BANKACILIKTA ÇÖKÜŞ NASIL BAŞLADI?
Krizde bankalar teker teker kurtarıldı, ancak kriz sona erdikten sonraki ana gündem maddesi, bankacılığın kendisinin kurtarılması olacak. Sektörün gelecekte kendisinin geleceğine ilişkin temel sorunlara çözüm aranacak...
Bir ülkenin finans sisteminin sağlığı için büyük bir önem taşıyan bankalar, ekonomik krizde büyük darbe aldı. Faizlerin aşağı çekilmesi, devasa teşvik paketlerinin açıklanması, çökmesi halinde bütün sisteme zarar vermesinden endişe edilen bankaların korumaya alınması gibi önlemlerin ardından artık kriz sonrası dönemde nasıl bir politika izlenmesi gerektiği konuşuluyor. Kriz sona erdikten sonra gündem, bankacılığın kendisinin geleceği hakkındaki temel sorunların masaya yatırılması olacak.
Nisan zirvesi kararları uygulanacak mı?
G-20 grubu liderleri, geçtiğimiz nisan ayında düzenlenen zirvede, finans sektörünün geleceği için daha güçlü, küresel çapta birbiriyle daha uyumlu bir denetleme ve düzenleme çerçevesi oluşturulması konusunda uzlaşmaya vardı. Liderler, daha güçlü denetim ve düzenlemelerin; uyumu, bütünlüğü ve şeffaflığı destekleyeceği; mali sistemdeki risklere karşı gardiyanlık yapacağı; riskli finansman kaynaklarına orantısız bağımlılığı azaltacağı; aşırı risk alımını engelleyeceği açıklamasında bulundu. Eğer bu görüş birliğine sadık kalırlar ve bir eylem planı hayata geçirirlerse, bankalar ıslah edilmekten kurtulabilirler.
Sorunların temeli Nixon döneminde
Bankacılık sistemindeki sorunların temelinin 1971'de dönemin ABD Başkanı Richard Nixon tarafından atıldığını ve ABD ile İngiltere'nin finans sistemini modernleştirmeye yönelik adımlarının bankacılık sektörünü felakete sürüklediğini yazan CNBC Europe, sektörün yapılanması için şu önerilerde bulundu:
Dipsiz kuyudan çıkmak için 10 adım
1/ Sermaye sermaye sermaye
Bankaları daha fazla sermaye bulundurmaya ve ellerindeki likit aktif miktarını artırmaya zorlayan, böylelikle riski ve kaldıracı azaltabilirsiniz.
2/ Yağmurlu günler için tasarruf yapılmalı
Yapılacak düzenlemelerle bankalar, kötü günlerde kullanmak üzere kasalarında kaynak bulundurmaya zorlanmalı.
3/ Hedge fonlar kuşatma altına alınmalı
Tüm düzenlemeleri, hedge fonlar dahil olmak üzere tüm finans kuruluşlarını içine alacak şekilde genişletin.
4/ Bilançolar net bir şekilde gösterilmeli
Yapılandırılmış yatırım araçlarında son 20 yıldır kaydedilen büyüme, birçok bankanın bilançolarında göstermediği milyarlarca dolarlık sözleşmeye imza attığını gösteriyor.
5/ Primleri dizginleyin
G-20, şirketlerin tazminat politikalarının, güçlerine göre belirlenmesi konusunda anlaştı. Gelecekte yapılacak tazminat ödemelerinin uzun vadede değerlendirilmesi, hisse yerine nakit olarak yapılması, bir ürünün daha sonra başarısız olması halinde paranın geri ödenmesi gibi kurallara tabi olması öngörüldü.
6/ Vergi cennetlerini düzenleyin
G-20, kamu finansmanının ve finans sisteminin sağlığının korunması için bankaların gizlilik politikasına son verilmesi çağrısı yaptı ve OECD'nin işbirliği yapmadığını belirlediği kuruluşlara yaptırım uygulama tehdidinde bulundu. Bu girişimlerin uluslararası bankaların karlılığı üzerinde önemli bir etkisi olabilir.
7/ Muhasebe kurallarına standart getirilmeli
G-20 liderleri, yüksek kaliteli tek bir global muhasebe standardı belirlenmesine yönelik adımları memnuniyetle karşılayacaklarını bildirdiler.
