BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 69,85 -2,92 363.220.000.000,00
ALBRK 7,92 -1,86 19.800.000.000,00
GARAN 141,20 -0,77 593.040.000.000,00
HALKB 37,06 -1,12 266.267.874.236,52
ICBCT 13,38 0,38 11.506.800.000,00
ISCTR 13,72 -1,22 342.999.588.400,00
SKBNK 7,79 0,13 19.475.000.000,00
TSKB 12,80 -0,31 35.840.000.000,00
VAKBN 29,88 -3,36 296.287.735.107,24
YKBNK 35,94 -2,18 303.587.023.146,96

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkBankacılar 2010'da neden korkuyor----

Bankacılar 2010'da neden korkuyor

Bankacılar 2010'da neden korkuyor
19 Kasım 2009 - 09:02 www.finansingundemi.com

Referans yazarı Erdal Sağlam, bugünkü yazısında bankaların 2010 yılındaki temel korkularını analiz etti.

Erdal Sağlam/ Referans Banka genel müdürlerinin 2010 yılına ilişkin temel korkularını "düşük büyüme" olarak özetlemek mümkün. Tabii ki bu bir sonuç ve bankacılar büyüme oranının artırılması, kredi verecekleri şirketlerin zor durumda kalıp sonuçta batık kredilerin artmaması, zaten düşecek karlarının bu nedenle iyice düşmemesi için mutlaka piyasalara güven verecek tedbirlerin gecikmeden alınmasını ve yüklü dış kaynak temin edilmesini istiyor. 14 banka genel müdürü ile yaptığımız dizide yer alan görüşleri, yazılmamak üzere yaptığımız sohbetlerle değerlendirdiğimizde, sektörün 2010 yılına bakışı konusunda bazı konuların altını çizmek istedik. DÜŞÜK BÜYÜME: Bankacıların bir bölümü açık olarak, bir bölümü dolaylı biçimde, temel sorunun düşük büyüme olacağını, hükümetin 2010 yılı için öngördüğü yüzde 3,5 oranındaki büyümenin yeterli olamayacağını, kaldı ki yüklü bir dış kaynak ve güven sağlanamadığı takdirde bu orana kavuşmanın bile çok zor olduğunu söylüyorlar. Çünkü düşük büyüme oranlarında kar imkanlarının iyice azalacağını biliyorlar. 2010 RİSKLERİ: Bankacıların 2010 yılı için belirttikleri riskler de daha çok bu düşük büyüme kaygısına bağlı olarak sıralanıyor. Faiz ve kredi riskinin bulunduğunu belirtiyorlar. Hazine faizinin cazibesinin kalmaması, bankaları ister istemez kredilere yönlendirecek. Aslında şimdiden, 2010'da yüklenecekleri bu yeni plasman kalemini artırmak için harekete geçmeye başladılar. Ancak düşük büyüme oranlarıyla, iç ve dış talep artmadan, kredi verecekleri işletmelerin geri ödemelerini zora sokma tehlikesi olduğunun bilincindeler. Zaten durumu iyi olan büyük şirketlere bu yıl da kredi verdiler. Bu şirketlerin bir bölümü piyasalardaki belirsizlik ve önlerini görememeleri nedeniyle bankalara olan kredi borçlarını kapatıp özkaynaklarına döndüler. İşte bankacıların asıl kredi vermek istedikleri kesim, yine durumu iyi olan bu şirketler. Ancak bunların kredi taleplerinde bir canlanma olup olamayacağını pek göremiyorlar. Buna karşılık KOBİ bazındaki şirketlere verilecek kredilerde kar marjı çok daha yüksek. Ancak bu yüksek kar marjıyla birlikte, kredilerin geri dönme riski de büyük. İşte yüksek büyüme sağlanamadığı takdirde topun ağzında olan bankaların bu potansiyel kredi müşterileri, en fazla tedirgin oldukları kesim. HAZİNE KÂĞIDI: Bankacılar bundan sonra Hazine faizlerinden önemli ölçüde kar edebileceklerini hiç düşünmüyorlar. Bu nedenle Hazine'nin değişken faizli, özellikle de enflasyona endeksli kağıt ihracını artırmasını istiyorlar ve öyle anlaşılıyor ki; bu yöndeki talepleri 2010 yılında daha da artacak. Piyasa yapıcısı konumundaki bankalar, faiz cazibesi kalmasa bile, hazine kağıdı piyasalarında aktif olmak zorundalar. İşte bu lokomotif bankaların taleplerinin Hazine tarafından dikkate alınmasını bekliyoruz. Bunun da ötesinde büyük bankalar bir ölçüde Hazine kağıdı faizlerinde zaten hep var olacaklar. Bankacıların hemen hemen tümü Hazine'nin 2010 yılında da harcamaları artırmaya devam edeceğinin açık olduğunu, yüklü bir dış kaynak temin edilmediği sürece, yüklü borçlanmaların faiz oranlarını yukarı çekeceğini söylüyorlar. Yani kendi karlılıklarını da düşündükleri için, yüklü bir dış kaynak temininin şart olduğunu, bunun yanı sıra faiz oranlarının fazla yukarı çıkmaması için güven verecek ek önlemlere ihtiyaç duyulduğunu söylüyorlar. IMF İÇİN ÜRKEK MESAJLAR: Aslında gereken yüklü dış kaynak ve uygulanacak programa güven sağlanması, dolayısıyla büyüme oranlarını yükseltmek için gereken