Mevduata % 10 sınırına ulusal çıkar resti
TBB Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Başbakan Yardımcısı Ali Babacanın, ABDden örnek vererek gündeme getirdiği, Banka başına mevduatın ülke toplamının yüzde 10unu geçmemesi sınırı tartışmasına, ulusal çıkar uyarısıyla girdi.
Özince, Gelişmiş ülke bilmem ne yapacakmış. Yok canım. Madem ulusal politikada hassassınız, ulusal menfaati güdeceksiniz dedi.
TÜRKİYE İş Bankası Genel Müdürü ve Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Ersin Özince, Türkiyedeki toplam mevduatın yüzde 10undan fazlasının bir bankada bulunması konusunda gündeme gelen sınır tartışmalarına sert yanıt verdi. Özince, Mevduatta, kredide yüzde 10u geçmişsin, gerile kardeşim! Gerileriz... Fakat herşeyi derinliğine düşünmeli. Gelişmiş ülkeler bankacılıkta bilmem ne yapacakmış, biz de yapalım mı? Yok canım! Hiç böyle mecburiyetimiz yok. Madem ulusal politikalarda hassassınız, ulusal menfaatlerinizi güdeceksiniz dedi.
Taşlar yerinde kalmayacak
İş Bankasının Yeni Dönem, Yeni Konumlama konulu İşle Buluşmalar toplantısında konuşan Ersin Özince, bankacılık sektörüne, hükümete, reel sektöre önemli mesajlar verdi. Dünyada kriz ortamının ortadan kalkmasından sonra birçok taşın bilinen yerinde olmadığının görüleceğini söyleyen Ersin Özince, Bazı ekonomiler diğerlerine nazaran tamamen tersine hareketler yapıyor. Dünyada rekabet gücü artan ülkelerde şu dönemde en fazla o yönde kazancı sağlıyorlar kendilerine diye konuştu.
2 milyar lira ıskartada
İş Bankasının 2009u iyi bir sonuçla kapattığını, özvarlık büyüklüğünün 15 milyar lirayı geçtiğini hatırlatan Ersin Özince, Bankacılık sektörü müthiş kar etti, fakat reel sektörü yeterince desteklemiyor eleştirilerine de şu yanıtı verdi: Biz İş Bankası olarak verebildiğimiz kadar veriyoruz. 2009 yılının çok iyi neticeleri içinde, 2 milyar liralık sorunlu kredi intikal etmiş. Bu, yaklaşık, benim nakit sermayemin dörtte biri kadar. İşletme sermayemin dörtte biri kadarı ıskartaya çıkıyor, buna karşılık ayırmak zorundayım. Elimden geldiğince idare etmeye çalışıyorum.
G-20ye planlı gidelim
Ersin Özince, her alanda ulusal politikalarınız olmalı dedikten sonra da ABD örneğini verdi: ABD, bugün dünyanın dört bir yanından yedi düveli topluyor, Amerikalı yapıyor, orada-burada dövüştürüyor. İspanyolu da var, Arapı da. Biz göğsümüzü gere gere G-20ye gidiyoruz. G-20ye giderken, pilav değil plan yapmak lazım. Türkiye gibi ülkelerin, o meclislerde ulusal politikalarına uyan politikalar savunması lazım.
IMFye hayır diyorsan...
Fransızların bankacılık politikasını muazzam olarak niteleyen Ersin Özince, Öyle ulusal bankacılık politikaları var ki... Ulusal bankacılık politikası olması, uluslararası sermayeye karşı olmak değil ifadelerini kullandı. 10 yıl önce yönetmeye başladıkları banka ile bugün arasında çok ciddi fark olduğuna işaret eden Özince, şöyle devam etti: Rekabet çok zorlaştı. Pekala dünya eşit mi? Gelişmiş ülkeler bankacılık sistemlerini bilmem ne yapacakmış; biz de yapalım mı! Yok canım... Hiç böyle bir mecburiyetimiz yok. Madem ulusal politikalarda hassassınız, IMFye de hayır diyorsunuz, o zaman siz ulusal menfaatlerinizi güdeceksiniz. Ulusal menfaat gütmek; vergi toplamak, istihdam ve üretim maliyetini desteklemektir.
Çekte her yaprak için 1000 lira garanti olur mu
İŞ Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, hamiline çek olayı için yapılan görüşmeye TOBB ile birlikte gittiklerini, ancak önerilerinin dikkate alınmadığını söyledi. Özince, şöyle konuştu: Varsa yoksa, bankalara nasıl bir şey yükleyebiliriz, bir de içeridekileri nasıl çıkarırız. Kıyamet kopuyordu: Çek yaprağı başına garanti 1000 TL olsun. Yahu, o garantiyi koyarsan, banka çek vermeyecek. 20 yaprak 20 bin lira garanti... Bir 20lik bastırdığın zaman bir de 50lik çek defteri bastırıyorsun. 50 yaprağı almaya kalkan, 50 bin lira verdiği zaman ne yapacak? Banka karşılasın! Banka bunu niye karşılasın? TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu gayet güzel dedi: Biz istemiyoruz garanti. Bu bankalardan da bir şey istemeyin. Açığa çek keseni, senet protesto sistemi gibi duyuralım. Ne hapse atın, ne bir şey olsun. Aslında mutabık kalmıştık TOBB platformunda.
