TÜRKİYE’DE BANKACI OLMAK ZOR
Bir bankacının “zor meslek” dediği bankacılıkla ilgili tespitleri ise şöyle:
Zordur Türkiye’de bankacı olmak. Dışarıdan bakıldığında, mesleğin içinde olmayanlar için rahat meslektir. İnsanlar şubelerin kapanmasıyla bankacının mesaisinin bittiğini ve evine döndüğünü düşünür. Halbuki mesai bankacı için yeni başlamaktadır. Bankacı denince şık giyimli, dolgun maaşa sahip insanlar akla gelir. E bankalar bu kadar yüksek karlar açıklarken, onları aç bırakacak değil ya. Halbuki durum aslında öyle değildir. Yüksek karlar açıklayan ve karlarını her sene katlayan bankalar iş maaş zammına gelince çalışanlarına karşın oldukça cimridir. Çoğu çalışan uzun zamandır çift haneli yıllık zam görememiştir. Bir bahane vardır elbet, ya gelecek sene çetin geçecektir, ya herkes eleman çıkartıyorken senin hala çalışıyor olman bir lütuftur, ya da gelecek seneki enflasyon beklentisi düşüktür. Bankacılıkta iyi para kazanmak sadece en tepedeki birkaç pozisyonla sınırlıdır. Diğerlerinin kazancı diğer sektörlerle karşılaştırıldığında hiç de cazip değildir. Bankanın başarıları, elde ettiği yüksek gelirler sizin durumunuzu etkilemez, ama bankanın yaşadığı en ufak bir sıkıntı hemen size yansır. Çoğu yeni mezun bankacı ancak ailesinin yardımı ile finansal olarak ayakta durabilir. Ha bu arada bankacının masrafı da çoktur. Her daim en kalitelisinden takım elbiseler (ya da kadınlar için şık elbiseler) giymek zorunludur. Yazın en bunaltıcı sıcağında dahi o kravatı çıkartamazsınız, buram buram terlersiniz. Her daim bakımlı olmak zorundasınızdır. Kadınsanız öyle bakımsız, saçlar yapılmamış, makyajsız gelemezsiniz. Bütün bunlar bir bankacı için zorunluluktur. Bu bakımların masrafı bankanın derdi değildir. Bir bankacı donanımlı olmak zorundadır. Bir bankacı hem bankacılığın tüm öğelerini bilmek zorunda olduğu gibi, aynı zamanda iyi bir hukukçu, ekonomist, gündemi çok iyi takip eden biri olmalı, ofis programlarını üst düzey kullanmak zorunda olduğu gibi, yabancı dile/dillere de hakim olmalıdır. Bütün bu donanımlar iyi bir eğitim yatırımı gerektirdiği halde, karşılığını uzun yıllar alamazsınız. Mülakatlarda sizin hobileriniz sorulur, komik bir sorudur. Çünkü bankacının hobileri olsa da onlarla uğraşacak vakti çoğu zaman olmaz. Bankacının özel hayatı da sınırlıdır. Özel hayat da ne ola ki. Bir kursa gitmeye kalksanız, belirli bir zaman sonra bırakmak zorunda kalırsınız. Çünkü çoğu zaman başlangıç saatine yetişemediğiniz için, o kurs belirli bir zaman sonra anlamsız hale gelir. Cumartesi, Pazar çalışma olasılığı ise sıradan bir vakadır. Şöyle bir gönül rahatlığı ile saat 18:00’da işten çıkamazsınız. Size kötü gözle bakarlar, sorumsuz damgası yersiniz. Saat 18:00 dan sonra çıkabilmek için izin almak zorunda olduğunuz bankalar da vardır. 18:00’da çıkmak için sağlam bir sebebiniz olmalıdır. Öyle arkadaşlarla buluşacağım, sinemaya gideceğim, spora, kursa gideceğim gibi zırva sebepler bankacının sosyal hayatının iş hayatını engellediği yönünde yorumlanır. 18:00’da çıkanlar ilk başta yarı zamanlı mı çalışıyorsun şeklinde hafif şaka yollu uyarılır, eğer bu sık gerçekleşiyorsa, iş ciddi hale gelir ve yetersiz performans gösteren eleman konumuna düşersiniz, isterseniz işinizi tam ve eksiksiz bir şekilde gerçekleştirin. Siz işiniz tam ve eksiksiz yapıyorsanız ve 18:00’da çıkıyorsanız, aslında daha çok iş yapma kapasitesine sahipsinizdir ve bunu banka için kullanmıyorsunuzdur. Düşündükten sonra herkes için elbette yapılacak ek işler bulunabilir. İşinizi yaparken zaman sınırlaması yoktur, gerekirse sözde mesai bitimi olan 18:00 dan sonra saatlerce çalışabilirsiniz. Öğle tatilini kullanamıyor oluşunuz da olası bir durumdur. İş vardır, yapılmalıdır, ertelenemez. Evliyseniz, çoğu akşam karınızı kocanızı göremezsiniz. Eve geç gelirsiniz ve o kadar yorgun olursunuz ki, ancak yatmaya vaktiniz kalır. Çocuğunla hafta içi hiç zaman geçirmeden haftayı kapatmak zorunda kalan birçok bankacı vardır. Hamilelik sonrası da sorunludur, öyle yasal hakkınız olan süt iznini gönül rahatlığı ile kullanamazsınız. Stresten çocuğunu düşüren, sütten kesilenler de görülmeyen vakalar değildir. Bankacı çocukları zaten bakıcılar, anneanne ve babaanneler elinde büyür daha çok. Ha unutmadan söyleyeyim bu ekstra çalışmalar turizm tabiriyle ‘’all inclusive’’ dir. Yani size ödenen maaşa dahildir ve hiçbir