Evden çalışma için kafa karıştıran sorular!
Sabah yazarı Şeref Oğuz, küresel çapta yaygınlaşmaya başlayan evden çalışma konusunu bugün köşesinde inceledi
Çin'de çalışanların ailelerine daha çok vakit ayırabilmesi için hafta sonu tatilinin iki buçuk güne çıkarılacağı belirtildi. Bunun açıklanmasının ardından Sabah yazarı Şeref Oğuz bu karanın küresel etkilerini köşesinde yazdı. Oğuz aklına takılan o soruları okuyucularıyla paylaştı. Evden çalışma dönemi mi başlıyor? İşte Oğuz'un o yazısı;
Bana göre bugünün en ilginç ekonomi haberi Çin'de haftasonu tatilinin 2.5 güne uzatılacağıydı. Gezegendeki çalışan nüfusun 6'da biri için alınacak böylesi bir kararın etkileri, bütün kürede hissedilecek güçte. Zira 10 milyonluk İsveç'ten değil 1.3 milyarlık Çin'den söz ediyoruz.
Gerekçe çalışanların aileleriyle daha fazla zaman geçirmesi ve daha çok seyahat etmelerine imkân tanınması. Özetle bizde 40 yıl önce cumartesi öğleden sonra başlayan hafta sonu, Çin'de cuma öğleden sonra başlayacak.
Gerekçe ister aile olsun ister işsizliğe tedbir olsun, esnek çalışma kavramı giderek yaygınlaşıyor. 2000'li yıllarda AB ülkelerinin çoğunda 2 gün hafta sonuna ilave olarak hafta ortası izni konuşuldu. Misal çarşambaları da işe gelinmesin, zorunluluk halinde evden çalışılsın önerisi yapıldı.
Bilgi ve iletişim araçlarının her eve ve her cebe girmesi ardından, sanal ortamda yapılacak işler için zaten pek çok şirket, evden çalışmayı öneriyor. Bazıları ayın belirli zamanı için bunu zorunluluk haline getiriyor. Ev çalışanı tanımı yerleşiyor. Sorularım da artıyor.
Erkek egemen dünyada ikinci planda kalan kadına, ev çalışanı olmak, bir fırsat eşitliği doğuracak mı? Aile ilişkisi nasıl şekillenecek? Çocuk, kadının kariyerinde bir kesinti olmaktan çıkıyor mu? Girişimcilik hakkı şimdi her cinse aynı uzaklığa mı geliyor?
Aslında bunların cevabı için erken ama bazı trendleri koklayabiliriz. Örneğin maaş ve gelir yapısı... Mademki evinizdesiniz, üretmek için başka bir mekân (işyeri) kullanmıyorsunuz, o halde oluşacak katma değer, kimin hakkı?
İşe gitmek için kamu araçlarını veya trafiği temsil eden sistemi (otonuz dâhil) kullanmıyorsunuz, mesai saatlerinde artış söz konusu. Gideceğiniz bir işyeri yoksa bu, girişimci için tasarruf demektir.
Sizin için bina yapmayacak, yakıt harcamayacak, elektrik, su parası ödemeyecek. Peki, bu maliyet farkını nasıl paylaşacağız? Aslan payı, evde çalışan emeğe mi, bu işi eve taşıran işverene mi?
Sendikalar... Bunlar, çalışma hayatının bir parçası, hatta demokrasinin bir kurumu iseler, evlere dağılmış emeği nasıl örgütleyecekler? İşyeri ve işkolu odaklı sendikal kültürde bunun bir cevabı yok. Şimdi, yüzünü görmediğimiz "en yakın mesai arkadaşlarımız" dönemi başlıyor: Ev Çalışanı olma dönemi.