Ersin Özince'nin açıklamaları -5-

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, kredi verirken getiriyi gözönünde tutacaklarının altını çizerek, ''Bizi körü körüne rekabet yaparken görmeyeceksiniz. Biz sağlıklı ve istikrarlı politikalar izleyeceğiz. Manşet olacak veya 3 günlük bir kampanya değil amaçladığımız şey'' dedi. Özince, ekonomiye ilişkin beklentilerinin olumsuz olmadığını, 2010'un göreceli olarak daha olumlu yaşanacağını düşündüklerini vurguladı. 2010 yılında en önemli konuların yine üretim, istihdam olacağını ve bunlarda iyileşme gerçekleşmedikçe bankacılık sektöründe geçtiğimiz yıllarda en önemli unsur olan büyümenin gerçekleşemeyeceğini belirten Özince, 2009 yılında çok iyi rakamlarla açıklanan karlılığın başlı başına hiçbir şey ifade etmediğini, sektörün son dönemde değineceği övünülecek unsurlardan birinin belli başlı bankaların çok ciddi büyümeler kaydetmesi olduğunu söyledi. Bankacılık sektöründe aktiflerin yüzde 14 büyüdüğüne değinen Özince, ''Bunun son derece zayıf bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Aktiflerin yüzde 14 büyümesi bizim açımızdan bir sorundur. Bunun mutlaka daha güçlü artırılması lazım. Aksi takdirde Türkiye ne kadar mükemmel yönetilirse yönetilsin, motoru küçük bir taşıt aracı gibi performans gösteremeyecektir. Daima sığ piyasalarıyla uluslararası yatırımcılar, büyük giriş çıkışlar hep sıcak gelecektir, kaynar gelecektir. Dolayısıyla bankacılık sektörünün de sermaye piyasalarının da büyümesi en önemli hedef olmalıdır'' şeklinde konuştu. Bankaların karları üzerinde çok durulduğuna dikkati çeken Özince, ''Karların uzun yıllardır sürdüğü dikkati çekiyor. Ama hep beraber izlediğimiz gibi bu konuda çok akılcı politikalar izlemekte Türkiye. Türkiye'nin krizle ilgili tek övünülecek konusu bankacılık sektörünün güçlülüğü değildir. Burada önemli olan, son yıllarda, 2001 krizi sonrası dönemde izlenen sermaye politikalarının bugün nasıl semeresinin görüldüğüdür'' dedi. İş Bankasının son 10 yılda aktiflerini yaklaşık 23 kat büyüttüğünü, enflasyondan arındırıldığında 10 yılda 4 kat büyümenin söz konusu olduğunu, bu dönemde kredilerin 27 kat büyüdüğünü, mevduat artışının ise 22 kat olduğunu bildirdi. Geçen yıl 2.500 kişiyi işe aldıklarını anlatan Özince, bu yıl problem olmazsa 1.000 kişiyi işe alacaklarını kaydetti. Özince, sektörün geçen seneye şube kapatmalarla başladığını, İş Bankasının ise şube açmaya devam ettiğini vurgulayarak, ''Çok da olumlu sonuçlarını gördük. Kahramanlık yapmıyoruz. Yaptığımız yatırımların, adımların karşılığını olumlu olarak alıyoruz. Geçen yıl 60 tane şube açtık. Şube sayısında 1.093 adede ulaştık. Şube kapatıyoruz da... Son 10 yılda bugün itibariyle 350 tane şube açmışız. 99 tane de kapatmışız veya birleştirmişiz. Ancak 10 yıl içinde yaklaşık 251 şube artırarak şube hacmimizi de neredeyse yüzde 25'in üzerinde, 30'lar civarında artırmışız. 2010 yılında da 62 şube açmayı programlıyoruz'' şeklinde konuştu. 