BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 71,95 -1,30 374.140.000.000,00
ALBRK 8,05 -3,01 20.125.000.000,00
GARAN 142,40 -1,11 598.080.000.000,00
HALKB 37,48 3,71 269.285.481.014,16
ICBCT 13,38 -0,52 11.506.800.000,00
ISCTR 13,89 -1,21 347.249.583.300,00
SKBNK 7,79 -0,76 19.475.000.000,00
TSKB 12,84 -0,85 35.952.000.000,00
VAKBN 30,92 -0,45 306.600.293.491,16
YKBNK 36,76 -1,29 310.513.605.199,84

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkAB bastırdı ama Denizbank'ı satmadık----

AB bastırdı ama Denizbank'ı satmadık

AB bastırdı ama Denizbank'ı satmadık
13 Haziran 2010 - 10:20 www.finansingundemi.com

Dexia Yönetim Kurulu Başkanı Mariani, “Denizbank bizim en değerli varlığımız satamayız deyip ikna ettim” dedi

Dexia: AB bastırdı ama en değerli varlığımız Denizbank’ı satmadık Hülya GÜLER / Hürriyet Denizbank’ı satın alarak Türkiye piyasasına giren Dexia Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Pierre Mariani, “Global krizde devlet yardımı aldığımızda Avrupa Komisyonu Denizbank’ı satın dedi. Türkiye’yi iyi bildiğim için, Denizbank bizim en değerli varlığımız satamayız deyip ikna ettim” dedi. DENİZBANK’ı satın alarak 2006 yılından bu yana Türkiye piyasasında bulunan Dexia Group Yönetim Kurulu Başkanı Pierre Mariani, global krizin başladığı 2008’in sonlarında girdiği finansal sıkıntıyı aşmak üzere devlet yardımı aldıkları sırada Denizbank’ın satılmasının gündeme geldiğini belirterek, “Bu süreçte Avrupa Komisyonu ekonomik sıkıntımızı atlatmamız için Denizbank’ı satmamızı ve bankaya gelir sağlamamızı istedi. Ancak ben bu konuda çok sıkı çalışıp onları satmamak yönünde ikna ettim. Denizbank bizim gelecek büyüme stratejimizi üzerine kurduğumuz çok önemli bir varlığımız” dedi. Pazarlık için çok çalıştı Avrupa Komisyonu ile Denizbank’ın satılmaması kararına bu yılın şubat ayında ancak vardıklarını belirten, Mariani pazarlık sürecini şöyle anlattı: “Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, bütçe bakanlığı yaptığı sırada birlikte çalıştığımız için beni tanıyor. Krizin başlangıcında Dexia sıkıntıya girince Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin önerisi ile bankanın başına geldim. Devlet yardımı istediğimiz sırada da başka ülkelerde sıkıntıya düştüğümüz halde Türkiye’deki operasyonlarımızı satmamız önerisi ortaya atıldı. Buna kesinlikle karşı çıktım. BNP Paribas-TEB ortaklığından dolayı Türkiye piyasasını çok iyi tanıyordum. 10 yıldır bu piyasayı, 2001 krizini ve sonrasında sektörün gelişimini çok iyi biliyordum. Çok sıkı çalıştım ve sonunda da satmamaya ikna ettim. Özellikle Denizbank’ın mevcut durumunu ve Türkiye pazarının potansiyelini anlattım, ikna oldular.” Büyüme Türkiye’den gelecek Mariani, Avrupa Komisyonunu ikna çabasında iki önemli faktörün üzerinde durduğunu belirterek, şöyle devam etti: “İkna çabalarında öncelikle krizden Türkiye’nin sorumlu olmadığını ve sürecin burada iyi yönetildiğini anlattım. Bununla birlikte Dexia’nın içinde bulunduğu sıkıntının da Türkiye’den kaynaklanmadığını anlattım. Bir diğer önemli çabamız da Dexia için büyümenin Türkiye’den geleceği yönünde AB Komisyonu’nu ikna etmek oldu. ‘Türkiye’deki operasyonlarımız çok verimli ve çok karlı. Ayrıca gelecekteki büyüme alanımız Türkiye olacak’ dedik, onlar da kabul ettiler. Sadece Deniz Emeklilik’i satmamızı istemekle yetindiler. 