'50 şube açıp 1250 kişi alacağız'
Türk bankacılığının dünya krizinde sağlamlığıyla öne çıkışının bir örneği de Finansbankın sahibi NBGde yaşandı. Finansbankın NBG içindeki ağırlığı yüzde 24ten yüzde 33e yükseldi. Finansbank Başkan Yardımcısı Ömer Aras, NBGnin Balkan ülkelerindeki bankalarına hizmet ihracı yaparken...
YUNANİSTANın bir numaralı bankası National Bank of Greece (NBG), 2009da tüm dünyayı saran kriz ortamında Türkiyede Finansbankın sahibi olmanın farkını yaşadı. 2001 krizi sonrasında alınan önlemler sayesinde dünya krizinde sağlamlığıyla öne çıkan Türk bankalarının bu durumunu ortaya koyan örneklerden biri de Finansbank oldu. Dünyanın finans devleri krizde devlet yardımlarıyla ayakta dururken, Finansbankın NBG içindeki payı 2009da yüzde 24lerden yüzde 33e kadar çıktı. Finansbank Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ömer Aras, 2009 yılında bir yandan NBGnin Balkan ülkelerindeki bankalarına hizmet ihracı yaptıklarını belirterek, Diğer yandan Türkiyede büyümeyi sürdürdük. 2010da 50 yeni şube açıp, 1250 kişiyi daha işe almayı planlıyoruz dedi.
Lokal yönetim etkin oldu
NBGnin 7 kişilik yürütme kuruluna alıp, uluslararası faaliyetlerini emanet ettiği Ömer Aras, küresel krizin özellikle hakim ortağın memleketi Yunanistanda etkisini iyice hissettirdiği bir dönemde hızlı büyümeye nasıl devam edebildikleri sorusuna şu yanıtı verdi: Finansbank geçmişte de çok yaratıcı, girişimci ruhlu bir bankaydı. Hüsnü Bey (Özyeğin) döneminde bunun temelleri atılmış ve hızlı büyüyen bankalardan biri olmuştu. NBGnin burada yaptığı, işi lokal yönetime bırakmak oldu. Elbette stratejik konularda hedefler koydu ama günlük icraatı tümüyle lokal yönetime bıraktı. Finansbank büyümesine hızlanarak devam etti.
Bu yıl da büyüme odaklı bir politika izleyeceklerini dile getiren Aras, şu bilgileri verdi: Gerek uluslararası gerekse Türkiyedeki planlarımızı büyüme üzerine kurduk. Zaten Türkiye ile ilgili tüm beklentiler daha olumlu, bütün uluslararası kuruluşlar bu yönde düşünüyor. 2010da minumum 50 şube açma planı yaptık. Kredilerde sektör büyümesinin yüzde 15lerde olacağını düşünüyoruz ama biz yüzde 23lük büyüme öngördük. Bu yıl ayrıca bireysel kredilerde olduğu gibi kurumsal kredilerde de büyüme öngörüyoruz. Ayrıca bu yıl 1250 kişiyi işe alma planı yaptık. Gerek şubeleşme, gerek alternatift dağıtım kanalları, gerekse satış personeli olarak alımlarımız olacak.
44 şirketin Doğu Avrupada iş geliştirmesine destek olduk
FİNANSBANK müşterilerinden 44 firmanın Doğu Avrupadaki işlerinin geliştirilmesine yardımcı olduklarını, iş ortaklarına da yeni iş imkanları yarattıklarını anlatan Ömer Aras, burada Finansbanka yazılım hizmeti veren Banksoft örneğini verdi. Aras, sözlerine şöyle devam etti: Türkiyedeki bankacılık uygulamaları Balkan ülkelerinden daha ileri düzeyde. Biz de Finansbanktaki başarılı uygulamaları bu ülkelere aktarıyoruz. Ayrıca Bulgaristan, Arnavutluk ve Sırbistana bankacı transferi yaptık. Finansbank Türkiyenin deneyimini ihraç ediyor. Üstelik bu ülkelerin bazıları (Romanya ve Bulgaristan) AB üyesi, bir anlamda AB finans sektörü ile de entegrasyon sağlıyoruz.
