AB bastırdı ama Denizbank'ı satmadık
Dexia Yönetim Kurulu Başkanı Mariani, Denizbank bizim en değerli varlığımız satamayız deyip ikna ettim dedi
Dexia: AB bastırdı ama en değerli varlığımız Denizbankı satmadık
Hülya GÜLER / Hürriyet
Denizbankı satın alarak Türkiye piyasasına giren Dexia Groupun Yönetim Kurulu Başkanı Pierre Mariani, Global krizde devlet yardımı aldığımızda Avrupa Komisyonu Denizbankı satın dedi. Türkiyeyi iyi bildiğim için, Denizbank bizim en değerli varlığımız satamayız deyip ikna ettim dedi.
DENİZBANKı satın alarak 2006 yılından bu yana Türkiye piyasasında bulunan Dexia Group Yönetim Kurulu Başkanı Pierre Mariani, global krizin başladığı 2008in sonlarında girdiği finansal sıkıntıyı aşmak üzere devlet yardımı aldıkları sırada Denizbankın satılmasının gündeme geldiğini belirterek, Bu süreçte Avrupa Komisyonu ekonomik sıkıntımızı atlatmamız için Denizbankı satmamızı ve bankaya gelir sağlamamızı istedi. Ancak ben bu konuda çok sıkı çalışıp onları satmamak yönünde ikna ettim. Denizbank bizim gelecek büyüme stratejimizi üzerine kurduğumuz çok önemli bir varlığımız dedi.
Pazarlık için çok çalıştı
Avrupa Komisyonu ile Denizbankın satılmaması kararına bu yılın şubat ayında ancak vardıklarını belirten, Mariani pazarlık sürecini şöyle anlattı: Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, bütçe bakanlığı yaptığı sırada birlikte çalıştığımız için beni tanıyor. Krizin başlangıcında Dexia sıkıntıya girince Cumhurbaşkanı Sarkozynin önerisi ile bankanın başına geldim. Devlet yardımı istediğimiz sırada da başka ülkelerde sıkıntıya düştüğümüz halde Türkiyedeki operasyonlarımızı satmamız önerisi ortaya atıldı. Buna kesinlikle karşı çıktım. BNP Paribas-TEB ortaklığından dolayı Türkiye piyasasını çok iyi tanıyordum. 10 yıldır bu piyasayı, 2001 krizini ve sonrasında sektörün gelişimini çok iyi biliyordum. Çok sıkı çalıştım ve sonunda da satmamaya ikna ettim. Özellikle Denizbankın mevcut durumunu ve Türkiye pazarının potansiyelini anlattım, ikna oldular.
Büyüme Türkiyeden gelecek
Mariani, Avrupa Komisyonunu ikna çabasında iki önemli faktörün üzerinde durduğunu belirterek, şöyle devam etti: İkna çabalarında öncelikle krizden Türkiyenin sorumlu olmadığını ve sürecin burada iyi yönetildiğini anlattım. Bununla birlikte Dexianın içinde bulunduğu sıkıntının da Türkiyeden kaynaklanmadığını anlattım. Bir diğer önemli çabamız da Dexia için büyümenin Türkiyeden geleceği yönünde AB Komisyonunu ikna etmek oldu. Türkiyedeki operasyonlarımız çok verimli ve çok karlı. Ayrıca gelecekteki büyüme alanımız Türkiye olacak dedik, onlar da kabul ettiler. Sadece Deniz Emekliliki satmamızı istemekle yetindiler. 2013e kadar Deniz Emeklilikin değerini artırıp, satacağız. Şu anda satmak için iyi bir zaman değil ama çok yoğun ilgi gördüğümüzü söyleyebilirim.
