Yazdır

BANKALAR UZUN VADELİ BAKSINLAR

Tarih: 18 Aralık 2008 - 11:27

Albaraka Türk Genel Müdürü Büyükdeniz, "uzun vadeli düşünen, müşterisini yalnız bırakmayan bankalar krizden karlı çıkacak" dedi.

Albaraka Türk Genel Müdürü Adnan Büyükdeniz, kriz döneminde uzun vadeli düşünen ve bu dönemde müşterisini yalnız bırakmayan bankaların gelecekte karlı çıkacaklarını belirterek, "Banka olarak bizim geçmiş krizlerde yardımcı olduğumuz müşterilerimiz, bugün bizim en sadık, en güvenilir ve en fazla hacimle çalışan müşterilerimizdir" dedi. Büyükdeniz, Türkiye genelindeki 100'üncü şubelerinin açılışını yapmak üzere geldiği Hatay'ın İskenderun ilçesinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1985 yılında Türkiye'nin kar zarar esasına dayalı kurulan ilk bankası olarak faaliyete başladıklarını ifade etti. O tarihten bu yana Türkiye genelinde şubeleşmeye ağırlık verdiklerini ve İskenderun'da 100'üncü şubelerini açtıklarını anımsatan Büyükdeniz, bu şubelerden 40'ının İstanbul'da geri kalanının ise Anadolu'nun çeşitli kentlerinde olduğunu, şube sayılarını artırmaya devam edeceklerini bildirdi. Küresel mali krizden dolayı Türk ekonomisindeki gelişmeleri yakından takip ettiklerini ifade eden Büyükdeniz, "Türk ekonomisindeki yavaşlama süreci 2006 yılından sonra başladı. Biz o günden bu yana gerek müşteri portföyümüzü, gerek teminat yapısını gözden geçirerek, bugünlere hazır hale geldik" diye konuştu. Büyükdeniz, temkinli politikalarıyla bilinen bir banka olduklarını belirterek, şunları kaydetti: "Agresif politikası olmayan, aktif kalitesine önem veren, karlılıkla büyüme arasında sürdürülebilir dengeyi her zaman gözeten bir kurumuz. Biz bu krize finansal rasyoları sağlam, sermaye yeterliliği Türkiye ortalamasının üzerinde bir kurum olarak girdik. Bugün Türkiye'de gerek karlılık, gerek sermaye yeterliliği gerekse tahsili gecikmiş alacak oranı olarak en yeterli durumda olan bankalardan biriyiz. Banka olarak bugüne kadar birkaç kriz yaşamış, bunları müşterilerimizle birlikte atlatmış kurumuz. Kriz tecrübemiz son derece zengin. Biz krizleri, ülkenin ortak kaderi olarak görüyoruz. Bu kaderin, banka ve müşterisi tarafından paylaşılması gerekir diye düşünüyoruz. Bu krizin yükünü sadece müşterilerinizin sırtına yükleyemezsiniz. Albaraka olarak iyi niyetli, ödeme gücü olan fakat geçici olarak sıkıntıya düşmüş ve uzun vadede toparlayabilecek müşterilerimizle yeniden ödeme planları yaparak, yeniden yapılandırma yaparak birlikte bu krizi aşmaya çalışıyoruz. Bu dönem, bir banka açısından likit olmayı gerektiren bir dönem. Burada likit kalmakla, müşteriyi kredilendirmek arasında bir denge kurulması gerekir. Biz bu dönemde likit varlıklarımızı arttırdık ama bu müşterimizle olan kredi çalışmalarımızda gözle görülür bir olumsuzluk yaratmadı. Performansını bildiğimiz müşterilere kredi sürecimiz devam ediyor." "Yağmurlu günde şemsiyeyi geri alırsanız, müşteriniz bunu unutmuyor" diyen Büyükdeniz, "piyasada uzun vadeli kalacaksanız, uzun vadeli düşünmek zorundasınız. Krizler kalıcı değildir, şu veya bu şekilde atlatılacak. Krizler atlatıldığında müşterinin hafızasında bu dönemde hangi bankayla ne tür ilişkiler yaşadığı canlı olarak kalır" dedi. Büyükdeniz, uzun vadeli düşünen, bu dönemde müşterisini yalnız bırakmayan bankaların krizden karlı çıkacağını belirterek, "ben tecrübelerimden biliyorum ki, geçmiş krizlerde yardımcı olduğumuz müşterilerimiz, bugün bizim en sadık, en güvenilir ve en fazla hacimle çalışan müşterilerimizdir. Bankacılara tavsiyem, olaya kısa vadeli, biraz da panikleme havası içinde bakmamaları, uzun vadeli perspektif içinde bakmaları" diye konuştu. -"GÜVEN KRİZİ"- "Bu krize bir ad koyacaksak bunun adı güven krizi" diyen Büyükdeniz, "Çünkü, bankacılık sektöründe de reel sektörde de güven problemini yaşıyoruz" dedi. Güven probleminin psikolojik bir sorun olduğunu anlatan Büyükdeniz, şöyle devam etti: "Bir yönüyle kolay, bir yönüyle zor çözülebilecek bir problem. Hükümetin mali politika konusunda yapabilecekleri belli. Ama ben enflasyon kaygısı kadar büyüme kaygısının da ön planda olması gerektiğine inanıyorum. Diğer ülkelerde de bu görülüyor. Çünkü ekonomi durgunluğa girerse, çıkarılması hem daha uzun sürer hem daha maliyetli olur. Hükümetin çok düşük enflasyon hızında ısrarı, belki bugün için pek geçerli bir ısrar olmayabilir. Hükümetin bankacılık sektörüne güveni artırıcı önlemler üzerine çalıştığını düşünüyorum. Ayrıca, bankacılıkta mevduata yüzde 100 güvenceye karşıyım. Geçmişte bu konuda ahlaki riziko ve piyasa disiplininin zayıflaması gibi çok acı tecrübeler yaşandı. Ama, istisna dönemler istisna politikaları gerektiriyor. Kriz dönemi atlatılana kadar mevduata tam güvence verilebilir. Bunun sakıncası olmadığını düşünüyorum. Bugün Türk bankacılık sistemi geçmişteki gibi değil. Riskleri daha iyi tanıyan, alacağı riski daha iyi bilen bir sistem var. Dolayısıyla, geçmiş dönemin kaygıları bugün daha az geçerli. Kriz döneminde bankaların müşterilerinden yapılacak tahsilatlarda ister istemez yavaşlama ve gecikmeler görülüyor. Bu olacak ve hatta artacaktır. İşte bu dönemlerde bankaların yükünü hafifletici bazı önlemler alınmalı. Munzam karşılıklar konusunda Merkez Bankası (MB) geçtiğimiz günlerde olumlu bir adım attı. Bu birkaç puan daha aşağı alınabilir diye düşünüyorum. Çünkü bugün bankacılık sistemi likidite sıkışıklığı yaşıyor. Çarkların dönmesi açısından likidite sağlamak önemli. Bunda da MB önemli bir rol oynayabilir." Büyükdeniz, küresel mali krizin 2009'da etkisini hissettirmeyi sürdüreceğini, 2010 itibariyle de aşılabileceğini düşündüklerini sözlerine ekledi.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/bankalar-uzun-vadeli-baksinlar/254458