Balkan bankaları da ‘Bizi alın’ diyor

Stratejilerinin ‘bölgesel güç’ olmak olduğunu hatırlatan Çağlar, 2010’da görüşmeler yapıp 2011’de sonuçlandırmak istediklerini söyledi. ZİRAAT Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, borç krizi içindeki Yunanistan’dan bazı bankaların ‘bizi alın’ dediği yönündeki açıklamasının ardından diğer Balkan ülkelerinden de birkaç bankadan görüşme taleplerinin geldiğini açıkladı. Çağlar, “Ziraat Bankası olarak yerel gücümüzü bölgesel güç haline getirmek isteyen bir bakış açısıyla Yunanistan ve Balkanlara ciddi olarak bakıyoruz” dedi. Yunan bankalarının görüşme talepleri olduğu yönündeki açıklamanın ardından danışmanlık firmaları tarafından Balkan coğrafyasından da ilginin olduğu bilgisinin geldiğini kaydeden Çağlar şunları söyledi: “Bizim Balkanlardaki bankalarla görüşüp görüşmeyeceğimizi sordular. Ziraat Bankası 2010-2015 stratejisinde 146 yıllık yerel gücünü artık bölgesel güç haline getirmek isteyen bir strateji içerisinde. O doğrultuda buralara ciddi bakış açısıyla bakıyoruz.” Büyük oyuncu olabiliriz Çağlar, hem kendi yatırımları ile fiziki şubeler açmak şeklinde Balkanlar’da varlıklarını artırabileceklerini belirterek şöyle devam etti: “Hem de uygun imkanlar olması halinde o yerel piyasalarda büyük oyuncu olmak adına da bu piyasalarla ilgilenebiliriz. Bugün aktif büyüklüğü 100 milyar dolarlık bir banka gelirse buna elbette ki bakamayız. Ama daha küçük ölçekli bankalar olursa düşünülür.” Konuyu iyice algılamadan karar vermenin zor olduğunu ve henüz herhangi banka ile bir gizlilik sözleşmesinin imzalanmadığını söyleyen Çağlar, niyet görüşmeleri kapsamında bankaların ön finansallarının kendilerine geldiğini ve bu finansallar üzerinden değerlendirme yaptıklarını belirtti. İlk etapta Yunanistan ve Balkanlar’dan talep geldiğini, Ortadoğu ya da Türki Cumhuriyetlerden herhangi bir talebin olmadığını kaydeden Çağlar, “Bize talepleri gelen bankalar genelde orta ölçekli bankalar. 2010 yılı içinde görüşmelerin somutlaşacağını düşünüyoruz. Ama el sıkışma işi, ‘due diligence’ süreci bayağı zaman alır. 2011’de işlemler netlik kazanır” diye konuştu. Uzun soluklu strateji Ziraat Bankası’nın ağırlıklı olarak iki ülke arasındaki ticaretin finansmanı ve bu ülkelere giden Türk işadamını finanse etmek için yurtdışı stratejisini oluşturduğunu kaydeden Çağlar, şimdiki durumun ise bu ülke piyasalarında bir banka satın almanın bu ülke piyasalarında etkili olmak ve yerel piyasalardan pay almak anlamına geleceğini belirterek, “Bunu bizim stratejik olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Kolay bir süreç değil. Uzun soluklu zaman gerektiren bir şey” dedi. Boşalan yerleri biz dolduralım GLOBAL kriz nedeni ile borç sıkıntısı yaşayan ve Balkan bölgesinde agresif olan Yunan ile Avusturyalı bankaların bu bölgeden geri çekildiğine dikkat çeken Can Akın Çağlar, “Çekilen piyasada bir boşluk oluşuyor. ‘O piyasayı acaba doldurabilir miyiz’ diye düşünülebilir” dedi. Ancak konuyu ‘sadece Yunanistan’daki bankalar diye düşünmemek’ gerektiğine dikkat çeken Çağlar, “Yunan bankalar, Balkan coğrafyasında da etkililerdi. Aynı zamanda Avusturyalı bankaların da Arnavutluk’ta, Bosna Hersek’te, Makedonya’da Kosova’da etkili stratejileri vardı” diye konuştu. İspanyol Santander’in yerel bir banka iken, bugün gelirlerinin yüzde 80’ini dışarıdan elde ettiğini hatırlatan Çağlar, Türk bankacılığının da bundan 20 yıl sonrasında dünyanın en büyük ilk 10’u arasında olabileceğini belirtti. Bankaların 4 aylık karı 8.6 milyar lira BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) Nisan 2010 itibariyle kesinlesmemiş geçici verilerine göre, bankaların nisan sonu dönem karı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18.9 artışla 8.6 milyar lira oldu. Sektörünün aktif büyüklüğü 857.608 milyon TL olurken, aktif toplamı son bir yıllık dönemde 121.775 milyon TL (yüzde 16.5) artış gösterdi. Aktif kalemler içerisinde krediler 422.005 milyon TL ve menkul değerler 274.952 milyon TL oldu. Krediler, 2009 yıl sonuna göre yüzde 7.5 artarken, menkul değerler yüzde 4.6, takipteki alacaklar (brüt) ise yüzde 1.9 oranında azaldı. Sektörün Nisan 2009 döneminde yüzde 19 seviyesinde olan sermaye yeterliliği standart oranı ise Nisan 2010’da yüzde 20 seviyesine yükseldi.