Yazdır

AKTOB Başkanı Kavaloğlu: Antalya gibi başka bir resort havalimanı yok

Tarih: 02 Temmuz 2025 - 08:55

Her geçen yıl AB’nin devlerine, Akdeniz’den Karadeniz’e kıyısı olan ülkelere korku salan Türk turizmi, savaşların getirdiği kayıplara rağmen başta Antalya ile rakiplerine meydan okuyor. Kaan Kaşif Kavaloğlu Türkiye’ye yönelik tatil iştahını anlatıyor.

VOLKAN KARSAN - FINANSINGUNDEMI.COM / KAZANDIRAN SOHBETLER

Turizm ülkemizin bacasız sanayisi… Ancak dünyadaki ateşi yükselten gelişmelerden çok çabuk etkilenebilen, kırılgan bir sektör… Onlarca farklı sektöre dolaylı getiri sağlayan turizm geçtiğimiz yıllarda terörden, Ukrayna Rusya savaşından, AB’nin Türkiye siyasetine bakışından çok zaman olumsuz etkilendi. 2024’te umut vaat eden rakamlara ulaşıldı, 2025’te çok daha iyileri beklenirken bu kez İsrail İran birbirine girdi. Antalya turizmimizin aynası, amiral gemisi… Bu yıl nasıl bir sezon yaşarız, yılı nasıl tamamlarız diye merak ettiklerimizi, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği’nin (AKTOB) Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu’na sorduk:

“BİZİM BUNDAN BEŞ YIL ÖNCEKİ BİR NUMARALI KAYNAK PAZARIMIZLA ÜÇ NUMARALI KAYNAK PAZARIMIZIN SAVAŞI HALA SÜRÜYOR”

- Sayın Kavaloğlu, Antalya İsrail-İran savaşından önce 2025 yılına turizm açısından nasıl bakıyordu? Şu anda neler yaşanıyor?

- Antalya geçen sene gelen transit yolcular ve gurbetçiler (Avrupalı Türkler) dahil toplam sayı olarak 17 milyon kişiyi geçmişti… Bu yılki hedefimiz de 18 milyonu geçmekti. Ancak etrafımızdaki bunca jeopolitik olaydan sonra bence bu seneki hedefimiz yine de geçen seneyi yakalayıp geçmek olmalı
Biz bu arada 2024’te de İsrailli turistsiz bir sene geçirdik. Zaten İsrail'le turistik bir ilişkimiz kalmamıştı. İran devam ediyordu. İranlı turist sayısı bu sene Nevruz'da da yüzde 40 aşağıda gerçekleşti çünkü onlar da böyle bir gerilimin farkındaydılar.

Ama takdir edersiniz ki Rusya-Ukrayna savaşı yani bizim bundan beş yıl önceki bir numaralı kaynak pazarımızla üç numaralı kaynak pazarımızın savaşı hala devam ediyor. Dolayısıyla bütün bunların içerisinde bu sene 31 Mayıs dahil geçen seneyle karşılaştırdığımızda Ruslar ve Almanlar yüzde 6 geride gözüküyor. İngiltere ve Polonya da artıda gözüküyor.
Dolayısıyla bu sene artık son gelişmelerden sonra geçen seneki rakamları geçmeyi başarı sayıyorum diyebiliriz.

“AVRUPALI TÜRKLER DEDİĞİMİZ GURBETÇİLERE BAKTIĞIMIZDA ONLARIN KENDİ ANA VATANLARINDA TATİL YAPMA İŞTAHLARI DEVAM EDİYOR”

- Antalya iç turizmde gün geçtikçe artış yaşayan bir kent bildiğim kadarıyla. İç turizm ve gurbetçi turizminde böyle bir artı var diyebilir miyiz?

- İç turizm ve gurbetçi turizm ikisi de çok farklı değerlendirilmesi gereken konular. İç turizmle ilgili şöyle, sabit maliyetleri Türk Lirası olan turizmin otelcilik sektörü, sabit kur politikası enflasyonist baskıyla TL giderlerinin arttığı ama gelirlerinin artmadığı bir sistemde kârlılıkların düştüğü bir sektör haline geldi.

Euro bazında Avrupa pazarına, Rusya pazarına pandemi sonrası bazı zamlar yaptık. Türk Lirası bazında da belli bir oranda fiyatlarımızı arttırdık. Ama fiyatlarımız halen daha -Antalya'da her bütçeye uygun tesis olduğu için o anlamda- uygun. Bu anlamda ülkedeki ekonomik refah seviyesinin yükselmemesine rağmen Antalya'da ve Türkiye'de yurt içi pazar satışları kötü değil. Ama Avrupalı Türkler dediğimiz gurbetçilere baktığımızda ikisini çok farklı el almak lazım.

