| Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
|---|---|---|---|
| AKBNK | 72,80 | 1,39 | 378.560.000.000,00 |
| ALBRK | 8,25 | 0,49 | 20.625.000.000,00 |
| GARAN | 144,00 | 1,41 | 604.800.000.000,00 |
| HALKB | 36,34 | 1,79 | 261.094.834.046,28 |
| ICBCT | 13,53 | -1,60 | 11.635.800.000,00 |
| ISCTR | 14,06 | 0,29 | 351.499.578.200,00 |
| SKBNK | 7,86 | -4,38 | 19.650.000.000,00 |
| TSKB | 12,96 | -0,69 | 36.288.000.000,00 |
| VAKBN | 31,06 | 1,30 | 307.988.522.504,38 |
| YKBNK | 37,24 | 1,09 | 314.568.189.816,16 |
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Global krize rağmen bankacılık sektörü 2009 ve 2010 yıllarında oldukça iyi bir performans gösterdiler. Ancak 2011 için aynı performansın devam edip etmeyeceği konusunda soru işaretleri artmış durumda. Albaraka Türk Genel Müdürü Fahrettin Yahşi ile bankacılık sektörü ve Katılım Bankalarının bu süreçten nasıl etkileneceğini ve büyüme hedeflerini konuştuk.
BERRİN UYANIK BEKAR/FİNANSGUNDEM.COM
FİNANSGUNDEM:2010 sektör ve Albaraka Türk için nasıl geçti?
FAHRETTİN YAHŞİ:2008 yılının son çeyreğinde krizin nasıl bir etki yaratacağı tartışma konusuydu. 2009 yılında bu etki pozitife dönüştü. Tüm bankacılık sektörü için çok olumlu rakamlarla kapandı. Aktif büyümesi yüzde 15 civarında gerçekleşti. 2010 yılı ise sektör açısından oldukça iyi geçti. Sektör yüzde 20 aktif büyümesi ve yüzde 30’lara yakın bir kredi büyümesi ile yılı kapatırken, 2009’a göre çok daha pozitif ve olumlu gelişmelerin gerçekleştiği bir yıl oldu.
Katılım Bankaları da hem şube açmaya devam ettiği, hem de aktiflerini yüzde 25’ler civarında büyütttü. Katılım Bankacılığı'nda kredi büyümesi de yüzde 30’lar ile genel bankacılık ortalamasının bir miktar daha üstünde gerçekleşti. Kârlılık açısından ise herhangi bir sorun yaşanmadı. Kısaca 2010 yılı hem Katılım Bankacılığı hem genel bankacılık sektörü açısından başarılı bir yıl oldu.
FİNANSGUNDEM: Genel sektör ve katılım bankacılığı açısından 2011 nasıl bir yıl olacak?
FAHRETTİN YAHŞİ: 2011 yılını çevremizde oluşacak negatif gelişmeleri bir kenarda tutarsak normal koşular altında özellikle Katılım Bankacılığı'nda yüzde 20’lerin üzerinde bir büyümeyi koruruz. Yine kredi piyasasında bu oranlarında üzerinde büyümenin gerçekleşeceği bir yıl olacak. Her şart altında yüzde Katılım Bankaları yüzde 20’nin üzerinde bir büyüme hedefi olacak.
Katılım Bankaları sektörden aldığı pay yüzde 4-4.5 civarında. Türkiye’nin potansiyelini dikkate aldığımızda ise bu çok küçük bir oran.
FİNANSGUNDEM: Neden böyle peki?
FAHRETTİN YAHŞİ: En önemli sebebi her geçen gün artmasına rağmen şube sayının az olması sektörde aldığımız payı sınırlı tutuyor. Önümüzdeki dönemde 4 katılım bankası da şube açma eğilimini devam ettirecek. Katılım Bankacılığı’nın Türkiye’de büyümesi anlamında ciddi bir potansiyele sahip olduğuna inanıyoruz. Katılım Bankaları Birliği olarak ta bu konuyu değerlendirdiğimizde ilk hedef olarak yüzde 10 civarında aktif pay almanın zor olmayacağını ve bunun da alt yapısının geliştirilmesi konusunu tartışıyoruz. Sektörde yüzde 4-4.5 civarında payımız var. Kredilerde daha iyiyiz, yüzde 6’lar civarında payımız var. Kredilerde daha yüksek pay almamızın temel nedenlerinden birisi Katılım Bankaları’nın çalışma mekanizmasından kaynaklanıyor. Katılım Bankaları toplamış olduğu fonları piyasaya kredi olarak vermek zorunda. Katılım Bankaları’nın bilançolarını analiz ettiğimizde aktifin en önemli kaleminin krediler olduğunu görüyoruz. Bunun nedeni ise faizli enstrümana yatırım yapmaması.
