Fiyat rekabeti zayıf şirketleri zorlayabilir
Yapı Kredi Sigorta Genel Müdürü Giray Velioğlu, şirketlerin düşük fiyatlandırma yapmalarının teknik zararı artırdığını belirterek, "Bu yaklaşım finansal yapıları zayıf şirketleri yükümlülüklerini karşılayamama durumu ile karşı karşıya bırakabilir" dedi.
Yapı Kredi Sigorta Genel Müdürü Doç. Dr. S. Giray Velioğlu, 2010 yılı sigorta sektörü için ilginç bir tespitte bulunuyor. Velioğlu'nun tespiti şu: "Finansal yapıları zayıf olan şirketler yükümlülüklerini karşılayamama durumu ile karşı karşıya kalabilirler."
Peki, Giray Velioğlu, bu tespiti neden yapıyor. Krizin sigorta sektörü üzerindeki etkisine değinerek, sanayi kuruluşlarının üretimlerini durdurmaları ve teşebbüslerini kapatmaları sonucu ekonomide yaşanan genel daralmanın, şirketlerde tasarrufa gitme düşüncesini ön plana çıkardığını söylüyor, Velioğlu. Ardından da kuruluşlarda sigorta için ayrılan payın düşmesine neden olan bu durumun sektördeki fiyat rekabetini sertleştirici etki yaptığını belirtiyor. Velioğlu'na göre, şirketlerin aktüeryal olarak almaları gereken primden daha düşük fiyatlandırma yapmaları, kural ve hesap dışı tasarruflar nedeniyle sektördeki teknik zarar artmaya devam edecek. Velioğlu, bu noktada tespitini söylüyor: "Şirketlerin prim üretimlerini artırmalarını sağlayan bu yaklaşım; teknik zararı yükseltirken, finansal yapıları zayıf olan şirketleri de yükümlülüklerini karşılayamama durumu ile karşı karşıya bırakabilir."
2010'da yükselişe geçeriz
Giray Velioğlu'nun 2010 yılından beklentisi neydi? Krizin etkilerini hızla hisseden, buna karşın en geç toparlanan sektörler arasında olan sigortanın, öncelikle otomotiv ve inşaat sektörlerinin krizden çıkmalarının peşi sıra yeniden yükselişe geçeceğini ifade ediyor ve şunları söylüyor:
"Krizin fırsata çevrilmesi, sigorta şirketlerinin müşterilerini iyi tanıması ve doğru ürün fiyatlaması ile gerçekleşecektir. Doğru fiyatlandırma yapmayan ve finansal yapısı zayıf olan şirketler, kriz sonrasında toparlanamama riski taşımakta. Önümüzdeki dönemde finansal riskleri minimize etme amaçlı ürünler olan 'finansal kayıplar' ve kredi' branşlarındaki poliçelerin portföy payının artması beklenmekte ve bu branşlarda yeni ürünler tasarlanarak portföyün çeşitlendirilebileceği düşünülmekte. Sigorta şirketleri pastayı büyütmeye odaklanmalı, daha fazla kişinin sigortalı olması için atılımcı ve akılcı davranmalı."
Fiyat rekabeti devam eder
Giray Velioğlu, "2009 yılında sigorta sektöründe başta kasko olmak üzere hemen hemen tüm branşlarda yoğun bir rekabet yaşandı. Bu rekabetin boyutu neydi ve nelere yolaçtı?" sorusu üzerine, özellikle ekonomik krizin etkisiyle firmaların maliyet düşürme çabaları doğrultusunda, sigorta ihtiyaçlarında düşük prim arayışına girdiklerine değindi. Bunun sonucunun da fiyat rekabetini getirdiğine dikkat çeken Velioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her ne kadar sigorta şirketleri tüm branşlarda fiyat rekabetine girse de özellikle reasürans anlaşmaları veya devlet politikaları doğrultusunda fiyat sınırlamaları olmayan kasko branşında bu rekabetin boyutu daha büyük oldu. Kasko sigortasında 2007'de 900 TL üzerinde olan ortalama prim, Eylül 2009 sonu itibariyle 750 TL'nin altına düştü. Hizmetten ziyade fiyata dayanan bu rekabet sonucunda kasko sigortalarında sektörün Eylül 2009 sonu itibariyle 210 milyon 754 bin TL'lik bir zararı oluştu. Özellikle fiyat rekabetinin yılın son çeyreğinde daha da artması sebebiyle, bu zararın 2009 sonunda büyümesi beklenmektedir. 2009 yılsonu bilançolarındaki olumsuzluğunun etkisiyle, 2010 yılı içinde kasko sigorta fiyatlarında bir miktar artış gerçekleşse bile, fiyat rekabetinin devam edeceği öngörüsüyle bu artışın beklenen seviyelerde gerçekleşmeyeceğini düşünüyorum."
Trafik sigortasındaki yanlış
Giray Velioğlu, trafik sigortasındaki rekabete de dikkat çekiyor. Trafik sigortası primlerinin serbest bırakılması sonrasında, pazar payını kaybetmek istemeyen sigorta şirketleri tarafından teknik hesaplardan ziyade ticari kaygıya dayalı fiyatlandırmalar yapıldığını belirten Velioğlu, bu nedenle de trafik sigortasında zararın devam ettiğini söylüyor. Trafik yoğunluğuna bağlı olarak olumlu hasar/prim oranları olan küçük Anadolu illerinde primler daha da düşerken; hasar/prim oranı olumsuz olan büyük illerde, pazar payı kaybetmemek adına primlerin yeterince yükselmemesinin zararın devamına yol açtığını vurgulayan Velioğlu, şöyle devam ediyor:
"Bunun yanında Kaza Tespit Tutanağı uygulamasına geçilmesi sonrasında, sigorta kapsamına girmeyen hasarların sigortacılar tarafından ödenmesinin getirdiği ek yük de zarar oranını artırmaktadır. Sigorta şirketlerinin yeni acenteler açabilmesi ve tüm branşlarda yaygınlaşmasında önemli rol oynayan trafik sigortası primlerini, piyasada yer alan diğer oyuncularla rekabet edebilecek düzeyde tutmaları nedeniyle; bu branşta, teknik anlamda olması gereken fiyatları uygulayamamasının ana sebebidir. Ancak bu branş zararının, diğer branşlardan gelen karların üzerinde olması sonucunda sigorta şirketleri primlerini uzun vadede yukarıya çekecektir. Şu anda kullanım tarzı kırılımında sadece özel-tüzel şahıs ayrımı yapabilen sigorta şirketlerinin, daha fazla segmentasyon yaparak her bir sigortalıya farklı prim uygulayabilme imkanlarına kavuşması sonrasında daha doğru fiyatlandırmalar yapılarak zararın azaltılması beklenmektedir."
Kriz sonrası yabancı ilgisi devam edecek
Giray Velioğlu, sigorta sektörüne yönelik yabancı ilgisinden de bahsederek, krizden çıkışla birlikte bunun devam edeceği bilgisini verdi. Velioğlu, "Global ekonomik krizin etkisiyle duran satın alma faaliyetlerinin, krizden çıkışla birlikte devam etmesi şaşırtıcı olmaz. Sigorta sektörünün yerli yatırımcıların elinde bulunan kısmı kriz sonrasında yabancı ilgisiyle karşı karşıya kalabilecek. Pazarın küçük oyuncularının, büyük sermaye gücüne sahip şirketler karşısında rekabet şanslarının azalması nedeniyle birleşmeler yaşanması da beklenebilir" diye konuştu.
Noyan Doğan/ Referans