Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|---|---|---|
AKBNK | 68,80 | -1,29 | 357.760.000.000,00 |
ALBRK | 8,24 | 0,37 | 20.600.000.000,00 |
GARAN | 136,80 | -0,44 | 574.560.000.000,00 |
HALKB | 26,76 | 0,00 | 192.264.660.403,92 |
ICBCT | 15,91 | 1,53 | 13.682.600.000,00 |
ISCTR | 13,97 | -0,99 | 349.249.580.900,00 |
SKBNK | 7,13 | 2,89 | 17.825.000.000,00 |
TSKB | 12,91 | -1,97 | 36.148.000.000,00 |
VAKBN | 27,54 | -0,36 | 273.084.478.743,42 |
YKBNK | 32,18 | 0,31 | 271.826.110.319,12 |
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Merkez Bankası'nın uygulamakta olduğu politika bileşiminin finansal istikrar üzerindeki etkilerini yakından izlemeye devam edeceği ve gerekli gördüğü takdirde ilave tedbirler alacağı bildirildi.
Merkez Bankası tarafından hazırlanan ve yılda iki kez yayımlanan Finansal İstikrar Raporu'nun ilki bankanın internet sayfasında yayımlandı.
Rapora göre, küresel ekonomiye ve piyasalara ilişkin riskler bir önceki Rapor dönemine kıyasla bir miktar azalırken, gelişmiş ülkelerde özellikle kredi ve iş gücü piyasalarının kriz öncesi etkinliğine ulaşamamış olması, küresel iktisadi faaliyetin kırılganlığının sürmesine neden oluyor.
Türkiye'de ise ekonomiyi oluşturan alt unsurlarda genel olarak iyileşmenin sürdüğü gözleniyor. Yurt içi iktisadi koşullardaki iyileşmeye paralel olarak, firmalar satış gelirlerini artırmaya ve güçlü karlılık performanslarını korumaya devam ediyorlar.
Diğer taraftan, kur riski, firmalar için önemini koruyor. Hanehalkı kesiminde ise iktisadi faaliyetteki canlanma ve artan tüketici güvenine paralel olarak, hanehalkı borçluluğunda artış devam ediyor, ancak faiz ödemelerinin harcanabilir gelire oranındaki düşüşe ve istihdamdaki artışa bağlı olarak, hanehalkının risk görünümündeki iyileşme sürüyor.
''MALİYE POLİTİKASINDAKİ GEVŞEME GEÇİCİ OLDU''
Rapora göre, krizin ilk döneminde şok emici işlevi gösteren maliye politikasındaki gevşeme geçici oldu, devam eden dönemde kamu maliyesinde disiplin sağlandı.
Ödemeler dengesi açısından küresel parasal genişlemeye bağlı kısa vadeli sermaye akımları bir risk unsuru olarak varlığını koruyor.
Önümüzdeki dönemde, kısa vadeli sermaye akımlarının güçlü kalma olasılığı, kredi hacmindeki artışın yüksek düzeyde seyretmesi ve iç ve dış talep arasındaki ayrışmaya bağlı olarak artan cari açığın getirdiği risklerin sınırlanması bakımından kamu tasarruflarının artırılması büyük önem taşıyor.
Küresel konjonktürden kaynaklanan belirsizliklerin yüksek olması nedeniyle, ödemeler dengesi gelişmeleri TCMB tarafından yakından takip edilmeye devam edilecek.
TCMB finansal istikrar kapsamında, finansal piyasa altyapılarında yaşanan gelişmeleri de dikkatle izliyor, özellikle finansal piyasalardaki işlem hacminin artması, etkin ve güvenilir ödeme ve mutabakat sistemlerini gerekli kılıyor. Son yıllarda dünya ekonomilerinde yaşanan dalgalanmalar sonucu edinilen tecrübeler ülkeleri finansal alt yapı kuruluşlarına ilişkin uluslararası düzeyde standartlar belirlemeye yöneltti.
TCMB, finansal yapının temel taşlarından olan ve sorunsuz bir şekilde çalışması durumunda finansal istikrara katkı sağlayan ödeme ve mutabakat sistemlerini yakından takip ediyor ve söz konusu sistemlerden doğabilecek riskleri en aza indirmek için gerekli tedbirleri alıyor.
