BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 70,40 0,79 366.080.000.000,00
ALBRK 7,95 -1,49 19.875.000.000,00
GARAN 142,10 0,64 596.820.000.000,00
HALKB 37,38 0,86 268.567.003.209,96
ICBCT 13,38 0,38 11.506.800.000,00
ISCTR 13,83 0,80 345.749.585.100,00
SKBNK 7,79 0,00 19.475.000.000,00
TSKB 12,76 -0,62 35.728.000.000,00
VAKBN 30,08 0,60 298.270.919.411,84
YKBNK 36,18 0,67 305.614.315.455,12

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılık'ESKİSİ KADAR YABANCI SERMAYE AKMAYACAK'----

'ESKİSİ KADAR YABANCI SERMAYE AKMAYACAK'

'ESKİSİ KADAR YABANCI SERMAYE AKMAYACAK'
20 Mart 2009 - 17:32 www.finansingundemi.com

Önümüzdeki altı ay bir yılın zor geçeceğine vurgu yapan Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Tolga Egemen’e göre kriz sonrası oluşacak yeni dünya düzeninde eskisi kadar kolay yatırım yapılamayacak

İSTANBUL - Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Tolga Egemen, “Önümüzdeki altı ay, bir yıllık dönemin kötü geçeceğini söylemek mümkün. Dolayısıyla Türkiye için de kötüye gidiş olabilir” dedi. Kriz sonrası dünyada oluşacak yeni finansal düzende eskisi kadar kolay borçlanma ve dolayısıyla kolay yatırım imkanı olmayacağına da dikkat çeken Egemen’le, içinde bulunduğumuz dönem ve yeni finansal düzenin Türkiye’ye etkisini konuştuk: Önümüzdeki altı ay, bir yılı kötü geçirebiliriz: Önümüzde hala bence karanlık bir tablo var. Dünyadaki kriz şimdilik güven verici bir iyileşme sinyali vermiyor. Bankacılık sektöründeki krizin ekonomiye yansımaları belli bir gecikmeyle geldiği için demek ki önümüzdeki altı ay, bir yılı kötü geçirebiliriz. Dünyadaki bu durum Türkiye’ye de belli bir gecikmeyle geliyor malum. Dolayısıyla dünyadaki durum kötüye gittiğine göre Türkiye’de de önümüzdeki altı ay bir yıl içinde kötü gidiş devam edebilir diye düşünüyorum. ABD toparlanırsa dünya toparlanır: Diğer taraftan tek olumlu olabilecek gelişme şu. ABD’de gerçekten çok kötü ekonomik veriler geldi. Belli bir süre sonra daha az kötü veri geldiğinde düzelme başladı denebilir. ABD’de böyle bir hareketin başladığını görmek dünyada hızlı bir düzelmeyi de gündeme getirebilir. Ama bunu şimdiden öngörmek zor. Daha az borçlanma, daha az yabancı yatırım olacak: Hala yurtdışı bankaları ziyaret ediyoruz. Ama, eskiden yabancı yatırımcıları Türkiye’yi ve bankayı anlatıp borç vermeye çağırıyorduk. Şimdi artık onların kredi verme gücü kalmadığı için onlardan eskisi kadar borçlanma veya doğrudan yatırım yapmasını beklememeliyiz. Şunu kabul etmeliyiz ki bu krizin kalıcı etkisi (bu hiçbir zaman da düzelmeyecek) daha az borçlanma ve daha az yabancı yatırım olacak. Bana kalırsa bir daha eskisi gibi olamayacak. Artık olmayan parayla kimse yatırım yapamayacak. Yabancı krediyi Türk bankalarından almıştı: Yabancı sermayenin Türkiye’ye gelmesi satın almalarla oldu. Ancak kimse Türkiye’de fabrika kurmadı. Yabancılar mevcut şirketleri satın alırken Türk bankaları onlara kredi verdi. Yabancı yatırım yaptı dedik ama aslında o yatırımın yüzde 20’sini cebinden koydu, yüzde 80’ini Türk bankalarından kredi aldı. Bir daha hiçbir zaman böyle yüksek borçluluk oranları olmayacak diye düşünüyorum. Bu yüzden yurtdışı satın almalar bu kadar yoğun olmayacak. Geçmiş dönemde fiyatlar neden şişti? Çünkü kredi bulmak o kadar kolaydı ki. Öyle olunca herkes birden talip oldu. O dönem herkes gerçek işini yapmakla yetinmedi, her işe girmeye başladı. Herkes birden işlere atlayınca da şirketlerin değeri yükseldi. Bunu değerli kılan ise sürdürülebilir olmayan borçlanma imkanları oldu. Bu imkanların sürdürülebilir olmadığını son yaşanan krizle tüm dünya da gördü. Bunun Türkiye’ye de etkisi kalıcı olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü borçlanarak yapılan satın almalar