BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 69,80 -0,07 362.960.000.000,00
ALBRK 7,91 -0,13 19.775.000.000,00
GARAN 140,90 -0,21 591.780.000.000,00
HALKB 37,00 -0,16 265.836.787.554,00
ICBCT 13,22 -0,75 11.369.200.000,00
ISCTR 13,67 -0,36 341.749.589.900,00
SKBNK 7,78 -0,13 19.450.000.000,00
TSKB 12,72 -0,31 35.616.000.000,00
VAKBN 29,64 -0,87 293.907.913.941,72
YKBNK 35,74 -0,56 301.897.612.890,16

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkERCAN KUMCU HÜRRİYET'TEN AYRILDI----

ERCAN KUMCU HÜRRİYET'TEN AYRILDI

ERCAN KUMCU HÜRRİYET'TEN AYRILDI
10 Aralık 2008 - 17:23 www.finansingundemi.com

Star Gazetesi'nin kurulmasıyla birlikte, Hürriyet Gazetesi'nde yazan ünlü ekonomist Salih Neftçi Star gazetesi'ne transfer olmuştu. Bu transferle birlikte Hürriyet'te köşe yazılarına başlayan Ercan Kumcu gazete ile yollarını ayırdı....

Star Gazetesi'nin kurulmasıyla birlikte, Hürriyet Gazetesi'nde yazan ünlü ekonomist Salih Neftçi'nin Star'a transfer olmuştu. Bu transferle birlikte Hürriyet Gazetesi'nde köşe yazılarına başlayan ve yaklaşık 10 yıldır bu gazetede köşe yazıları yazan Ercan Kumcu bu hafta gazete ile yollarını ayırdı. Malum Kumcu, bir süre önce de Eurobank Tekfen Yönetim Kurulu olarak Başkanlığı'ndan ayrılmıştı. Mumcu bankacı kimliğinden dolayı bankacılar tarafından en çok okunan köşe yazarları arasında yer alıyordu. İşte Kumcu'nun Hürriyet'teki son yazısı... ////////////// Ekonomik durgunluğun ruh hali EKONOMİK durgunluk süreci bir kez başladığında, sürecin ekonomik birimlerde yarattığı ruh hali ekonomik durgunluğun çözümünü zorlaştıran en büyük etken oluyor. Nedir bu ruh hali? Özel kesim yatırım ve tüketim harcamalarını azaltıyor, tasarruflarını artırma çabasına giriyor. Özel kesim içinde önemli bir yer tutan hane halkları zorunlu olmayan harcamalarını azaltıyor, hatta tümden kesiyor. Dayanıklı tüketim malları taleplerini erteliyor. Birikimlerini artırma çabasına giriyor. Hane halklarında ilerideki dönemde işsiz kalıp kalmayacağı kaygısı yoğunlaşıyor. Gelirlerinin düşüp düşmeyeceğinden kaygılılar. Haklılar. Özel kesimin ikinci ayağı olan şirketler de benzer bir çaba içine giriyorlar. Şirketler yatırım projelerini erteliyorlar. Mümkün olabildiğince, yatırım harcamalarını kısıyorlar. Hane halklarının düşen talebi karşısında üretimlerini azaltma eğilimine giriyorlar. İstihdamı azaltmaya çalışıyorlar. Onlar da haklılar. Aksi takdirde, zararları büyüyecek, sermayeleri eriyecek ve batacaklar. Bazıları bu önlemleri alsa bile batıyor. Özel kesim içinde şirketlerle hane halkları arasında aracılık faaliyeti yapan bankacılık kesimi de ekonomik durgunlukta benzer bir ruh halini yaşıyorlar. Bankalar için en önemli sorun müşterilerini yeni ekonomik şartlar içinde artık eskisi kadar tanıyamamaları. Hane halklarına kredi vermek istiyorlar, ama kimlerin yarın işsiz kalıp aldığı krediyi geri ödemekte zorlanabileceğini tahmin edemiyorlar. Devlette memur olmak böyle dönemlerde büyük bir avantaj oluyor. Bankalar şirketlere de kredi vermek istiyorlar. Ama, şirketlerin mali durumu konusundaki belirsizlikleri çözemiyorlar. Bugün