Hastaydın iyileştin ama yarışta performansın ne
TÜRKİYE ekonomisinin son 10 yılda yaşadığı gelişimin önemli olduğunun altını çizen Ersin Özince, şu uyarıyı yaptı: Ülkemizin ABnin Maastrich kriterlerine yaklaşması önemli. Eskinin kötüleriyle karşılaştırırsan süper. Adam, Hastaydım iyileştim diyor. Peki, iyileştin de performansın ne? Yarışta neredesin? Çin olgusu var. Çin, 10 yıl önce ucuz ile rekabet ederken bugün akılla rekabet ediyor. Biz hala Devrim arabası tartışması yaparken, Çin arabası takır takır geldi, kendi markasıyla. Bir tane marka çıkartabildik mi? Çin çıkarttı, Hindistan çıkarttı. Bazı sıhhat göstergelerinin iyi olması, uluslararası rekabette başarılı yönetim yaptığımızı asla göstermez.
Amerikada parasını batıran gelip bizi speküle ediyor
İŞ Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, soruları yanıtlarken, şu tespitleri yaptı: Ben döviz kurundan anlamam. İş Bankası hisselerinin seyrinden anlarım. Ben Genel Müdür olduğumdan beri, hisselerimizin piyasa değeri 2.5 milyar dolar ile 20 milyar dolar arasında gezdi. İkisinde de abartı var diyelim. Ama daima, yüzde 70 kadarını tutan yabancı yatırımcı hisse fiyatını belirledi. Kimdir bu yabancı yatırımcı? 50 tane yabancı yatırım fonu. Banka olarak benim 200 bin hissedarım benim hissem üzerinde söz sahibi olamaz. Lafı bağlamak istediğim şu: Bugün TLnin değeri konusunda ulusal politika mümkün değil. ABDde batan yatırımcı, kimi de spekülatif yatırımcı, böyle sığ pazarlara gelip buraların pazarlarını, hissesini, faizini speküle edip para kazanıyor. İş bu kadar basit.
En fazla faiz indiren ülkeyiz, kırıp dökmeyelim
İŞle Buluşmalarda, Prof. Dr. Taner Berksoy faizleri yeniden etkili enstrüman haline getirmek gerektiğine vurgu yaptı. Berksoy, Her kriz işsizlik oranını bir çıta daha yukarıya yükseltti. 2010da iki sorun önemli olacak. Birincisi kamu açıklarını nasıl daraltacaksınız? Burada sabıka kaydı kötü olanlar yeni dünya konumlandırmasında geriden gelecek. Bir diğeri en büyük dozlu faiz indiren ülkelerdeniz. Onu yeniden kırıp dökmeden bunu döndürebilmeliyiz dedi. Havada asılı duran bir IMF anlaşması olasılığının da, sabıka kaydına iyi geçmediğini söyleyen Berksoy, enflasyon beklentisinin bozulduğunu, bunun enflasyonun önümüzdeki dönem problem olacağını gösterdiğini ifade etti.
Uğur: Zor dönem 2-3 yıl daha devam eder
BORUSAN Holding CEOsu Agah Uğur, Yeni Dönem, Yeni Konumlama konulu İşle Buluşmalar toplantısında, ufuk turu yaparak, Maalesef Türkiyenin ne siyasi boyutta ne de iş dünyasında kabul görmüş bir planı yok ve ekonomik odağı da yok dedi. Uğur, şöyle devam etti: 10 yıldır gittiğim Davosta, 4 mega konu tespit ettim. Bunlardan ilki, eksen kayması. Batının ekonomik ve politik gücü Doğuya ve gelişmekte olan ülkelere kaydı. Batılıların bu kadar sessiz ve biraz boyunlarının bükük olduğunu, Doğuluların da sesinin bu kadar net ve fazla çıktığını ilk defa gördüm. İkinci mega trend, global ticaretin serbest yapılabilmesi. Büyük bir korumacılığın dünyayı beklemediğini düşünüyorum. Üçüncü trend Türkiyenin jeopolitik konumu. Türkiye Batıdan uzaklaşmadan kendisi güç odağı olmaya çalışacak, birçok ülkeyle de bugünkünden çok daha fazla haşır neşir olacak. Dördüncü olarak ise 2002-2008 arasında Türkiyede her şey mükemmel gider gibi durum vardı. Fakat problem bizim kapımızı da çaldı. İşadamları açısından çok keyifli bulmuyorum. Kısa vadede 2010 yılı için ekonomik olarak finansal krizin olmayacağını ümit ediyorum. Ancak arzu edilen karlılık seviyeleri tekrar yükselmeye başlamayacak. Maalesef mucize yok. Zor bir dönem 2-3 yıl daha devam edecek. Özellikle ihracat yapan firmalar için hayat daha zor olacak. İşsizlik ciddi bir problem olmaya devam edecek.