Devlet yatırım yapmazsa hiç kimse yapmaz
Eski adı MNG Bank olan T-Bank Genel Müdürü Dinçer Alpman, Türkiye ekonomisinin durgunluğu aşması için hükümetin talebi kamçılaması gerektiğini belirterek, "Devlet yatırım yapmazsa kimse yapmaz " diyor.
Ayfer ARSLAN / AKSAM
Enflasyonla mücadele programı çerçevesinde yaklaşık 9 yıldır sıkı para ve maliye politikalarının uygulandığı Türkiye'de, bankacılık sektöründen ilk defa aykırı bir ses yükseldi. Türk Telekom'un sahibi Lübnanlı Hariri ailesinin ana hissedarı olduğu Turkland (T-Bank) Genel Müdürü Dinçer Alpman, ekonomideki durgunluğun aşılması için hükümetin talebi kamçılaması gerektiğini belirterek, "Bunun da tek yolu enflasyonu yukarı götürmek. Türkiye'de yapılacak ne kadar yol, hastane, okul, baraj, köprü yatırımı varsa hızlandırılarak öne çekilmeli. Devlet yatırım yapmazsa kimse yapmaz. Devlet baraj, yol, köprü yapacak ki, inşaat sektörü canlansın, istihdam artsın" görüşünü savundu.
Türkiye ekonomi ve bankacılık sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan T-Bank Genel Müdürü Dinçer Alpman, sorularımızı şöyle yanıtladı:
YENİ YATIRIM TALEBİ YOK
-Kredi talebi nasıl, piyasalar açıldı mı?
Eskisi kadar tabana yaygın bir kredi dağıtımı yok. Bankalar biraz daha seçici davranıyor. Bu krizden en çok zarar gören KOBİ'ler, özellikle küçükler oldu. Bankalar hala tüketiciye kredi kullandırmak için kampanyalar yapıyor. Büyükleri zaten bu süreçte desteklemeye devam ettiler. İri KOBİ'ler değil, daha çok yıllık cirosu 1-3 milyon TL arası olanlar çok sıkıntı çekti. Onların kullanabileceği krediler durdu. Talep durdu. Büyük firmalar onları taşeron olarak kullanıyor. Ara mamüllerini onlara ürettiriyorlar. Piyasada talep durunca kapı kolu üreten ufak bir KOBİ de eski siparişlerini alamadığı için sıkıntıya girdi. Mart ayından itibaren TL krediler 20 milyara yakın, döviz kredileri 1.5 milyar dolara yakın arttı. Ama bunlar genellikle yeni yatırımlarda değil, alacak finansmanında kullanılıyor. Yeni yatırım kredisi çok az.
ÇOK İYİMSER DEĞİLİM
-2010'da bu tablo değişecek mi?
Ben o kadar iyimser değilim. Şu anda da rekabet var. Kredi faizleri oldukça düştü. Ne oldu? Eskiden her kesime kredi dağıtan bankalar standartlarını biraz daha yukarı çekti. Dolayısıyla herkes aynı kişilere kredi pazarlamaya çalışıyor. Büyük inşaat firmaları veya diğer sektörlerdeki üreticilere yurtdışından talep gelecek ki, adam araba üretiyorsa paspasının, sileceğinin siparişini versin. Bunlar olmadığı zaman küçük işletmelerin yapacak işi kalmıyor. Eskiden büyümeyi kamçılayan ilave talepti. Şimdi nereden baksanız ihracatta 30 milyar dolara yakın küçülme var ki, Avrupa'daki ufak bir ülkenin toplam ihracat rakamı neredeyse.
-Kredi hacmi gelecek yıl ne kadar artar?
Öyle bir öngörümüz yok. Biz kendi büyümemizde yaklaşık yüzde 30 civarında bir büyüme öngörüyoruz. Sektör o kadar büyür mü ondan o kadar emin değilim.
İŞSİZLİK SABİT KALIRSA İYİ
-Peki, sektörün büyümesinde itici güç ne olacak?