Bu kapsamda, finansal piyasalarda görülen dalgalanma sürecinde ödeme ve mutabakat sistemlerinden kaynaklanan bir sorun yaşanmadı.
Merkez Bankası, para politikası önceliğini fiyat istikrarına vermekle birlikte, mevcut konjonktürde risk unsurları ve bunlara bağlı para politikası tedbirlerini ele alırken hem fiyat istikrarını hem de finansal istikrarı gözeten bir çerçeve benimsiyor.
''KREDİ OYNAKLIĞI RİSK OLUŞTURUYOR''
Ülkenin bankacılık sektörünün iç ve dış şoklara karşı dayanıklılığını koruduğu gözleniyor. Bununla birlikte, makro perspektiften bakıldığında krediler ve cari açıktaki hızlı artış, finansal istikrara dair kaygıları gündeme getiriyor.
Kredilerin artışıyla cari işlemler açığı paralel bir seyir izliyor. Hızlı kredi artışı gerek iç talebi beslemesi gerekse tasarruf oranlarını düşürmesi nedeniyle cari işlemler açığının artmasına neden oluyor. Bunun yanı sıra cari açığın finansmanında kısa vadeli sermaye girişlerinin payının artış göstermesi, mevcut politika yaklaşımını gerekli kılıyor.
Finansal derinleşme sürecinin erken safhalarında olan gelişmekte olan ülkelerde, kredi büyüme hızının gelişmiş ülkelere göre daha yüksek olması beklenen bir durum olsa da ülke tecrübeleri, önemli bankacılık ve ödemeler dengesi krizlerinin hızlı kredi büyümeleriyle ilişkili olduğuna işaret ediyor.
Kredi artışıyla cari işlemler açığı arasındaki pozitif ilişkinin yanı sıra kredi artış hızıyla kredi artış hızı oynaklığı arasında da benzer bir ilişkinin olduğu görülüyor. Kredi oynaklığının yüksek olması, ekonomik büyümede de dalgalanmaların boyutunun artmasına neden oluyor, bu durum finansal ve makro istikrar üzerinde risk oluşturuyor.
Bu itibarla, kredilerde yaşanan dalgalanmaların azaltılması, kredi piyasalarında döngüselliğin azaltılmasını sağlayarak finansal istikrarı destekleyecek. Ayrıca, kredi piyasasındaki canlılık ve artan rekabet ortamında bankaların kredi verme süreçlerinde etkin risk yönetimlerini muhafaza etmeleri her zaman olduğu gibi önem taşıyor.
Merkez Bankası'nın yeni politika bileşimi kapsamında almış olduğu tedbirlerin krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yılın ikinci çeyreğinden itibaren görülmeye başlandı, ancak gerek enerji ve diğer emtia fiyatlarının bulunduğu yüksek seviyeler, gerekse dış talebi zayıflatan gelişmeler cari dengedeki iyileşmeyi yılın son çeyreğine erteledi.
TCMB, mevcut politika bileşiminin finansal istikrar üzerindeki etkilerini yakından izlemeye devam edecek ve gerekli gördüğü takdirde ilave tedbirler alacak.
DÖVİZ ALIM İHALELERİ
Yakın dönemde özellikle bazı Avro bölgesi ülkelerine ilişkin artan kamu borcunun sürdürülebilirliği endişeleri, gelişmekte olan ülkelere sermaye akımlarında nispi bir zayıflamaya yol açtı. Banka, bu doğrultuda günlük döviz alım ihalelerindeki tutarı 50 milyon ABD dolarından 40 milyon ABD dolarına indirdi.
Söz konusu zayıflamanın devam etmesi halinde, günlük döviz ihalelerinde alımı yapılacak tutar kademeli olarak azaltılmaya devam edilebilecek. Böyle bir durumda piyasaya bu kanaldan arz edilecek Türk lirası likidite tutarı da azalacağından kredi büyümesi açısından 2011 yılının ikinci yarısında zorunlu karşılık oranlarında ilave artışlara duyulabilecek ihtiyaç azalmış olacak.
Önümüzdeki dönemde Banka ile eşgüdüm içinde diğer kamu otoritelerince alınabilecek ek önlemler de benzer şekilde zorunlu karşılık oranlarında ilave artışlara ihtiyacı azaltacak.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.