BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 70,25 -2,36 365.300.000.000,00
ALBRK 7,92 -1,86 19.800.000.000,00
GARAN 142,00 -0,21 596.400.000.000,00
HALKB 37,38 -0,27 268.567.003.209,96
ICBCT 13,38 0,38 11.506.800.000,00
ISCTR 13,84 -0,36 345.999.584.800,00
SKBNK 7,80 0,26 19.500.000.000,00
TSKB 12,80 -0,31 35.840.000.000,00
VAKBN 29,98 -3,04 297.279.327.259,54
YKBNK 36,14 -1,63 305.276.433.403,76

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkBankacılıkta savaş şubelerde kazanılır----

Bankacılıkta savaş şubelerde kazanılır

Bankacılıkta savaş şubelerde kazanılır
10 Aralık 2009 - 20:04 www.finansingundemi.com

Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Faik Açıkalın'ın Zaman Gazetesi'nden y.ayınlanan röportajı...

Kariyerinin tamamında bankacı olan Yapı Kredi Murahhas Azası ve Genel Müdürü Faik Açıkalın, 1998 yılına kadar şubede çalışmış. Dışbank'ta genel müdür yardımcısı olarak çalışana kadar şubelerden başka bir yerde görev almamış. Açıkalın, "Bizim sektörümüzde savaş, şubelerde kazanılıyor. Şubede olan biteni bilmek ise bir yönetici için bü-yük avantaj." diyor. Yapı Kredi, 850'den fazla şubesi ve 17.000 çalışanı ile Türkiye'nin 1944 yılında kurulan ilk özel bankası. Bankanın Murahhas Azası ve Genel Müdürü Faik Açıkalın ile söyleşi yapacağım. Açıkalın, mükemmel sonuçlar için ayrıntıları önemseyen ve çok soru soran bir yönetici. Ama bu defa soru sorma sırası bende. Fırsatı kaçırmıyor ve ilk soruyu bildiği yerden ama zor olanından seçiyorum. Yapı Kredi Bankası, olmayı hak ettiği yerde mi? "Bence hayır!" diyor ve devam ediyor. "Neden değil?" sorusunun cevabını vermeden önce olması gereken yeri tanımlamak gerek. Yapı Kredi Bankası, 1944'te daha 2. Dünya Savaşı bitmeden kurulmuş bir özel sektör bankası. O tarihte Türkiye savaşa girmediyse de etkilenmiş, Kurtuluş Savaşı gibi zorlu bir süreçten çıkmış ve dünya 1929 ekonomik krizini geçirmiştir. Yine aynı dönemi değerlendirdiğinizde görüyorsunuz ki Yapı Kredi ülkede hem ekonomik hem de sosyal yüklerin var olduğu bir dönemde kurulmuş. Böylesine bir dönemde yapılan girişim epey cesaret gerektirir. Emlak işlerinin finansmanı için kurulmuş olmasına rağmen süreçte faaliyetlere daha geniş bakmaya karar verilmiş. Bankanın daha o günlerde, bugünün modern yönetim kavramları olarak gördüğümüz pek çok konuyu kendi vizyonuna taşımış olması da önemli. Bugün müşteri memnuniyeti ve empatiyi içeren 'Hizmette sınır yoktur' sloganının daha o günlerde vizyon olarak konulmuş olması ise banka yönetiminin yaklaşımını göstermekte." diyen Faik Açıkalın, YKB'nin pek çok konuda ilklerin bankası olduğunu da söylüyor. O günlerde yönetişimi kim, nereden bilecek? Bankanın kurulduğu günlerde Türkiye'de oligopolist bir pazar yapısı vardır. 