Ana SayfaMakro EkonomiMaden sektöründe devrim gibi kararlar---

Maden sektöründe devrim gibi kararlar

2 / 3
Maden sektöründe devrim gibi kararlar
21 Ocak 2013 - 09:55 www.finansingundemi.com

Peki madencilik sektöründe stratejik ürün kavramını biraz açar mısınız?
Stratejik ürün çok fazla madencilikte. Her şeye stratejik diyebilirsiniz. Her ürün stratejiktir ama esas stratejik olanlar dünyada kıt bulunan maddeleri içeren madenlerdir. Bunların dışında şu anda dünyada genel olarak çok stratejik bildiğimiz ürün yok. Böyle bir şey olsa da zaten dünya çapında birtakım anlaşmalara gidilir. AB'nin bunların uluslararası bir sisteme tabi tutulmasıyla ilgili girişimleri var. Hem kendi stratejilerini geliştiriyor bir taraftan da güvenli bir sistem oluşturmaya çalışıyor.
Son günlerde konuşulmaya başlanan toryum madeni var. Bunun nükleer santrallerde faydası olacak mı?
Evet, uranyum, toryum gibi madenler de önemli kaynak teşkil ediyor. Toryum dünya çapında çok yaygın olarak kullanılan bir ürün değil. Çünkü aynı işlevi gören uranyum yeteri miktarda var ve daha kolay üretiliyor. Toryumla ilgili teknolojinin geliştirilmesi gerekiyor. Ülkemizde dünyanın ihtiyacını 5 yıl karşılayacak toryum var. Şimdi nükleer yakıtların önemli bir özelliği var. Çok az bir hammadde ile uzun yıllar enerji üretebiliyorsunuz. Dolayısıyla bunlara aşırı ihtiyaç yok. Ancak bunların gelecekle ilgili ne kadar, nasıl kullanılacağını bilmiyoruz. Kendi kaynağınızı kullanma imkanı çok önemli. Dünyada bunun rafinerileri var. Bunları alıp rafine ettirip geri alıp kullanacağız.
Rafineriyi burada kurabilir miyiz?
Burada maliyetten çok pazarının bulunması önemli. Yani size ürün getirilip rafine ettirilmesi lazım ki rafineri kurasınız. Teknik olarak tabii ki yapılabilir.
Özel sektöre verilen sahalardan devletin elde ettiği geliri hesaplayabiliyor musunuz?
Biz devlet hakkı olarak yılda 300-500 milyon lira doğrudan gelir temin ediyoruz. Bu rakamlara ödenen vergiler dahil değil. 2011 yılında 300 milyon lira gelir sağladık. 2012 yıl verileri de nisanda çıkar ve 350-400 milyon lira gelir elde etmiş oluruz. 100 milyon lira civarında da harç alıyoruz. Çıkılan ihalelere bağlı olarak nakit girişi toplamda 500 milyon liraya ulaşıyor.
Sektördeki yatırımcılar içinde yerli yabancı dağılımı konusunda bir değişim var mı?
Madencilik özel bir faaliyet, diğer sektörlerden ayrılıyor. Sektördeki bir yatırımcının 4 temel özelliğinin bulunması gerekiyor. Bunlardan ilki bir miktar risk sermayenizin olması. Yani kaybettiğiniz zaman sizi sıkıntıya sokmayacak paranız olması lazım. Bu işe giren firmaların ayırdıkları kaynaklar sıfırlandığında işlerini kaybetmemiş olmaları gerekiyor. Risk sermayesini çevirebilecek borsa faaliyetinin olması lazım. İkincisi bugün koydun yarın aldın diye bir şey yok. Uzun soluklu bir pozisyon ve planlama gerekiyor. Bir madenin bazen işletmeye alınması 10-15 yılı bulabiliyor. Ayrıca çok ciddi bir ekibe ihtiyaç var. Bunun know howu çok önemli. Maden jeolojisi bakımından uluslararası standartlara sahip ayrı bir meslek var. Dördüncü olarak patronun  mentalitesinin de buna uygun olması lazım. Yani üç gün içinde buradan bıkıp gitmemesi gerekiyor.
