BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 70,30 0,64 365.560.000.000,00
ALBRK 7,95 -1,49 19.875.000.000,00
GARAN 141,60 0,28 594.720.000.000,00
HALKB 37,38 0,86 268.567.003.209,96
ICBCT 13,38 0,38 11.506.800.000,00
ISCTR 13,82 0,73 345.499.585.400,00
SKBNK 7,79 0,00 19.475.000.000,00
TSKB 12,76 -0,62 35.728.000.000,00
VAKBN 30,08 0,60 298.270.919.411,84
YKBNK 36,12 0,50 305.107.492.378,08

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkARAS: SON ÇEYREKTE BÜYÜRÜZ----

ARAS: SON ÇEYREKTE BÜYÜRÜZ

ARAS: SON ÇEYREKTE BÜYÜRÜZ
29 Mart 2009 - 10:56 www.finansingundemi.com

Finansbank Grup CEO'su Ömer Aras, global krizde devlet yardımı almamış tek bankacılık sektörünün Türkiye'de olduğunu ve kutlanması gerektiğini söylüyor

'Son çeyrekte büyümeyi yakalarız' ŞELALE KADAK / SABAH Finansbank Grup CEO'su Ömer Aras, global krizde devlet yardımı almamış tek bankacılık sektörünün Türkiye'de olduğunu ve kutlanması gerektiğini söylüyor Aras, ABD'den iyi sinyaller geldiği için krizin dibi bulduğu inancını taşıyor ve "Türkiye son çeyrekte büyümeyi yakalar. Reel sektörün desteklenmesi dolaylı olarak bankacılara da yarıyor" diyor.. Forbes'un 'En zengin 100 Türk' listesine bu yıl ilk sıradan giren Hüsnü Özyeğin, krizin tüm dünyayı sarmasından hemen önce, Finansbank'ı Yunanistan'ın en büyük bankası olan NBG'ye satmayı başardı. Ancak o gün bugündür Finansbank'ta yerli olan yönetim değişmedi. Bankanın yeni sahipleri Finansbank'ı yönetenlerden öylesine memnundu ki bununla da yetinmeyip, Finansbank Grup CEO'su Ömer Aras'a Bulgaristan, Romanya, Sırbistan, Makedonya, Arnavutluk ve Mısır'daki operasyonlarını da geçen yıl bağlayarak, Türkiye'deki 'best practice' yani 'en iyi uygulama'nın bu ülkelere de taşınmasını istemişti. Bugün bankacılık sektörünü Ömer Aras'la birlikte masaya yatırdık. * IMF ile olacak anlaşmanın hala tamamlanmamış olması, 'kurallarda esneklik' gibi imkanları da belki ortaya çıkaracağı için iyi mi oldu sizce, yoksa keşke çok daha önceden bu anlaşma olsaydı, piyasaların güvene ihtiyacı var diye mi düşünüyorsunuz? IMF anlaşması son derece önemli çünkü Türkiye, kaynakları yeterli olmadığı için dışarıdan kaynak alan bir ülke. Dolayısıyla IMF ile anlaşma bir güven unsuru taşıyor. Bunun önceden yapılması daha yararlı olurdu ama bunun mutlaka da yapılması gerekiyor. Bu yeni çıkarılan esneklik limitleri bildiğim kadarıyla bizim durumumuza uygun değil. IMF bizimle klasik bir stand by anlaşması yapmayı tercih edecek. Bu da güvence anlamında ihtiyaçlarımıza uygun. * Bu anlaşmanın gecikmesi yüzünden kriz bizi daha çok etkiliyor diyebilir miyiz peki? Türkiye IMF anlaşmasını erken yapsaydı çok daha iyi olurdu da tam diyemeyiz çünkü herkes artık biliyor ki Türkiye ekonomisi göreceli olarak bu krize çok daha sağlam girdi. Özellikle finans sisteminin yapısı bunu ortaya koydu. 2001 yılı krizinden sonra alınan önlemlerin bugün avantajlarını yaşıyoruz. * Reel sektörün desteklenmesi için hükümet birbiri ardına paket açıklıyor. Bankacılık kesimi bu paketleri nasıl yorumluyor? Açılan paketler olumlu. Finans sektör, sermaye yeterliliği gibi konularda belli bir güçle bu krizi geçiriyor. Buradaki risk, kredi riskidir . Kredi riski de bankaların bilançosu geçmişe nazaran bireyseli olsun, KOBİ kredisi olsun çok daha yüklü. Dolayısıyla reel sektörün kendi çarklarını çevirmesi, iş hacmi yaratması, ekonomiye canlılık getirmesi bu kredilerin devamını sağlayacak. O anlamda verilecek desteğin reel sektöre olması son derece doğru bir karar. Bu çünkü dolaylı olarak bizi de etkiliyor. * 'Global krizin dibi yakın' deniyor, sizin öngörünüz nedir? Krizin Batı'da dibine gelindiğine inanıyorum. Özellikle izlememiz gereken ABD ekonomisi. Oradan gelen son sinyaller olumlu. ABD'nin bu işten öncelikle çıkacağını, Avrupa'da ise krizin çıkışının biraz daha zaman alacağını düşünüyorum. Tabii ABD'nin bu krizden çıkma trendinde olduğunun yansıması hemen olumlu olacak. Türkiye son çeyrekte tekrar büyümeyi yakalayabilir. 