Öyle bir şey yok. Krediler büyür ama reel sektörde 2010 yılında yatırım artışı olacağını pek düşünmüyorum. Gayrimenkul yatırımlarına ilişkin boy boy ilanlar var. Hep aynı şeyler satılmaya çalışılıyor. Belki başlayan yatırımlar devam eder. İtici güç nreden olabilir? Tekrar yurtdışından Avrupa Birliği ülkelerinden talep gelirse... İhracatımızın yüzde 65'i Avrupa Birliği ülkelerine ait. Oralarda daralma var. Bu şartlarda işsizlik sabit kalırsa Türkiye 2010 yılında şanslıdır bence.
-Türkiye'de sektör ve ekonomi açısından gelecek yıl karşılaşılabilecek riskler neler?
Türk bankacılık sekkörü dünyadaki en sağlam sektörlerden biri. Reel sektör önemli. Reel sektör sıkıntıya girdiği an 2 milyon kişi işsiz kalıyor, istihdam düşüyor. Bence hükümetin yapması gereken şey talebi biraz kamçılamak.
40 YIL ENFLASYONLA YAŞADIK, ÖLMEDİK
-Talebi kamçılamak için ne yapmalı?
Ben olsam biraz enflasyonu yukarı çekerdim. Türkiye'de eskiden kriz olduğu zaman kurlar zıplar, TL faizler yukarı giderdi. Sonra tekrar balansa geliyordu. Oysa şimdi herşey aşağı gitmeye başladı. Bütün sektörler kötü durumda. Talebi ve harcamaları artırarak üretimi tekrar artırmak şart. Bunun da tek yolu enflasyonu biraz yukarı götürmek. Vergi indirimi veya harcama çeklerinin bir işe yarayacağını sanıyorum. Türkiye'de yapılacak ne kadar yol, hastane, okul, deprem güçlendirmesi ve baraj varsa önümüzdeki 5 yılda hızlandırarak öne çekilmeli. Devlet baraj yapmaya başladığı anda inşaat sektörü ile talep yaratmış oluyorsunuz. Demir alıyorsunuz, çimento alıyorsunuz. Devlet yatırım yapmazsa kimse yapmaz. Birsürü firmamız var, geziyoruz. Bırakın yatırım yapmayı millet stoğunu düşürüyor. Eskiden üç birim stok tutuyorsa şimdi bir birim stok tutuyor.
-Bütçe açığı ciddi sorun iken, kamu harcamaları nasıl artırılacak?
Bütçe açığı olmasaydı 2 milyon işsiz sayısı bugün 2 milyon 750 bine çıkardı. Bana göre bu dünya krizi bilinen bütün ezberleri değiştirdi. Herkesi bir enflasyon korkusu sardı. Bu ülkeden çocukluğumdan 40 yaşıma kadar yüzde 70 enflasyonla yaşadım. Hiç de ölmedim yani. Sokağa çıkıp insanlara sorun. Yüksek enflasyon mu, işsiz kalmak mı? Krizin ana tanımı bence bu. Çünkü bu bir kısır döngü. Talep olmadıkça üretim düşüyor. Üretim düştükçe fabrikalar işçi çıkarıyor. Birinin çıkıp o talebi kamçılaması lazım. O biri de devlettir. Devletin dışında o kadar büyük talebi harekete geçirecek bir mekanizma yok.
Kutu:
2011'den önce
düzelme zor
-Ne zaman krizi aşarız?
Bu işi kim çıkardıysa orada düzelme olmadığı sürece diğer tarafların düzelme ihtimali yok. ABD düzelmeden Türkiye'nin düzelmesi zor. Oradan bağımsız hareket edebilmesi için kapalı bir ekonomiye sahip olmanız lazım. Şu andaki şartlar devam ederse 2010 yılının sonundan önce sürdürülebilir düzelmeye geçmek mümkün değil.
Kutu:
Hariri, Türkiye'den çok memnun
-Ana hissedarı Hariri Grubu'nun Türkiye'ye bakışı nasıl?
Biz Türkiye'deki en büyük yabancı yatırımcıyız. 6.5 milyar dolara yakın Telekom ve Avea yatırımı, 160 milyon dolara MNG Bank'ın satın alınması... O tarihten bu yana 100 milyon dolar ilave sermaye kondu. Neredeyse 7 milyar dolar yatırım yapmış Türkiye'ye. Doğru zamanda girdikleri için bence çok memnun.
Kutu:
En büyük korkusu
siyasi istikrarsızlık
-En büyük korkunuz nedir?