Öncelikle bu uluslararası bir iş, yerel değil. Bir arama faaliyetini yaptığın zaman bütün dünyayı göz önüne alarak yapmak lazım. Ülkelerin hukuki yapılarının çok iyi bilinmesi şart.
Borsa'dan bahsettiniz ama maden şirketleri zaten borsada faaliyet göstermiyor mu?
Bununla ilgili ayrı bir yasal düzenleme gerekiyor. Şu anda bir akreditasyon komitesi kurulmasına ilişkin kanun taslağını hazırladık. Bütün dünyada olan bir gelişmenin sonucu. Geçmiş dönemde dünya borsalarında birtakım krizler oluşmuş, bunlar bizim şu kadar madenimiz, rezervimiz var demişler. Ondan sonra borsaya girmişler, birkaç gün gazetelerde haber yapılmış. Fiyatları çok yükselmiş, gerçek ortaya çıkınca tam tersi çok düşmüş. Bu gelişmeler üzerine başta Avusrtralya olmak üzere önlem almak istemişler.
Yani bir nevi disipline edilecek?
Bir kere bu işin bir standardının olması lazım. Başlangıç aşamasından sonuna kadar bir analizinin yapılması gerekiyor. Bunun da know howa sahip kişiler tarafından yapılması öngörülüyor. Bunlar da akredite edilmiş kişiler. Akreditasyon sürecinden geçecek ki borsa, finans sektörü inansın kredi versin. Bu sistem ABD, Kanada, Güney Afrika, Rusya'da da gündeme gelmiş. Biz de bunun bir parçası olduk, bunların bir üst çatısı oluştu. Bu kurumla görüşmelerimizi yaptık, karşılıklı anlaşmalarımızı yaptık. Kanun çıktığı zaman yerli veri üreteceğiz. Türk mühendisleri bütün dünyada imza yetkisine sahip olacak. Bu komite bunlara akreditasyon verecek. Türkiye'de yapılan aramalar da bu süreçten geçecek. Dolayısıyla çantacılığın bir başka versiyonu da ortadan kalkmış olacak. Aynı zamanda organizasyon içinde borsa var, bankacılık var, MTA var, biz varız. Böyle bir çatıdan oluşan organizasyon. Bu madencilik sektöründe faaliyet yapan firmaların borsada işlem görmesi esasına dayanıyor. Dünyada da Londra , New York, Toronto Borsaları'ndaki sistemin aynısı olacak. Bu zorunluluk değil, ihtiyari olacak. Ancak bu önemli bir ihtiyarilik.
Birden fazla sektörle uğraşan ama tek şirketle borsada olan holdinglerin madencilik şirketleri mi borsaya kote olacak?
Bir arama faaliyetinde bir rezerve ulaştı diyelim. Bunun elinde komiteden alacağı uluslararası standartlarda güvenilir bir rapor olacak. Komite bunu sağlayacak. Borsaya bu bilgileri bildirecek ve borsa bunu açıkça ilan edecek. Bunun üzerine insanlar hisse alacaklar. Bir yalan üzerine değil, gerçek verilere dayalı olarak borsada işlem görecek. Çok rahat bir şekilde İMKB bu aktiviteyi kullanacak. Bunun bir paraleli de Türk firmalarının bu işe girmeleri. İMKB'yi bu iş için kullanan firmalar, eğer Brezilya'da da arama yapıyorsa oradaki rezervi de İMKB'de satabilecek. Yeni bir rezerv bulursa tekrar rapor ediyor, yeni hisseler çıkarıp satıyor. Kanada, Avustralya, ABD, İngiliz firmalarının bütün dünyada yaptıkları sistem bize gelecek. Başka bir ifade ile daha şeffaf  bir sistem kurulacak. Bu raporların hepsi kamuoyuna açıklanacak.
Sistem tam olarak ne zaman işlemeye başlar?