2008'in son çeyreği kötüydü. Bu yılın son çeyreğiyle mukayese edince, iyi olma ihtimali yüksek. * Bu kriz ortamında siz Finansbank olarak müşterilerinize nasıl davrandınız? Zor durumda olanlara karşı tutumunuz ne oldu? Finansbank likiditesi en yüksek bankalardan bir tanesi. Aynı zamanda ana hissedarı NBG'nin de kendi ülkesinde likiditesi en yüksek banka olması dolayısıyla grup olarak herhangi bir likit sıkıntısı yaşamadı. Belirli segmentlerde örneğin KOBİ ya da bireysel bankacılığın belli alanlarında değişik politikalar uyguladık. Ama finansbank hiçbir zaman kredilerini durdurmadı. Bilakis yeniden yapılandırmaya ve müşterisine destek olmaya devam etti. Somut söylersek, bankacılar en çok neyin değişmesini istiyor? Bankacılık yasasında bir zimmet maddesi var. Bankacıların 20 yıl süreyle herhangi bir krediyle ilgili bir sıkıntı olduğu takdirde bunu siz zimmetinize geçirdiniz şeklinde yorumlayarak çok ciddi yaptırımlar getirebilir. Bu çok ciddi bir baskı yaratıyor. Ya da bir müşterinin kredisinde iskonto yapılacak. Adamın 100 lira borcu var, 80 lira ödesin kapatalım dediğiniz anda zimmete girebiliyorsunuz. Dolayısıyla bu tür esneklikleri bankacılık sistemine güvenerek verilecek bir değişikliğin olmasını istiyoruz. İkinci yapılması gereken şey de vergi. Vergi avantajınınsadece yurtdışından alınan kredilerde olması sorun yaratıyor. Bu ortadan kaldırılmalı. Sorunlu kredi oranında son durum nedir? Şu anda yüzde 4'ler civarında. Bu, geçen yıl yüzde 3.5'ler seviyesindeydi. Kredi kartlarında daha yüksek, kurumsal da daha düşük gibi segmentlere göre farklılık gösteriyor. Finansbank'ın bu rasyoları sektör ortalamasının altında. Önümüzdeki dönemde hani segmentlerin sorunlu kredi yaratacağını bilmiyoruz. Bu tamamen kamudan gelecek desteklerle bağlantılı. Kamu KOBİ'lere yönelik bir destek verdiği takdirde, o taraftaki sorunlu krediler azalacak. * Hangi krediler geri dönmüyor şu sıralar? Genel olarak kurumsal ve büyük kredilerde sorun yok. Çünkü o krediler projelere verilmiş. Genelde sıkışıklık, orta ölçekli firmaların kullandığı kredilerde. Bireysel kredilerin geri dönüş oranları genelde daha iyi oluyor. Türkiye bu krize ilk defa bu kadar geniş kredi portföyüyle girdi. Morgage kredisi olsun, otomobil kredisi olsun çok daha büyük boyutta şu anda * Bankacılık sektöründe taşlar yerinden oynar mı? Kriz sonrası Türk bankacılığına baktığımızda yabancı bankalar şayet yurtdışında birleşirse burada da birleşmeler bekleyebiliriz. Ayrıca burada çok başarılı olmayan bankalar gitmek isteyebilirler. Her kriz, çalkantı bankacılıktaki dengeleri değiştiriyor neticede. Peki bankacılık kesiminin Ankara'dan beklentisi ne? Biz paket falan beklemiyoruz. Bankacılık sektörü ne bekliyor derseniz, onu söyleyeyim. Biz kendi yasamızla ilgili bir değişiklik bekliyoruz. Bu çok önemli. Çünkü mevcut bankacılık yasası bir reaksiyon yasası. 2001 ve 2002'de bankacılıkta yaşanan krize ve o zamanki yönetim tarzındaki yapılmış bir takım düzensiz hareketlere karşı yapılmış çok sert bir reaksiyon yasası. Biz bunu istemiyoruz. Avrupa Birliği normlarına uymasını istiyoruz. Şu anda ayrıca dünyada yeni bir regülasyon dönemine giriliyor. Göreceksiniz, önümüzdeki birkaç ay içinde finansal regülasyonlarda değişiklikler olacak. Bizim de hem bu yeni uygulamaları adapte etmek adına bankacılık yasasında değişiklik yapmamız lazım. Yatırım bankacılığı mesleği sizce de düşüşte mi? Yatırım bankacılığı bu krizde bir yara aldı ama çok iyi eğitimli olduklarından bankacılar başka alanlara kayabilir. Dolayısıyla bankacılık kendi içinde belli bir değişim geçirecek. Parayla yapılan bir meslek olduğu için yok olması mümkün değil ama yatırım bankacılığı kabuk değiştirecek.
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!