Onların kendi ana vatanlarında tatil yapma iştahları devam ediyor. İki tane büyük şansımız oldu 2025 yılı için. Ramazan Bayramı tatili Paskalya tatiliyle peş peşe geldi. Kurban Bayramı tatili de Pfingsten yani Hamsin Yortusu tatilleriyle peş peşe geldi.

Dolayısıyla özellikle Almanya'da yaşayan gurbetçiler çok ciddi bir rezervasyon yapma imkanına sahip oldular. Bu arada da geçen sene bir milyondan fazla Avrupalı Türk tatil için Antalya'yı tercih etti. Dolayısıyla benim bütün bu verdiğim rakamların hepsi sadece Antalya için geçerlidir. Bu yılda azalmadığını görüyoruz. O bizi mutlu ediyor. Avrupalı Türkler’in Antalya'da tatil yapma hevesleri devam ediyor ve bu da çok değerli bizim için.

Dolayısıyla yurtdışı pazarla ikisini ayırt ediyoruz. İkisi de Türk kökenli kaynaklar ama dediğim gibi iç pazar diye adlandırdığımız sistemle Avrupa'da yaşayan Türkler’in sistemi farklı.

Bir örnek daha vermek isterim: Yurt içi pazarın ortalama günü 4-5 gün. Avrupa'da yaşayan Türklerin konaklamaları 7-10 gün arası. Avrupa'da genellikle 8,5 günü buluyoruz biz. Son dönemde biraz azalmasına rağmen, iyi bir süre diyebilirim.

“ÜLKEMİZİN FARKLI BÖLGELERİNE TURİZM YATIRIM YAPMAK VE O BÖLGELERİ TURİZM ANLAMINDA, YATIRIM ANLAMINDA DESTEKLEMEK ÇOK ÖNEMLİ”

- Antalya'nın biraz dışına çıkarsak Türkiye'de turizm eskisine oranla daha bir çeşitlenmeye başladı sanki yanılıyor muyum?

- Ben yine Antalya içinde kalarak konuşayım.  Turizmin hem mevsimsellik engelini ortadan kaldırabilmek hem de elimizdeki istihdam gücünün devamlılığını, sürülebildiğini sağlamak için turizmin çeşitlendirilmesi gerektiğini gördük.

Dolayısıyla bu anlamda özellikle spor turizmi - golf turizmi, futbol kampları çok önemli, sağlık turizmi, M.I.C.E. turizmi dediğimiz (Meetings, Incentives, Conferences, Exhibitions) yani toplantı, seminer, kongre turizmi de alternatif turizm imkanlarından bazıları. Dolayısıyla hem turizmin mevsimsellik engelini ortadan kaldırmış oluyoruz hem de çeşitlendirerek sezonu uzatmış oluyoruz.

- Antalya'ya yeni yatırımlara ihtiyaç duyuyor mu?

- Benim şahsi fikrim, duymuyor... Antalya'da bana göre bu anlamda bir doygunluk var. Ülkemizin farklı bölgelerine turizm yatırım yapmak ve o bölgeleri turizm anlamında, yatırım anlamında desteklemek bana göre şu an için daha önemli.

“HER ZAMAN DA SÖYLÜYORUZ, ANTALYA’SIZ VE TÜRKİYE’SİZ BİR DÜNYA TURİZMİ, BİR AKDENİZ TURİZMİ DÜŞÜNÜLEMEZ”

- Dünya’nın çeşitli ülkeleri ile karşılaştırıldığında Antalya özellikle tesis ve hizmet olarak birçok ülkeyi geride bırakacak bir konumda değil mi?

- Gelen turist sayısı açısından Antalya Havalimanı yaklaşık 16,5 milyonun üzerindeki yabancı ve yaklaşık 7 milyon da yerli turistten oluşan 23 milyon kişiyle çok ciddi bir anlamda ilk 5'e giren bir havalimanı. Özellikle resortda bir numaralı havalimanı. Bu anlamda konsantre başka bir resort havalimanı yok.

Her zaman söylüyoruz, dünyanın en güzel, en değerli coğrafyasında yaşıyoruz. Tabii ki bu coğrafyada yaşamanın bazı bedelleri var. Ama her zaman da söylüyoruz, Antalya’sız ve Türkiye’siz bir dünya turizmi, bir Akdeniz turizmi düşünülemez.

