Ekonomi bankalar sayesinde toparlandı
Keskin, "Toparlanma başladı, bankalar ise bu toparlanmayı sürdüren önemli bir rol üstleniyor" dedi
Ekonomide toparlanmanın başladığın söyleyen Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Genel Sekreteri Ekrem Keskin, banka kredilerindeki artışın toparlanmanın kalıcı olmasında büyük rol oynadığını belirterek, "Toparlanma başladı, bankalar ise bu toparlanmayı sürdüren önemli bir rol üstleniyor" diye konuştu.
Banka kredilerinde yıllık büyümenin iki katına ulaştığını ifade eden Keskin, KOBİ kredilerinde gerilemenin durduğunu bununda orta boy işletmelere açılan kredilerden kaynaklandığını kaydetti. Keskin, rakamların bankacıların söylediği 'büyük işletmelerde sorun yok ölçek aşağı düştükçe sorunlar görüldüğü' yönündeki söylemlerini de doğrular nitelikte olduğunu aktardı.
TBBnin 2003 yılında başlattığı tıbbi destek ve sosyal yardım programı olan 'Çok Yaşa Bebek' projesine yönelik Konyada düzenlenen toplantıda konuşan Ekrem Keskin, dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ile Türk bankacılık sistemindeki eğilimleri değerlendirdi.
Uluslararası kuruluşların toparlanmanın arkasında merkez bankalarının sağladığı likidite ile hükümetlerin sağladığı kamu destekleri olduğu değerlendirmeleri yaptığını belirten Keskin, dünya ekonomilerinde birinci gündem maddesinin bu desteklerin ne zaman ve nasıl çekileceği olduğunu hatırlattı. Keskin, Dünya ekonomisinin ikinci gündem maddesi ise bir çok ülkede finansal sistemin çalışabilir hale gelmesi için restorasyon çalışmaları devam ediyor ve toparlanmadı henüz. Bu nedenle biz kendi desteklerimizi çekersek özel sektör öncülüğünde iç ve dış talep büyüme eğilimine girer mi. Üçüncü önemli nokta da emtia fiyatları ve petrol fiyatları yeniden yükselme eğilimine girdi. Gerçekten 2009 yılının ocak ayını 100 olarak alırsanız emtia fiyatları enerji fiyatları ve işlenmiş gıdada yeniden yükselme trendi başladı. Bu bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için bir dezavantaj ifadelerini kullandı.
Büyüme tahminlerin üzerine çıkabilir
Ekrem Keskin, şöyle devam etti: "Türkiye 2009 Mart ayından itibaren toparlanmaya başladı. Eylül ayından sonra pozitif büyüme başladı. Bu süreçte düşen enflasyon ve faiz oranları büyümenin itici gücü oldu. Yatırımcıların TL'ye yönelmesi, Hazine'nin borçlanmasını azaltmaya başlaması döneme damgasını vurdu. Bu tempo devam ederse büyüme hızı öngörülenin üstüne çıkabilir. 2010'da büyüme yüzde 5'i geçebilir. Ancak banka karları geçen yılki kadar hızlı artmayacak. Bu yıl hacmi büyütmek çok önemli."
Keskin, özel sektörün tüketim eğiliminde yeniden artış başladığını, hem bireylerde hem de finansal olmayan kuruluşlarda hem de yatırım tercihlerinde yeniden canlanma olduğunu anlatarak Tasarruf açığını düşürmeye yönelik kapsamlı bir politikayı henüz ortaya koyamadık. Kamu kesimi tasarruf açığını düşürmeye yönelik adımlar attı. Türkiye'nin yeniden büyüme trendine girdiğinde cari işlemleri açığını ve tasarruf açığını büyüteceğini görüyoruz. O zaman cari işlemler açığının finansmanı önem kazanıyor. Bunun büyük kısmı net hata noksanla finanse ediyoruz. Bundan sonra cari işlemler açığı büyürse biz bunu nasıl ve hangi kalemlerden finanse edeceğiz. Net hata noksan kalemini çözmemiz lazım. Özel sektör borçlanmasında yavaş da toparlanma var ama hala eksi. Dolayısıyla Türkiye'nin büyüme modelinde yine cari işlemler açığına doğru gidiyorsak bunun sağlam kaynaklarla finanse edilmesi önemli. Sağlam kaynaklar içinde doğrudan yabancı sermayenin aradığı reformlara Türkiye ihtiyaç duyacak diye konuştu.
Krediler iki kat arttı
Keskin, son altı ayda kredi piyasasında yaşanan gelişmeleri ise rakamlarla şöyle özetledi: "Son dönemdeki kredilerde iki kat artış yaşandı. Yılsonu itibarıyla yıllık bazda toplam krediler yüzde 6 artarken ilk üç aydaki artış yüzde 13. TL krediler 2009 sonunda yüzde 9, ilk üç ayda ise yıllık bazda yüzde 18 artmış. Yıllık büyüme iki kat oldu. 2009 Aralık ayında bankaların menkul değerler cüzdanı yüzde 28 büyümüş. Mart ayında ise yıllık bazda bu yüzde 20'ye inmiş. Yani menkul değerler cüzdanının büyümesi ile kredilerin büyümesi geçen senenin tam tersi bir eğilim gösteriyor. Hazinenin daha az borçlanma ihtiyacı bankacılık sisteminin yeniden bireysel ve kurumsal kredilere geri dönüşü anlamına geliyor. Aynısını aşağı yukarı 2004te yaşamıştık."
