Sıcak para, faizi 'dip'e yakınlaştırdı
Yabancıların bonolardaki yatırımlarını yaklaşık 5 milyar dolar tutarında artırmaları faizde düşüşe neden oldu
Sıcak para, faizi dip noktaya yakınlaştırdı
ABDde ekonomik aktivitelerin yavaşlama belirtileri, küresel ölçekte enflasyonun görünebilir gelecekte bir tehdit olmaktan çıkması dünya genelinde faiz oranlarının düşük seyretmesine neden oluyor. Yabancı yerleşiklerin TL ikinci el bonolardaki yatırım tutarını yaklaşık 5 milyar dolar tutarında artırmaları faizdeki düşüşe neden oldu.
Murat Öğütçen / Ekonomist Dergisi
Türkiye ekonomisi geçen yıl sert şekilde daraldıktan sonra bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 11.7 büyüyerek yıla iyi bir başlangıç yaptı. Dünya ekonomisinde ise özellikle ABD kaynaklı yavaşlama sinyalleri geliyor. ABD ekonomisinin yılın ilk yarısındaki büyüme performansının yılın geri kalan bölümünde azabileceği hatta ülkenin, çok yüksek bir ihtimal olmasa da, tekrar resesyona girmesinden endişe ediliyor.
Global ölçekte bu gelişmeler yaşanırken, Türkiyede ise ekonominin ve piyasaların tansiyonunu ölçen en önemli göstergelerden biri olan faiz oranları düşük seyrini sürdürüyor. Gösterge bileşik faiz geçen ay içinde bir ara yüzde 8in altına indikten sonra bir miktar yukarı yönlü hareket etse de düşük seviye ile yola devam ediyor. Bugünkü faiz seviyelerine ilişkin yorum yapabilmek için bileşik faizin geçen yılın sonunda yüzde 9.60a kadar yükseldiğini hatırlatmakta fayda var.
Yabancı portföyü artıyor
Bizde bu gelişmeler yaşanırken tahvil-bono piyasasındaki seyri banka ve aracı kurumların yöneticileri ile konuşarak anlamaya çalıştık. Genel görüş dünyadaki gelişmelerin küresel ölçekte düşük faize neden olduğu yolunda.
Özellikle ABDde ekonomik büyüme istenilen düzeylere ulaşamazken, küresel ölçekte görülebilir zaman içinde enflasyonist bir beklenti bulunmuyor. Yavaşlayan ekonomik aktiviteler ve düşük enflasyon beklentileri de düşük faiz ortamını destekliyor. Bu ortamda Türk piyasasına yönelik yabancı ilgisinin sürdüğünü ve bu durumun paralel olarak da bileşik faizlerde gerilemeler yaşandığını görüyoruz.
Bir bankanın Hazine müdürü, Yabancıların portföylerinin arttığını görüyoruz. Yurtdışı yerleşiklerin TL cinsi bonolardaki yatırım tutarı temmuz ayı başında 26 milyar düzeyinde bulunurken, bu miktar 20 Ağustos tarihinde 31.5 milyar dolara yükseldi. Neredeyse 5 milyar dolarlık artış var. Bu gelişmeler bize faizdeki gerilemeyi açıklıyor diye konuşuyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun verilerine bakıldığında, yabancıların bono portföyünün Ekim 2007den bu yana en yüksek düzeyine ulaştığı gözleniyor. 20 Ağustos tarihli verileri göre, yabancıların bono/tahvil portföyü 37.1 milyar liraya ulaştı.
İkinci dip korkusu
TSKB Hazine Müdürü Aslı Hancı konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiyedeki yabancı alımları oldukça önemli. Bizde yüzde 8 olan faiz oldukça düşük olmakla birlikte dünyadaki düşük faiz seviyelerine oranla daha yüksek. Örneğin Amerikan 10 yıllık tahvillerinin faizi yüzde 2.5un altına geriledi. Alman 10 yıllık tahvilleri ise yüzde 2.60 düzeyinden işlem görüyor. 2 yıllık Amerikan Tahvili ise yüzde 0.5in de altında bulunuyor. Dolayısı ile bizdeki yüzde 8 onlar için bizim algıladığımız kadar da düşük bir seviye olarak algılanmıyor diyor. Hancı, yatırımcıların ikinci dip ihtimaline karşı güvenli liman olarak tanımlanan devletlerin çıkarmış olduğu uzun vadeli borçlanma araçlarına yönlendirdiğini söylüyor. Gedik Yatırım Hazine Müdürü Kutalmış Keskin ise, Yüzde 8 faizi tahmini enflasyona göre değerlendirdiğinizde neredeyse yüzde 0 reel faiz anlamına geliyor. Borçlanan otoriteyi bu faizlerle borçlanmaya iten unsur piyasalardaki global piyasalardaki gelişmeler diye konuşuyor.