Balkanlarda ağabey rolünü üstlendi
NBGnin Ömer Arasa bağladığı 6 ülke (Bulgaristan, Romanya, Sırbistan, Makedonya, Arnavutluk, Mısır ve Türkiye) arasında en büyüğü Türkiye. Diğer 5 ülkenin gayri safı milli hasıla toplamları Türkiyeye ulaşamıyor. Nüfus, kişi başı milli gelir gibi başka ekonomik faktörlere bakınca da Türkiyenin farkı ortaya çıkıyor. Finansbankın NBGye katılması, ardından 6 ülkenin kendisine bağlanmasının etkileri konusunda Ömer Aras, şunları söyledi: Türk bankacılık sistemi 2001 krizi sonrasında çok güçlendi, kriz yönetimi tecrübesi kazandı, benim sorumlu olduğum ülkelere Finansbankın önemli katkısı oldu. Riski önceden görmek, sıkı kontrol mekanizması gibi tedbirleri öngördük. Oradaki sonuçlar Türkiye kadar iyi değil ama bu dönemi onlar da büyüyerek geçirdi. Finansbank, bu ülkelerdeki bankalarımıza ağabeylik yaptı diyebiliriz.
4-5 yıla konsolidasyon yaşanır, biz satın alan tarafta oluruz
FİNANSBANK Başkan Yardımcısı Ömer Aras, 2010un 2009dan daha iyi bir yıl olacağını söylemekle birlikte, şu noktalara değindi: Marjlar çok daralacak. Faizlerin düşmüş olması, kredi/mevduat marjlarının daralması ile karlılık 2009daki gibi hızlı bir artış göstermeycek. Eğer sektör 2009daki karları elde ederse, başarılı olmuş demektir. Bankacılık sektörünün geçmişten gelen çok büyük çıkarımları var, o nedenle irrasyonel bir rekabet yerine daha hesabını kitabını bilen uygulamalar olacak. Önümüzdeki 4-5 yıl içinde sektör içinde birleşmeler, satın almalar gündeme gelecek ve banka sayısı azalacak. Biz o dönemde satın alan tarafta oluruz, fırsatları değerlendiririz.
Erzuruma çağrı merkezi tersine göç başlattı
ARADAN geçen sürecin yabancıların Türk finans sektörüne girmesine ilişkin endişeleri giderdiğini, böyle bir dönemde yararlı olduklarının da görüldüğünü dile getiren Ömer Aras, bu süreçte yapılmış başarılı işlere bir örnek olarak da Finansbankın Erzuruma açtığı çağrı merkezini gösterdi. Aras, şunları söyledi: Türkiyede ilk defa bir banka Erzuruma çağrı merkezi açtı ve bunu da yabancı ortağı döneminde yaptı. Erzuruma 700 kişilik bir çağrı merkezi açtık, oradaki üniversite mezunlarına, kadınlara istindam yarattık. Hatta Erzuruma çağrı merkezi açtıktan sonra, oralı olup da başka şehirlerde çalışan bazı elemanlarımız da şehirlerine dönmek istedi, yani bir tersine göç de yarattı. Aynı zamanda bunun bir sosyal sorumluluk tarafı var, ülkemiz için.
Çalışan sayısı 10 bini de aştı
NBG bünyesine geçtiği 2006da çalışan sayısı 7 bin 751 olan Finansbank, 2009da bu sayıyı 10 binin üzerine çıkarırken, bu dönemde 152 şube açarak 461 şubeye ulaştı.
Banka, aynı dönemde mevduatını 9.9 milyar liradan 16 milyar liraya, kredilerini 12.1 milyar liradan 20.9 milyar liraya çıkardı.
Finansbank, verdiği konut kredisi tutarını 1.1 milyar liradan 4 milyar 25 milyon liraya yükseltti.
Bankanın kredi kartı müşterisi 3 milyon 486 bine çıktı.
Şube harçları geçici olmalı
HÜKÜMETİN bütçe gelirlerini artırmak için banka şubelerinden yıllık harç almayı öngören uygulamanın geçici olmasını uman Ömer Aras, Bankacılık sektörü kar ediyorsa, ettiği kar üzerinden vergisini öder. Şube başına harç uygulamasında, bankaların büyüklüğü, karlılığı, lokasyonuna bakılmadan böyle bir harç dikte edilmesi, serbest piyasa dinamiklerine uygun görünmüyor dedi.
Nilgün KARATAŞ / Hürriyet