Diğer ülkelerde de
bu görülüyor. Çünkü ekonomi durgunluğa girerse, çıkarılması hem daha uzun sürer
hem daha maliyetli olur. Hükümetin çok düşük enflasyon hızında ısrarı, belki
bugün için pek geçerli bir ısrar olmayabilir. Hükümetin bankacılık sektörüne
güveni artırıcı önlemler üzerine çalıştığını düşünüyorum.
Ayrıca, bankacılıkta mevduata yüzde 100 güvenceye karşıyım. Geçmişte bu
konuda ahlaki riziko ve piyasa disiplininin zayıflaması gibi çok acı tecrübeler
yaşandı. Ama, istisna dönemler istisna politikaları gerektiriyor. Kriz dönemi
atlatılana kadar mevduata tam güvence verilebilir. Bunun sakıncası olmadığını
düşünüyorum. Bugün Türk bankacılık sistemi geçmişteki gibi değil. Riskleri daha
iyi tanıyan, alacağı riski daha iyi bilen bir sistem var. Dolayısıyla, geçmiş
dönemin kaygıları bugün daha az geçerli. Kriz döneminde bankaların
müşterilerinden yapılacak tahsilatlarda ister istemez yavaşlama ve gecikmeler
görülüyor. Bu olacak ve hatta artacaktır. İşte bu dönemlerde bankaların yükünü
hafifletici bazı önlemler alınmalı. Munzam karşılıklar konusunda Merkez Bankası
(MB) geçtiğimiz günlerde olumlu bir adım attı. Bu birkaç puan daha aşağı
alınabilir diye düşünüyorum. Çünkü bugün bankacılık sistemi likidite sıkışıklığı
yaşıyor. Çarkların dönmesi açısından likidite sağlamak önemli. Bunda da MB önemli
bir rol oynayabilir."
Büyükdeniz, küresel mali krizin 2009'da etkisini hissettirmeyi
sürdüreceğini, 2010 itibariyle de aşılabileceğini düşündüklerini sözlerine
ekledi.