BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 66,05 -0,30 343.460.000.000,00
ALBRK 8,18 -0,97 20.450.000.000,00
GARAN 142,00 -0,56 596.400.000.000,00
HALKB 41,30 5,41 296.731.333.134,60
ICBCT 13,74 -1,08 11.816.400.000,00
ISCTR 13,89 -0,50 347.249.583.300,00
SKBNK 8,18 0,49 20.450.000.000,00
TSKB 13,22 -0,45 37.016.000.000,00
VAKBN 30,80 1,72 305.410.382.908,40
YKBNK 36,22 -1,84 305.952.197.506,48

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemYılmaz: Türkiye doğurganlık hızı en fazla azalan 5. ülke konumunda----

Yılmaz: Türkiye doğurganlık hızı en fazla azalan 5. ülke konumunda

Yılmaz: Türkiye doğurganlık hızı en fazla azalan 5. ülke konumunda
02 Aralık 2025 - 21:11 www.finansingundemi.com

Yılmaz "Ülkelerin son 7 yıldaki doğurganlık hızı değişimleri incelendiğinde Çin, Güney Kore, Arjantin ve Kuveyt’ten sonra ülkemiz doğurganlık hızı en fazla azalan 5'inci ülke konumundadır" diye konuştu

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından düzenlenen "Aile ve Nüfus On Yılına Doğru Uluslararası Sempozyumu"nun kapanış programına katıldı. Burada konuşan Yılmaz, zamanın hızlandığı ve yaşam tarzlarının çeşitlendiği bir çağda, ailedeki dönüşümü doğru okumanın, geleceğe dair politikaları şekillendirmek için büyük önem taşıdığını söyledi.

Türkiye'nin son yıllarda nüfus artış hızında belirgin bir düşüş olduğuna işaret eden Yılmaz, "2017'de toplam doğurganlık hızımız 2,08 iken, 2024'te 1,48'e kadar gerilemiştir, toplam doğurganlık hızında dünya ortalaması 2,25 çocuktur. Ülkelerin son 7 yıldaki doğurganlık hızı değişimleri incelendiğinde Çin, Güney Kore, Arjantin ve Kuveyt’ten sonra ülkemiz doğurganlık hızı en fazla azalan 5'inci ülke konumundadır. Doğurganlıktaki bu eğiliminin devam etmesi durumunda, ülkemiz Avrupa Birliği ortalamasının da altına maalesef düşecektir." ifadelerini kullandı.

Yılmaz, neslin devam edebilmesi için doğurganlık hızının eşik değer olan 2,1'in altına düşmemesi gerektiğini vurgulayarak, çocuk ve genç nüfusun toplam içindeki payı düşerken, ortanca yaşın düzenli biçimde yükseldiğini, 2000’li yılların başında tüm nüfusun ortalama yaşının 24,8 iken 2024 yılında bunun 34,4'e ulaştığını bildirdi.

TÜİK tarafından yapılan hesaplamalarda gelecek 10 yıl içinde ortanca yaşın 40'a yaklaşacağının tahmin edildiğini aktaran Yılmaz, 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfusa oranını ifade eden yaşlı nüfusun oranının 2000'li yılların başında 5,7 olduğunu, 2023'te yüzde 10'un üzerine çıktığını ve bunun Türkiye'nin yaşlı nüfusa sahip olduğunu gösterdiğini kaydetti.

Yılmaz, TÜİK tarafından yapılan projeksiyonlarda, mevcut eğilimler devam ederse mevcutta yüzde 10,6 olan yaşlı nüfus oranının gelecekteki 20 yıl içerisinde yüzde 20'nin üzerine çıkacağının tahmin edildiğini dile getirerek, genç nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranının 2000 yılında yüzde 20,5 iken, bu oranın geçen yıl itibarıyla yüzde 14,9'a gerilediğini söyledi.

Türkiye'nin şu an için AB ortalamasının üzerinde olsa da, mevcut eğilimler devam ederse gelecek 20 yıl içinde toplumdaki genç nüfus oranının yüzde 10 seviyesine kadar gerileyeceğini aktaran Yılmaz, kadınlarda ilk evlenme yaşının 26, erkeklerde 28'in üzerine çıkmasının evliliklerin ve doğurganlığın giderek daha ileri yaşlara kaymasının, aileye dair kararların bugün farklı bir çerçeveye sahip olduğunu gösterdiğini ifade etti.

"Genç ve dinamik nüfus ülkenin rekabet gücünü artıran stratejik bir değer niteliği taşıyor"

Yılmaz, TÜİK'in nüfus projeksiyonlarına göre, bugünkü şart ve oranlar devam ederse nüfusun hiçbir zaman 100 milyona ulaşamayacağını, 2050'li yıllarda yaklaşık 94 milyona kadar yükseleceğini, 2100'lü yıllarda ise 77 milyon civarlarına kadar gerileyeceğini bildirdi.