'Governance/yönetişim' kavramı ise ne bilinip ne de konuşulmaktadır. Oysaki bankanın kurucusu Kazım Taşkent, "Bir yanımızda çalışanlarımız, bir yanımızda hissedarlarımız, karşımızda müşterilerimiz ve arkamızda da kanun koyucu, düzenleyicilerimiz var." diyerek bugünkü modern tanımıyla yönetişimden söz etmektedir. Yapı Kredi'nin ortaklık yapısı 2001 yılındaki finansal kriz sonrasında değişir. Aslında 2001-2005 arası bankacılığın büyüdüğü ve fert başı milli gelirin arttığı bir dönemdir. Ancak YKB ortaklık yapısındaki pek çok gerekçeden ötürü bu dönemden gerektiği kadar yararlanamaz. Peki, Yapı Kredi Bankası bir fırsatı mı kaçırdı? "Eğer rakipler büyürken siz onlar kadar büyüyemiyor ve aynı oranda pay alamıyorsanız bu dönemi kaçırılmış bir fırsat olarak görebilirsiniz. Çünkü daha sonraki dönemde bu dönemde kaçırdıklarınızı telafi etmek için daha çok çalışmanız gerekir. YKB'yi, 2006 yılında Koç Holding-Unicredit ortaklığı satın almış. Bu Türkiye'de yapılan en büyük banka birleşmesi. Elbette entegrasyon da bu büyüklükle doğru orantılı olarak epey zaman almış. 2007 yılının ortasında entegrasyon tamamlanınca pazar koşullarına bakılmış ve bundan sonrası için yapılacaklara karar verilmiş. Şu son krizde de görüldüğü gibi sağlam müşteri yapısına sahip olmayan bankaların sürdürülebilir bir başarı yakalaması mümkün değil. O zaman çok doğru bir vizyonla durum ortaya konmuş ve 'rekabette bankayı öne çıkaracak şube sayısıdır' denilerek doğru yerlerde şube ağını genişletmek üzere girişimde bulunulmuş. 2007-2008 yılları arasında 240 şube açılmış ve şube müdürlerinin tamamı da içeriden atanmış, yani yeni istihdam imkanları oluşturulmuş. 2008'in sonuna doğru gelen krizle ekonomi küçülürken biz de bekleme dönemine girmiş ve geriye dönüp neler yaptığımıza bakmışız. Bugüne geldiğimizde yeni açtığımız şubelerin performansından son derece memnunuz. Önceliğimiz ise rakiplerimizin bizden önce aldığı yolu bir an önce almak." diyen Açıkalın, şunları aktarıyor: "Emin adımlarla ilerliyoruz. 2009 Ekim sonu itibarıyla 1 milyar 282 milyon TL net kara sahip. Toplam gelirler 4 milyar 634 milyon TL, bankanın toplam kredileri 37 milyar 804 milyon TL ve toplam aktifleri ise 70 milyar TL." Bankacılıkta başarı için dört temel unsura ihtiyaç olduğunu da söyleyen Faik Açıkalın bu dört unsuru; doğru sermayedar yapısı, güçlü bir insan kaynağı, iyi konuşlanmış şube ağı ve doğru bir vizyona sahip olmak olarak tanımlıyor, "Bunların hepsi Yapı Kredi'de var." diye de ekliyor. Bütün bankalar aynı ürün ve hizmeti verirken YKB hangi alanda farklılaşacak? "Yine kimsenin aklında bile yokken 1990'ların ortasında bu sorunun cevabı verilmiş ve 'Burası YKB fark burada' denilerek diğer bankalardan ayrışılmış. Günümüz tüketicileri satın alma kararını verirken uzun düşünüyor ama kararı verdikten sonra duygusal davranarak alımı çok kısa sürede gerçekleşiyor. Bu noktada da bankanın fiziksel büyüklüğü değil duygusal becerileri öne çıkıyor. İşte biz, bu noktalarda farklılaşacağız. Müşterilerimiz, 'Büyük banka olmanız önemli ama lütfen bu büyüklük içinde ben kaybolmayayım.' diyor. Aslında müşteri işleri kolaylaştıran, hızlıca erişebileceği bir bankayla çalışmak istiyor. Sonra da, 'Bana lütfen güven.' diyor. Güvenin yanı sıra dört başarı kriteri de beraberinde olduğunda verdiğiniz fiyat satın