FİNANSGUNDEM: Merkez Bankası ve BDDK’nın munzam karşılıkların artırılması, KKDF'nin artırılması gibi önlemleri sektörün büyümesine engellediği gerekçesiyle eleştirildi. Bu önlemler sizce Katılım Bankacılığı’na nasıl yansıyacak?
FAHRETTİN YAHŞİ: Merkez Bankası ve BDDK son dönemde sektörün kredi hacmini etkileyen kararlar aldı. Bu kararlar eşgüdümlü alındı. Ekonomi yönetimi şu mesajı vermek istedi; artık ekonomiyle ilgili alınacak kararlar, tüm yasal otoriteler eş güdüm içerisinde olacaklar ve etkinliği artırmak için de eş zamanlı kararlar alacaklar. Bunun çok olumlu ve önemli tarafları olduğu gibi eleştirdiğimiz ve desteklediğimiz tarafları da olabilir. Çok ciddi önem verdiğimizin de göstergesi. Türkiye de gerek ekonomi gerekse bankacılık sektörü olumlu bir rayda ve düzende hareket ediyor. Bir karar alınacaksa bu kararların bu ortamlarda alınmasının çok daha doğru olduğuna inanıyoruz. Bizim ve tüm sektörün de katıldığı toplantılarda Avrupa’daki borç sorununun Amerikan ekonomisinin henüz tam düze çıkmamış olmasının etkilerinin Türkiye ekonomisini en az olumsuz etkilemesi için bir çaba içerisinde olduğu izlenimi verildi. Türkiye ekonomisinin en önemli sorunlarından biri cari açık. Cari açık ile kredi genişlemesi arasında bir ilişki var. Özellikle cari açığın finansmanı çok kısa vadeli fonlarla yapılıyor. Kısa vadeli fonların çok stabil olmayan dünya finansal ve küresel ortamda Türkiye’ yi olumsuz etkileyebileceği ve Türkiye’den sermaye çıkışının dengeleri bozabileceği şeklinde endişeler var. Ekonomi ısındığı zaman da enflasyonun artması ve enflasyonun artmasına yönelik bir takım önlemler gündeme gelebilir. Bu yüzden cari açıkla ilgili sorunun daha çok üstünde duruluyor.
FİNANSGUNDEM: Ne gibi önlemler gündeme gelebilir?
FAHRETTİN YAHŞİ: Ekonomi yönetimi aslında kısa vadeli fonların değil de uzun vadeli fonların gelmesine yönelik adımlar attı. Faiz oranları düşürüldü. Faiz oranlarının düşürülmesinin iki boyutu var. Bir tanesi piyasaya verilen mesaj, diğeri de çok kısa fon hareketliliğini gerçekleştiren fonlara veya yatırımcılara verilen mesaj.
Yurtdışı yatırımcılara verilen mesaj şuydu: Çok kısa vadeli fon getirirsen sana eskiden verdiğim yüksek faiz oranlarını vermem. Getiriyorsanız bana daha uzun vadeli fon getirin.