2009'da toplam kredilerin 2008'e göre yüzde 2 artarak 48 milyar 335 milyon liraya ulaştığını, geçen yıl bankadaki kredilerin dağılımının yüzde 44 kurumsal, yüzde 25 KOBİ ve yüzde 31 bireysel olarak gerçekleştiğini kaydeden Özince, bireyselde yüzde 14 ile en hızlı gelişen bölümün konut kredileri olduğunu vurguladı. Kredi verirken bundan sonra da firma seçimine çok özen göstereceklerini, dolayısıyla krediyi kredibiliteyle bağdaşık vereceklerini ifade eden Özince, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Yoğunlaşmaya yer vermeyeceğiz. Yaygın ve her alanda ağırlıklı davranacağız. Riski tam anlamıyla Türkiye sathında tabana yaymak hedefimiz olacak. Getiriyi gözönünde tutacağız. Bizi körü körüne rekabet yaparken görmeyeceksiniz. Biz sağlıklı ve istikrarlı politikalar izleyeceğiz. Manşet olacak veya 3 günlük bir kampanya değil amaçladığımız şey. Müşterimizi kapı kapı dolaşıp şaşkın bir halde görmek değil amacımız. Banka-kredi, banka-mevduat ilişkisi kalıcı olmalıdır.'' Yıl sonu itibarıyla yaklaşık 180 bin adet müşterinin 1,7 milyar liraya yakın kredisini yapılandırdıklarına işaret eden Özince, ''Yapılandırma işine öylesine önem verdik ki satış ekiplerimizi yeni ürün satacaklarına kredi yapılandırmasında görevlendirdik. Yapılandırmayı bir ürün haline getirdik. Bundan da son derece memnunuz'' dedi. Reel sektördeki firmalara borcunu ödeyecek niyetleri oldukça kredi vermeye niyetli olduklarını ve bunu devam ettireceklerinin altını çizen Özince, ''Fakat olmazsa olmaz birşey var; biz bu konudaki popülist yaklaşımlara asla itibar edilmemesi gerektiği kanaatindeyiz. Bizim sorumluluklarımızın, yükümlülüklerimizin en büyük bölümü mevduat sahiplerimize karşıdır. Mevduatın vadesinde ödenmesi için kredinin de mutlaka vadesinde ödenmesi gerekir'' şeklinde konuştu. Bugün hisse senedi piyasasında İş Bankası ve İş Yatırımın yüzde 8 ile lider olduğunu kaydeden Özince, çevreye yatırım fonunun da çok talep gördüğünü, 1,5 sene içinde sermaye artırımını yaptıklarını, fonun 2009 yılında yüzde 36,7 getiri sağladığını söyledi. İş Bankasının geçen yıl özkaynaklarını yüzde 43 oranında büyüttüğünü anımsatan Özince, ''İş Bankası, özkaynak yönünden en güçlülerinden bir tanesi. Bu gücü tamamen kendi kaynaklarıyla oluşturdu. Ülkemizde sektör son 10 yılda ciddi sermaye şarjları almıştır, ciddi sermaye katkıları almıştır. İş Bankası, bütün sermaye gelişimini kendi kaynaklarıyla destekleyen sayılı bankalardan biridir'' diye konuştu. Bankanın geçen yıl net karını yüzde 57 artırarak 2 milyar 372 milyon liraya çıkardığını hatırlatan Özince, ''İş Bankasında giderek mali bünyeyi güçlendire güçlendire brüt ve net kar arasındaki ilişkinin daralmaya başladığını görüyoruz. Sorunlu kredilerde hala yüzde 100 karşılık ayıran bankalardanız. En az risklere de karşılık ayırıyoruz. Bankanın bu brüt kar seviyeleriyle net karlılığını önümüzdeki dönemlerde de sürdürebileceği kanaatindeyim'' yorumunu yaptı. 2010'da bireysel ve kurumsal segmentte kredi büyümesi beklediklerini, bunun da net faiz gelirlerini geliştireceğini vurgulayan Özince, ''2010'un hem büyümenin geri geldiği, hem karlılığın daha makul ve daha sürdürülebilir nitelik kazandığı düzeyde korunabildiği bir yıl olmasını ümit ediyoruz'' diye konuştu. Ersin Özince, geçen yıl ücret ve komisyon gelirlerini yüzde 4 artırdıklarını, iş hacmindeki azalmanın bunu olumsuz etkilediğini, ancak bu alandaki getiriyi pek tatmin edici bulmadıklarını, daha kuvvetli olması gerektiğini söyledi. Ersin Özince, 2006 yılında başlattıkları müşteri odaklı dönüşüm programını tamamladıklarını, bunun için 500 milyon dolarlık bütçe öngördüklerini, kriz nedeniyle maliyetlerin düştüğünü ve 2006'dan bu yana bugün itibarıyla 290 milyon dolar civarında harcama yaptıklarını bildirdi.