KREDİ MALİYETLERİ KRİZDEN SONRA DA DÜŞMEYECEK

Türkiye'nin üç büyük bankasının genel müdürü de fazla likiditenin getirdiği iş modellerinin çöktüğü, yeni dönemde yerel ve küresel düzenlemelerin sonucunda finans üzerinde artan denetimlerin kredi maliyetlerine yansıyacağına inanıyor. Fortune Türkiye dergisinin Ağustos 2009 sayısında biraraya getirdiği İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen ve Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, yeni sistemde artan denetimlerin kredi maliyetlerine yansıyacağını söylediler. Mevduat 'kral' olacak Çok büyük bankaların artık yönetilemeyeceği için aktiflerinde küçülmeye gideceklerini belirten Ergun Özen'e göre, bundan böyle yerel otorite bankaların hangi piyasada hangi ürünle işlem yapacağıyla ilgili tavanlar koyacak ve likidite ile sermayeyi ilişkilendirecek. Yerel otoritelerin sermaye yeterlilik rasyosunu yukarı çekeceğini belirten Özen, "Genel kabul görmüş yüzde 8 sermaye yeterlilik rasyosunu herkes unutsun. Tabii bu kararların uygulamaya geçmesi için krizi arkaya atmamız lazım" dedi. Fazla likiditenin getirdiği iş modellerinin çöktüğünü belirten Özen'e göre, sermaye piyasası fonlamaları azalacak ve mevduat çok daha önem kazanacak, "kral" olacak. Özen, "Önlemlerin sonucunda da kredi maliyetleri artacak" diye konuştu. Kriz sonrası global finans sisteminin eskisi kadar rahat çalışamayacağını belirten Hakan Ateş, "Bundan sonraki dönemde Cenevizlilerden kalan eski bankacılığa dönüş söz konusu. Türkiye açısından baktığımızda ise 2001 krizi sonrasında bu tedbirlerin hepsini aldık, bundan sonra bizde olsa olsa gevşeme olur. Yeni düzenlemeler bölgesel veya ülkesel olacak" dedi. Türkiye'nin "Ben bu krizden iyi çıktım" havalarına girmemesi gerektiğini belirten Ersin Özince ise "Türkiye'nin misyonu, demografik sorunları, rekabetle ilgili sorunları kendimizi kıyasladığımız ülkelerin hiç birinde yok. Onlar zaten müreffeh. Türkiye kendini kıyaslamak istiyorsa gelişen ülkeler liginde kimi Doğu Bloku gibi sponsorlu, kimi Çin gibi sübvansiyonlu ülkelerle nasıl başa çıkacağını, neleri öncelikli koyup, hangi mukayeseli üstünlükleri geliştireceğini ve bunu da hangi parayla yapacağını düşünmesi lazım" diye konuştu. Türkiye'deki bankaların sermaye yeterlilik rasyosunun geçmişe ve yurtdışına göre iyi olmasının abartılmaması gerektiğini ifade eden Özince, "Biz henüz büyüme çabasında olan bir ekonominin, büyüme çabasında olan sektörüyüz" dedi.