Bu doğru bir önlem, çünkü çok kısa vadeli hareket eden fonları kontrol etmeniz mümkün değil. Hiçbir enstrümanla da kontrol edemezsiniz. Liberal ekonomide yaşıyoruz finansal regülasyonlarda serbestleşme söz konusu... Dolayısıyla bu tür fonları alacağınız başka tür kararlarla önlemeniz çok da mümkün değil. Hükümet çok net bir tavır koydu veya ekonomi yönetimi “Tobin vergisi gibi uygulamalara baştan karşıyız” dedi. Aslında yabancı sermayenin önüne hiçbir engel koyma taraftarı değiliz. Ama bazı durumlarda kısa vadeyi teşvik etmekten vazgeçtiler, uzun vadenin teşvik edilmesi üzerinde durdular. Bu açıdan bakarsak merkez bankasının faiz indirimi doğruydu. Ancak bunun başka bir boyutu da var. İç piyasaya da bir mesaj verildi. Kredi genişlemesini durdurma yönünde bir çaba içerisinde olan Merkez Bankası'nın faiz indirimi kredi kullanımını daha cazip bir hale getirmesi söz konusu oldu. Bunun karşılığında da munzam karşılıkları devreye soktu. Munzam karşılıklarda aslında çok önemli bir değişiklik yapıldı. Bu çok önemli. TL karşılıkları yüzde 11’e çıkarıldı. Fakat TL Merkez Bankası uzun vadeyi teşvik etmek için kısa vadede 1 aya kadar olanlarda yüzde 8’e çıkardı. Fakat bankacılık sektöründeki mevduatın vade yapısının 3 ayın altında olduğunu dikkate aldığımızda munzam karşılık oranı yüzde 7.5'lar civarına çekilmiş oldu. Çünkü uzun vadelerde daha düşük oranlar söz konusu. Genel oran yüzde 6 olmasına rağmen bir yılın üzerindeki mevduatı yüzde 5’e çekerek bankalara şu mesajı verdi:
Eğer siz müşterinizi ikna edebilirseniz fonları bir yıl ve bir yıl üzeri toplarsanız yüzde 6 olan oranı yüzde 5’e indiriyorum. Kısa vadedeki mevduatınızdan da yüzde 8 munzam karşılığı uygularım. FİNANSGUNDEM: Bankalar “Faiz vererek topladığımız parayı hiçbir faiz ödemeden el koyuyorsunuz” diyerek eleştiriyor Merkez Bankası'nı...
FAHRETTİN YAHŞİ:Bankacılığa giren her paranın bir maliyeti var. Katılım Bankaları olarak bizim zaten faiz talebimiz yok. Merkez Bankası ilk mevduat munzam karşılığa faiz verme düşüncesini dile getirdiğinde Katılım Bankacıları olarak başvurduk ve faiz istemiyoruz dedik. Katılım Bankalarına bir farklılaştırma yapın, zorunlu karşılıkta nema almayalım bize değişik bir oran uygulayın dedik. Başlangıçta Katılım Bankaları için farklılaştırılmış bir oran gündeme geldi yarım puanın daha altında fakat gelişim sürecinde Merkez Bankası bu fikrinden vazgeçti. “Para politikası aracı olarak kullanıyorum ve faizden ziyade para politikası aracı olması benim için daha önemli, bu yüzden farklı bir oran uygulamam” dedi. Katılım Bankaları bundan sonra Merkez Bankası'yla munzam karşılık neması konusunda zorunlu bir döneme girdi. Bunun kaldırılması Katılım Bankaları açısından çok ciddi bir getiri kaybına neden olabilir. Merkez Bankasından şu anda çok ciddi paralar birikiyor.
Ekonomi henüz ısınmadı ama ısınmasına ne sebep olur diye düşünüldüğünde krediler akla geliyor. Kredilerin faiz oranı çok cazip. Vadeleri çok uzun. Böyle olunca tüketiciyi cezbediyor. Merkez Bankası'nın da munzam karşılığı artırmak suretiyle kredi maliyetlerine etki yaparken, bireysele de KKDF‘yi artırarak müdahalesi söz konusu oldu.
Bunun dışında BDDK kredi piyasasını direkt etkileyecek bir karar aldı. Konut finansmanlarında kredi tutarını ekspertiz değerinin yüzde 75’i ile sınırladı. Bu piyasayı çok dalgalandırmayacak ama önemli bir kural. Küresel krizin mortgage piyasasından kaynaklandı. Bu aslında bankaların konut kredileri portföylerinin çok sağlam olmasını sağlayacak bir yöntem. 100 liralık bir mal alıyorsunuz vatandaşın 25 lirası yoksa cebinde bu işe girmeyecek.
