BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 69,00 -1,00 358.800.000.000,00
ALBRK 8,26 0,61 20.650.000.000,00
GARAN 137,20 -0,15 576.240.000.000,00
HALKB 26,76 0,00 192.264.660.403,92
ICBCT 15,81 0,89 13.596.600.000,00
ISCTR 14,03 -0,57 350.749.579.100,00
SKBNK 7,34 5,92 18.350.000.000,00
TSKB 12,96 -1,59 36.288.000.000,00
VAKBN 27,50 -0,51 272.687.841.882,50
YKBNK 32,12 0,12 271.319.287.242,08

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaKaralama korosu raporlarına devam ediyor----

Karalama korosu raporlarına devam ediyor

Karalama korosu raporlarına devam ediyor
05 Haziran 2011 - 10:14 www.finansingundemi.com

Son dönemde Batı'nın hızla çöken ekonomilerini çoğu zaman görmezden gelen saygın! ekonomi çevreleri seçimlerden önce raporlarında...

Hatırlatmak isterim aynı kuruluşlar ve Türkiye'deki temsilcileri krizde Türkiye'nin IMF ile anlaşmak zorunda olduğunu, anlaşmazsa felaketin kapıda olduğunu söyleyerek ya not görünümünü negatife çevirdiler ya da ekonomi ve piyasa işleyişine çomak sokmaya çalışan eylemlerde bulundular. Örnek mi? Hâlâ neden not verme yetkisini ellerinde bulundurduklarını anlamadığım kredi derecelendirme kuruluşları, 2008 yılında Türkiye'nin IMF ile anlaşmak zorunda kalacağını ve görünümün bozulduğunu iddia ederek aynı yılın sonunda Türkiye'nin notunu olmasa da görünümünü negatife çevirmişlerdi. İçeride bu raporları önceden haber alan bazı iş dünyası dernekleri ise "IMF kredisinden yararlanalım, yoksa dünya başımıza yıkılacak." diye adeta hükümete yalvarır hale gelmemiş miydi? Neyse ki IMF'den borç alınmadı ve ülkeye adeta kendiliğinden sermaye yağmaya başladı. Sonra da hem kredi derecelendirme kuruluşları hem de saygıdeğer dernek başkanları "İyi ki IMF kredisi almadınız" diyerek pişkinliklerini ortaya koymuşlardı.

Son günlerde hangi dış güçlerle bağlantısı belli olan, güvenilirlikleri kendi sermaye piyasası kurumu tarafından yerle bir edilen yatırım bankaları ve ekonomi dergileri birdenbire Türkiye'yi koro halinde zayıf ve çıkılması gereken bir ülke olarak göstermeye başladılar. Geçen yıl IMF ile anlaşmamasına rağmen kredi notumuz bazılarının istememesine rağmen artırılmıştı. Ancak özellikle referandum sonrası sanki bir talimat almışlarcasına Türkiye'nin siyasi istikrara kavuştuğu ve kırılganlıklarını atmaya başladığı bir sırada not artışını seçimlerden sonra diye geciktirdiler. Adil olmayan bir biçimde dünya sermaye hareketlerinin kendi ülkelerinden Türkiye'ye doğru kaymasından endişe ederek, Türkiye'nin ekseni doğuya kayıyor, basın özgürlüğü kısıtlanıyor, güçlenen iktidarın sivil bir dikta rejimine doğru gittiğini bile söyleyen inandırıcılığı olmayan ipe sapa gelmez iftiralarla gelişimin önüne geçmeye çalışıyorlar.

 

 

Türkiye'nin ekseni kaymadı ama dünya Doğu'ya doğru hızla gelişirken Batı gücü elinden kaçırmamak için son kozlarını tahrip edici bir şekilde oynamaya başladı. Dünya ekonomisinde artık Çin önlenemez bir güç haline gelirken, Rusya, Hindistan, Brezilya, Körfez ülkeleri, Ortadoğu ve bölgenin yeni gücü olan Türkiye'nin hızını ancak eski düzenin devamını isteyen ya da yeni düzeni istedikleri şekilde dizayn etmek isteyen güçler kesebilir. Planın bir parçası da güven ve istikrar adası haline gelen bu coğrafyada karışıklıklar çıkarmak isteyerek kendi zayıflıklarını örtmeye çalışmak ve durumdan nemalanmak...