Biz anlaşmamızı yaptık. Yasal süreç de ne zaman sonuçlanırsa  hemen başlayabiliriz. Bu Türk madenciliği için çok önemli bir atılım olacak. Kıt sermayeyi sonuna kadar götüremezsiniz.
Altın son bir kaç yılda çok önemli bir yatırım aracı oldu. Son yıllarda arama konusunda da hareketlilik var mı?
Arama faaliyetleri çok ağır gider, bir anda azalıp bir anda artmaz. Büyük firmalarımızın bu işe girmelerini, para  yatırmalarını, işi öğrenmelerini istiyoruz. Bazen bu işin gerçek yapısını bilmeden girmek gibi bir agresif yapıyla karşı karşıya kalıyoruz. Bu tabii kötü sonuçlara yol açıyor. Daha önce söylediğim özelliklere sahip olmayan firmalar işin içine girip, bugün para koyup yarın para kazanmak istiyorlar. Bu gerçekleşmeyince de stres oluşuyor. Madencilerimizin işi iyi öğrenmeleri gerekiyor. Yurtıdşına gidip firmaların nasıl çalıştığına  bakacaklar, Türkiye'de çalışanların nasıl çalıştığını inceleyecekler. İşi bilenlerle görüşüp yavaş yavaş başlayacaklar.
Kömür bir dönem ihmal edilmişti ama son dönemlerde kömüre dayalı yatırımlarda enerji üretimi bağlamında artış gözleniyor.
Türkiye'nin en önemli sorunlardan birisi enerji ve bunun karşılanması. Bu konuda çok ciddi kaynaklar dışarıya aktarılıyor. Kendi kaynaklarımıza yönelmemiz son derece doğal.
En ince noktasına kadar madenlerimizi değerlendirmemiz, maksimum faydayı elde etmemiz gerekiyor. Bizim kömürlerimizin kalori düzeyi çok yüksek değil ama biz sürekli arama yapıyoruz.  3-5 yıl öncesine kadar 8 milyar ton civarında bir rezervimiz vardı. Şimdi tabi yine Bakanlık politikası çerçevesinde yerli kömür araması stratejisi uygulanıyor. Şu anda rezervimizi 13-14 milyar tona çıkardık. Yani neredeyse ikiye katlanmış bir kömür rezervimiz var.  Kömür rezervlerinden , ekonomik olarak elektrik üretimine elverişli olanlar termik santrallere tek tek kanalize ediliyor. Enerji Bakanlığı'nın bütün kurumları bu konuda kafa yoruyor.
Özel sektörün de çalışması, etüd yapması, fizibil olan yerlerde kömürlerimizi elektriğe dönüştürmesi  noktasında üstün bir gayret gösteriyoruz.
Tekrar altın meselesine gelirsek, en çok ne kadar çıkarabiliriz?
Bugün altın üretimi 60 tona çıkabilir ama bunun devamlılığı çok önemli. Bir yerde rezervler 15 yılda bitebilir. Birisi biter, birisi başlar. Türkiye'nin 60 tonla 150 ton arasında altın ihtiyacı var. Biz altın ithal ediyoruz ama bunu işleyip satan bir ülkeyiz. Yani bu doğrudan bizim ihtiyacımız değil. İş olarak alıyoruz, işleyip satıyoruz. 
Hammadde biçimindeki satışı engellemeyi düşünüyoruz

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 52,10 0,29 270.920.000.000,00
ALBRK 6,57 1,39 16.425.000.000,00
GARAN 114,10 0,71 479.220.000.000,00
HALKB 21,64 0,37 155.478.596.828,88
ICBCT 14,28 2,59 12.280.800.000,00
ISCTR 10,98 0,09 274.499.670.600,00
SKBNK 5,18 1,37 12.950.000.000,00
TSKB 11,37 -0,61 31.836.000.000,00
VAKBN 23,30 -0,51 231.040.971.485,90
YKBNK 26,74 0,22 225.874.151.334,16