'Sektör çevre operasyonlarla büyüyecek'

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, yabancılara bankacılık lisansı verilmesiyle ilgili olarak, ''Türkiye'de sermaye yeterliliği, karlılık bu düzeyde, genç nüfus var, potansiyel çok yüksek, OECD ülkeleri arasında bankacılığına tek kuruş yatırmamış ülke. Bu kulübe girmek de biraz maliyetli olmalı. Herkes girmemeli. Her koşulu inceledikten sonra biraz da para yatırmak lazım'' dedi. Bilgin, ''Krizden Mali İstikrara'' konulu Uluslararası Arap Bankacılık Zirvesi sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, kendileri için Körfez, kuzey, doğu, güneyin hiç farkının olmadığını, Türkiye'ye sermaye gelmesinin büyük önem taşıdığını söyledi. Türkiye'de kaynak yetersizliği olduğunun altını çizen Bilgin, yabancılara bankacılık lisansı verilmesiyle ilgili soruyu şöyle yanıtladı: ''Bu ülke büyümek istiyorsa bir yerden bir kaynak bulmak zorunda... Nereden gelirse gelsin birincil öncelik Türkiye'nin çıkarı, ikinci öncelik bankacılık sisteminin sağlıklı yapısının korunması, üçüncü öncelik de gelen grubun çıkarları.... Bu önceliklere göre sıralıyoruz. Şunu söylüyoruz; 'Türkiye'de sermaye yeterliliği, karlılık bu düzeyde, genç nüfus var, potansiyel çok yüksek, OECD ülkeleri arasında bankacılığına tek kuruş yatırmamış ülke...' Bu kulübe girmek de biraz maliyetli olmalı. Herkes girmemeli. Her koşulu inceledikten sonra biraz da para yatırmak lazım. Bu para o grubun ya da o bankanın, kişilerin Türkiye'ye olan inancını gösterir. Biz o parayı cebimize atmıyoruz. O para o bankaların parası, kasada duracak. İsterse hazine bonosu alacak, isterse yurtdışında yatırım yapsın, isterse yurtiçinde yatırım yapsın. Ama o parayı görmek istiyoruz.'' -''4 GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ZİYARETE GELDİ''- Göreve atanmadan önce bankaların genel müdür ve müdür yardımcılarına yönelik çay davetine karşılık alıp almadığına ilişkin olarak, Bankalar Birliği Genel Kurulundan bu yana 4 genel müdür yardımcısının kendilerini ziyarete geldiğini belirtti. Yüz yüze görüşmenin önemine işaret eden Bilgin, başka bankalardan ayrılanlara nedenlerini, ayrıldıkları bankayı sorduklarını, bu bilgileri kendi bilgileriyle birleştirdiklerini, çıkışta da bankacılık kanunu hediye ettiklerini söyledi. Özellikle kriz döneminde bankacıları test etmenin daha kolay olduğunun altını çizen Bilgin, şöyle konuştu: ''Gerek birbirleriyle uyum, gerekse otoritelerle uyum, gerekse 2001 yılında yapılan bazı yanlışlara baktığımızda bankacılarımız bana göre iyi bir test verdi. Elbette bazı küçük yanlışlıklar olmuştur, kredilerle ilgili vesaire... Ama genel olarak bankacılarımız tavrı bana göre olumludur. Sonuçta çay içmek için bir genel müdür ya da genel müdür yardımcısı atandığında herhalde beni kırmayacaklardır. Şu ana kadar 4 kişiyle çay içtik. Bundan sonra da devam eder. Ben çay içmelerden çok şey öğrendiğimize inanıyorum. Ben zamanımı ayırdığıma göre, onlar da zamanını ayıracaktır.'' -''BAZI YUMUŞATMALAR YAPABİLİRİZ''- Yurt dışında banka almak isteyenler için kolaylaştırmalar yapıp yapmayacakları konusunda ise Bilgin, BDDK ilgi alanında çok çeşitli enstrümanlar ve rasyolar bulunduğunu, bu konularda bazı yumuşatmalar yapabileceklerini ifade ederek, ''Örneğin diyebiliriz ki, 'Yurt dışında şube açan ya da banka kuran bir bankanın oraya yatırdığı para şöyle algılanır'. Bunları dizayn ederiz. Bu tatlandırıcılar içinde en önemlisi, BDDK'nın böyle güzel girişimlerde bulunan bankacılarımıza göstereceği güler yüzdür'' diye konuştu. Bilgin, dünyadaki ekonomik krizi bazen daralan, bazen genişleyen, bazen otobana, bazen de stabilize