FİNANSGUNDEM: Katılım bankalarında mevduatın süresi diğer bankalara göre daha mı uzun?
FAHRETTİN YAHŞİ: Sektörde herkesin durumu aynı. 49 bankanın genel müdürü Devlet Bakanı Ali Babacan ile bir araya geldiğimiz toplantıda kısa vade uzun vade ayrımı yaparak uzun vadelerin teşviklerle desteklenmesiydi. Bu çok önemli. Bankaya “uzun vadeli mevduat toplarsan sana daha cazip munzam karşılık oranı uygularım” diyor.
Bu bankayı ilgilendiriyor. Ama paranın sahibini, mudileri uzun vade için cezbeden ne? Banka daha yüksek faiz oranı verebilir. Eskiden farklılaştırılmış stopajlar söz konusuydu, 1 yıla,6 aya farklı stopajlar uygulanıyordu. Ancak başarılı olmadı. Şimdi bu kıyaslama yapılıyor. Teşvik unsuru olarak stopaj farklılaştırılması yapıldı, vade uzamadı. Ama yüzde 50 – 100 faiz oranlarının olduğu dönemlerden bahsediyoruz. Politik ve ekonomik istikrar yok, insanlar bir ay sonrasını göremiyorlar ve yoğun günlük repoların yapıldığı bir dönemden
bahsediyoruz. İçinde bulunduğumuz dönemle o zamanı kıyaslamamız elma ile armut’u kıyaslamak gibi bir şey olur.
FİNANSGUNDEM: Mudilerin uzun vadeyi tercih etmemelerinin sebebi eski alışkanlıklar mı?
FAHRETTİN YAHŞİ: Eski alışkanlıklar etkili. Ama değişmesi için bir miktar tatlandırıcı olması lazım. Eskiden bankaya 1 yıl vadeli para yatırdığınızda vade bozulduğunda hepsinin vadesi bozuluyordu. Şimdi ise vadeli hesaptan bir kısmını çekmeniz halinde, çekilen kısma tekabül eden faiz ödenmiyor. Kalan bakiyeye faiz işlemeye devam ediyor. Eskiden paranın bir kısmı çekilince vade bozuluyordu. Bu değişiklik doğru ve güzel bir şey. Eskiden bu mantıktan dolayı insanlar ihtiyacım olursa diye kısa vadede yatırıyorlardı. Şimdi bu durum düzeltildi. FİNANSGUNDEM: 2011 yılında banka karlılıkları açısından zor bir yıl olacağı söyleniyor siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
FAHRETTİN YAHŞİ: 2011 yılı bankalar için karlılık açısından zor bir yıl olacak. Artık mevduat maliyetleri oturdu. 2011 yılı için vade uyumsuzluğunun bankaya sağladığı avantajdan söz etmemizin imkanı yok. Pasif eğilimler, aktif eğilimler fiyatlandırıldı. Bu yapıda artık fiyatların da birbirine yakın oluştuğunu düşünürsek net kar marjı 2010 ve 2009'a göre çok daha düşük olacaktır ve bu da karlılıkları bir miktar azaltacaktır.
FİNANSGUNDEM:2011 yılında Albaraka Türk’ün hedefleri nelerdir?
FAHRETTİN YAHŞİ: Albaraka olarak yılda 20 şube açmak suretiyle 200’e kadar getirmek istiyoruz. 200'den sonra şube açmayı durdurmayacağız ama daha seçici davranacağız. Dolayısıyla Albaraka Türk 5 yıla kadar 200 şubesi olan orta ölçekli bir banka olacak. Her bir şubemizde ortalama 15 eleman çalıştırıyoruz. Şu anda 2.300 civarında elamanımız var. 2-3 yıl içerisinde 5.000 personeli ve 200 şubesi olan orta ölçekli bir banka olacağız. Biz Türkiye hedeflerinin önünde seyrediyoruz ve mutlaka yüzde 20 bir büyüme hedefi koyuyoruz.
FİNANSGUNDEM: Karlılığa mı büyümeye mi odaklanacaksınız. ?