Cevdet Yılmaz, şöyle konuştu:

"Bu çerçevede, demografik yapının sağlıklı bir düzeyde seyretmesi ekonomik büyümeden sosyal istikrara, sağlıktan sosyal güvenliğe, eğitimden savunma politikalarına kadar geniş bir alanı doğrudan etkilememektedir. Genç ve dinamik nüfusun sunduğu üretim kapasitesi, ülkenin rekabet gücünü artıran stratejik bir değer niteliği taşıyor. Özellikle Türkiye gibi kalkınmakta olan bir ülke için yaşlanmadan zenginleşmek çok önemli.

Yaşlı ve zenginseniz durumu idare edebilirsiniz. Ülkeler bazında söylüyorum. Yoksul ve gençseniz yine bir umudunuz vardır. Genç nüfusunuzla geleceğinizi kurabilirsiniz ama hem yoksul hem de yaşlı bir nüfusunuz olursa işte bu tam bir felaket senaryosu kalkınma stratejileri açısından. Türkiye çok şükür artık belli bir gelişmişlik seviyesinde bir ülke. Böyle bir riskimiz yok. Ama biz çok daha zenginleşen, çok daha güçlenen bir ekonomik yapı inşa etmek istiyoruz. Bunu yaparken de dinamik nüfusumuzu olabildiğince koruma azmindeyiz."

"Normal doğumu teşvik edici bir politikayla hareket ediyoruz"

Nüfus Politikaları Kurulunun, bütüncül bir politikayı tartışma ve uygulama mekanizmasını olduğunu belirten Yılmaz, "Mevzuattan çalışma hayatına, ekonomik teşviklerden sağlık, eğitim ve iletişim başlıklarına kadar geniş bir yelpazede tüm kurumlarımızı kapsayan çalışmalar yapıyoruz. Beş ana alt çalışma grubu oluşturduk. O çalışma gruplarının her birinde bu konuları ele alıyoruz." diye konuştu.

Yılmaz, bugüne kadar kurul çalışmaları ekseninde çok çeşitli konuları ele aldıklarını aktararak, şöyle devam etti:

"Bunlardan biri doğum sonrası ekonomik destekler. Hükümet olarak aldığımız bir kararla doğum sonrası tek seferlik desteği 5000 liraya çıkardık. İkinci çocuk olması halinde çocuğun 5 yaşını doldurmasına kadar geçen sürede her ay 1500 lira destek veriyoruz. Üçüncü çocuk olması halinde yine 5 yaşını dolduruncaya kadar aylık 5000 lira düzenli ödeme yapıyoruz. Bu politikaya işte bu kurullarımızla, bu çalışmalarımızla karar verdik. Bu sadece bir tane tedbirimiz.

Diğer yandan Aile ve Gençlik Fonu’nu kurduk. Bu da son derece yenilikçi bir mekanizma. Gelirlerini daha çok madenlerden, ülkenin tabii varlıklarından sağlayan bir fonumuz. Buradan da genç yaşta evlenen çiftlere faizsiz kredi desteği veriyoruz. İki yılı geri ödemesiz, dört yıl vadeli 150 bin lira şu anda verdiğimiz destek. 2026 yılı başından itibaren buradaki rakamları artırıyoruz. 18-25 yaş arasında olanlara 250 bin lira, çiftlerden en az birinin 26-29 yaş aralığında olması durumunda 200 bin liraya bu desteğimizi yükseltiyoruz. İmkanlarımız arttıkça bunu daha da güçlendireceğiz. Çünkü en kritik mesele evlilik yaşı.

Birçok unsur var nüfusu etkileyen. En önemlisi hangi yaşta evlenildiği. Dolayısıyla biz maddi sıkıntılar nedeniyle hiç kimsenin evliliğini ertelemesini istemiyoruz. Onlara, sıkıntı yaşayan gençlerimize destekler sunuyoruz ki hemen evlensinler ve yuvalarını kursunlar. Bu devlet olarak verdiğimiz destek. Bir de Sayın Bakanımız Mahinur Hanım gerçekten çok mahir bir şekilde bu konuya ilave destekler, sponsorlar buldu. Aynı zamanda eşyalar, indirimler vesaire gibi çeşitli desteklerle de genç evlileri destekliyoruz."

Yılmaz, sadece maddi destek vermekle kalmadıklarını, evlilik öncesi ve sonrası danışmanlık hizmetleriyle de daha güçlü, nitelikli bir ortamın oluşmasına katkıda bulunduklarını anlattı.

Türkiye'de sezaryenle doğan çocuk sayısının fazla olduğunu, toplam doğumların yüzde 61,2'sinin bu şekilde gerçekleştiğini dile getiren Yılmaz, bu oranın OECD ülkelerinde yüzde 28 olduğunu kaydetti.

