ÖZEN: GEREKİRSE KÜÇÜLÜN
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, önümüzdeki dönem herkesin verimliliğe daha fazla önem vermesi gerektiğine işaret ederek, Gerekirse herkes küçülerek ve hayati olmayan yatırımlarını erteleyerek faaliyetlerine devam etmeli görüşünü savundu
Global piyasalardaki yangının henüz sönmediğini belirten Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, 2009 yılının bankacılık sektörü için zorlu bir yıl olacağına işaret ederek sektörün önümüzdeki dönemde daha temkinli hareket etmesi ve risklerini iyi yönetmesi gerektiğini söyledi. Türk bankacılık sektöründeki 2009 beklentilerine ilişkin AKŞAMa açıklamalarda bulunan Özen, 2009 yılını minimum hasarla atlatabilmek için herkese önemli görevler düştüğüne dikkat çekti. Özen, piyasalarda güvensizlik ortamının yaratılmaması ve bankaların risk yönetiminde ödün vermemesi gerektiğine işaret ederek, Hükümetin de kararlı bir tavır ortaya koyması lazım dedi. Gelecek yıl herkesin sermayesini iyi yönetmesinin önemine işaret eden Özen, Verimliliğe daha fazla önem verilmeli. Gerekirse herkes küçülerek ve hayati olmayan yatırımlarını erteleyerek faaliyetlerine sağlıklı bir şekilde devam etmeli dedi.
TALEP DÜŞECEK
Garanti Bankası Genel Müdürü Özenin, bankacılık sektörüne ilişkin mesajları şöyle:
Büyümenin önemli ölçüde yavaşlamasına, artan kredi maliyetlerine, dış ticaret hacmindeki daralmaya ve belirsizliklerin yatırım ve tüketim kararları üzerindeki olumsuz etkilerine bağlı olarak 2009 yılında kredi talebinde belirgin bir düşüş söz konusu olabilir. Bu nedenle kredi kartları ve işletme kredileri haricinde sektörde önemli bir kredi büyümesi beklemiyoruz.
TAKİPTEKİ ALACAKLAR ARTACAK
Takibe düşen kredilerde yılın son çeyreğinde ciddi bir artış olduğunu görüyoruz. Artan maliyetler, kurlardaki hızlı yükseliş ve yavaşlayan ekonomik aktivite, reel sektörü 2009da ciddi anlamda etkileyebilir. Mali bünyeleri yeterince güçlü olmayan şirketler ve bireyler, nakit akışlarının da bozulmasıyla ödeme güçlüğü yaşayabilir. Bu durum bankalara, tahsili gecikmiş alacaklarda artış olarak yansıyacak. Yüksek teknoloji yatırımları ile güçlendirip her zaman titizlikle uyguladığımız modern risk yönetimi anlayışımız, müşterilerimizle kurduğumuz yakın ilişki ve dengeli kredi portföyümüz sayesinde 2009da kredi geri dönüşlerinde büyük bir sorun yaşamayacağımızı, takipteki krediler oranımızın yaklaşık 100 baz puan gibi makul bir seviyede artabileceğini öngörüyoruz.
Bankalar 2008i nasıl geçirdi?
2001 krizinden çıkarılan dersler, global krizin sektörümüzde büyük tahribat yapmasını önledi.
Ancak gerek hacimsel büyüme, gerek karlılık, gerekse aktif kalitesi anlamında sektördeki göstergeler yavaş yavaş zayıfladı.
Yılın ilk yarısında yüzde 20ye yaklaşan TL kredilerdeki büyüme yılın ikinci yarısında yüzde 5in altında kaldı. -Destek kredileri ve kredi kartları haricinde bireysel kredilerinde yılın ikinci yarısında kayda değer bir büyüme görülmedi.
Döviz kredilerinde ilk yarıdaki dolar bazında yüzde 20lik büyümeye karşın ikinci yarıda yüzde 2ye yakın daralma söz konusu.