Dolayısıyla muadili olan ülkelerle yani rakip destinasyonlara baktığımız zaman, Türkiye'nin ve Antalya'nın rekabet ettiği hedef pazar ülkeler var. Bunlar İspanya, Fransa, İtalya ve Yunanistan. Bunlarla rekabet ediyor ama işte Avrupa Birliği'nin kendi içerisindeki normlarıyla Avrupa Birliği üyesi ülkeler için yaratmış olduğu bir turizm etkisi var. Bu etkiyi (nüfusu) kendi içinde kullanmaya çalışıyor.
Yaklaşık Antalya'ya 4 saatlik uçuş mesafesinde de 900 milyona yakın insan yaşıyor. Bu bizim için zaten hedef kitle. Şöyle Antalya'ya pergelin tam ucuna batırıp da yaklaşık saatli uçuş mesafelerine göre bir daire çizdiğinizde çok önemli bir coğrafyada Antalya, çok merkezi bir noktada. Bu anlamda çok kolay vazgeçilebilir bir destinasyon değil.

Ama tabii ülkemizin içinde bulunduğu gerek konjonktür, gerekse ekonomik göstergelerin arada sırada farklı seyretmesi turizmci olarak bizi zor durumda bıraktığı dönemler oluyor. Ama eskiden bütün riskler, bütün problemler daha bize özgü gibi gözüküyordu. Ama daha sonra öğrendik ki aslında problemlerin hepsi globalmiş. Sadece bize özgüymüş gibi gösteriliyormuş zamanında. Şimdi bakıldığında tüm dünyanın problemleri, bizim yaşadığımız problemler. Sadece yakın coğrafyamızda yaşanan bu gerginlikler tabii turizmin ana nüvesi olan rahat edebilme ve tatil yapabilme huzurunu biraz etkiliyor diyebilirim.

“ESAS TURİZM ANLAMINDA BİZİM İÇİN EN ÖNEMLİ SAVAŞ, UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI, BU SAVAŞIN BİTMESİ BİZİM İÇİN ÇOK FARKLI, ARTI DEĞERDE...”

- Tekrar çevremizdeki gerginliklere dönersek kısa ve orta vadeyi nasıl görüyorsunuz?

- İsrail-İran savaşı eninde sonunda bitecek. Çok uzun sürebilecek bir savaş olmaması üzerine duruyoruz. Esas turizm anlamında bizim için en önemli savaş, Ukrayna-Rusya savaşı.
Bu savaşın bitmesi bizim için çok farklı, artı değerde... Rusya-Ukrayna Savaşı'nın bitebilme ihtimali bile gözlerimizi parlatmıştır. Onun için bunun bir an önce bitmesini arzu ediyoruz.

- Aslında bu gerginlikler olmasa Antalya'nın kolay hedefi 20 milyonu aşabilir değil mi?

- Sadece Rusya-Ukrayna savaşının bitmesiyle -tabii ki kısa vadede böyle bir akış olmaz- refah seviyesinin de yükselmesiyle ancak olabilir. Bu ülkelerin de savaşın olumsuz etkilerini atlatmalarından sonra söz konusu…

Biz sadece savaş öncesinde Rusya ve Ukrayna'nın bir numaralı turizm destinasyonuyduk. Yani biz İngiltere'nin, Almanya'nın, Fransa'nın bir numaralı turizm destinasyonu değiliz.

“ESKİDEN İNSANLAR ‘ANTALYA, TÜRKİYE ÇOK UCUZA GİDİYOR’ DİYORDU, ŞİMDİ HAK ETTİĞİNİ BULUNCA DA BU SEFER ‘PAHALI OLDU’ DİYORLAR”

- Yakın zamanda Almanya'daydım. Çok yıllar önce de on küsur yıl Almanya'da yaşadım. Onun için turizm reklam bültenlerini çok iyi takip ederim. Son gidişlerimde gördüğüm kadarıyla sanki Türkiye'yi sunma oranı çok düşmüş gibi göründü. Bu normal mi?

- Turizm Geliştirme Ajansı bu konuyla ilgili çok ciddi bir çaba sarf ediyor ve ciddi anlamda bir çalışma yapıyor. Ama Almanya'da her dönem Türkiye ile ilgili olumlu olumsuz haberler oluyor. Alman tüketici de bundan etkileniyor.

Aslında Türkiye'yi ve Antalya'yı tercih eden tüketici profili en az bir kere daha önce Antalya'yı ve Türkiye'yi deneyimlemiş bir profil. Dolayısıyla biz aslında daha çok yeni turist bulmakta zorlanıyoruz. Önemli olan kanallarımız ona göre açmamız. Yoksa Türkiye'yi deneyimlemiş olan bir turist ne o kötü algıdan ne kötü reklamdan hiçbir şeyden etkilenmiyor.

Türkiye'nin ve Antalya'nın ne olduğunu biliyor ve gelmeye devam ediyor açıkçası. Bir nebze fiyatlarımız geçmişe göre daha yüksek oldu. Hizmet kalitesindeki dengeyi tutturabilmek için biraz önce söylediğim ekonomik verilerle ilgili zaten bunu yapmak zorunda kaldık. Dolayısıyla eskiden insanlar “Antalya, Türkiye çok ucuza gidiyor” diyordu. Şimdi hak ettiğini bulunca da bu sefer “pahalı oldu” diyorlar.

