Active Academy Ödülleri sahiplerini buldu!

12.11.2009 . Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın da katıldığı Zirve’nin ilk gününde ayrıca, Active ACADEMY Ödülleri de sahiplerini buldu. Active ACADEMY Uluslararası Finans Zirvesi, finans dünyasının ileri gelenlerini bir araya getirmek üzere yedinci kez kapılarını açtı. İstanbul Swissôtel’de düzenlenen Zirve, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Dr. İbrahim Turhan tarafından yapılan açılış konuşmalarıyla başladı. Türkiye’nin ve dünyanın ileri gelen ekonomi uzmanlarını aynı çatı altında toplayan Zirve’de ilk olarak Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince söz aldı. “7 yıldır düzenlenmekte olan Active ACADEMY Uluslararası Finans Zirvesi, Türk bankacılık ve finans sektörüne büyük ve somut katkılar sağlıyor,” diyen Özince içinde bulunulan kriz sürecinin Türkiye için en az 2001 krizi kadar önemli olduğunu belirtti. Ersin Özince sözlerini şöyle sürdürdü: “Toz duman ortadan kalktığında dünyada pek çok şeyin dengesinin ve derecesinin değiştiğini göreceğiz. Bir başka deyişle yalnızca gelişmekte olan ülkelerin değil, gelişen ülkelerin de sıralaması değişecek. Şu anda hemen hemen bütün Avrupa ülkelerinde ve ABD’de mevduata tam garanti ilkesi sürdürülüyor. Türkiye’nin ise böyle bir sorunu bulunmuyor. Bunda, önceden alınan önlemlerin ve 2001 krizinde edinilen deneyimler sonrasında bankacılık ve finans sistemine kazandırılan gücün büyük payı bulunuyor. Bu noktadan sonra devlet-özel sektör işbirliğini ve mali sektör büyüklüğünü daha da artırmak önem taşıyor. Bu açıdan bakıldığında İstanbul Finans Merkezi projesinin hayata geçirilmesi de kritik bir önem arz ediyor. Bu proje aynı zamanda IMF ve Avrupa Birliği ile olan ilişkilerde Türkiye’nin elini de güçlendirecek. Ersin Özince: “Türkiye, 2 milyar nüfuslu bir coğrafyada söz sahibi olabilir!” Türkiye’nin 2 milyara yakın nüfuslu bir coğrafyaya sahip bulunduğunu da ifade eden Ersin Özince, bu nedenle daha girişimci olunması gerektiğini ve özel sektör aracılığıyla kamu sektöründe sağlanan büyümenin sürdürülmesi gerektiğini söyledi. “Özel sektör etkinliğini artırıcı politikalarda ince ayarlar yapılmalı,” diyen Özince, bu koşullar sağlandığı takdirde Türkiye’nin yakın coğrafyasına insan sermayesi bakımından liderlik edebileceğine dikkat çekti. Ersin Özince’nin ardından ise Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan konuklara seslendi. “Büyük buhrandan sonraki en şiddetli finansal krizi yaşadık,” diyen Babacan konuşmasında krizle birlikte yaşanan gelişmeler karşısında neler yapıldığına değindi. Tüm ülkelerin krizden olumsuz etkilendiğini söyleyen Ali Babacan dünya çapındaki hane halkı net varlıklarının bir kısmının eridiğine, köklü şirketlerin tasfiye edildiğine, Türkiye’nin dış ticaret hacminin gerilediğine ancak Türk bankacılık ve finans sektörünün güçlü yapısı nedeniyle krizin ülkemizi sınırlı ölçüde etkilediğine dikkat çekti. “2009 yılı dünya finans piyasaları açısından kayıp bir yıldır,” diyen Ali Babacan sözlerini şöyle sürdürdü: “2008 yılının son çeyreğine kadar 27 çeyrek kesintisiz büyüyen Türkiye ekonomisinde daralma yaşandı. Ancak yine de Türkiye’nin bu krizi diğer ülkelere nazaran daha az hasarla atlatmakta olduğunu söyleyebiliriz. 