2013’e kadar Deniz Emeklilik’in değerini artırıp, satacağız. Şu anda satmak için iyi bir zaman değil ama çok yoğun ilgi gördüğümüzü söyleyebilirim.” Denizbank kendini kanıtladı Denizbank’ın 2009 yılı performansına bakıldığında haklı çıktıklarını ve bundan memnun olduklarını kaydeden Mariani, şöyle konuştu: “Denizbank kendisini, büyüme potansiyelini ve mevcut kapasitesini çok net ortaya koydu. Hatta bu durum rating ajansları tarafından da teyid edildi. Örneğin Fitch Denizbank’ın negatif olan notunu durağana çevirdi. Gelecekte bazı varklıkları satmamız gerekiyor ama Türkiye bunlardan biri değil. Uğraşlarımıza değdi, Denizbank 2009’da karlılığını yüzde 70 artırarak rekor kırdı.” Roma’da Romalılar gibi İstanbul’da Türkler gibi DEXIA’nın Denizbank’ı aldıktan sonra adını değiştirmediğini hatırlatan Pierre Mariani, bunun gerekçesini ilginç bir Fransız atasözü ile açıkladı: “Fransa’da bir atasözü vardır; ‘Romada iseniz, işinizi Romalıların yaptığı gibi yapın’ diye, o nedenle biz de Türkiye’de Denizbank’ın adını değiştirmedik ve hatta buradan bazı ürün ve teknolojileri de şu anda başka ülkelerdeki operasyonlarımızda kullanacağız. Eğer ‘İstanbul’da iseniz o zaman işinizi Türkler gibi yapın’ dedik ve Denizbank’ın adını değiştirmeden operasyonlarımızı sürdürdük ve bundan da son derece mutlu olduk.” Çalışanların yarısı Türkiye’de cironun da yarısı gelsin PIERRE Mariani, Dexia’nın tüm dünyada çalışan sayısının 25 bin olduğunu belirterek, “Bunların neredeyse yarısı Denizbank’ta çalışıyor. Ciro olarak ise Denizbank’ın katkısı yüzde 30 civarında. 2014’e kadar perakende bankacılıktan elde ettiğimiz gelirin yüzde 40’ının Türkiye’den gelmesini planlıyoruz. Türkiye bizim gelecekte büyümek istediğimiz en önemli yer, geçen yıl 50 şube açtık, bu yıl da 25 açmayı planlıyoruz. Gelişmelere göre bu sayı artabilir de” diye konuştu. Avrupalı bankacılar ‘Türkiye nasıl başarıyor’ diye sordu GLOBAL krizin Avrupa’da kendisini daha ağır hissettirdiği süreçte Avrupalı banka yöneticilerinin Türkiye’yi sorduklarını belirten Pierre Mariani, şunları anlattı: “Türkiye’nin performansı karşısında çok şaşırıyorlar, büyük sürpirz yorumları var. Denizbank’tan dolayı da bizim deneyimimizi soruyarlar. Benim onlara verdiğim cevap, Türkiye’de bankacılık sektörünün yasal düzeneleme ve teknoloji açısından çok güncel olmasının büyük önem taşıdığı yönünde.” Derviş: Türkiye G-20’de daha aktif rol almalı SABANCI Üniversitesi Danışmanı Kemal Derviş, TÜSİAD’ın Türkiye’nin AB ile entegrasyonu sürecine katkı sağlama çalışmaları kapsımında Fransız iş dünyası ile birlikte düzenlediği Boğaziçi Semineri’nde yaptığı konuşmada, “Bölgesinde bir köprü görevi gören Türkiye’nin G-20 içinde de ilginç bir rolü var. Türkiye hem Avrupa’ya hem ABD’ye yakın. Hem gelişen hem gelişmekte olan ülkeler arasında, Türkiye bu köprü görevini güçlendirmeli. Türkiye bu konuda aktif değil. Geride kaldı. Daha aktif olmalı” dedi. Derviş şöyle devam etti: “Uluslararası mali sistem dolayısıyla ekonomi çöküş tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Krizin bu tehditleri hala mevcut. Kriz dönüşüm geçirdi vergi ve kamu borcu açığı olarak kendini gösterdi. GSYH ile borçlar arasındaki oran her yıl artıyordu. Kriz olmasaydı da Avrupa, ABD ve Japonya bütçe ve vergi sorunuyla karşı karşıya olacaktı. Çünkü özellikle Avrupa’da nüfus yaşlanıyor.”
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!