“HIRVATİSTAN NE EKONOMİK ŞARTLARDA, NE HİZMET ŞARTLARIYLA NE DENİZİYLE, KUMUYLA BİZİM EŞDEĞERİMİZ OLAMAZ”

- Alman turist ucuz diye Hırvatistan’ı tercih eder mi?

- Hırvatistan ne ekonomik şartlarda, ne hizmet şartlarıyla ne deniziyle, kumuyla -zaten kum yok Adriyatik bizimle rekabet edebilecek bir deniz değil- bizim eşdeğerimiz olamaz. Bulgarların Karadeniz’i bizimle rekabet edemez. Bulgaristan’da da sezon neredeyse iki ayın altında. Mısır dönemsel olarak bizimle rekabet ediyor. Onlar iklim şartlarının iyi olduğu dönemlerde fiyat açısından bizimle rekabet edebilir.

Tunus, Benelux'ten gelen ve Frankofon turistlerde bizimle biraz rekabet eder. Ama diğer anlamda bizim rekabetimiz İspanya ve Yunanistan'la. Her ne kadar bizi farklı bölgelere itmeye çalışıyor olsalar da bizim gerçek rekabetimiz onlarla…

“SON GÜNLER İTİBARİYLE ANTALYA'YA GELEN KİŞİ SAYISI 5,5 MİLYONU GEÇTİ, BUNUN DAHA TEMMUZ-AĞUSTOS VAR, 11 MİLYONU GEÇERİZ”

- AB’nin bir garip hesaplı bakışı var bizimle ilgili. Bizim ülkelerden insanlar Türkiye'ye daha az gitsin gibi strateji uyguluyorlar sanki. Siz nasıl yorumluyorsunuz?

- Avrupa Birliği'nde genel kanı o. Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin dışına ekonomik anlamda daha az gitsin istiyorlar. Kendi adlarına haklılar ama biraz önce söylediğim gibi artık turizm anlamında Antalya ve Türkiye öyle kolay vazgeçilebilir destinasyonlar değil. Son günler itibariyle Antalya'ya gelen kişi sayısı 5,5 milyonu geçti. Bunun daha Temmuz-Ağustos var. Her iki aya 2,800’er gelse 11 milyonu geçeriz. Dolayısıyla hedef geçen seneyi tamamlamak. Geçen seneki rakam gelse problemimiz yoktur…



Kaan Kaşif Kavaloğlu kimdir?

Kaan Kavaloğlu 08.01.1971 İstanbul doğumludur. İngiliz Erkek Lisesi ve Nişantaşı Anadolu Lisesi’nde almış olduğu orta ve lise öğreniminden sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nden mezun olup, yine İstanbul Üniversitesi’nde Turizm Otelcilik alanında ve Marmara Üniversitesi’nde Satış Yönetimi alanında yüksek lisans yapmıştır.

1989 yılında Ramada Otel’de otelcilik yaşantısına başlayan Kaan Kavaloğlu, burada ön büro ve misafir ilişkileri birimlerinde görev almıştır.

1994’ten 1998’e kadar Merit İnternational Hotels & Resorts’da Satış Pazarlama Müdürlüğü ve Oteller Satış Direktörlüğü yapmıştır.

1998 yılında Limak İnternational Hotels & Resorts bünyesinde Genel Müdür Yardımcısı olarak başlamış olduğu görevine,2002 yılında Limak Atlantis Deluxe Hotel & Resort Genel Müdürü, 2004 yılından itibaren Limak Otelleri Genel Koordinatörü ve Limak Holding Turizm Grubu Başkanı olarak devam etmektedir.

Kaan Kaşif Kavaloğlu evli ve 2 erkek çocuğu babasıdır. İngilizce ve Fransızca bilmektedir.

Finansın Gündemi Kıbrıs Türkü’nün sesi oldu: KKTC Meclis Başkanı Ziya Öztürkler konuştuFinansın Gündemi Kıbrıs Türkü’nün sesi oldu: KKTC Meclis Başkanı Ziya Öztürkler konuştu

Büyükelçi Öktem’den kritik soru: İsrail 200 uçakla bombalarken İran uçakları nerede?Büyükelçi Öktem’den kritik soru: İsrail 200 uçakla bombalarken İran uçakları nerede?

Türkiye’de enfeksiyonla savaşın ‘komuta merkezi’ KUISCIDTürkiye’de enfeksiyonla savaşın ‘komuta merkezi’ KUISCID

Teknofark Derneği’nden teknolojide kadın harekâtıTeknofark Derneği’nden teknolojide kadın harekâtı

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/aktob-baskani-kavaloglu-antalya-gibi-baska-bir-resort-havalimani-yok/1857883