2002 yılında devraldığımız borcun milli gelire oranı AB normlarına göre hesap edildiğinde yüzde 74 iken bu oran yüzde 39’a kadar düştü. 2002 yılında Türkiye’deki borç stokunun 3’te 2’si dövizdi. Bu borcu da hızlı bir şekilde azalttık.” Ali Babacan: “Türkiye, 2010 yılında en hızlı büyüme kaydedecek 7 Avrupa ülkesinden biri” 80’li ve 90’lı yıllarda Türkiye’nin büyük kayıplar verdiğini ve o krizler yaşanmasaydı 2000’li yıllara daha güçlü bir ekonomiyle girileceğini ifade eden Ali Babacan, ekonomiyi düzeltmenin başlıca şartının “güven” olduğunun altını çizdi. Türkiye’de ekonomi anlayışının değiştiğini, bunun sonucunda da kamu bankalarının artık daha düşük alacaklara sahip olduğunu belirten Ali Babacan, ekonomik realite neyi gerektiriyorsa onun yapılacağını söyledi. G20 Zirvesi’nde alınan “ülkelerin dış gözler tarafından denetlenmesi”ne ilişkin kararın ve oluşturulacak Finansal İstikrar Kurulu’nun son derece faydalı olacağına inandığını da sözlerine ekleyen Ali Babacan, IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası finans kurumlarının görev ve sorumluluklarının da değişmekte olduğunu ifade etti. “Küresel yapı küresel ölçekte koordineli bir denetim gerektiriyor,” diyen Ali Babacan, dünya çapında bir toparlama sinyalinin olduğunu ancak Avrupa’nın bu toparlanmayı çok geriden takip edeceğini söyledi. Ali Babacan sözlerini “Önümüzdeki üç yıl boyunca kararlı ve kademeli bir mali disiplin izleyeceğiz. Şu ana kadar atmış olduğumuz adımlar dünya genelindeki itibarımızı olumlu yönde etkiledi. Bunu sürdüreceğiz. Ancak istihdam ile ilgili sorunlar devam edecek. 2010 yılında ise tüm dünya yaralarını saracak ve istihdam rakamları da bu doğrultuda artacak,” diyerek bitirdi. Dünya Bankası Türkiye Direktörü: “Kız çocuklarının eğitimine ve kadınların iş gücüne dahil olmasına önem verin!” Ali Babacan’ın ardından ise kürsüye Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau geldi. “Global Krizin Ötesi: Büyümeye Dönüş” başlıklı bir sunum yapan Zachau, global ekonominin düzelmeye başladığını ancak makroekonomik istikrarın ve yeni iş olanaklarının henüz yeterince sağlanamadığını belirtti. Türkiye’nin krizle mücadelede iyi bir yolda ilerlediğini de sözlerine ekleyen Ulrich Zachau, “Geçen yıla oranla gözle görülür farklılıklar yaşanıyor ancak sermaye akışı yine de düşük kalıyor. Bu noktada işsizliği önleyecek derecede bir büyüme yaşanıp yaşanmayacağı sorusu öne çıkıyor. Kriz sonrasında neler olacağını ve neler yapılabileceğini bugünden düşünmek gerekiyor. Türkiye’de ve dünyada yaşanan finansal iyileşmenin yeterince güven vermediği biliniyor. Bu nedenle Hükümetin, belirlediği makro ekonomik politikalara sadık kalması ve özellikle genç nüfus ve kadınlar için yeni iş olanakları yaratması gerekiyor. Kadınların iş gücüne daha fazla dahil olabilmesi içinse kız çocuklarının eğitimine önem verilmeli,” dedi. İşsizlik ve yoksulluğun en çok şehirleri vurduğuna ve Ankara, Adana, İstanbul, İzmir ve Kocaeli’de yapılan bir anketin, bu şehirlerdeki kenar mahalle sakinlerinin çocuklarının yiyecek tüketimini düşürdüğüne dikkat çeken Ulrich Zachau, Türkiye’nin bu konuda önlem alması gerektiğini söyledi. Konuşmasında enerji sektörüne yatırım yapılmasını da tavsiye eden Zachau, “Enerji yatırımları hem