Zordur Türkiye'de bankacı olmak

12 / 17

---

EMEKLİ BANKACI
Emekli bankacı da yazı dizisine şu görüşlerle katkı sağlıyor:
Hazine gelirlerinin düşmesiyle birlikte bankacılıktan kar etme isteği ile banka çalışanlarının üzerinde satış hedef baskısı oldukça arttı. Bu arada 1998-2001 krizlerinde sektörün tecrübeli kadroları sektör dışına itildi veya çıkarıldı. Akabinde genç ve tecrübesiz, daha düşük ücrete razı olan bankacılar ile yol alındı. Bunlara da yaptırılan tek şey satış becerilerini artırma tavsiyesi oldu. Dolayısıyla niteliksiz bir genç bankacı profili üredi.  Sektöre yabancı kurum kültürünün de gelmesiyle birlikte sektörde sadece çalışandan istenen satış ve kar haline geldi. Bu da çok ciddi manevi baskı yarattı. Ülkede işsizliğin artmasıyla çalışanlar işleriyle tehdit edildi. Duygusal taciz uygulanarak çalışanlara işlerini yapmaya zorlandı. Faizlerin düşmesiyle birlikte bankacılık ürünlerinden kar elde edilmeye çalışıldı. Özellikle bu alanda sigorta ile ilgili işlemler önem kazandı. Öyle günler oldu ki “şu kadar satış yapmadan bankadan çıkamazsınız” mesajlarına maruz kaldık ve hakikaten çıkamadık. Kısa sürelerde koyulan hedefleri gerçekleştirmeye zorlanmış olmak asıl mesele. Bazı ürünlerin yanında bunların müşteriye dayatılması da önemli bir durum. Beklide müşterinin bilgisi haricinde yapılıyor olması daha kötü bir durum. Bankacılığın artık tencere satıcılığından farkının bıraktırılmayışı, itibarını yitirilmesi sektör için önemli bir sorun.