eskisi kadar olamayacak. İnsanlar soruyor bu para nereye gitti diye. Bunun iki cevabı var. Birincisi bu para yok oldu. Çünkü bu paranın bir kısmı borsada, gayrimenkulde battı veya çok değer kaybına uğradı. Dolayısıyla artık bu kadar para yok. İkincisi kalan paraya ne oldu? O da güvenli liman ABD Hazine bonolarına parketti. Türkiye’ye neden para gelmez?: Paranın bize gelebilmesi için yurtdışındaki bankaların bunu kredi olarak açması gerekiyor. Ancak bankalar yasa gereği sermayelerinin belli bir bölümü kadar kredi verebiliyor. Bu bankalar son dönemde ciddi zararlar yazdıkları için sermayelerini de kaybetti. Bir kısmı ise devlet sermaye koyduğu için ayakta kalabildi. Durumu özetlemek gerekirse, para hala var ama krediye dönüşemiyor. Çünkü bankalarda sermaye yetersiz. Türk bankaları 10 milyar dolar ödeyecek: Toplam sendikasyon 10 milyar dolar civarı. Biz dahil bu yıl diğer Türk bankalarının sendikasyonlarının ancak yüzde 50’sini yenileyebileceğini düşünüyorum. Çünkü Türk bankalarının sendikasyonlarına katılan yabancı bankaların yarısı bu krizde yok oldu. Olmayan banka kredi de veremez. Dış kredi maliyeti 0.6750’den, yüzde 2,5’a çıktı: Geçen yıl yapılan ilk sendikasyonlarda maliyetler libor artı 0.675 idi. Aralık ayında libor artı yüzde 2’ye çıktı. Şimdi libor artı yüzde 2,5 civarında. Bizim yıllardır çalıştığımız bankalar sendikasyonlarımıza katılırlar. Bu yüzden bu maliyetlere rağmen sendikasyon kredisi almayı sürdüreceğiz. Buna karşın Türkiye açısından çok daha önemli olan uzun vadeli kredi bulma şansımız ise çok düşük. 10-12 yıllık para... Öyle birşey yok. Bu piyasalar kapalı. Dünyada en uzun vade ise bir yıl. Önümüzdeki dönemde çok fazla uzun vadeli kredi beklememek lazım. Yeni yatırım zor: Yeni yatırımlarda zorluk yaşanacak. Yurtdışındaki piyasaların açılması yatırımların önünü açacak olan kredileri bulmamız açısından büyük önem taşıyor. Devletleştirilen yabancı bankalar Türkiye’ye kredi vermez Başta ABD ve İngiltere’de birçok bankanın devletleştirildiğine dikkat çeken Tolga Egemen, Türkiye için burada büyük tehlike oluştuğunu belirtip şu değerlendirmede bulundu: “Şimdi korkum şu. Devletlerin sahip olduğu bu tip yerel bankalar kredileri yurtdışına vermeyecek, çünkü devlet diyecek ki: ‘Ben sana para verdim sen benim paramla Türk bankalarına nasıl kredi verebilirsin, İngilizlere ver.’ Nasıl 1929 buhranı Avrupa’da aşırı milliyetçiliği tetiklemişti... Krizlerde böyle bir risk var umarım aynısı olmaz. Bu sendikasyonları da etkileyecektir. Bu ortamda kendine yeterli ülkeler daha şanslı. Tek kuruş almasak da olur Dış borca dayalı ekonomiler içinse durum daha zor. Türk bankalarının bilançolarının sadece yüzde 13’ü kadar dış borcu var. Bilançomuzu Türk hane halkı mevduatıyla büyüttüğümüz için çok şanslıyız. Ayrıca bu yıl vadesi dolan borcun bilançolardaki payı ise sadece yüzde 3. En az yarısını çeviririz, çeviremezsek bile hiçbir şey olmaz. Kriz daha derinleşip tek kuruş alamasak bile likiditemiz yüzünden bize birşey olmaz. Mevduatta faiz yarışı olmaz Türkiye’de mevduatta yeni bir faiz yarışı başlamayacağını söyleyen Egemen, “Türk bankalarının bol likiditesi var. Bankalar bu yıl vadesi dolacak sendikasyonlarının toplamı olan 10 milyar doların çok üzerinde bir atıl likiditeyi yurtdışında tutuyor. Sendikasyonu yenileyemediğimiz takdirde o tutarda parayı çekip ülkeye getiririz. Bu yüzden mevduatta faiz yarışı olmuyor. Ancak burada birşeyin altını çizmek istiyorum. Biz bankalar kredi vermiyor değiliz, şirketlerin kredi talebi çok azaldı. Tabii doğru müşteriye doğru kredi vermek istiyoruz... Sağlıklı kredi vermemiz çok önemli. Ekonomi büyüsün diye tehlikeli kredi veremeyiz” dedi. ESİN ÇETİNEL /RADİKAL
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!