sihirli formülü herkes biliyor. Bu formülün adı IMF ile yeni bir stand-by anlaşması ve bununla birlikte gelecek yüklü dış kaynak... Ancak bu konuda umutları iyice azalmaya başladı. IMF ile anlaşmanın tüm bu sorunları büyük ölçüde çözeceğini, dolayısıyla 2010 yılının kendileri açısından yine başarılı bir yıl olarak geçmesini sağlayacağını biliyorlar ama IMF konusundaki sorulara bu açıklıkla yanıt veremiyorlar. Birkaçı dışında banka genel müdürleri IMF ile anlaşmanın, biraz dolambaçlı yollardan gerekli olduğunu söylemeyi tercih ettiler. Bu ürkekliğin sebebi ise açık; hükümetin IMF anlaşması yapması gerektiği konusunda verecekleri kararlı mesajlardan "siyasi bir mesaj" çıkmasından çekiniyorlar. Ayrıca bunu kesin olarak söyleyip IMF anlaşması yapılmadığında piyasaların daha da bozulmasından korkuyorlar. Yani hem ekonomide yaşanabilecek bozulmadan hem de siyasi otoriteden çekindikleri için "IMF ile anlaşma şart" gibi kesin cümleler kuramadılar. IMF ile anlaşma konusunda banka genel müdürlerinin büyük bölümü özel sohbetlerde mutlaka anlaşma yapılması gerektiğini söylüyorlar. Buna karşılık birkaç genel müdürün, IMF ile anlaşma yapıldığı takdirde gelecek olan yüklü kaynağın kötü kullanımından korktuklarını ve bu nedenle IMF anlaşması konusunda ikircikli bir tutum içinde olduklarını gözledik. AŞIRI REKABET: Bankacıların çok açık biçimde yanıtlayamadıkları bir soru da "bankalar arasındaki aşırı rekabet" sorusu oldu. Bankacılar verdikleri yanıtlarda geçmiş deneyimleri de göz önüne alarak, bankaların aşırı rekabete girmeyeceklerini söylediler. Yanı sıra bu rekabetin uyguladıkları kredi standartlarını yumuşatacağını sanmadıklarını söylediler. Bu arada yüksek kar marjı nedeniyle KOBİ'lere yüklü miktarda kredi vermeyi isteyecek bankalar olacağını, bundan korkmak gerektiğini sohbetlerde dile getirdiler ama bunu gazeteye yansıyan söyleşilerde bu kadar açıkça söylemediler. Halbuki özel sohbetlerde bu aşırı rekabetten, genel müdürlerin çoğunun, resmi söylemlerine kıyasla çok daha fazla korktuklarına şahit olduk. Bir banka genel müdürünün sohbette söyledikleri şu sözler gerçek kaygıyı gösteriyordu: "Herkes kredilere gidecek, geride kalmamak için mecburen biz de bu furyaya katılacağız. Ancak açıkçası, vereceğimiz kredilerin batık oranlarının epeyce yüksek olmasından, bunun da bilançolarımızı iyice bozacak olmasından çok korkuyorum." TAKİPTEKİ ALACAKLARDA YÜKSELİŞ YÜZDE 82,2 (milyon TL) Eylül 2008 Aralık 2008 Haziran 2009 Eylül 2009 Değişim (Eylül '08- Eylül '09) Değişim (Aralık '09 Eylül '09) Aktif toplamı 679.793 732.536 768.202 798.413 17,4 9,0 Krediler 361.149 367.445 368.150 375.735 4,0 2,3 Takipteki alacaklar (brüt) 11.633 14.053 18.781 21.198 82,2 50,8 Bireysel krediler 118.014 117.132 120.651 123.348 4,5 5,3 Menkul değerler 179.826 193.990 221.778 241.512 34,3 24,5 Mevduat 418.593 454.599 467.613 488.945 16,8 7,6 Özkaynaklar 83.054 86.425 97.774 105.427 26,9 22,0 Dönem kar/zararı* 11.139 13.422 10.980 15.722 41,1 - Türev ürünler** 110.094 102.685 123.348 132.765 20,6 29,3 * Karşılaştırma için önceki yılın aynı dönemi kullanılmıştır. ** Türev işlemler tek bacaklı olarak verilmiştir. BANKALARIN KARI 9 AYDA YÜZDE 41,1 ARTTI (milyon TL) 2008 2009 Değişim (%) Toplam faiz gelirleri 61.135 65.685 7,4 Toplam faiz giderleri 38.263 34.586 -9,6 I) Net faiz geliri (gideri) 22.872 31.099 36,0 Takipteki alacaklar özel provizyonu 3.162 7.656 142,1 II) Prov. sonrası net faiz geliri (gideri) 19.710 23.443 18,9 Toplam faiz dışı gelirler 13.325 14.373 7,9 Toplam faiz dışı giderler 19.486 20.326 4,3 III) Net faiz dışı gelir (gider) -6.161 -5.953 - IV) Toplam faiz dışı gel./gid. 406 2.002 393,6 1- Sermaye piyasası işlemleri karı (zararı) 117 1.654 1.308,6 2- Kambiyo karı (zararı) 39 348 802,5 3- Olağanüstü gelirler (giderler) 250 -0 - V) Vergi öncesi kar (zarar) 13.955 19.493 39,7 Vergi provizyonu 2.816 3.771 33,9 Dönem net karı (zararı) 11.139 15.722 41,1 Faiz gelirleri/faiz giderleri (%) 159,8 189,9 30,1 Faiz dışı gelirler/faiz dışı giderler (%) 70,5 80,6 10,1 Faiz dışı gelirler/faiz dışı giderler (%)* 60,0 58,5 -2,1 * Takipteki alacaklar özel provizyonu faiz dışı giderlere dahil edilmiştir.
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!