Ekonomik olarak hiçbirşeyden korkmuyorum. Önlemini alabilirsiniz. Beni hep korkutan şeyler siyasi şeylerdir. Türkiye'de olabilecek en kötü şey siyasi ortamın bozulması veya siyaseten çıkabilecek krizler. Hükümetin istifa etmesi, değişmesi... Onlarla ilgili profesyonel olarak yapabileceğiniz bir şey olmuyor.
ŞERBETLENDİK, PANİKLEMİYORUZ
-Peki şu anda sizce siyasi istikrar var mı?
Aslında yaşananlara baktığınız zaman enteresan bir ülke. Türkiye'de anormal bir gündem var. ABD veya Avrupa'da başbakan yardımcısına suikast girişim ortaya çıksa ortalık karışır. Türkiye'de ise kamuoyu tepkisizleşti. Şerbetlendik sanırım. Bu kadar önemli bir olayın pompalandığı başka bir ülke yok. Dünyanın üç beş yılda hazmedebildiği bilgileri biz iki üç günde bir gazetede okuyoruz. İnsanlar artık alıştı, kimse paniklemiyor.
Kutu:
IMF'nin elini büktük
-IMF anlaşmasına ilişkin beklentileriniz?
Hükümetin yerinde olsam imzalamam. Şu anda imzalanmamasının eksisi IMF'e yazıyor. Çünkü Türkiye böyle bir ortamda IMF'siz geçilebileceğini kanıtladı. İkincisi bugüne kadar hükümetler IMF önüne ne koyduysa imzaladılar. İlk defa Türkiye IMF'in kolunu bükme noktasına geldi ve büküyor. Neden Bulgaristan gibi bir ülkeye Türkiye'nin onda biri büyüklüğünde bir ekonomiye 20 milyar euro verirken kalkıp Türkiyeye 25 milyar euro verip ondan sonra da çeşitli şartlar dikte ettirmeye kalkarsanız hakikaten kabul edilebilir bir şey değildir. İmzalanacaksa da bence iyi şartlarda imzalanması lazım.
Kutu:
-Piyasalara ilişkin tahminleriniz?
Bu şartlar devam ederse dolar bu seviylerde kalır. Faiz düşüşlerinin sonuna gelindi. Belki Merkez Bankası bir 0.25 veya 0.50 faiz indirimini son kurşun olarak cebinde tutuyor olabilir. Genel faiz seviyesi yüzde 10 seviyesinde kalır. 9.5-11 arası olur. Merkez Bankası'nın faiz artırımına hemen başlayacağını düşünmüyorum. Enflasyon yüzde 7-8, büyüme yüzde 2-2.5 arasında gerçekleşir. Dolar kuru ise maksimim dolar 1.68 TL olur.
Kutu:
10 şube açıp, 200
kişiyi işe alacak
-T-Bank, gelecek yıl neler yapacak?
2007 yılında yeni ortaklar MNG Bank'ı alınca bankanın iş yapma stratejilerini değiştirdik. O zaman 9 şube vardı şimdi 25 şube oldu. 2010 yılında 10 şube planımız var. İki tanesini tespit ettik şubat ayında açılacak. Sene sonunu 35 şube ile kapatırız. Ortalama 2010'da 200 kişiye iş yaratma imkanımız olacak. Öncelikle gelmek istediğimiz yer 50 şubeli bir ticari ve KOBİ bankası olmak. Ancak ondan sonra bireysel bankacılığı bunun üzerin inşa ederiz.
Kutu :
KOBİ'nin K'sı yok
OBİ'lerle ilgiliyiz
T-Bank'ın yüzde 50 hissesi Arab Bank, yüzde 41 hissesi BankMed'e, yüzde 9 hissesi ise Mehmet Nazif Günal'a ait. Eski adı MNG Bank olan bankanın yüzde 91 hissesi iki yıl önce Arap Bank-BankMed ortaklığına geçmişti. KOBİ bankacılığı ve ticari bankacılık alanında hizmet verdiklerini belirten Dinçer Alpman, "Yıllık cirosu 4 ile 10 milyon dolar arasındaki firmalar bizim açımızdan KOBİ oluyor. Bizimkiler biraz OBİ oluyor. KOBİ'nin K si bizde yok. Yıllık cirosu 4 milyon doların altındaki firmalarla çok haşır neşir olmuyoruz" dedi.