enerji sağlıyor hem istihdam yaratıyor hem de çevreyi koruyor,” dedi. “Bu kriz yerleşmiş olan finansal teorileri değiştirdi” Active ACADEMY 7. Uluslararası Finans Zirvesi’nin son açılış konuşmasını ise Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Dr. İbrahim Turhan gerçekleştirdi. “350 yıldır dünyada finansal krizler yaşanıyor,” diyen Turhan yaşanmakta olan küresel ekonomik krizin, yerleşmiş finansal teorileri değiştirdiğini bu nedenle de tüm dünyada yeni bir finansal mimari arayışı yaşandığını söyledi. 1997’de yaşanan Asya krizinin içinde bulunduğumuz krizin adeta bir öncü şoku olduğuna dikkat çeken Dr. İbrahim Turhan, sözlerine şöyle devam etti: “Krizleri açıklayan teorik çerçeve Asya krizini açıklamaya yetmedi. Aynı şeyi bugün de yaşıyoruz. 1990’lardan bu yana dünya hızla küreselleşiyor. Bu nedenle küresel bir finansal mimariye ihtiyaç duyuluyor. Uzun dönemde ortaya çıkabilecek olumsuzluklara rağmen kısa dönemli kazanç güdüsüyle hareket etmenin nelere yol açabileceğini bu krizle ve ağır bir bedel ödeyerek gördük. Riski dağıtmayı ve yönetmeyi bilince risk alınabilir anlayışının da doğru olmadığını anladık. Ayrıca, piyasa değerine dayanan muhasebe standartlarının riski azalttığına duyulan inancımız da sarsıldı. Bu ve benzeri pek çok nedenle dünya yeni bir finansal mimariye ihtiyaç duyuyor. Oluşturulacak uluslararası denetim organları da bu noktada büyük önem taşıyor. Çünkü küresel altyapının küresel üstyapıyla desteklenmesi ve uyum içinde çalışmasının sağlanması gerekiyor.” Active Academy Ödülleri sahiplerini buldu! Açılış konuşmalarının ardından sıra yedincisi düzenlenen Active ACADEMY Ödül Töreni’ne geldi. “Bankaların en önemli işlevi, topladığı fonları ekonominin büyümesi ve ulusal katma değerin artışına imkan verecek şekilde kullandırmaktır,” düşüncesinden yola çıkan Active ACADEMY tarafından altı yıldır verilmekte olan Active ACADEMY Ödülleri dört kategoriden oluşuyor. Bankacılık ve finans sektörlerinin seçkin kuruluşlarına verilen bu yılki ödüller şöyle: • Ekonomiye Katkı Ödülü: Garanti Bankası adına Garanti Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cüneyt Sezgin • Bireysel Bankacılık Ödülü: EKOkredi ile Şekerbank adına Şekerbank Genel Müdürü Meriç Uluşahin • Dış Ticarete Katkı Ödülü: Türkiye İş Bankası adına Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince • Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülü: o “Yeşil Bilgi Platformu Projesi” – Koç Bilgi Grubu.adına Koç Bilgi Grubu Genel Müdürü Mehmet Nalbantoğlu o “Karneni Göster Kitabını Al Projesi” ve “81 ilde 81 orman” projesi ile Türkiye İş Bankası adına Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince o “Öğretmenin Sınırı Yok Projesi” - Garanti Bankası adına Garanti Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cüneyt Sezgin o “Eczacıbaşı Hijyen Projesi” – Eczacıbaşı Topluluğu adına Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su Dr. Erdal Karamercan o “Türk Kızılayı Projesi” – Beşiktaş Jimnastik Kulübü adına Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören Zirve’nin ikinci gününde gerçekleştirilecek ana oturumlarda ise “Kriz ve değer yargıları”, “Kriz sonrası teknoloji ve inovasyon” ve “CEO’lar krizi nasıl yönettiler?” konuları mercek altına alınacak.