BANKALAR TİCARİ KREDİ VERMEKTE İSTEKSİZ
Merkez Bankası'nın faiz indirimiyle birlikte bono ve mevduattaki hızlı faiz düşüşlerine rağmen, bankalar kredi faizlerinde işi ağırdan alıyor. Ekonomist Dergisi'nin haberine göre faizler bonoda yüzde 14'e gerilemesine rağmen ticari kredilerde hala yüzde 18-20 bandından.
Merkez Bankasının faiz indirimleri ticari kredilere pek bir yavaş yansıyor. Kriz nedeniyle Ekim-Kasım 2008de yüzde 25lere yükselen bono bileşik faizleri, geçen hafta yüzde 14lere kadar geriledi. Aynı dönemde yüzde 25-30 aralığına çıkan ticari kredi faizleri ise hala yüzde 18-20 civarında. O da iyi şirketler için⦠Ekonomik durgunluk nedeniyle şirketlerin artan risklerine bağlanan bu durumun önümüzdeki günlerde azalarak da olsa devam etmesi bekleniyor.
Global krizle birlikte genel faiz düzeyinde yaşanan yükseliş, Merkez Bankasının (MB)19 Aralıkta yaptığı 125 baz puanlık indirimin ardından yerini düşüşe bıraktı. 16 Ocaktaki 2 puanlık indiriminin ardından bu düşüş trendinin hızlanarak devam etmesi bekleniyor.
İlk etapta tahvil-bono faizlerine yansıyan düşüş, ardından mevduata, son iki hafta içinde de başta konut olmak üzere bireysel kredilere de yansıdı. Ticari, işletme ve kurumsal kredilere yansıması ise daha düşük oranda ve daha geç oluyor.
Örneğin global krizin etkisiyle yüzde 25lere kadar yükselen bono bileşik faizleri, MBnın aralık ayında 125 baz puanlık faiz indiriminden sonra yüzde 15.5lara kadar geriledi. Ardından gelen satışlarla yüzde 16ların üzerine çıkan bono bileşikleri, 16 Ocaktaki iki puanlık indirimin ardından da yüzde 14e geriledi.
Merkez Bankasının (MB) faiz indirimine ikinci sıradaki tepki ise mevduattan geldi. Global krizin, bankaların likidite endişesinin de körüklemesiyle yüzde 23lere kadar yükselen vadeli mevduat faizleri, faiz indiriminin ardından geçen hafta yüzde 17-18lere kadar geriledi. Mevduat faizindeki bu düşüş eğiliminin, geçen haftaki iki puanlık indirimin ardından önümüzdeki günlerde de devam etmesi bekleniyor.
Öte yandan aynı dönemde ağırlıklı olarak aylık bazda yüzde 1.70-1.90 aralığına yükselen konut kredisi faiz oranları özellikle geçen hafta yüzde 1.50-1.70 aralığına geriledi.
Kredi faizleri yavaş düşüyor
Faizlerdeki bu düşüş eğiliminin ticari ve kurumsal kredilere yansıması ise daha yavaş oluyor. MBnın geçen haftaki iki puanlık indiriminin ardından da aynı eğilimin devam etmesi bekleniyor. Yani faiz indiriminin önce tahvil-bono faizlere -ki, indirimin ardından cuma günü yüzde 14e kadar gerileyerek bunu gösterdi- ardından mevduat, sonra bireysel krediler, en son da ticari kredilere yansıması bekleniyor.
Ağırlıklı olarak proje kredileri ve büyük holding, gruplara verilen kurumsal kredilerde bankalar daha esnek olabiliyor. Ancak ticari krediler, KOBİ ve işletme kredileri söz konusu olunca bankalar daha temkinli davranıyor. Bir bankacının deyimiyle bu durum, kriz kaynaklı ekonomik durgunluk nedeniyle şirketlerin yaptıkları büyük indirimlere rağmen satışlarını artıramamaları ve bunun karlılıklarını olumsuz etkileyeceğine yönelik endişelerden kaynaklanıyor.
Bu durumda özellikle özsermayesi güçlü olmayan, likidite sorunu olan şirketlerin, eğer geçmişte kredi de kullanmışlarsa bunu ödemekte güçlük çekebileceklerine ilişkin endişeler doğuyor. Bu nedenle bankalar, kredi vermekte pek istekli davranmıyor. Çoğu da hayır demek yerine faizleri biraz yüksek tutmayı tercih ediyor. Son günlerde genel faizlerdeki düşüşe rağmen ticari kredilerdeki faizlerin çok daha yavaş gerilemesi ve vadelerin de kısalmasının altında bu yatıyor.