FAHRETTİN YAHŞİ: Karlılık ve büyüme arasındaki tercihimiz dengeli olacak. 2001 yılında bankacılıktaki kriz nedeniyle eksi büyüme yaşadığımız bir yıl oldu. Fakat 2001 yılı dışındaki en zor dönemlerde bile karlılığımızı artarak devam etti. Büyüme uğruna karlılıktan vazgeçmeyeceğiz, karlılık uğruna da büyümeyi sınırlandırmayacağız.
Erbil’de şube açmak için BDDK’ dan izin aldık, çalışmaya başlıyoruz. Erbil'de kira kontratımızı yaptık. 6 ay içerisinde her şeyi bitirip düğmeye basarız, belki daha erken bile tamamlayabiliriz.
FİNANSGUNDEM: Erbil dışında şube açma düşünceniz var mı?
FAHRETTİN YAHŞİ: Balkanlar’la ilgileniyoruz. Balkanlarda şube açma şeklinde olmasa bile, Albaraka’nın sistemine uygun bankalarla görüşebiliriz. Ancak bu konuda henüz bir netlik yok. Türk Bankaları’nın Yunanistan, Avrupa, Balkanlar, Ortadoğu, Körfez gibi bölgelerle iletişimi üst noktaya çıkarmaları lazım. Ben Körfez Bölgesi'ni bir miktar tanıyorum. Körfez Bölgesi'nin Türklere müthiş bir ilgisi var. Bölgede hep büyük yabancı bankalar ama Türkiye’de durum böyle değil. Türkiye’de ki bankaların yabancı ortakları olabilir. Ancak Türk sermayeli bankalar Körfez Bölgesi'nde hiç yok. Belki Türk Bankalarına o bölgedeki çalışma koşulları uygun olmamış olabilir. Fakat ben işbirliğinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Türk Bankacılık sektörü krizi çok güçlü bir pozisyonla atlattı. Bu sürecin bu kadar güçlü atlatılmasında hem yasal otoritelerin, hem de banka yönetimlerinin çok büyük katkısı var. Türk Bankacılık sistemi için bu dönem gerçekten de açılma anlamında en makul ve uygun dönem. Türkiye dışında bu kadar güçlü pozisyonda olan çevremiz var mı? Yok... Bu Avrupa, Rusya Balkanlar ve çevre ülkeler için de geçerli. O yüzden bu dönem pozisyon almak ve dışarıya gitmek için en uygun zaman.
FİNANSGUNDEM: Rakipleriniz bireysel emeklilik sektörüne (BES) giriyor. Sizin de böyle bir düşünceniz var mı?
FAHRETTİN YAHŞİ: Hayır BES şirketi kurmayı düşünmüyoruz. BES ürünlerinin sunulması anlamında Anadolu Hayat Emeklilik ile çalışıyoruz. Elementerde zaten 6 tane şirketin acenteliğini yapıyoruz. Bundan sonra da Anadolu Hayat Emeklilik ile yolumuza devam edeceğiz. Rakiplerimizden bir tanesi BES şirketi kuruyor diğer üç tanesi de farklı emeklilik şirketleri ile anlaşma yaptı. Bu anlamda kendi müşterilerine kendi çalışma prensiplerine uygun portföyden beslenen bir ürünü satacaklar. Bu yüzden BES şirketi kurmadan Anadolu Hayat Emeklilik ile yolumuza devam etmeyi düşünüyoruz.
başarılarınızın devamını diliyorum bence seninle ortak oluyoruz uzun süreliğine en az 10 yıl
Ömer Aras, QNB Bank yönetim kurulundan ayrılıyor
Kredi kartı kullananlar dikkat: Son 10 gün!
TEB "Kaza veya Hastalık Sonucu Hastane Gündelik Teminatı"nı sunmaya başladı
DenizBank yurt dışından 400 milyon dolar tutarında kaynak temin etti
QNB Türkiye kredi dünyasıyla yeni tanışacaklar için ilk adımı kolaylaştırıyor
Rusya’da bankalardan büyük transferlere yeni denetim
Hakan Aran: İşletmelerimizde %20 verimlilik artışı olduğunu görüyoruz
Aran: Bu zorlu dönemin nasıl geçtiği unutulmamalı
Yapı Kredi, CDP 2025'te Global A Listesi'nde
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.