BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemOfise dönüş çağrılarının ardındaki gerçek----

Ofise dönüş çağrılarının ardındaki gerçek

Ofise dönüş çağrılarının ardındaki gerçek
02 Eylül 2020 - 09:49 www.finansingundemi.com

İş dünyasını yeniden şekillendirmeyi düşünmek yerine, serveti insanların işe gidip gelmesine bağlı güçler destekleniyor

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Ölümcül virüs halen aramızda dolaşırken, birçok ofis çalışanının evden çalışmayı tercih etmesi oldukça doğal. Evden çalışmaya yönelik yapılan bu zorunlu deneme, küresel çapta mutluluk yaratmadı, özellikle de kalabalık hanelerde yaşayanlar, çocuk sahibi olanlar için. En azından bazılarını işe gidip gelme stresinden kurtararak, kendi semtlerinde vakit geçirmelerini sağladı ve sonuç olarak şehirlerdeki kalabalığın önüne geçti.

Ancak basına yansıyan evden çalışma haberlerinde durum böyle değil. Evden çalışma İngiltere’nin ekonomik iyileşmesinin önüne geçen kolektif bir hastalık olarak yansıtılıyor. Geçtiğimiz hafta The Daily Telegraph’ın yaptığı haberde, evden çalışanların işten çıkarılma riskine daha fazla maruz kaldığını söylendi. Zira patronların pandemi sürecinde yüz yüze görüşmediği çalışanları işten çıkarması daha kolaydı. Haberin ana fikri, “insanlar işe dönmeli”ydi, sanki halihazırda çalışmıyorlarmış gibi.

Daily Mail’da yapılan bir haberde de ofis çalışanları “yeni ‘ev/iş’ dengesiyle küstahça övünmekle, yol masraflarını kısarak ne kadar para biriktirdiklerini söylemekle” eleştirildi. Haber sunucusu Kirstie Allsopp Twitter üzerinden yaptığı uyarıda, “eğer işiniz evden yapılabiliyorsa, maaşların daha düşük olduğu başka ülkelerden de yapılabilir” dedi. Açıklamasına “eğer bir ofis çalışanı olsaydım, ofise dönüp değerimi kanıtlamak için ilk davranan kişilerden olurdum” diyerek devam etti. Bu örtülü tehditlerin anlamı açık: eğer evde kalırsanız işinizi kaybetmeye hazır olun.

Bu, eski statükoya uyum sağmayanlara küçümseyici bir mesajdı. Finansallaşmış şehir merkezlerindeki hizmet sektörü ekonomisi, ofis çalışanlarının tüketimine muhtaç. Her gün işe gidip gelmek sadece bir sandviç ya da kahve almak anlamına gelmiyor, bütün bir sistemin kurtuluşu anlamına geliyor. Hem ticari hem de yerleşim yerlerindeki astronomik kiraların nedeni her sabah istasyonlara akın eden binlerce kişi değil miydi? Şimdi bu kalabalıktaki azalmayla şehir merkezleri, aynı zincir restoranın adım başı bir şubesini görebileceğiniz ruhsuz kurumsal topraklar olmaktan çıkacak.

İngiliz Sanayi Birliği (CBI), ofis çalışanları gerçekliğe dönüş yapmazsa şehir merkezlerinin “hayalet şehirler” haline gelebileceği konusunda uyarıda bulundu.

Son dönemde yapılan YouGov anketi işe dönüşle ilgili tutumları ölçerek, işyerlerine olan desteğin ve “çalışanları ofise dönmeye ikna etmenin” yaşla doğru orantılı olduğunu ortaya koydu. 65 yaş üzeri katılımcıların %44’ü bu görüşe katılırken, 25-49 yaşları arasındaki katılımcıların yalnızca %25’i ofise dönüşü destekledi. Ofise dönmeleri en düşük ihtimalli grup olan 65 yaş üzeri çalışanların bu fikrin en büyük savunucuları olması şaşırtıcı değil. Değerinizi kanıtlamak için fiziksel olarak orada olmanız gerektiği görüşü iş hayatına yönelik bir yaklaşımı temsil ediyor. Bugün çalışanların “esneklik” beklentisi daha yaygın ve daha önce ofislerdeki gözetleme teknikleri şimdi çevirimiçi sistemlerle de yürütülebiliyor. Gerçekten de korona virüs pandemisinin başlangıcından bu yana, evden çalışanları takip etmek için geliştirilen yazılımlara olan ilgi artış gösterdi.

Medyanın evden çalışmayla ilgili telaşına rağmen, birçok yönetici insanların ofislere dönmemiş olmasından rahatsız değil. Bazı şirketler tam zamanlı uzaktan çalışma sistemine geçeceklerini ya da en azından çalışanlarının bazı zamanlarda bu şekilde çalışmalarına izin vereceklerini açıkladı. İşe dönüş konusunda en çok endişe duyanlar çalışanlar ya da yöneticiler değil, emekliler. Bu grup mortgage ödemelerini tamamlamış, yüksek emekli maaşı alan ve ofisler gibi emlak yatırımlarının kiralarıyla geçinen ev sahiplerinin büyük bir bölümünü oluşturuyor. Çok yakın zamana kadar bu grup istihdam piyasasını etkileyen ekonomik şoktan etkilenmemişti, zira zenginlikleri eski normalin devam etmesine bağlıydı ancak şimdi bu durum değişiyor.

Evden çalışmanın canavarlaştırılması aslında çalışanların verimliliğinden ya da mental sağlıklarıyla ilgili endişelerden kaynaklanmıyor. Tam tersine, bu durum sistemi besleyen kuralları değiştirmek isteyenlere yönelik bir saldırı. Şehir merkezlerinin ve dolayısıyla bunlardan kira geliri sağlayanların ayakta kalması herkesin rolünü iyi oynamasına bağlı. The Guardian’ın haberine göre, insanların, koşullar ne olursa olsun, ofislere dönmeleri gerektiğini söylemek eski normale dönüş için bir çağrı.

Gazeteler, birçok kişi istemese de, çalışanların ofislere dönmesi gerektiğini haykırdığında, sosyolog Luc Boltanski’nin “doğrulama sistemi” olarak adlandırdığı fikri dile getiriyorlar. Bu statükoyu desteklemek anlamına geliyor. Ancak kimse milyon dolarlık sandviç zincirini korumanın sağlıklarını riske atmaktan daha önemli olduğunu düşünmüyor.

Pandemi başladığından bu yana, imkansız olduğu düşünülen toplumsal değişimler göreceli bir kolaylıkla gerçekleşti. Çalışanlar bir gecede eve gönderildi ve şimdi görülüyor ki tamamen uzaktan olmasa da, birçok kişi işlerini evden de yürütebilir. Birçok insan şimdiden, yüksek kiralardan kaçmak için büyük şehirlerden taşınmayı düşünüyor. Ve işe gidip gelen insan sayısındaki düşüşün yaratacağı ekonomik felaket iddialarının ardında, bazı bağımsız işletmeler halinden oldukça memnun. Ofis çalışanları dönmediği takdirde şehir merkezlerine ne olacağını sormaktansa, eğer bu şekilde organize olmamış olsaydı şehir merkezleri ve ekonomi nasıl olurdu sorusunu sormak gerekiyor.

Dev bankalar ofise dönüşü hızlandırıyor

 

Goldman Sachs çalışanlarını ofise davetle çağırıyor

 

Şirketler ofise dönüşte orta yol bulmalı

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)