Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Yapay zekanın hayatımıza giderek daha fazla girmesi, özellikle iş hayatında ‘üretkenlik’ temasını daha da konuşulur hale getiriyor. Ancak, teknoloji henüz devrede değilken bile üretkenlik, başka etkenler sebebiyle bir sorun olmaya devam ediyor.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, yeni yayınlanan bir rapor, yöneticilerle çalışanlar arasındaki yaş farkı ne kadar büyükse, üretkenliğin de o kadar düşük olduğunu gösteriyor.
Üretkenlikte düşüş
Fortune’dan Sydney Lake’in haberine göre, kuşaklar arası savaş sadece konut piyasasında kendini göstermiyor. Yeni bir rapor, yöneticilerle çalışanlar arasındaki yaş farkı ne kadar büyükse, üretkenliğin bu durumdan kötü etkilendiğini ortaya koyuyor.
Nesiller arası çeşitliliğe sahip olmak, görünüşte yaratıcılığı besliyor gibi görünse de, London School of Economics and Political Science (LSE) ve işletme danışmanlığı firması Protiviti'den araştırmacılar, genç nesillerin görece yaşlı patronlarla çalışmasının üretkenlik düzeylerini azaltabildiğini bulguluyor. Rapor, çalışanların yüzde 25'i düşük üretkenlik seviyeleri bildirerek, “Çalışanlar, birlikte etkili bir şekilde çalışmadıkları için verimliliğin kaybedildiğine inanıyor. Yöneticileriyle yaş farkı daha fazla olan çalışanlar için üretkenlik daha da düşük” diyor.
1,5 kat daha fazla
Raporda, yöneticileri kendilerinden 12 yaş daha büyük olan çalışanların, diğer çalışanlarla karşılaştırıldığında düşük üretkenlik düzeyi bildirme olasılığının neredeyse 1,5 kat daha fazla olduğu belirtiliyor. LSE ve Protiviti, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık'ta finans, teknoloji ve profesyonel hizmetlerde çalışan 1.450'den fazla çalışandan topladığı verilerle raporunu hazırlıyor.
Raporda, “Nesiller arası kapsayıcı iş uygulamaları yoluyla üretkenlik artışına yönelik açık potansiyele rağmen, firmalar farklı nesillerden çalışanlar arasındaki sürtüşmelerin üretkenliği olumsuz etkilemesi nedeniyle fırsatları kaçırmaya devam ediyor” deniliyor.
Bu raporun daha da endişe verici yanı, gelişen çalışma ortamlarının bir sonucu olarak üretkenlik seviyelerinin pandemi sırasında ve sonrasında zaten büyük ölçüde düşmüş olması. Her ne kadar kuşak savaşları, özellikle Z kuşağı, Y kuşağı ve baby boomer kuşağı arasındakiler, daha geniş çapta kabul edilen bir olgu haline gelmiş olsa da, uzmanlar yaş farkının, işverenlerin uzun süredir uğraşmak zorunda olduğu bir konu olduğu konusunda hemfikir.
Sürtüşmenin kaynağı
İnsan kaynakları danışmanlık şirketi Humani HR'ın kurucusu ve CEO'su Carly Holm, şunları söylüyor: “İş yerinde nesiller arasındaki sürtüşme yeni değil. Sürtüşmenin kaynağı zamanla değişse de, liderlerin bu yolda ilerlemesi her zaman zor bir görev olmuştur.” Holm'a göre asıl sürtüşme kaynağı ise iletişim stratejileri. Holm, “Gerçek şu ki, farklı nesiller farklı şekilde iletişim kurma eğiliminde” diyor.
Z Kuşağı ve Y kuşağı, Slack'i veya kısa mesajları tercih ederken, daha yaşlı kuşaklar telefonda veya yüz yüze konuşmayı tercih ediyor. Holm, “Bunun büyük ölçüde her çalışanın kariyeri boyunca yaygın olan farklı teknolojilerle ve iletişim kurmayı nasıl öğrendikleriyle ilgisi var” diyor.
Cambridge Üniversitesi Judge İşletme Okulu'nda örgütsel sosyoloji ve liderlik profesörü olan Thomas Roulet ise yaptığı açıklamada, bu gerilimi gidermenin tek yolunun konuyu doğrudan ele almak olduğunu söylüyor.
