Obama’nın enerji politikasında yön değişikliği
“Enerji Vergi Politikası:114. Kongre’nin Ele Alacağı Konular” başlıklı raporda çok çarpıcı konular dikkat çekiyor
ABD Kongre uzmanları tarafından hazırlanan “Enerji Vergi Politikası:114. Kongre’nin Ele Alacağı Konular” başlıklı yayınlanmamış raporda Obama hükümetinin enerji alanında izlediği politikalar kapsamında uygulanacak vergi politikası ele alınıyor. Obama yönetimi vergi avantajlarını fosil yakıtların üretiminden yenilenebilir enerji kaynaklarına doğru yönelterek bu alanda ABD’nin politika değişikliğinin işaretlerini veriyor.
Raporda, enerji vergi politikasının Hükümetin başlıca mali enstrümanlarından olduğu ve vergilerin (hem teşvik hem de caydırıcı olarak) enerji kaynaklarının kullanımını ve dağılımını değiştirdiği belirtiliyor. Teoride, enerjide vergi ve sübvansiyonlar piyasalarda ya bir problemi ve bozulmayı düzeltmek ya da ekonomik amaçları gerçekleştirmek için kullanılıyor. Ancak ABD’de enerji vergi politikası bu alandaki önemli oyuncuların politikacılar, özel çıkar grupları ve akademik çevreler- çıkarları ve görüşleri ile mali zorunluluklar çerçevesinde belirleniyor. Bunun sonucu olarak da çıkarılan yasal mevzuat, mevcut bozuklukları ya gideren ya da pekiştiren ekonomik ve politik hedefler arasında tavizleri içeriyor.
ABD vergi politikası çevreye ilişkin sorunların yanı sıra ulusal güvenlik kaygılarını da ele almayı hedefliyor. Yenilenebilir enerji üretimine, enerji verimliliği ve korunmasına ve alternatif teknoloji araçlarına yönelik teşvikler hem çevresel hem de ulusal güvenlik kaygılarını gidermeyi amaçlıyor. Fosil yakıtların yerel üretimine ilişkin teşvikler ise ülkenin ithal edilen enerji kaynaklarına bağımlılığını azaltarak enerji güvenliğini sağlamayı hedefliyor.
Bu çerçevede yeni seçilen 114. Kongre’nin ilk enerji vergi politikaları enerji etkinliğini ve yenilenebilir enerji üretimini teşvik ederken ABD enerji güvenliğini korumayı sürdürmek üzere tasarlanmış görünüyor. Ancak enerji vergi politikasında acilen ele alınması gereken düzenlemeler bulunduğu da belirtiliyor. Yenilenebilir enerji ve enerji etkinliğine ilişkin 2013 sonunda süresi dolan teşvikler 2014 Vergi Artışını Önleme yasasıyla (P.L. 113-295) 2014 boyunca geriye yönelik olarak yeniden aktif hale geldi. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yeni yasal düzenlemelerin eksikliği 31 Aralık 2014’ten sonra başlayacak yenilenebilir elektrik projelerinin Üretim Vergi Kredisi’nden (PTC) yararlanmalarına engel olacak. Ayrıca 2014 sonunda enerji etkinliğini sağlamaya ayrıca alternatif yakıt ve biyoyakıtların üretimini teşvik etmeye yönelik yasal hükümlerin de süresi doluyor.
Başkan’ın 2015 Bütçesi
Bu çerçevede, Başkan Obama’nın 2015 bütçesi enerji vergi politikasına yönelik bir çok değişiklik önerisi içeriyor. Obama yönetimi özellikle fosil yakıtlara yönelik mevcut bir çok vergi teşvikini yürürlükten kaldırmayı önerirken alternatif ve gelişmiş teknoloji araçlarına, yenilenebilir enerjiye, enerji verimliliğine ve gelişmiş enerji üretimine yönelik yeni veya daha gelişmiş teşvikler sağlamayı amaçlıyor. Benzer öneriler geçmiş Obama bütçelerinde de gözlenmişti.
