BANKALAR İÇİN EN BÜYÜK RİSK: KREDİ
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK), Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketi sonuçlarına göre, bankacılar en önemli risk kaynağı olarak kredi riskini görüyorlar.
Kredi riski, bir önceki anket döneminde de en önemli risk kaynağı olarak görülmüştü.
Buna göre, kredi riskinin en önemli risk kaynağı olarak görülme oranının bir önceki ankete göre yüzde 41;den yüzde 87;ye çıkmış olması dikkat çekti.
BDDK tarafından hazırlanan ve 84 üst düzey banka yöneticisi tarafından cevaplanan Ocak- Mart dönemine ilişkin ''Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketi'' sonuçları açıklandı.
Beklenti Anketi incelendiğinde küresel finansal krizin ve durgunluğun beklentileri önemli ölçüde etkilediği görüldü. Bu durum ankete gayri safi milli hasıla (GSMH) ve kredi hacimlerine ilişkin beklentilerin olumsuz yönde gelişmesi olarak yansıdı. Ayrıca, Ankette yer alan karlılıkların düşmesi ve takipteki kredi hacimlerinin artmasına ilişkin beklentiler de küresel krizin yansımaları olarak değerlendirildi.
Diğer taraftan küresel durgunluk nedeniyle enerji ve emtia fiyatlarındaki düşüşler ve iç talepte olması muhtemel bir azalma beklentisi, cari açık ve enflasyon oranlarındaki beklentilerin önemli ölçüde iyileşmesi sonucunu doğurdu.
Özetle, ankete katılan sektör yöneticilerinin bir önceki anket döneminde var olan olumsuz beklentilerinin devam ettiği, önümüzdeki üç aylık dönemde bankacılık sektörü için durgunluk, takipteki alacakların artışı ve karlılığın düşmesi sonuçlarının beklendiği görüldü.
Makroekonomik göstergelere ilişkin beklentilere bakıldığında, 2009 yıl sonu GSMH;ye ilişkin olarak artış bekleyenlerin oranı yüzde 45, aynı kalacak beklentisine sahip katılımcıların oranı yüzde 18 seviyesinde iken azalma bekleyenlerin oranının yüzde 37 düzeyinde gerçekleştiği, Anketin yapılmaya başladığı Ekim 2005 tarihinden itibaren ilk kez GSMH;ye ilişkin ''aynı kalacak ve azalacak'' beklentilerinin ''artacak'' beklentisini geçtiği gözlendi.
-CARİ AÇIĞIN ARTACAĞI YÖNÜNDEKİ BEKLENTİLERDE DÜŞÜŞ-
Cari açığın artacağına ilişkin beklentilerin, bir önceki anket döneminde yüzde 74 iken bu anket döneminde yüzde 13;e gerilediği, bütçe açığının GSMH;ye oranına ilişkin beklentilerin bir önceki anket döneminde yüzde 49 iken bu anket döneminde yüzde 62;ye çıktığı görüldü.
Ankette, TÜFE;nin artacağı beklentisine sahip katılımcı oranı bir önceki anket dönemine göre yüzde 44;ten yüzde 15;e geriledi. Enflasyon oranındaki azalma beklentisine paralel olarak iç borçlanma faiz oranındaki düşüş beklentisi yüzde 10;dan yüzde 58;e çıktı.
Dolar kurunda artış beklentisine sahip katılımcı oranı yüzde 47;ye gerilerken, aynı kalacak beklentisine sahip olanların oranı yüzde 44 olarak gerçekleşti. Dolar kuruna ilişkin artış beklentisi azalırken, aynı kalma yönündeki beklenti ağırlık kazandı.
-FAİZ ORANLARININ ARTACAĞI YÖNÜNDEKİ BEKLENTİLERDE GERİLEME-
Makroekonomik göstergelerde genel olarak ekonomik yavaşlama beklentisinin hakim olduğu, bütçe açığına ilişkin artış beklentilerdeki yükselmede ise ekonomik yavaşlamaya karşı alınacak genişletici mali politikalar ile kamu harcamalarında önümüzdeki dönemde artış olması ihtimalinin etkili olduğu değerlendirilmekte.
Bir önceki anket dönemine göre en büyük değişimin faiz oranlarında gerçekleştiği görüldü. Fon kaynaklarının faiz oranları için artış yönünde olan beklentiler azalışa dönüştü.