yola dönüşen bir yola benzeterek, Türk Lirası cinsinden tahvil ihracı konusunda şunları kaydetti: ''Aldığımız kararlarda bankalarımızın sağlıklılığı bizim için birinci öncelik. Bunu yaparken elbette pasifin ve pasifin vadesinin de büyümesini istiyoruz. Tahvil ihracı, pasifin çeşitliliği ve vadesini artırabilir. Bunu kabul ediyoruz, ama şunu yapmak istiyoruz. Bankaların bu konudaki taleplerinde her bankayı ayrı ayrı analiz edelim ya da bir şablon oturtalım. Bankaların adale gücüne göre; bu sermaye yeterlilik rasyosu olabilir, likidite olabilir, karlılığı olabilir, takibe dönüşüm oranı olabilir. Her bankaya o şablona göre belli bir tutarda izin verelim. Bu konuda çok gecikmeyiz.'' Şu anda sektörün sermaye yeterlilik rasyosu ortalamasının yüzde 20 seviyesinde olduğunu anımsatan Bilgin, ''Sadece sermaye yeterlilik rasyosu ile bankaların sağlıklılığını ölçmemek lazım. Kredi verdikçe sermaye yeterlilik rasyoları aşağı inecektir ama yeter ki bankalarımız kredi versin. Biz ineceği noktaya kadar izleriz'' dedi. -''ALGIDA BOZULMA OLMAYACAĞINI BİLSEK NELER YAPARIZ?''- Tevfik Bilgin, ''Kredi maliyetlerini kolaylaştıracak birşey yapmayı düşünüyor musunuz?'' sorusu üzerine ise krizin başlangıcından bu yana çok çeşitli şeyler yaptıklarını, ancak bazı değişikliklerin mevzuat açısından başka kurumları ilgilendirdiğini anımsattı. BDDK'nın aldığı kararların ve banka bilançolarının dış dünya tarafından çok yakından izlendiğinin altını çizen Bilgin, ''Ona göre reytingler yapılıyor. Bunlara da çok dikkat etmemiz lazım. Yoksa dış dünyanın algısında bozulma olmayacağını bilsek biz neler yaparız'' diye konuştu. -''KREDİ BÜYÜMESİ YÜZDE 20'LERE YAKLAŞABİLİR''- Tüketici kredilerine ilişkin bir soru üzerine de Bilgin, 2010 Mayıs sonu itibariyle 5 aylık kredi büyümesinin yüzde 12,4 olduğunu hatırlatarak, bu dönemde rakamların tüketici, KOBİ ve kurumsal kredilerinin geçen seneye göre artarak büyüdüğünü gösterdiğini söyledi. Bilgin, ''Biz bu büyüme trendinin bu yılın devam eden aylarında da süreceğine inanıyoruz. Çünkü ertelenmiş bir talep var, firmalar çalışmaya başladı, stoklar eridi. Dolayısıyla bu kredi büyümesi, bu yılın sonunda belki de yüzde 15'leri aşacaktır, yüzde 20'lere yaklaşabilecektir. Bankacılık büyürse Türkiye büyür. Tahmin edilen yüzde 6-6,5 büyümeler, bankacılık büyürse olacaktır. Bunun ilk sinyalleri de banka kredileri tarafından verilmekte...'' -''TÜRKİYE BANKACILIĞI, ÇEVRE OPERASYONLARLA BÜYÜYECEK''- BDDK Başkanı Bilgin, yurtdışı açılımla ilgili olarak özellikle Kosova, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Suriye, Kazakistan ya da diğer ülkelere bankaların gidip yatırım yapmalarının memnuniyet verici olacağını vurgulayarak, ''Tabii ki bu güce sahip olanların, özellikle de özel bankaların... Niye? Riski de hedge etmiş oluruz, ayrıştırmış oluruz. Artı oradaki karlılıktan yararlanmış olurlar. Türkiye bankacılığı büyüyecekse çevre ülkelerdeki operasyonlarla büyüyecek'' diye konuştu. Merkez Bankasının geçen ay yayınladığı Para Piyasası Kurulu raporunda, kredili mevduat hesaplarıyla ilgili uyarısına ilişkin de Bilgin, kredili mevduat hesabının ilginç bir enstrüman olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: ''Burada bizim dikkatimizi çeken, kredili mevduat hesaplarının 2,7 milyar lira düzeyinde... Çok artış yok. Ancak faiz oranları çok yüksek. Kredi kartı faiz oranlarından dahi yüksek. Dolayısıyla bankacılarımızın bu faiz oranlarını belki gözden geçirmeleri ihtiyacı olabilir. Biz de çalışırız, onlarla tartışırız, onları yönlendiririz. Hem tüketiciler hem bankacılar tarafından aşırı faiz oranlarına dikkat edilmesi gerekir.''