8/ Avrupa'yı denetleyecek bir kurum oluşturulmalı
İngiltere Finansal Hizmetler Dairesi Başkanı Lord Turner, tüm Avrupa'yı denetleyecek bir kurum oluşturulmasını ve bunun Avrupa finans hizmetleri pazarını korumanın tek yolu olduğunu savunuyor.
9/ Kredi kuruluşları da düzenlenmeli
Verdikleri kredi notları düzenleme amacıyla kullanılan kredi derecelendirme kuruluşları da düzenlemelere tabi olmalı. Reyting şirketleri, yapılandırılmış ürünleri farklı notlandırmalı ve not izleme kayıtlarını, reyting sürecini etkileyen bilgileri açıklamalı.
10/ Glass-Steagall Act geri getirilmeli
Atlantik'in iki yakasındaki politikacılar, bankalara, riskli yatırım bankacılığı bölümlerini ayıracak yollar bulması için baskı yaparken, bu uygulama ABD'de 1999 yılında kaldırılan Glass-Steagall Act'i hatırlatıyor. Böyle bir uygulamanın başlaması, Londra ve Wall Street'te şok dalgaları yaratır ancak şu an için buna olası gözüyle bakılmıyor çünkü G-20, bankaları bölünmeye zorlamaktan çok bankacılığa ilişkin yeni düzenlemeler yapılmasından yana.
Çöküşe giden yol...
1971 ABD Başkanı Richard Nixon, doların altına olan endeksini kaldırdı. Bu karar, kurların sabit olduğu Bretton Woods sistemini sona erdirdi.
1986 İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher'ın deregülasyon politikasıyla sabit komisyon ücretleri ortadan kalktı, yerine finans firmalarının ortaklarını ücretli çalışanlara dönüştürdü. Bu da, prim almak için riskli yatırım kararlarının yolunu açtı.
1997 İngiltere Maliye Bakanı Gordon Brown, İngiltere Merkez Bankası'ndan bankaları denetleme yetkilerini aldı. Bunun yerine Finansal Hizmetler Otoritesi (FSA) aracılığıyla "hafif" düzenlemeler getirildi.
1999 ABD Başkanı Bill Clinton, Finansal Hizmetleri Modernleştirme Yasası'nı onayladı. Yasa, 1933'te yürürlüğe giren ticari bankaların yatırım bankalarına sahip olması yasasını ortadan kaldırdı. Ardından büyük Amerikan bankaları, bütün dünyada yatırımcılara mortgage'a dayalı hisse senetleri, (teminatlı borçlanma araçları CDO satmaya başladı.
2000 ABD Başkanı Bill Clinton, Vadeli Emtia Piyasasını Modernleştirme Yasası'nı onayladı. Yasa, CDS gibi bazı finansal ürünlerin denetlenememesine yol açtı. 2007 sonunda CDS (credit default swaps) piyasasının ulusal değeri 45 trilyon dolara ulaştı.
2004 Amerika'nın SPK'sı SEC'in net sermaye kuralında yaptığı değişiklikle Amerikan yatırım bankaları daha fazla borç yaratarak "sub-prime mortgage" bağlantılı borç satın aldılar.
2008 Eylül ayında çok büyük borçları ve yükümlülükleri bulunan Amerikan yatırım bankası Lehman Brothers'ın iflasına izin verildi. Bu borçların bir bölümü "subprime mortgage"a dayalı hisselerdi.
Son bir yılda dünyanın en büyük banka zararları
Dünyanın birçok büyük ticari bankası için 2008 tam anlamıyla kayıp bir yıldı. En çok zarar eden 12 banka Amerikan ve dördü Alman olmak üzere Avrupalı bankalardı. Royal Bank of Scotland, Citigroup, Wells Fargo'nun toplam zararları 160 milyar doları aştı. Bu rakam, Mısır gayri safi yurtiçi hasılasından büyük. Bu rekor zarar listesine giren üç banka İsviçre ve Belçika bankaları. Listede Fransız ve Japon banklarının olması dikkat çekici. Geçen yıl toplam yaklaşık 55 milyar dolar kar eden üç banka şunlar oldu: Çin Sanayi ve Ticaret Bankası, Çin İnşa Bankası, Santander (İspanya).