kredi vermek istedikleri bir şirkete ait bilançolar ve gelir-gider hesapları en iyi olasılıkla eylül sonu itibariyle düzenlenmiş oluyor. Eylül bilançosu verebilen şirket sayısı çok az. Haziran hesaplarını alabiliyorlarsa, bankalar kendilerini şanslı görebilirler. Eylül ayından bu yana döviz kurları yüzde 20'den fazla arttı. Satışlar düştü. Dış talebin daralmasıyla ihracat zorlaştı. Bütün bunların şirketlerin bilanço ve kar-zararlarına etkileri bankaları korkutuyor. Geçmişte kredi verdikleri şirketlerin bazıları zaten zora girmiş durumda. Çekleri ödenmemeye başlıyor. Kredi taksitlerinin ödenmesinde gecikmekler yaşanıyor. Bazı şirketler battıklarını açıklıyorlar. Bankalardaki batık kredi miktarı artıyor. Bankalar sermayeden yemeye başlıyorlar. Bankaların kredi portföylerinin sağlığının bozulması şirketlere bakış açılarını olumsuz etkiliyor. Fırtınada içinde köşeye çekilip sermayelerini korumak bankalar için en tercih edilen durum oluyor. Onlar da haklılar. HERKES HAKLI Herkes haklı. Ama, ekonominin en önemli parçası olan özel kesimin bireyleri haklı olarak kendini korumaya yönelik önlemler aldığında, durgunluğun ruh haliyle birbirlerinin durumunu daha da bozarak ekonomik daralmayı daha da derinleştiriyorlar. Zincirin başlama noktasını bulmak zor. Bankaların aldığı önlemler şirketleri zor duruma sokuyor. Zincirleme etki ve tepki aynı anda oluyor. Şirketlerin aldığı önlemler hane halklarını olumsuz etkiliyor. Hane halklarının aldığı önlemler şirketleri zorluyor. Şirketler kesiminde bataklar arttıkça bankalar zorlanıyorlar. Bankalar kendini korumaya almaya çalışınca şirketler faaliyetlerini finanse edemez durumda kalıyorlar. Bugün Hürriyet'te son yazımı okudunuz. On yıla yakın süredir yazılarıma bazılarınız kızdınız. Bazılarınız yazılarımı çok beğendiniz. Tepkilerinizle beni daha çok çalışmaya daha iyi yazmaya teşvik ettiniz. Tüm okurlarıma, kızanlara da, yazılarımı beğenenlere de teşekkür ediyorum. /////////////// Ercan Kumcu için yazılan bir yazı HAKKINDA YAZILANLAR Dobra paracı ERDAL SAĞLAM Hürportreler Hürriyet 2002 İlavesi 15 yıl önceye kıyasla şimdi daha yumuşak ama dobralığı aynı. Paracı kimliği ise daha yetkinleşti. Yaklaşık 15 yıl önceydi... Bir iktisat muhabiri olarak Merkez Bankası'na yeni atanan Genel Sekreter ile tanışmaya gitmiştim. O zaman Merkez Bankası'nda Dışişleri Bakanlığı benzeri bir ‘‘Sözcülük’’ oluşturulmaya çalışılıyordu ve Genel Sekreter bu kapsamda basınla ilişkileri de üstlenecekti. Sadece, Amerika'dan gelen bir akademisyen olduğunu biliyordum. Karşımdaki kişinin bu kadar ‘‘Türk tipli’’ çıkmasına şaşırmıştım ama konuşma ilerledikçe mantığının ve bakışının klasik Türk tipi olmadığı da açıkca ortaya çıkmaya başlamıştı. Kısa bir süre sonra bu kişi Başkan Yardımcılığı'na atanmış, basınla ilişkiler yeni Genel Sekreter'e devredilmiş ve gazeteciler rahatlamıştı. Bu kişi Dr. Ercan Kumcu idi. Yıllar sonra, kendisine de söylediğim gibi, ‘‘Eğer Kumcu basınla ilişkileri götürmeye devam etseydi, Merkez Bankası'nın basınla arası o kadar iyi olamazdı...’’ Ercan Kumcu'yu asıl olarak Başkan Yardımcılığı döneminde tanımaya başlamıştım. Basınla ilişkileri iyi götüremeyecek olmasının ana nedeni, karşımızdaki kişinin, gazetecilere sorularının cahilce olduğunu söyleyecek kadar dobra bir kişiliğe sahip olmasıydı. O dönemde Merkez Bankası'nda çok iyi bir ekip kurulmuştu ve bence Merkez Bankası'nın o en başarılı dönemine Ercan Kumcu'nun katkıları çok fazla olmuştu. Herşeyden önce gün geçtikce, özellikle para konusunda çok iyi bir iktisatçı olduğu, bariz biçimde ortaya çıkmaya başlamıştı. Cehalete ve ilkesizliğe tahammülü yoktu. Belki de bu nedenle basınla arası, özel dostlukları dışında, o dönemde, hiç iyi olamadı. Kumcu'nun dostluğunu kazanmak ise zordu. Eğer özel yaşamındaki keyifli halini görmeseniz, size ne kadar katkı yapacağını görmenize rağmen, arkadaşlığı için çaba sarfedilmeyecek kadar ‘‘ukala’’ görünümlü kişiler vardır ya, işte onlardan biriydi Kumcu... Saracoğlu gibi, Kumcu'nun da önceleri bana ‘‘ukala’’ gelen tavırlarının aslında ‘‘Mesafeli bir duruş’’ olduğunu ayırdetmeye başladıktan sonra, arkadaşlığı da zorlamaya başlamıştım. Zor olmuştu ama arkadaşlığını, sanıyorum dostluğunu da kazanabildim. * Herşeyden önce bu arkadaşlığın, mesleki olarak bana çok büyük katkıları olduğunu söylemem gerek. Gerek Merkez Bankası'ndaki görevi boyunca, gerekse de bu görevden ayrıldıktan sonra, teknik olarak sıkıştığımda imdadıma yetişen insanlardan biri oldu ve olmaya da devam ediyor. Haberi değil ama bir gazeteci olarak haberi görmenizi ve doğru dürüst değerlendirmenizi sağlayacak olan bilgiyi vermekte cömertti. Eğer ‘‘uzun soluklu’’ ve ‘‘uzman’’ gazeteci olmayı seçtiyseniz, Kumcu çok doğru bir isimdi. Ercan Kumcu ile şimdi meslektaş olduk. Aslında bu mesleğe, hala, çok fazla anlam yüklediğimden olsa gerek, dışardan yazanlara karşı bazı rezervlerimi koruyorum. Kendisine de söylediğim gibi, yazılarımın başına ‘‘Sadece Gazeteci’’ ibaresi koyma isteğimi hayata geçirmeye kalkışmıyorsam, bunun en büyük nedenlerinden biri Ercan Kumcu'nun yazılarıdır. Zaman zaman katılmasam da, biliyorum ki Kumcu doğru bildiklerini yazıyor. Bildikleri de epeyce... Şu kadarını rahatlıkla söyleyebilirim ki; Kumcu şu anda basında, akademisyen kimliğini öne çıkararak köşe yazan akademisyenlerin hemen hepsinden iyi bir iktisatçı. Aynı zamanda haberi de görüyor ama bazıları gibi popüler olma hevesiyle habere değil, asıl yararlanılacak yönü olan analiz ve değerlendirmeye öncelik veriyor. Kumcu 15 yıl önceye kıyasla şimdi daha yumuşak. Hatta, o zaman çok kızdığı cahilce ve popülist haberlere karşı, şimdi bizden bile daha yumuşak baktığını söyleyebilirim. Yumuşadı ama, dobralığı hálá değişmedi. Paracı kimliği ise hem kamu hem özel sektör deneyiminden sonra, çok daha yetkinleşti. Kazandığı ‘‘devlet adamlığı’’ kimliğini, hem özel sektörde hem de yazarlıkta koruduğunu da kayda geçirmek gerekiyor. ‘‘Çifte standart’’a, kendi lehine olsa bile, karşı çıkacak kadar ilkeli olmayı sürdürmesinin, Ercan Kumcu'nun en saygı duyduğum yönü olduğunu söylemeden geçemeyeceğim... Dostluğuna gelince... Defalarca kanıtlandığını söylemem sanırım yeterlidir.
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!