Roulet, “‘Genç nesiller tembeldir' gibi ön yargıları açığa çıkarmak ve bu mitleri yıkmak çok önemli. İnsanların diğer nesillerin işe yaklaşımlarını daha iyi anlamalarına ve bir kuruluşta nasıl etkileşimde bulunduğunuz ve görevleri nasıl yerine getirdiğiniz hakkında düşünmenin görünmez yollarını ortaya çıkarmalarına yardımcı olunmalı” şeklinde konuşuyor.
Profesyonellik ve iletişimden uzaklık
UC-Irvine'de araştırmacı ve öğretim görevlisi ve duygusal zeka danışmanlık firması Mind Brain Emotion'un CEO'su olan Jenny Woo, X kuşağına ve baby boomer kuşağı yöneticilere, üretkenliği ve katılımı artırmak için genç profesyonellerle bağlantı kurmalarına yardımcı olma konusunda koçluk yapıyor. Woo, X kuşağı yöneticilerden duyduğu başlıca şikayetin, sabah 8'deki bir toplantıya katılmayı reddetmek ve işleri zamanında teslim edememek gibi Z kuşağının profesyonellik ve iletişime aldırış etmemesi olarak algıladıkları kafa karışıklığı olduğun ifade ediyor.
Öte yandan, Z kuşağı ve Y kuşağı sürekli olarak Woo'dan eski yöneticilerine nasıl sınır koyacaklarını açıklamasını istiyor. Woo, “Daha yüksek stres ve zihinsel sağlık sorunları yaşayan genç nesiller, çalışma ve iletişim konusunda farklı yaklaşımlara sahip olabilecek eski nesil yöneticilerle etkili bir şekilde iletişim kurmayı daha zor buluyor. Yaşlı yöneticiler, genç çalışanların beklentilerine ve çalışma alışkanlıklarına uyum sağlamakta zorlanıyor ve bunun tersi de aynı şekilde geçerli” şeklinde konuşuyor.
Sorun hangi sektörlerde daha yoğun?
Ancak uzmanlar, nesiller arası bu çatışmanın daha büyük yaş farklarına sahip endüstrilerle sınırlı kalma eğiliminde olduğu konusunda hemfikir. Buna LSE ve Protiviti raporunda vurgulanan sektörler olan hukuk, danışmanlık ve denetim gibi profesyonel hizmet firmalarının yanı sıra teknoloji, danışmanlık ve finansal hizmetler de dahil. En azından bu rapora ve uzman yorumlarına bakıldığında, diğer sektörlerde de aynı şiddette bir gerilimin olduğuna dair çok fazla kanıt bulunmuyor.
Woo, “Geleneksel olarak ‘yüksel ya da terk et’ kültürüne sahip şirketler, muhtemelen nesiller arası uyumsuzluk ve üretkenlik uyumsuzluğu yaşayacaktır” diyor. Bu da farklı bir terfi ve ilerleme sürecine sahip şirketlerin en fazla gerilimi hissettiği anlamına geliyor. Profesyonel hizmet, finans ve danışmanlık firmalarında ‘yüksel ya da terk et’ kültürü oldukça olağan bir yöntem olarak uygulanıyor.
Rapor, üretkenlik düzeylerinin nesiller arası yanlış anlamalardan etkilenebileceğine dair kanıtlar gösterse de Roulet, bunun, eğer iletişim engellerini aşmayı öğrenebilirlerse, farklı nesillerin birlikte çalışmasının potansiyel faydalarına dair bir sinyal olabileceğini söylüyor. Roulet, “Büyük farklar, iş yerinde değerlendirilebilirse ve kuruluş kültürü bir perspektif kazanmayı teşvik ederse, bu bir fikir çeşitliliğini de beraberinde getireceğinden daha yüksek bir üretkenlik sağlayabilir” diyor.
İşverenlerden çalışanlara ‘düşük performans’ baskısı
İşverenlerin en çok talep ettiği 3 anahtar beceri
ABD’de çalışanların yüzde 95’i yeni iş arayışında
Patronlar ve çalışanlar arasında iş-yaşam dengesi krizi
Z ve Y kuşağının üretkenlikleri patronları tarafından eziliyor
Ofis hayatının patronu X kuşağı
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.