Kredilerdeki büyüme yavaşlarken, takibe düşen kredilerde özellikle yılın son çeyreğinde kayda değer bir artış oldu. Özellikle bireylere ve KOBİlere kullandırılan taksitli kredilerde takipteki krediler oranındaki artış daha belirgin: 2007 sonunda yüzde 1.5 seviyesinde olan oran yıl sonuna doğru yüzde 3e yaklaştı. Kredi kartlarında da yılın ikinci yarısında bu oran 60 baz puana yakın arttı.
2009da 25 yeni şube açacağız
Garanti Bankası olarak 2009 yılına ilişkin temkinli duruşumuzu koruyoruz. Türkiyenin en çok kredi veren bankası olarak 2009 gibi zorlu bir yılda da müşterilerimizin yanında olacağız. Mudilerimizin Garantiye olan ilgilerinin 2009da da süreceğini, bu sayede mevduatlarımızda yüzde 15-20 arası bir artış yaşayabileceğimizi tahmin ediyoruz. Verimlilik ve maliyet yönetimi, diğer şirketlerde olduğu gibi Garantinin de 2009da ekstra gayret göstereceği bir alan olacak. Son iki yılda 250ye yakın yeni şube açarak şube ağını yüzde 50e yakın büyüttük. Ekonomik aktivitelerdeki yavaşlamayı dikkate alarak 2009da 25 yeni şube açılışı planlıyoruz.
Yangın henüz sönmedi
Uluslararası finans sektöründe 2007 yılı ortalarında itibaren kendisini hissettiren sıkıntılar 2008 yılında tam bir global finans krizine dönüştü. Özellikle yılın ikinci yarısında şiddetlenen global finansal kriz, gelişmiş ülkelerin ilgili otoritelerinin yaptıkları cesur müdahalelere, trilyon dolarlar seviyesine ulaşan yardım paketlerine, zor durumdaki bankalara sermaye enjeksiyonlarına ve hatta büyük ölçekli başka banka iflaslarının olmayacağını taahhüt etmelerine rağmen henüz sona ermiş değil. Aksine finans sektöründeki yangının artık global ekonominin diğer alanlarına da sıçradığını, global bir ekonomik durgunlukla karşı karşıya kaldığımızı gözlemliyoruz.
Merkez, faizleri 1-2 puan daha indirir
2009 yılında büyüme Türkiyenin potansiyel büyüme hızı yüzde 5-6nın oldukça altında kalacak.
Petrol fiyatlarındaki düşüşün de devam etmesiyle, 2009 sonunda enflasyonun yüzde 8 civarına, hatta altına bile düşme ihtimali var.
Gelecek yıl düşük büyümeyle, bütçe vergi gelirleri tahminlerin altında kalabilir. Böyle bir durumda bütçe hedefleri gider azaltıcı değil, gelir artırıcı önlemlerle tutturulmaya çalışılırsa, enflasyon üzerinde geçici şoklar görebiliriz.
Uluslararası piyasalardan gelen haberlerin 2009un ikinci yarısından itibaren olumluya dönmesi, beklentiler kanalıyla Türkiyede büyümenin de hızlanmasına yardımcı olabilir. Ayrıca 2009un başlarında imzalanacak bir IMF anlaşması da, beklentilerin toparlanmasına yardımcı olacaktır.
Türkiye 2009 ihracatı, özellikle ABye olan ihracattaki daralmadan dolayı, 2008 yılının altında kalabilir. İthalattaki daralmanın ise ihracattan fazla olacağını tahmin ediyorum.
Dış ticaret açığındaki azalma ile birlikte, cari işlemler açığının 2008 sonunda 45 milyar dolar seviyesinden 30 milyar dolar seviyelerine gerileyebilir.
Merkez Bankasının uluslararası finans piyasalarındaki koşullar daha da kötüleşmediği sürece, gecelik faizlerin 2009 boyunca 100-200 baz puan daha indirmesi mümkün gözüküyor.
Ayfer ARSLAN/AKŞAM