Denizbank kendini kanıtladı
Denizbankın 2009 yılı performansına bakıldığında haklı çıktıklarını ve bundan memnun olduklarını kaydeden Mariani, şöyle konuştu: Denizbank kendisini, büyüme potansiyelini ve mevcut kapasitesini çok net ortaya koydu. Hatta bu durum rating ajansları tarafından da teyid edildi. Örneğin Fitch Denizbankın negatif olan notunu durağana çevirdi. Gelecekte bazı varklıkları satmamız gerekiyor ama Türkiye bunlardan biri değil. Uğraşlarımıza değdi, Denizbank 2009da karlılığını yüzde 70 artırarak rekor kırdı.
Romada Romalılar gibi İstanbulda Türkler gibi
DEXIAnın Denizbankı aldıktan sonra adını değiştirmediğini hatırlatan Pierre Mariani, bunun gerekçesini ilginç bir Fransız atasözü ile açıkladı: Fransada bir atasözü vardır; Romada iseniz, işinizi Romalıların yaptığı gibi yapın diye, o nedenle biz de Türkiyede Denizbankın adını değiştirmedik ve hatta buradan bazı ürün ve teknolojileri de şu anda başka ülkelerdeki operasyonlarımızda kullanacağız. Eğer İstanbulda iseniz o zaman işinizi Türkler gibi yapın dedik ve Denizbankın adını değiştirmeden operasyonlarımızı sürdürdük ve
bundan da son derece mutlu olduk.
Çalışanların yarısı Türkiyede cironun da yarısı gelsin
PIERRE Mariani, Dexianın tüm dünyada çalışan sayısının 25 bin olduğunu belirterek, Bunların neredeyse yarısı Denizbankta çalışıyor. Ciro olarak ise Denizbankın katkısı yüzde 30 civarında. 2014e kadar perakende bankacılıktan elde ettiğimiz gelirin yüzde 40ının Türkiyeden gelmesini planlıyoruz. Türkiye bizim gelecekte büyümek istediğimiz en önemli yer, geçen yıl 50 şube açtık, bu yıl da 25 açmayı planlıyoruz. Gelişmelere göre bu sayı artabilir de diye konuştu.
Avrupalı bankacılar Türkiye nasıl başarıyor diye sordu
GLOBAL krizin Avrupada kendisini daha ağır hissettirdiği süreçte Avrupalı banka yöneticilerinin Türkiyeyi sorduklarını belirten Pierre Mariani, şunları anlattı: Türkiyenin performansı karşısında çok şaşırıyorlar, büyük sürpirz yorumları var. Denizbanktan dolayı da bizim deneyimimizi soruyarlar. Benim onlara verdiğim cevap, Türkiyede bankacılık sektörünün yasal düzeneleme ve teknoloji açısından çok güncel olmasının büyük önem taşıdığı yönünde.
Derviş: Türkiye G-20de daha aktif rol almalı
SABANCI Üniversitesi Danışmanı Kemal Derviş, TÜSİADın Türkiyenin AB ile entegrasyonu sürecine katkı sağlama çalışmaları kapsımında Fransız iş dünyası ile birlikte düzenlediği Boğaziçi Seminerinde yaptığı konuşmada, Bölgesinde bir köprü görevi gören Türkiyenin G-20 içinde de ilginç bir rolü var. Türkiye hem Avrupaya hem ABDye yakın. Hem gelişen hem gelişmekte olan ülkeler arasında, Türkiye bu köprü görevini güçlendirmeli. Türkiye bu konuda aktif değil. Geride kaldı. Daha aktif olmalı dedi. Derviş şöyle devam etti: Uluslararası mali sistem dolayısıyla ekonomi çöküş tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Krizin bu tehditleri hala mevcut. Kriz dönüşüm geçirdi vergi ve kamu borcu açığı olarak kendini gösterdi. GSYH ile borçlar arasındaki oran her yıl artıyordu. Kriz olmasaydı da Avrupa, ABD ve Japonya bütçe ve vergi sorunuyla karşı karşıya olacaktı. Çünkü özellikle Avrupada nüfus yaşlanıyor.