Yeni bütçe enerji vergi düzenlemeleriyle ilgili bir çok hüküm içeriyor. Bütçe 2014 ve 2024 arasında 36,2 milyar dolar tutarında yeni enerji vergi teşviki sağlamayı öneriyor. Bu tutar yenilenebilir enerji Üretim Vergi Kredisi’nin sürekli olarak uzatılmasından kaynaklanıyor. Başkan’ın 2015 bütçesi ayrıca gelişmiş teknoloji ve alternatif yakıt araçları için yeni vergi kredileri, enerji verimliliğinin tesisine yönelik teşvikler, selülozik biyoyakıtlar için teşvikler, Sıvılaştırılmış Doğal Gaz (LNG) için indirilmiş vergiler ve gelişmiş enerji üretimi için ek vergi kredisi tahsislerini de içeriyor.
Yeni bütçe ayrıca fosil yakıtları destekleyen belirli vergi teşviklerinin kaldırılmasını da öngörüyor. Bu teşviklerin kaldırılmasının 2014 ile 2024 arasında 51,5 milyar dolar ek gelir sağlayacağı hesaplanıyor. Bu hükümler arasında 199. Bölümde yer alan fosil yakıt üretimini destekleyen hükümlerin kaldırılmasının 2013 ile 2023 arasında yaklaşık 18,5 milyar dolar ile en büyük gelir artışını sağlayacağı öngörülüyor. Mevcut yasal düzenlemede bu teşvik bütün yerel üretim aktivitelerine uygulanıyor. Yeni bütçe önerisinde, 199. Bölüm’de yer alan diğer tüm üretim aktivitelerine vergiden düşülebilir uygulamasıyla destek sürüyor, ancak petrol, gaz ve kömür ayrıca diğer sert mineral fosil yakıtların üretimi için vergiden düşülebilirlik uygulamasına izin verilmiyor.
Başkan’ın 2015 bütçesi fosil yakıtlar için sondaj maliyetleri harcamaları da dahil olmak üzere bir çok vergi teşvikini de ortadan kaldırmayı öneriyor. Yeni bütçede özellikle enerji sektörünü hedeflemeyen ancak bu sektörü etkileyecek bir çok hüküm de bulunuyor. Örneğin yeni bütçede zaman içerisinde değeri yükselecek stokları (petrol vs.) elde tutan firmalar için vergi yükümlülüğü arttırılıyor. Ayrıca yurtdışında faaliyet gösteren petrol ve gaz şirketlerini etkileyecek bir şekilde çifte vergi yükümlülüğüne tabi şirketlere yönelik vergi uygulaması da değiştiriliyor.
Enerjinin ulusal güvenlik için önemi
Raporda ayrıca enerji alanına vergi yoluyla müdahalenin ABD’nin ulusal güvenliği açısından da önemine değiniliyor. ABD’de tüketilen petrolün %40’ı yabancı kaynaklardan sağlanıyor. Özellikle istikrarsız ülke ve bölgelerden petrol ithalatı dışsal maliyetlere sebep oluyor. Yüksek düzeyde petrol ithalatına bağımlı olmak petrol ambargosu ya da başka bir arz kesintisi halinde ulusal savunma sistemini zayıflatabiliyor ya da askeri kırılganlığa sebep olabiliyor. Ayrıca yüksek düzeyde petrol ithalatına bağımlılık ulusal savunmaya olması gerekenden daha çok kaynak tahsisine yol açabiliyor. Ancak, petrol ithalatçılarının bu dışsal maliyetleri dikkate almadıkları ve bunun bir piyasa hatası olduğu da belirtiliyor. Ayrıca ulusun ekonomik refahının ve ekonomik güvenliğinin istikrarlı enerji kaynaklarına sahip olmaktan geçtiği vurgulanıyor. İstikrarsız enerji kaynaklarının ekonomik maliyet doğurduğu da ifade ediliyor.