Güç Doğu bankalarına yönelecek

Milliyet / 60. YIL FİNANS EKİ “Büyük ve sağlam sermayesi olan bankalar büyüyen bir ekonomi için gereklidir” diyen Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, “Bu da tabii konsolidasyon faaliyetlerini arttıracak. Ancak burada kritik nokta sadece bilançoyu büyütmek değil. Konsolidasyonun nasıl bir sinerji oluşturabileceği konusu önemli. Örneğin; şubeleşme yapısı, çalışma dinamiklerine getirebileceği değişim gibi. Dolayısıyla konsolidasyonun ana felsefesini sinerji yaratmak oluşturacak” dedi. Global anlamda önümüzdeki 20 yılı öngörmenin çok zor olduğunu ifade eden Dinçer, “Ancak yaklaşık 5-10 yıllık bir perspektifte baktığımızda beklentimiz bir eksen kayması olacağı yönünde. Yani güç dengeleri Batı bankalarından kısmen Doğu bankalarına yönelecek gibi gözüküyor. Gelişmekte olan ülkelerin bankacılık sektörü aktiflerinin payları da artacak” dedi. ‘Gelişen ülkeler daha iyi’ Dinçer şöyle devam etti: Gelişmekte olan ülkelerin daha yüksek bir büyüme performansı gösterecek olmaları bu ülkelerin bankalarını da destekleyecek. Örneğin Çin bankaları aktif büyüklüğü açısından geçtiğimiz 20 yılda ilk 20 banka arasında değildi. Ama şu anda gidişat, dünyadaki ilk 10 banka içine gireceğini gösteriyor. Aynı şekilde Hindistan gibi, nüfusun yoğun olduğu, yatırım ve tüketimin artacağı ülkelerin bankaları da bu büyümeden kazanç sağlayacaklar. Dolayısıyla nüfusun yoğun olduğu ve iş pazarını büyütecek gelişmekte olan Brezilya, Meksika, Türkiye gibi ülkelerin bankacılık sektörleri uzun vadede ekonomik gelişmelerine paralel olarak hızlı bir büyüme trendine girecekler. Bireysel kredilerin artışı burada tetikleyici faktör olacak. Dünyada ve özellikle gelişmiş ülkelerde, sermaye tanımı, daha yüksek ve kaliteli sermaye tutma gerekliliği, likidite rezervi gibi birçok kavramın yeniden tanımlandığına dikkat çeken Dinçer, “Bu açıdan da bakınca, gelişmekte olan ülkeler hem daha yüksek büyüme potansiyeline sahipler, hem de bankacılık sektörleri bu tür risklere karşı daha sağlam ve krize hazırlıklı durumdalar” diye konuştu. ‘Sektörün sermaye yeterliliği yüksek’ Türkiye açısından bakıldığında benzer eğilimlerin Türk bankacılık sektörü için de geçerli olacağını belirten Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Dinçer; görüşlerini şöyle ifade etti: “Burada kritik faktör ekonomik normalleşme süreci. Diğer bir deyişle düşük enflasyon, düşük faiz ortamının devam etmesidir. Global kriz sonrası riskten kaçınma eğiliminin artması ile birlikte global fon arzı da daha seçici olacak. Türkiye genç nüfusu ile birlikte iç pazarını önemli ölçüde büyütebilecek bir potansiyele sahip. Dolayısıyla Türkiye, bu süreçte, cari işlemler açığını iyi yönetip, risklerini sınırlar ise global sermayenin ülkeler, bölgeler arası dağılımından kazanç sağlayacaktır. Sermaye girişlerinin ve özellikle doğrudan sermaye yatırımlarının artması da Türkiye’de ekonomik büyümeyi ve gelir artışını tetikleyecek.” Yılda yüzde 20-25 oranında aktif büyüme hedefliyoruz Akbank’ı 10 yıl sonra nerede görüyorsunuz, büyüme hedefiniz nedir? Akbank olarak hedefimiz Türkiye’nin önde gelen, yenilikçi, dinamik, sağlam, büyüyen yapısını sürdüren ve ayrıca bölge içinde lider bir banka konumunda olmak. Güçlü sermayemiz ile yıllık ortalama yüzde 20- 25 oranında bir aktif büyüme gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Balkanlar, Orta Asya, Ortadoğu, Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya, Türk şirketlerinin önemli miktarda, özellikle inşaat sektöründe hizmet verdiği ve ticaret yaptığı yerler. Çevre ülkelerdeki büyüme fırsatı ve potansiyel iş hacmi gözardı edilemez. Çin ve Hindistan önümüzdeki 10 - 20 yılda en fazla büyüyecek ülkeler arasında gösteriliyor. Çin’de bir temsilcilik açmayı planlıyoruz.