Türkiye önümüzdeki seçimlerde tarihinin belki de en önemli kararını verecek. Yabancı derginin, "Tamam iktidar Türkiye'yi çok iyi yönetti ama artık yeter" diyecek kadar küstahlaştığını, seçimlerin onlar açısından ne kadar önemli olduğunu görüyorsunuz.

Sonuç olarak gerek ekonomi gerekse Türkiye'nin istikrarlı bir şekilde yoluna devam etmesi konusunda birileri fikir değiştirmişe benziyor. Ancak kendi zayıf durumları ve acizlikleri Türkiye'nin kısa ve uzun dönemli yolunu kesmeye güçlerinin yetmeyeceğini gösteriyor. Zira birileri görmek istemese de gerek ticarette gerekse dinamik genç nüfusu ve işgücü kalitesi ile birlikte demokrasideki açığını da hızla kapatan bir Türkiye bölgenin ve dünyanın sayılı lider ülkelerinden biri olma yolunda geri döndürülmesi çok zor bir sürece girdi.

Cari açık ve enflasyon artışı

Türkiye bölgedeki yüksek petrol rezervlerine rağmen yıllar önce elde etmesi gereken pozisyonu henüz sağlamaya başladığından ister istemez enerjiye yüksek bedeller ödüyor. Geçen yıl 48 milyar doları aşan cari açığın neredeyse yüzde 80'i enerji kaynaklı, 2011 yılında dünyada anormal bir şekilde artan petrol ve gıda fiyatları da cari açık ve enflasyonda olumsuz bir görünüme yol açtı. Bütçe dengesi ise oldukça iyi durumda, Türkiye'yi tanıyan yatırımcılar gayet iyi biliyor ki cari açık ve kısa süreli enflasyon artışları krize yol açmaz. Krize yol açan faktörler, siyasi istikrarın kaybolması ve popülizm politikalarıdır. Finansal piyasalar seçimler öncesi halen hem dış gelişmelerden hem de seçim sonucunu bekler bir şekilde şimdilik yönsüz. Borsa'da seçimler sonrası oluşacak tabloya göre 13 Haziran'da önemli dalgalanmalar olabilir. Sürpriz çıkmaması durumunda beklentiler küçük bir yükselişin ardından tipik bir geri çekilme sürecinin kısa bir süre piyasaları etki altına alacağı yönünde.

 

Dolar dokuz yıldır 1,60 TL'nin altında hareket ediyor

2002 Kasım seçimlerinin hemen öncesinde ABD Doları, TL karşısında yükseliş trendi içinde hareket ederek ülke içinde tam anlamıyla bir dolarizasyon dönemi yaşanmasına neden olmuş. Esnaf başta olmak üzere ABD Doları ekonomimizin vazgeçilmez bir gizli resmi parası gibi çalışmaya başlamıştı. 2001 yılında dalgalı kura geçilmesinin ardından bir süre TL karşısında değer kazanarak 1,7 seviyelerini test eden ABD Doları dokuz yıldır zaman zaman yükselse de TL karşısında 1,60 lira seviyesinin altında kalmaya devam ediyor. Peki bu durum böyle devam edecek mi, yoksa dolar daha da aşağılara mı gidecek ya da uluslararası piyasalarda yaşanan karmaşık duruma rağmen (ABD istihdam piyasalarının yavaş gelişmesi ve Avrupa'daki borç krizi) likidite operasyonlarıyla müthiş bir ivme mi yakalayacak? ABD ekonomisine yönelik kaygılar halen ABD Doları'nın gerilemesinde etkili gözükmesine rağmen 2008 yılında olduğu gibi artan enflasyon ve emtia fiyatlarını tekrar düşürmek ve türev piyasalarına çekidüzen vermek adına likidite çekilmesi için bir önlemler mekanizması ortaya konulursa ABD Doları, TL ve diğer para birimleri karşısında önümüzdeki aylarda atağa geçebilir. TL karşısında 1,62 seviyesinin yukarı kırılması durumunda 1,70-1,80 TL'de bulunan daha önce gördüğü zirve noktaları 4 ila 6 ay içinde muhtemelen test edilecektir. Dokuz yıldır TL karşısında bir arpa boyu yükselemeyen doların akıbeti içeride yaşanacak politika değişiklikleri ve ABD Doları'nın piyasadan çekilme operasyonuna bağlı gözüküyor.

[email protected] 

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!