Talep de düştü
Faizlerin yüksek ve vadenin de kısa olması, kredi kullanımını olumsuz etkiliyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) verileri de bunu teyit ediyor. BDDK verilerine göre Eylül 2008 itibariyle 256.2 milyar TL olan toplam kredi tutarı, bu tarihten itibaren düşüşe geçerek Aralık 2008 itibariyle de 247.7 milyar TL seviyesinde geriledi.
Bankacılar bu düşüşü talep düşüşüne bağlanıyor. Örneğin geçen hafta Türkiye Kurumsal Yönetim Derneğinin toplantısına katılan Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Tayfun Bayazıt yaptığı açıklamada, ekonomik kriz karşısında kredi kullandıracak cesaretlerinin bitmediğini, ancak talebin daralması nedeniyle kredi hacminin son iki aylık süre zarfında azaldığını söyledi.
Ancak bu talep düşüşünde bankaların da rolü olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bir bankanın genel müdür yardımcısının deyimiyle, bankalar faizleri yüksek tutarak talebin düşmesine yardımcı oluyor.
Ticari krediler faizleri de düşecek
Gerçi son günlerde bankacılardan gelen açıklamalar, önümüzdeki dönemde ticari kredilerde de faizlerin düşeceği yolunda. İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, hafta içinde yaptığı açıklamada mevduat faizlerinde yaşanan düşüşün, kredi faizlerine henüz yansımadığını, ancak talepteki artışla birlikte önümüzdeki süreçte mutlaka bunun gözleneceğini belirtti.
Akbank Genel Müdür Yardımcısı Reşit Toygar, genel faizlerdeki düşüşün ardından kredi faizlerinde de düşüşün başladığını söyleyerek, iyi şirketler için ticari kredi faizlerinin yüzde 18e kadar düştüğünü, vadenin de bir yıla kadar uzadığını hatırlatıyor.
Peki ticari kredi faizlerinde yavaş davranan bankalar, konut, otomobil ve tüketici kredilerinde neden daha atak davranıyorlar? Bir bankanın Hazine müdürü, bankaların önümüzdeki dönemde hedef kitlesinin özellikle beyaz yakalılar olduğunu söyleyerek bu soruyu şöyle yanıtlıyor:
Ekonomik durgunluk nedeniyle şirketlerin riski arttı. Buna karşılık ucuzlayan fiyatlardan yararlanmak isteyen beyaz yakalıların, otomobil, konut başta olmak üzere diğer tüketim ihtiyaçlarını gidermeleri bekleniyor. Bu nedenle bankalar şirketlere kredi verip yüksek risk almaktansa, daha düşük riskli, ortalama bir gelire sahip olan beyaz yakalılara kredi vermeyi tercih ediyor. Şu anda özellikle iş güvencesi olan kamu kesimi çalışanları, bankaların en gözde müşteri kitlesiâ¦
Yüzer-gezer mevduat krediye uygun değil
Adnan Bali (İş bankası Genel Müdür Yardımcısı):
Global krizin etkisiyle dünya genelinde bir daralma yaşanıyor. Bu kapsamda daralan pazar koşulları ve borçlanma olanakları ile artan finansal giderler, şirketlerin performanslarını da etkileyecektir. Değişen bu koşullar daha önce fizibil bulunan işlerin fizibilitesini kaybetmesine de neden olabiliyor. Dolayısıyla 2009 gibi aktif kalitesinin muhafazası ve likidite yönetiminin önem kazandığı bir dönemde bankaların kredi kullandırmada önceki dönemlerde olduğu kadar risk iştahlarını korumaları beklenmemeli.
Diğer taraftan, Merkez Bankası faiz indirimine gidiyor, bu da faiz düzeyinin aşağı gelmesini sağlıyor. Ancak, taban mevduat dediğimiz istikrarlı süregelen kaynak dışındaki büyük montanlı, yüksek faiz peşindeki mevduat ile krediyi gerek vade gerekse maliyet bakımından fonlamak mümkün değil. Yüzer-gezer bu mevduat, ne vade ne de faiz olarak talep edilen kredinin çok büyük bölümü için uygun bir kaynak değil.
Kayhan Öztürk/Ekonomist