alma kararında önemli olmuyor, tercih ediliyorsunuz. Biz henüz müşterilerimiz için bu noktada değiliz ama bu noktaya geldiğimizde müşterinizin bizden bir tek iş için aldığı fiyat pahalı da olsa çalışma kararını etkilemeyecek. Çünkü müşterimizin hayatını kolaylaştıracağız. Bizim odaklandığımız nokta, müşterilerimiz için vazgeçilmez olmak." diyen Faik Açıkalın'a, "Farklılaşmaya çalışırken ATM'leri birleştirdiniz, kredi kartlarınızda da birliktelikleriniz oluyor. Bu birleşme ve ortak çalışmalar farklılaşma gayreti içindeyken nereye kadar sürecek?" diye soruyorum; "Bankaların yaptığı hizmet değil altyapı birleşmesidir. Bu ortak kullanım banka için daha ucuza hizmet verme imkanı sağlarken doğal olarak ülke ekonomisine de katkı sağlayacak. Kredi kartları meselesine gelince; World Card bizim ana markamız. 2009'un başından beri seyahat kartımız Adios'u, gençlik kartımız Play Card'ı ve özel bankacılık müşterilerimiz için Cristal Card'ımızı öne çıkarmaya başladık. Yılın başında Adios'a yaptığımız iletişim yatırımı bizim World Card ile en çok işlemi yapan kart olmamızı sağladı. Ayrıca Yapı Kredi'nin kartlarda 21 yıldır sürdürdüğü liderlik 2009'da da devam etti. The Nilson Report'un eylül raporunda World Card Avrupa'nın en büyük altıncı, dünyanın ise en büyük kırkıncı kredi kartı olarak gösterildi." diye cevap veriyor. Kariyerinin tamamında bankacı olduğunu söyleyen Açıkalın'a "Bankacılar hayata nasıl bakar?" diye soruyorum; "Aslında liseyi bitirdiğimde ne olmak istediğime henüz karar vermemiştim. Bir iddia üzerine ODTÜ makine mühendisliğini kazandım ve sonra yine aynı üniversitenin işletme bölümünden mezun oldum. Okulu bitirip hemen İstanbul'a geldim. Bir kozmetik firması, bankadan önerilen maaşın 4 kat daha fazlasını vermişti ama bir aile dostumuz, 'Eğer sana iş teklif eden kozmetik firmasına girersen 5-10 yıl sonra nerede olacağını düşün. Bir de bankacı olursan neler olabileceğini. Önce bankacı olur, sonra kazandığın vizyonu istediğin her sektörde değerlendirebilirsin.' dedi. Bu cümleler gerçekten kariyerimde ciddi bir etkiye sahiptir. Bankada aldığım MT eğitim programı sonrası, teftiş kuruluna oradan da kredi pazarlamaya geçtim. Bundan sonraki tüm hayatımda 1998 yılına kadar şubede çalıştım. Dışbank'ta genel müdür yardımcısı olarak çalışana kadar şubelerden başka bir yerde çalışmamıştım. Bizim sektörümüzde savaş, şubelerde kazanılıyor. Şubede olan biteni bilmek ise bir yönetici için büyük avantaj." diyor. Faik Açıkalın, geçtiğimiz günlerde Yapı Kredi yöneticilerine yaptığı bir konuşmada, genel müdürlük olarak görevlerinin, odağına müşteriyi alan ürünleri hazırlamak olduğunu ancak aslolanın işi yapmak üzere herkesin topyekun niyetli olması gerektiğini söylüyor. "Eğer yapmak için niyet varsa çözüm için zaten bir yol bulunur." diyerek de devam ediyor. Aynı gerekçelerle aynı hatayı yapanlara kızdığını söyleyen Faik Açıkalın kötü niyeti hiç affetmiyor. Profesyonelliğe sığmayan, kendi önceliklerini her şeyin önüne koyanlara da tahammül edemiyor. Kızınca değiştiğini