Obama formülü, aynen uygulanmaz
Devlet Bakanı Ali Babacanın, bankacılıkta aşırı büyümeyi önlemeyi amaçlayan Obama formülü üzerinde çalışma yaptıklarını açıklaması, Türkiyede 4 bankayı etkileyen bu formülün uygulanabilirliğini tartışmaya açtı. Babacana yakın kaynaklar ise Mevduatta yüzde 10 sınırından söz edilmesi, aynı...
BAŞBAKAN Yardımcısı ve Devlet Bakanı Ali Babacanın, Amerikada uygulanması planlanan ve bir bankanın toplam mevduatın en fazla yüzde 10unu toplayabileceğine ilişkin sınırlamanın Türkiyede uygulanabileceğini söylemesi, sektörde heyecan yarattı. Finans kuruluşlarının batmasına izin verilemeyecek kadar büyümesine izin verilmemeliydi görüşünden yola çıkarak gündeme gelen ve Obama formülü olarak adlandırılan yüzde 10luk mevduat sınırın Türkiyede uygulanıp uygulamayacağı, bunun hangi bankaları etkileyeceği tartışılmaya başlandı. Ancak Babacana yakın kaynaklar, henüz alınmış herhangi bir karar olmadığına dikkat çekerken, Babacanın yüzde 10 hatırlatmasının aynı oranın esas alınacağı anlamına gelmediği bilgisini de aktardı.
Ahlaki riskler
Sözü etilen çalışmalar hakkında bilgi almak için görüştüğümüz kaynaklar, öncelikle Ali Babacanın konuşmasında vurgu yaptığı noktaları hatırlatarak şunları söyledi: Sayın Bakan katıldığı son iki G-20 toplantısında küresel bankacılık sektöründeki ahlaki risklere işaret eden konuşmalar yaptı. Bazı bankaların batmak için fazla büyük olması hükümetleri bu kuruluşlara yardımda bulunmaya zorluyor. Bakan Babacan bu riske işaret etti. Basın toplantısında bu konudaki bir soruya yanıtında Türkiyede bir çalışma başlatıldığını söylemekle yetindi. Ayrıca ABDde Obama yönetiminin aldığı ve hiçbir bankanın yüzde 10dan fazla mevduat payı alamayacağı yolundaki kararı hatırlattı.
Geçiş süresi olur
ABDdeki bu kararın nasıl ve ne zaman uygulanacağının bile henüz belli olmadığına dikkat çeken bu kaynaklar, şu bilgileri verdi: Bakanın ABDdeki yüzde 10luk limiti vurgulaması Türkiyedeki çalışmada aynı oranın esas alınacağı anlamına gelmiyor. Her ülkenin şartları farklıdır, başka ülkedeki uygulama aynen alınamaz. Ayrıca bunun hayata geçirilmesinde mutlaka bir geçiş süresi olur. Türk bankalarını zorlayacak bir süreç asla söz konusu olamaz.
Siyasi otorite kararı
Başbakan Yardımcısı Babacanın yakın çevresi teknik hazırlıklarının BDDK ve ilgili kuruluşlarca yapıldığını belirterek, Son karar tabii ki siyasi otoriteye aittir yorumunu yaptı. Bankalar Birliği yetkilileri de, Hükümetten banka büyüklüklerine ilişkin bir sınırlama öngören çalışma konusunda henüz herhangi bir sinyal almadıklarını vurguladı.
Uluslararası kurala dönüşürse Türkiyeye adapte edilecek
BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) yetkilileri, bir bankanın toplam mevduatın yalnızca yüzde 10unu taşıması kuralının henüz yalnızca ABDde uygulanmaya başladığını belirtirken, bu konuda şu değerlendirmeyi yaptı: Eğer bu uluslararası nitelik kazanırsa, Türkiye de Bankacılık Kanununun 88. maddesi uyarınca buna kendini adapte etmek zorunda. Ancak henüz bu konuda taslağa dökülmüş bir şey yok bilgisini aktardı. Yetkililer, konuyu şöyle açıkladı: Şu anda ABD böyle bir düzenleme yapmış gözüküyor. Normalde bu oran nedir? Yüzde 8 sermaye yeterlilik rasyosunu esas alırsanız, bir bankanın yaratabileceği aktif özkaynakların 12.5 katıdır. Yurtdışındaki uygulamalara baktığınız zaman, zaten pek çok banka ve ülkede kriz de bundan kaynaklandı, özkaynakların 12.5 katı değil de, 45-50 katına çıkan bankalar var. Bu oran kaç olmalı? Bunlar uluslararası düzeyde tartışılıyor. ABD de kendince böyle bir tedbir almış durumda. Eğer ki bu uluslar arası nitelik kazanırsa, Türkiye de buna kendini adapte etmek zorunda.
Türk bankalarında bu tedbire gerek yok
TÜRKİYEde bankacılık açısından böyle bir tedbire gerek olmadığını savunan bir bankacısı ise şunları söyledi: Türkiyenin üyesi olduğu G-20ye bağlı Finansal İstikrar Forumunda (Financial Stability Forum-FSF) alınan kararları Türkiyedeki bankacıların da yakından takip ediyoruz. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da mali istikrar kurulu toplantılarına katılarak, burada alınan kararları Türk bankacılarla istişare etti. Önümüzdeki süreçte dünyada finansal sıkılaştırmaların yaşanacak. Başlangıçta ABDde başlıyor, bu tarafa yayılıyor, geliyor. Şu anda bu acil bir tedbir değil. Ancak tabii Baselle ilgili bir karar çıktığında da Bizimle alakalı değil demiştik, ama tüm dünyada uygulanmak zorunda kalınan bir noktaya geldi. Tedbirler bir müddet sonra FSFye empoze ediliyor ve dünyanın geri kalan kısmını ve Türkiyeyi bağlayıcı hale geliyor. Acil ihtiyacımız var mı dediğimizde, çok gerekli değil. Bu da sermaye yeterlilik rasyoları gibi rasyoların içine konularak, kademeyle yapılır.
G-20de gündeme gelecek, 1 yıl geçiş süreci olacak
EDİNİLEN bilgiye göre, ABDnin aldığı bu kural, şubat sonundaki G-20 zirvesinde de gündeme gelecek. Leverage rasyoyu (Rasyo kaldırma oranı) mu yapalım, böyle mi yapalım konusu ele alınacak. Ülkeler bu yönde ikna edilirse, bu uygulanacak. İkna başka yönde olursa ABD belki uygulamasını değiştirecek. Her düzenlemede olduğu gibi uluslararası düzenlemelere geçişte de bir geçiş süreci verilir. Türkiyede yapılırsa, bir-iki sene geçiş düzenlemesiyle olur. Türkiyede henüz taslağa dökülmüş bir şey yok. O konuda tek tedbir almış olan ülke de ABD, diğer ülkeler de bunu tartışıyor. Yöntemi veya oranı konusunda henüz yayımlanmış bir çalışma da yok.
4 banka sınırı aşıyor
EYLÜL 2009 itibariyle bankacılık sektörünün toplam mevduatı 495 milyar 700 milyon TL.
Bunun yüzde 19unu Ziraat Bankası tek başına topluyor.
İkinci sırada, toplam mevduatın yüzde 14ünü İş Bankası bulunuyor.
Garanti Bankası 64.3 milyarlık mevduatıyla üçüncü sırada yer alıyor.
Akbank ise, 57.9 milyar TLye denk gelen yüzde 11.7lik oranla dördüncü sırada bulunuyor.
Merve ERDİL/ANKARA / Hürriyet