BANKACILARDAN KRUGMAN'A ŞARTLI DESTEK
Türk bankacıları, Paul Krugman'ın 'küresel bankacılık sisteminde regülasyonların artması gerekli' görüşüne şartlı destek verdi. Bankacılara göre yasal düzenlemeler önemli, ancak sistemi yeniden kredi verebilir hale getirmek de şart.
Küresel krizin 2010 yılında biteceği görüşü son günlerde yaygınlaşmaya başlarken, krizden çıkış için, bankacılık ve finans sektörünün yeniden sağlığa kavuşması gerektiği vurgulanıyor. Krizin temel nedenleri olarak özellikle regülasyonların (yasal düzenleme) ve denetim otoritelerinin yetersizliğine dikkat çekilirken, bazı uzmanlar, finans sektöründe regülasyonların artması gerektiğini kaydediyor.
Geçen günlerde Nobel ödüllü ünlü ekonomist Paul Krugman da The New York Times'ta yayımlanan "Making Banking Boring" (Bankacılığı Sıkıcı Yapmak) isimli makalesinde, 1930'lu yıllara atıfta bulundu; bankacılığı 1929 Buhranı sonrasında olduğu gibi yeniden sıkıcı yapmak gerektiğinin altını çizdi. Krugman, 10 Nisan 2009'da yayımlanan makalesinde, 1929 Büyük Bunalımı'nın ardından yeniden yapılanan bankacılık sektörünün, bu sektörü yürütenler açısından çok daha az karlı ve renksiz olacak şekilde sıkı bir yasal düzenlemeye tabi tutulduğunu hatırlatıyor.
Sorun yoksul bankacılar
Bu dönemde bankacılığın sıkıcı olduğunu belirten Krugman, bu durumun, kısmen bankacıların kredi açmak konusunda muhafazakar olmalarından kaynaklandığını vurguluyor. Krugman, makalesinde bankacılık için sıkıcı olan bu dönem, birçok Amerikalı açısından muhteşem bir gelişme dönemi olduğuna dikkat çekiyor.
Yaşanılan krizden sonra bankacılığın yeniden sıkıcı hale getirilmesi gerektiğini ifade eden Krugman, "Siyasetçiler, yapılması gerekeni yapmak konusunda hiç bir şekilde hazır değil. Sorun, kısmen sıkıcı bankacılığın daha yoksul bankacılar demek olmasından kaynaklanıyor" diyor. Krugman, iktidar gücünü elinde tutanların ciddi reformları yapmamaları durumunda, güncel krizin tek bir defaya mahsus olmaktan çıkıp, önümüzdeki dönemlerde de süreceği uyarısında bulunuyor.
Hurda arabaya kemer
Türkiye bankacılık sektörünün yetkilileri de Krugman gibi küresel bankacılık sisteminde regülasyonların artması gerektiğini düşünüyor. Ancak regülasyonu, hurdaya dönmüş arabaya emniyet kemeri takmak olarak değerlendiren bankacılara göre, emniyet kemerinden önce arabanın motorunun tamir edilmesi ve yeniden yürüyebilir hale gelmesi gerekiyor. Yani, bankacılık ve finans sisteminin bir an evvel yeniden yapılanması ve yeniden kredi verilebilir hale gelmesi önem taşıyor.
Türkiye'de sistem sağlam
Türk bankacılarına göre, 2001 Krizi'nden sonra ciddi bir yapılanma süreci geçiren Türk bankacılık sektörü ise sağlam. Bunun en büyük göstergesi de dünyanın en büyük ekonomileri arasında sadece Türkiye ve Kanada'daki bankaların krizde devlet desteği almadan ayakta durabilmesi. Bankacılar, yurt dışında bankaların sermaye yeterlilik oranı yüzde 8'in altına düşerken, Türkiye'de bu oranın yüzde 15'in üzerinde olduğuna dikkat çekiyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) denetimleri yanında, bankaların geçmişten aldığı derslerin, küresel krizin, Türk bankacılık sektörü üzerindeki olumsuz etkisinin azalttığı kaydediliyor.
Kuralları Çin de uygulasın
İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, yurtdışında bankacılık sisteminde regülasyonların artırılması yönündeki görüşlere katıldığını söylüyor. Ancak, regülasyonları daha da sıkılaştırmadan öte bunların bütün dünyada yeknesak hale getirilmesininin gerekli olduğunu vurgulayan Özince, "Türkiye'de bankacılık sisteminde kurallar yeterince katı ve uygulanıyor. Ancak, Türkiye kuralları uygulamaya çalışırken, Çin uygulamazsa bir faydası yok" dedi.
Tek sorumlu bankalar değil
Denizbank Finansal Hizmetler Grup Başkanı Hakan Ateş'e göre krizin tek sorumlusu bankalar değil. Ateş'e göre, hedge fonlar, private equity firmaları, sigorta şirketleri ve en başta derecelendirme şirketleri de krizin bu şekilde ortaya çıkmasında rol oynadı. Bankaları daha sıkı denetlemek ve daha tutucu davranmalarını sağlamanın yeterli olmayacağını ifade eden Ateş, "Finansal sistemi bir bütün olarak düşünmek gerekli. Hatta risk iştahının aşırı şekilde artmasını sağlayan finansal mühendislik ürünlerinin, örneğin Credit Default Swaps'ların (CDS) organize piyasalara çekilerek kontrol altına alınmaları da gerekli" bilgisini verdi.
Finans sektörü gevşek bırakıldı
Bank Asya Genel Müdürü Ünal Kabaca, küresel krizin dünyada finansal sektörün ciddi anlamda gevşek bırakıldığını gösterdiğini söylüyor. Finansal sistemde yeni enstrümanlar geliştirilirken, ABD ve Avrupa'da denetim otoritelerinin özellikle bilanço dışı uygulamalar ve toksik varlıklarla ilgili gelişmeleri geriden takip ettiğinin anlaşıldığını ifade eden Kabaca, işin mahiyetine uygun şekilde düzenlemelerin yapılmasının gerekli olduğunu ifade eden Kabaca, gerçek anlamda standartlar oluşturulması ve bütün ülkelerde, sermaye rasyosunun hesaplanmasındaki risk ağırlıklarının aynı şekilde dikkate alınmasının önemli olduğuna dikkat çekiyor. Küresel bankacılık sisteminde geçmişte elde edilen karların da balon olduğunun anlaşıldığını ifade eden Kabaca, "Bu durum, karların da düşecek olduğu anlamına geliyor. ABD, Avrupa bankaları, reel karlılığa odaklanırlarsa bunlar üzerinden yöneticilerin aldığı primler de bir miktar gerileyecek" diyor.
Bankacılık sektörüne belli karlılık bırakılmalı
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Genel Müdürü Halil Eroğlu'na göre, kontrol önemli olmakla birlikte bankacılık sektörüne belirli bir karlılık da bırakılmalı. Kontrol çok sıkı olduğunda, yaşanılan bu krizde olduğu gibi, kurallardan kaçmak için sermayenin vergi cennetlerine gitmesine yol açan sentetik ürünlerin ortaya çıktığını ifade eden Eroğlu, "Buna da izin verilmemesi gerekli" diyor.
Türk bankacıları ne düşünüyor
* ABD ve Avrupa'da regülasyonlar artmalı.
* Bankacılıkta ortak standartlar oluşturulmalı ve bu standartlar tüm ülkelerde uygulanmalı.
* Güven sorunu çözülmeli, sistem yeniden kredi verebilir hale gelmeli.
* Bankacılık sektörüne belirli bir kar oranı bırakılmalı.
REFERANS