Yılmaz, özel hastanelerde yüzde 80, kamu hastanelerinde yüzde 50'den fazla sezaryenle doğum olduğunu aktararak, "Bu da nüfus dinamiklerini etkileyen önemli bir unsur. Tıbbi gerekçeler elbette ki tartışılmaz. Tıbbi bir gerekçe varsa elbette sezaryen olacak. Ama tıbbi gerekçe olmadan bu yöntemin kullanılmasına olumlu bakmıyoruz. Bu çerçevede normal doğumu teşvik edici bir politikayla hareket ediyoruz ve sağlık sisteminde daha fazla ebenin görev alması yönünde bazı kararlar almış durumdayız." ifadelerini kullandı.

Çalışan anneleri desteklediklerini, bu kapsamda doğum öncesi-sonrası birtakım izinler, destekler, çocuk bakımına dönük altyapıların geliştirilmesi, daha esnek yeni çalışma modellerinin geliştirilmesi gibi politikaları uyguladıklarını belirten Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı tarafından tüm kamu kurum ve kuruluşlarına bir resmi yazıyla kreş ve gündüz bakım evlerinin yaygınlaştırılması ve kapasitelerinin arttırılması konusunda bir talimat gönderildiğin hatırlattı.

"2027 ile daha entegre bir sosyal destek modeline hep birlikte geçeceğiz"

Yılmaz, son dönemde ilan edilen 500 bin sosyal konut projesi kapsamında, gençlere yüzde 20 kontenjan, 3 çocuk ve üzeri ailelere yüzde 10 düzeyinde özel kota tarif edildiğini anımsatarak, yeni evlenenlerin, konut sahibi olmasının aile politikaları açısından önemli bir unsur olduğunu aktardı.

Aile içi danışmanlık, ebeveyn eğitimleri, çocukların dijital ortamlardaki güvenliği ve aile odaklı sosyal hizmet modellerini genişletirken dezavantajlı hanelere dönük destek programlarını da yenileyerek daha etkin bir çerçeveye kavuşturduklarını söyleyen Yılmaz, "Bu kapsamda gelir tamamlayıcı aile bazlı bir destek sistemi modelini de çalışıyoruz ve pilot uygulamalarını önümüzdeki yıl yapıp 2027 ile de daha entegre bir sosyal destek modeline hep birlikte geçeceğiz." ifadelerini kullandı.

Yılmaz şu değerlendirmeleri yaptı:

"2026-2035 döneminin 'Aile ve Nüfus On Yılı' olarak belirlenmesi bu alandaki kararlılığımızın ve uzun vadeli stratejik bakışımızın bir göstergesidir. Burada tabii iletişim boyutu, farkındalık boyutu da çok önemli. Küresel ölçekte cinsiyetsizleştirme akımlarına karşı da çok ciddi bir duruş sergilemek durumundayız. İletişimde, sosyal medyada, medyadaki propagandalara karşı sağlıklı, güçlü bir iletişimin oluşturulması da yine bütün bu çalışmaların ana bileşenlerinden biri. Burada da İletişim Başkanlığımızın koordinasyonunda belli çalışmaları başlatmış durumdayız. Hukuk düzeniyle ilgili tüm mevzuatımızı tarayarak Adalet Bakanlığımızın koordinasyonunda aile karşıtı, nüfus karşıtı birtakım düzenlemeler varsa bunları tespit edip bunları dönüştürme yönünde mevzuat bazlı çalışmalar yürütüyoruz."

Yılmaz, aile kurumunun güçlendirilmesi ve nüfus yapısının sağlam temellerde sürdürülmesinin aynı zamanda küresel bir gündem olduğuna işaret ederek, "Dolayısıyla önümüzdeki dönem aile ve nüfus diplomasisi anlamında da önemli bir dönem diye inanıyorum. Bu konuda da yine Aile Bakanımızı ve ekibini tebrik ediyorum. Türk Devletleri Topluluğu, İslam dünyası başta olmak üzere birçok uluslararası platformda ülkelerle bir araya gelinmesi, tecrübe paylaşımı yapılması çok çok kıymetli." dedi.

Aile ve nüfus gibi yapısal konularda bozulma olduktan sonra düzeltmenin zorlaştığını, alınacak tedbirlerle bu yapıları korumanın, bozulmasına müsaade etmemenin en doğru politika olduğunu vurgulayan Yılmaz, sempozyumda farklı ülkelerden katılımcıların bir araya gelmesinin kıymetli olduğunu, iyi uygulama örnekleri, tecrübeler, fikirlerin daha kapsayıcı bir çerçeve oluşturacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Doğurganlık hızında bir felaketi yaşıyoruz"Doğurganlık hızında bir felaketi yaşıyoruz"

 

Türkiye'de doğurganlık hızı düşüyorTürkiye'de doğurganlık hızı düşüyor

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!