Mevduatın %75’i nüfusun %2.5’ine ait

Enflasyon, hayat pahalılığı ve işsizlik, birçok vatandaşın geçimini zorlaştırırken, tasarruf yapma imkânını da sınırlıyor. Bu süreçte yüksek faiz ve mevcut para politikaları, bazı kesimlerin finansal gelirlerinde artışa yol açıyor.

Kaymağı 2.1 milyon kişi yiyor

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre Türkiye’de 2.1 milyon kişi, bankalardaki toplam 21 trilyon civarındaki mevduatın 15.3 trilyon TL’sine sahip bulunuyor. Hesaplamalara göre bu rakam, ülkedeki toplam mevduatların dörtte üçünden fazlasının yalnızca yüzde 2.5’lik bir nüfus kesimine ait olduğunu gösteriyor. Oysa 10 bin TL’nin altında parası olan banka hesaplarının sayısı 165 milyonun üzerinde.

2020 yılında 1 milyon TL ve üzeri mevduatlara sahip kişilerin toplam mevduatlardaki payı yüzde 55.3, 10 bin TL’nin altındaki hesapların payı ise yüzde 2.69 düzeyinde hesaplanmıştı. 2025 yılına gelindiğinde milyonerlere ait mevduatların toplamın içindeki payı yüzde 78’e yükseldi, 10 bin TL altı hesapların oranı yüzde 0.7’ye düştü.

Nisan 2025 verilerine göre yurtiçi ve yurtdışı yerleşik milyonerlerin toplam sayısı 2 milyon 377 bin 32 kişiye ulaştı. Geçtiğimiz yılın aynı döneminde milyoner sayısı 1 milyon 591 bin 682 olmuştu. Yalnızca bir yıl içinde milyoner sayısı yüzde 49 arttı. Milyoner artışı beraberinde 1 milyon TL ve üzeri mevduata sahip kişilerin toplam varlıkları da 11.8 trilyon TL’den 16.9 trilyon TL’ye yükseldi. Sadece yurtiçinde yerleşik milyonerlerin sayısı, 744 bin kişi artarak 2 milyon 176 bin oldu, ellerindeki toplam mevduat ise 10.8 trilyon TL’den 15.7 trilyon TL’ye çıktı.

Azınlığın elinde 15.3 trilyon TL var

Yurt içi milyonerlerin önemli bir kısmı TL’deki yüksek faizden yararlanıyor. Bu kesimin varlık dağılımına bakıldığında ağırlıklı olarak TL cinsinden mevduatın 10 trilyonun üzerinde olduğu görülüyor. Servetlerinin 4.47 trilyon lirası döviz tevdiat hesaplarında, 1.21 trilyon lirası ise kıymetli maden depo hesaplarında bulunuyor. (Nefes)

Gelir eşitsizliğinde İstanbul zirvede