Cin spekülatörler hep onları çarpıyor

Borsada şirketlerin sayısı arttıkça spekülatif hareketlerde de artış görünüyor. Her şirketin Kamuoyunu Aydınlatma Platformu'na kendileri ile ilgili gelişmeleri bildirme zorunluluğu olsa da manipülasyonlar yapanın yanına kâr kalıyor.

Şirketler kendileri tarafından servis edilmeyen haberleri yalanlıyor fakat anlık işlemlerle küçük yatırımcının paraları 'cin spekülatörler' tarafından hortumlanıyor.

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda spekülatif işlemler farkedildiğinde söz konusu hissenin işlem sırası geçici süre ile durduruluyor, gerekirse soruşturma başlatılıp söz konusu spekülatörlere ceza kesiliyor ama bu da küçük yatırımcının zararını telafi etmeye yetmiyor. Giden paralar bir daha geri gelmiyor. 

Dünyadaki örneklerinin aksine Türkiye'de borsanın küçük yatırımcılar tarafından kısa vadeli yatırım aracı olarak algılanması büyük oyuncuların ekmeğine yağ sürüyor.

Dün alınan hisse bugün satılıyor. Dünyanın en büyük borsalarında küçük yatırımcılar yatırımlarını borsada değerlendirirken asgari süre olarak 3-5 yıl parasını borsada tutuyor. Biz de ise anlık alım satımlarla para kazanılmaya çalışılıyor.

 Dünyada Dow Jones, S&P 500,  NIKKEI, DAX, FTSE 100 gibi borsaların her birinde binlerce şirket yer alıyor. Türkiye'de ise tüm borsalarda toplam şirket sayısı 400 kadar...

400 şirketli borsalarda spekülasyonların ve sıcak paranın yaptığı vurgunu tespit etmek, anında müdahale etmek zorken, Türkiye'nin hemen hemen bütün KOBİ'lerini halka arz etmek şirketler tarafından kârlı gözükse de yatırımcılar tarafından olumsuz bir sonuç doğurması kuvvetli ihtimal gözüküyor.

Bugün borsadaki büyük şirketlerin inisiyatifini bırakılmış küçük yatırımcı, yarın borsadaki şirket sayısı binlere yaklaştığında tamamen korumasız bir hal alacak...

Halka arzların şirketlerin büyümelerinde büyük araç olacağını, şirketler açısından karlı sonuçlar doğuracağını görmemek elbette ki saflık olur fakat küçük yatırımcıyı da 'arenaya aslanların önüne atmaya' da göz yumulmamalı... 

SPK'nın çalışmalarını ve başta Vedat Akgiray olmak üzere görmemek haksızlık olur... Ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar ama 'Tek başına yeterli oluyor mu?' sorusuna verilecek cevabın net olduğunu söylemek çok zor... 

Küçük yatırımcıya paralarının borsada pul olmaması için zaman zaman analistlerin şirketler ve hisseleri hakkında verdiği önerilere kulak verdiğinizde; şirketlerle ilgili bir haber çıktığında 'bilançoları kontrol edin, şirketle ilgili yapılan resmi açıklamaları takip edin, geleceğe dair projelerin olabilirliğine emin olun...' gibi bir dizi uyarı yer alıyor...  

Fakat mali müşavirlerin bile anlamakta zorlandığı sayfalar dolusu bilançoları anlayacak yatırımcı sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.

Şirketlerle ilgili gelişmeleri takip etmek ancak medyadan ya da KAP'tan mümkün olabiliyor. Ayrıca yurt dışı projelerle ilgili gerekli bilgi sağlanamıyor vs. bunun gibi birçok handikap var...

Üstelik şirketler bilançolarını 'quarter' diye tabir edilen 'çeyrek dönemler'de açıklıyor. Yani bugün çıkmış bir söylentinin doğruluğunu öngörebilmek için gelecek ve geçmiş dönem 1.,2.,3. ve 4. çeyrek sonuçlarını yorumlamak gerekiyor. 

Bunun örneklerini Doğan Grubu'nun medya kuruluşlarını satışı sürecinde defalarca yaşadık... Kısacası küçük yatırımcıya  iki seçenek kalıyor: Ya uzun vadeli oyna ya da kaybet!

Özetle Türkiye'de küçük yatırımcıyı koruyacak ve borsada avlanmasını engelleyecek sağlam bir mekanizma kurulmadıkça, şirketlere manipülatif haberler konusunda ciddi yaptırım ve cezalar uygulanmadıkça ve borsadaki her oyuncu (en azından küçük yatırımcı), borsaya girmeden önce yeterli eğitime sahip olmadıkça sıcak para bizden daha çok yanına alıp götürür... 

'Piyasa zamanla kendi kurallarını koyacaktır' denilebilir ama sanırım bunun gerçekleşmesi için de çok ocaklar batacak... 

Hakan GÖKSEL
haber7.com