Özellikle Türk Lirası fon kaynakları olan TL mevduat ve Merkez Bankası bankalar arası para piyasası kısa vadeli faiz oranlarında azalma bekleyen katılımcı oranlarındaki değişim dikkati çekti. Azalacak beklentisine sahip katılımcı oranı 3 ay vadeli TL mevduat faiz oranında yüzde 63, 3 ay vadeli döviz tevdiat hesapları faiz oranında yüzde 33, Merkez Bankası bankalararası para piyasası kısa vadeli faiz oranında yüzde 75 seviyesinde oldu.
Bankaların yurt dışı borçlanma faiz spreadinde ise artış beklentisi yüzde 54, aynı kalma beklentisi ise yüzde 44 seviyesinde gerçekleşti. Kredilerin faiz oranlarında aynı kalma yönünde beklentiler ağırlık kazandı.
Faiz oranlarında aynı kalma yönünde beklentiye sahip katılımcı oranı, konut kredilerinde yüzde 52, diğer tüketici kredilerinde yüzde 62, ticari kredilerde yüzde 60, kredi kartlarında ise yüzde 77 seviyesinde oldu.
-KREDİ HACMİNDE KÜÇÜLME BEKLENİYOR
Kredi hacimlerinde 2009 yılının ilk üç ayı için küçülme bekleniyor. Kredi hacimlerinde azalma beklentisine sahip katılımcı oranı konut kredilerinde yüzde 60, taşıt kredilerinde yüzde 79, ticari kredilerde yüzde 38, KOBİ kredilerinde yüzde 43, kredi kartlarında yüzde 16 seviyesinde.
Kredi hacimlerine ilişkin dikkati çeken bir diğer husus ise takipteki tüketici ve ticari kredi oranlarındaki artış beklentisi oldu. Bu oran önceki anket dönemlerinde de yüksek olmakla birlikte, kredi hacimlerindeki düşüş beklentisine rağmen halen yüksek kalması, ekonomideki daralmanın diğer bir olumsuz etkisi olarak değerlendirildi.
Kredi hacimlerini etkileyebilecek faktörlerin sorulduğu sorularda ticari kredilerin uluslararası piyasalardaki gelişmelerden, bireysel kredilerin ise bir önceki anket döneminde olduğu gibi tüketim talebindeki artma/azalma faktöründen etkilenebileceği ifade edildi.
-AKTİF BÜYÜKLÜK-
Bankacılık sektörü aktif büyüklüğüne ilişkin artış beklentisine sahip katılımcı oranı bir önceki anket dönemine göre (yüzde 63) önemli oranda düşüşle yüzde 37 olarak gerçekleşti. Aktif büyüklüğünün aynı kalacağını bildiren katılımcı oranı ise yüzde 48 olarak gerçekleşti.
Sektörün karlılığına ilişkin beklentilerde ise katılımcıların yüzde 82;si karlılığın azalacağını, yüzde 17;si aynı kalacağını ve yüzde 11;i ise artacağını belirtti.
Karlılığı etkileyebilecek en önemli faktör olarak da takipteki ticari ve bireysel kredi hacimlerindeki artış beklentilerine paralel olarak yüzde 63 oranında aktif kalitesi gösterildi.
Anket katılımcılarının yüzde 70;i en fazla artış göstermesini bekledikleri fon kaynağı olarak mevduatı gösterdi. Kısa vadeli kaynak sağlanabilen para piyasalarının kaynaklar arasındaki payının bir önceki anket döneminde yüzde 14 seviyesinde iken yüzde 26 seviyesine gelmiş olması dikkati çekti.
Bankacılık sektöründeki yabancı sermaye payına ilişkin beklenti yüzde 92 oranında aynı kalacağı yönünde. Azalış bekleyenlerin oranı yüzde 8 olup artış bekleyen katılımcı bulunmadı.
Sektörün riskliliğine ilişkin soruda ise katılımcıların yüzde 98;i riskliliğin artacağını beklediklerini ifade etti. En önemli risk kaynağı olarak ise katılımcıların yüzde 87;si kredi riskini gördüklerini belirtti. Bir önceki anket döneminde de en önemli risk kaynağı olarak görülen kredi riskinin en önemli görülme oranının yüzde 41;den yüzde 87;ye çıkmış olması dikkat çekti.
Anket sonuçlarından, küresel kriz ve durgunluk nedeniyle kredi hacimlerinde gerileme, bankacılık sektörü aktif büyüklüğüne azalma, fon ve kredi faiz oranlarında düşüş, toplam risklerde ve özellikle kredi riskinde artış beklendiği sonuçlarına ulaşıldı.
Bankacılık sektörü yöneticilerinin çoğunluğu ayrıca, Merkez Bankasının faiz indireceğini, takipteki kredilerde artış ve karlılıkta, enflasyon oranı ve cari açıkta azalma olmasını bekliyor.