söyleyen Açıkalın, tepki göstermeden önce empati yapmaya çalıştığını sözlerine ekliyor. Adil olmanın haklı olmaktan daha önemli olduğunu söyleyen YKB İcra Kurulu Başkanı, lider olarak en önemli işinin doğru soruları sormak olduğunu söylüyor. Çalışanlarına yönelik olarak da, "Yapabileceklerinden daha düşük işleri kabul etmek, hedefler aşılınca da bunu başarı olarak kabul etmek, kendi kapasitelerine yaptıkları haksızlıktır." diyen Açıkalın, Yapı Kredi çalışanlarının düşük hedefleri kabul etmemesini ifade ediyor. Tüm kariyerini bankacı olarak yapan birisi hayatı nasıl yorumlar? "Bir tablonun hem tamamını hem de bir noktasını görebiliyorsunuz. Sonuca ilişkin daha sabırsız oluyorsunuz. Mümkün olduğu kadar adil olmaya çalışıyorsunuz çünkü kapınızda banka yazdığı için insanlar size paralarını teslim ediyorlar. İkinci sorumluluğunuz kreditörlere, üçüncüsü de sermayedarlara karşı. Burada taşıyabileceğiniz kadar değil, size duyulan güven kadar sorumluluğunuz var. Yarışa başlamak için atış yapıldığında, gücünüzün yettiği kadar koşup bayrağı teslim ettiğinizde de, "Hakikaten iyi iş yaptı, doğru adamdı." dedirtmek en önemlisi. Hayatta yakaladığım en büyük başarı ise ailem. Bunu hiçbir profesyonel başarı ile kıyaslayamam." diyen YKB Genel Müdürü Açıkalın'ın 1987'de İnterbank'ta başlayan kariyeri daha sonra Marmara, Kent ve Finansbank ile devam etmiş. Demirbank ve ardından da Dışbank'ta görev alan Açıkalın, Fortis'in satış sürecinde genel müdür olarak yer almış. YKB öncesi Doğan Gazetecilik AŞ'de icra kurulu başkanı olan Açıkalın, Mayıs 2009'dan beri YKB'nin murahhas azası ve genel müdürü olarak görev yapıyor. Türkiye'de yılın bankası seçildi Yapı Kredi, bankacılık sektörünün prestijli yayınlarından The Banker dergisi tarafından Türkiye'de Yılın Bankası seçildi. Bankaların 2009 yılı finansal performansları ve rekabetteki pozisyonları açısından değerlendirildiği "Yılın Bankası" seçiminde Yapı Kredi karlılığındaki artış, güçlü sermaye ve fonlama yapısı, başarılı maliyet yönetimi ve risk politikası uygulamalarının yanı sıra, teknoloji, çalışan gelişimi ve müşteri memnuniyeti alanlarında yaptığı yatırımlarla Türkiye'deki bankalar arasında bu ödüle layık görüldü. Genel müdür Faik Açıkalın, "Pazarda ne ölçüde rekabet var, Yapı Kredi pazarda nereyi hedefliyor?" sorusuna şu cevabı veriyor: "Yapı Kredi Bankası hak ettiği yerde olmalı. Bu ya birinci olmak ya da ilk üçte yer almak anlamına gelir. Türkiye'nin en iyi bankası olarak anılmak istiyoruz. Pazarda 45 banka var ve bunların ilk 5'i pazarın yüzde 60'ına, ilk 7'si ise yüzde 75'ine sahip. Eğer ilk sıralarda değilseniz pazar payınız zaten çok küçük demektir. Ayrıca gayri safi milli hasıla ve nüfus başına düşen banka şubesine bakarsanız bankacılıkta daha gidilecek çok yol var demektir. Potansiyel varsa beraberinde mutlaka rekabet de var demektir. Günümüz dünyasında bugün rekabette nerede olduğunuz değil, yarın nerede olduğunuz çok daha önemli." Günseli Özen Ocakoğlu / ZAMAN
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!