Orta ölçekte müşteri sayısı da arttı
KOBİ kredilerinde gerilemenin durduğunu bununda orta boy işletmelere açılan kredilerden kaynaklandığını bildiren Keskin, rakamların bankacıların söylediği 'büyük işletmelerde sorun yok ölçek aşağı düştükçe sorunlar görüldüğü' yönündeki söylemlerini de doğrular nitelikte olduğunu aktardı. Keskin, KOBİ kredilerinde büyümenin yüzde 4 olduğunu ifade ederek Mikro işletmelere kullandırılan krediler 32 milyar TL'den 30 milyar TL'ye gerilemiş. Geçen seneye göre gerilemiş. Buna karşılık küçük işletmelere verilen krediler 21 milyar TL'den 23 milyar TL'ye yükselmiş. Asıl çarpıcı gelişme orta büyüklükteki işletmelerde ve bu kesime açılan krediler 28.8 milyar TL'den 32.7'ye çıkmış. Orta ölçekli işletmelerde bir toparlanma var ki kredide artmış. Şubattan şubata bu segmentte kredi artışı yüzde 14. Orta ölçekli müşteri sayısı da 62 binden 68 bine yükselmiş. Yani 6 bin işletme daha kredi kullanmış. Mikro işletmelerde sayı 1 milyonun altına düşmüş. Tahsili gecikmiş alacaklarda da düşüş var değerlendirmesinde bulundu.
Sorunlu krediler azaldı
Tahsili gecikmiş alacakların oranında da düşüş olduğunu hatırlatan Keskin, şu bilgileri verdi: "Tüketici kredilerinde tahsili gecikmiş alacaklar oranı yıl sonunda yüzde 4.3 iken mart sonunda yıllık bazda yüzde 3.9a geriledi. Kredi kartlarında bu oran yüzde 11.6'dan, 10.6'ya, kurumsal kredilerde yüzde 5.3ten, yüzde 5e indi. KOBİlerde ise yüzde 8.4 ten, bu kez şubat ayında 8.1 oldu."
Kurumsal krediler büyüyor
Geçen yıla göre kredilerde gözlenen bir başka değişikliğin ise yabancı bankaların kredilerindeki artış olduğunu söyleyen Keskin, sözlerine şöyle devam etti: "Geçen sene kredi hacmindeki genişleme ağırlıklı olarak kamu bankalarından geliyordu. Şimdi özel bankalarında, yabancı sermayeli bankalarında kredisi büyüyor. İlk üç ayda toplam kredi hacmi 20.1 milyar TL arttı. Bunun 6.1 milyar TLsini kamu, 10.5 milyar TL'sini özel bankalar, 3.5 milyar TLsini yabancı bankalar açmış. Bir başka nokta da kurumsal kredilerin geçen yıla göre bireysel kredilerden daha fazla artması. Bu yılın ilk üç ayında kurumsal krediler 13.5 milyar TL, bireysel krediler ise 6.6 milyar TL arttı. Reel sektörün kredi talebinde de artış var. Bu toparlanmayı teyit eden bir rakam. Geçen sene bireyseldeki artış daha hızlıydı şimdi kurumsalda."
Krediler dışarıdan içeriye kaydı
Geçen yıl 32 sayılı kararda değişiklik yapıldığı ve bu sayede bankaların belli şartlar dahilinde ihracatçı olmayan şirketlere de dövizle kredi vermeye başladığını hatırlatan Keskin, bunun sektöre yansımasını ise şöyle özetledi: "Yaklaşık 6 milyar dolarlık hareket oldu. Bankaların yurtdışı şubelerden açtığı krediler 6 milyar dolar azaldı yurt içi şubelerinden verdiği krediler ise 6 milyar dolar arttı. Bu yasa öncesi rekabet yurtdışındaydı."
Kart tasarısı için üyelerden görüş bekliyoruz
Ekrem Keskin, BDDK'nın geçen hafta hazırladığı borcu olanın kredi kartından nakit çekimi kısıtlayan tasarısının TBBye ulaştığını ve görüş alınmak üzere üyelere gönderildiğini de söyledi. Bankacılık çevrelerine göre, BDDK bu tasarıyla yüksek borçlu vatandaşın kredi kartından nakit çekerek diğer bankalardaki borçlarının en azından asgari tutarlarını ödemeye çalışmasının önüne geçmeye çalışıyor. Bunun tehlikeli bir döngü olduğu konusunda birleşen sektör temsilcileri arasında tasarıya destek verme eğilimi kuvvetli görünüyor.