şekilde ek bir ücret ödemesi yapılmaz, çalışma saatlerinin üst limiti de yoktur. Banka size bir maaş ödemektedir ve sizin zamanınızı artık istediği gibi kullanabilir. Aslında kölelik düzenidir. Bankacılığın çalışma saatlerini anlamak için banka genel müdürlüklerine gece geçerken bakmanız yeterlidir. Çoğu işyeri çoktan kapanmışken, banka binalarının ışıkları ışıl ışıl yanmaya devam eder.. Yıllık izin almak da zordur. İzne çıkmak kolay değildir. Size verilen izin hakkınız olduğu halde çoğu zaman bir lütuf olarak sunulur. Bazı durumlarda yılda 1 hafta izin kullandığınızda kendinizi mutlu hissedersiniz. Bankacılıkta her ortam çok çalışmayı gerektirir. Ortam ve ekonomi iyiyse kredi talepleri çoğalır ve gelen taleplerin işleme sokulması ve değerlendirilmesi ek bir iş yükü getirir. Eğer ortam kötüyse, ekonomi kötüye gidiyorsa bu seferde bankacı kendi geleceğini mi düşünsün, yoksa verdiği kredilerin geleceği ne olacak onu mu düşünsün şaşırır. Hemen portföy taramaları başlar. Yani bankacı iyi zamanda da, kötü zamanda da çok çalışır. Her firmanın derdi, her firmanın başına gelen bankacının da sorunudur, derdidir. Döviz yükselir bankacının portföyü etkilenir, iner etkilenir. Bankacı hiçbir olayı dışarıdan takip edemez, her olayın içindedir. Diğer insanlar o gelişmeleri hobi olarak takip ederken, bankacının işi olur o gelişme. Hep bu olay benim hangi firmalarımı etkiler diye düşünmek zorundadır. Öyle herhangi bir malı satmaya benzemez bankacılıkta ürün satmak. Müşteri ile vedalaşamazsınız, malı satar satmaz ya ödenmezse endişesi alır. Kolay değil, riskli iştir. Öyle kredi battıysa battı ne yapalım kısmet değilmiş diyemezsiniz. O kararın altında imzanız varsa mal varlığınız tehlikeye girer, hapis cezası bile olasıdır. Bankalar çoğu zaman küçük işletmelere kredi vermediği için eleştirilir. Ama bankacı aynı zamanda müşterisinden topladığı mevduatı da korumak zorundadır. O küçük işletmeye verilen para battığında kimse canın sağ olsun önemli olan ekonomiyi desteklemek, böyle kazalar olabilir demez, nerede benim param der haklı olarak. Bankacılık çok stresli meslektir, kısa sürede yıpratır insanı. Sendikası da yoktur gelişmiş ülkelerde olduğu gibi sizin haklarınızı koruyacak. Zaten bankacının aslında bir hakkı yoktur. Kurumun inisiyatifindedir tüm hakları. Bütün bunlardan sonra e kardeşim madem bu kadar rahatsızsın, e o zaman bırak bu mesleği neden halen devam ediyorsun diyebilirsiniz. Ama bankacılık mafya gibidir. Bir girerseniz bir daha çıkmanız zordur. Birkaç sene geçtikten sonra bankacılık üstünüze bir etiket olarak yapışır ve herkes sizi artık bankacı olarak görür ve başka mesleklere yakıştırmaz, sen bankacısındır ve bankacı kalmalısındır. Bankacının başka meslekleri icra etmekte zorlanacağı düşünülür. Bankacının toplumdaki imajı bu yöndedir. Mesleğe girdikten sonra çoğu çalışan gerçekleri kavrar ve mesleğini değiştirmek, kariyerini farklı şekilde yönlendirmek için çabalarda bulunur ama ancak çok azı kurtarır kendini, gerisi tüm çırpınmalarına rağmen kalır sektörde.
Ömer Aras, QNB Bank yönetim kurulundan ayrılıyor
Kredi kartı kullananlar dikkat: Son 10 gün!
TEB "Kaza veya Hastalık Sonucu Hastane Gündelik Teminatı"nı sunmaya başladı
DenizBank yurt dışından 400 milyon dolar tutarında kaynak temin etti
QNB Türkiye kredi dünyasıyla yeni tanışacaklar için ilk adımı kolaylaştırıyor
Rusya’da bankalardan büyük transferlere yeni denetim
Hakan Aran: İşletmelerimizde %20 verimlilik artışı olduğunu görüyoruz
Aran: Bu zorlu dönemin nasıl geçtiği unutulmamalı
Yapı Kredi, CDP 2025'te Global A Listesi'nde
BDDK, katılım esaslarına ilişkin usul ve esasları düzenledi
Garanti BBVA, kasım ayı kart verilerini açıkladı: E-ticaret harcamalarında %47’lik artış
Kredi kartı limitleri harcamalardan daha hızlı büyüdü
| Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
|---|---|---|---|
| AKBNK | 72,80 | 1,39 | 378.560.000.000,00 |
| ALBRK | 8,25 | 0,49 | 20.625.000.000,00 |
| GARAN | 144,00 | 1,41 | 604.800.000.000,00 |
| HALKB | 36,34 | 1,79 | 261.094.834.046,28 |
| ICBCT | 13,53 | -1,60 | 11.635.800.000,00 |
| ISCTR | 14,06 | 0,29 | 351.499.578.200,00 |
| SKBNK | 7,86 | -4,38 | 19.650.000.000,00 |
| TSKB | 12,96 | -0,69 | 36.288.000.000,00 |
| VAKBN | 31,06 | 1,30 | 307.988.522.504,38 |
| YKBNK | 37,24 | 1,09 | 314.568.189.816,16 |
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.