Güvenli liman pozisyonu
Neden Türk bonolarına talep geldi sorumuzu bir bankacı, Türkiyenin önemli göstergeleri iyi durumda⦠Türkiyeye, borcunun milli gelire oranı ya da bütçe performansı açısından bakıldığında pek çok ülkenin önünde olduğunu görüyoruz. Bu koşullar Türkiyeye hafiften de olsa güvenli liman pozisyonunu kazandırdı. Merkez Bankasının da kredibilitesi eklenince bizim bonolarınıza talep geldi diye cevaplıyor.
Öte yandan Türkiyenin bütçe performansının geleceğine ilişkin bazı kuşkularda yok değil. Gedik Yatırım Hazine Müdür Kutalmış Keskin, Mali Kural yürürlüğe sokulmadı. Böyle bir durumda bütçe açığının ne olacağı soru işareti diye konuşuyor.
Bize özgü değil
Gedik Yatırım Hazine Müdürü Kutalmış Keskin, gelişen ülkelere yönelik ilginin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyor. Keskin, Gelişen ülke para birimlerinin hepsi birden değer kazanıyor. Brezilya Reali ile Güney Afrika Randına baktığımızda birbirine yakın hareket ediyorlar. Sermaye büyümenin olduğu yere gidiyor. Faiz oranı daha yüksek yerlere parasal giriş oluyor. Türkiyeyi görece daha riskli görseler bile yüksek faizin etkisiyle talep görüyor diyor.
Keskin, piyasada bol miktarda likiditenin bulunduğunu söylüyor ve konuşmasını şöyle sürdürüyor:
Global piyasalardaki faiz oranı o kadar düşük ki ABDde iki yıllık faiz yüzde yarımında altında. Durgunluk ihtimalinden bahsediliyor. Veriler böyle sürdükçe düşük faiz ortamı devam edecek. Çünkü canlandırma paketlerinin etkisiyle piyasada bulunan likidite bir yerlere gitmek durumunda. Global piyasalarda çok fon var. Para geldikçe faiz (aşağı yönlü) baskı altında kalıyor.
Faizler nereye gidebilir?
Bileşik faizlerde gelinen nokta daha ziyade taban seviyesi ya da taban seviyesine oldukça yakın bir düzey olarak tanımlanıyor. TSKB Hazine Müdürü Aslı Hancı, faizin taban seviyelerine yakın olduğunu düşünüyor. Hancı, Bileşik faiz bir aydır yüzde 8 etrafında dolaşıyor. Yabancı alımı gelirde faiz daha da aşağı düşer ve diyelim yüzde 7.60lara gelinirse bu seviyeler bizim için overshoot(aşırı düşük) seviyeleridir. Bu seviyelerde yerli yatırımcıdan çok fazla talep geleceğini sanmıyorum diye konuşuyor.
Hancı bankaların fonlama maliyetleri ile bileşik faiz arasındaki farkın kapandığını ve bu koşullar altında bankaların bonolara ilişkin portföy yapmak istemeyebileceklerini belirtiyor. Hancı, Yabancı çıkışı söz konusu olur ise önümüzdeki dönemde faizlerin yukarı yönlü hareketi de söz konusu olabilir diyor.
Bir bankanın Hazine Müdürü ise, Merkez Bankası faizinin yüzde 6.5, haftalık repo faizinin yüzde 7 olduğu yerde gösterge bileşik faizin yüzde 8in altına gerilemesi çok rasyonel gözükmüyor. Fakat ABDden kötü veriler gelmeye devam ederse, bizde de 2011 yılının ilk çeyreğinde enflasyonun yüzde 6 hatta bir miktar daha da aşağı inebileceği düşünülürse bileşik faizin bir miktar daha gerileyebileceğini düşünüyorum diye konuşuyor
Yıl Sonunda mevduat daha cazip
Aykut Demiray / İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı
Türkiye, yabancı yatırımcılar için bir istikrar adası konumunda. Sadece Türkiye değil, diğer gelişmekte olan ülkelere de fon akışı var. Doğal olarak bu durum da faizleri baskı altına alıyor ama daha da aşağıya düşüş beklemiyorum. Bundan sonraki eğilime bakılacak olursa, faizlerin yönü yukarı gibi görünüyor. Ama kısa sürede bir yükseliş beklemiyorum. Yabancılar, portföylerinin bir bölümünü çıkmaları durumunda bir miktar yükseliş olabilir ama çok sınırlı bir çıkış olacağını tahmin ediyorum.
Merkez Bankasının bugünkü koşullarda faizlere daha da düşürmesini veya yükseltmesini beklemiyorum. Yatırımcılar için de şunu söyleyebilirim. Yıl sonuna yaklaştıkça bono getirisine karşılık, mevduat faizleri biraz daha cazip olabilir."