BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 69,70 1,31 362.440.000.000,00
ALBRK 8,23 -0,84 20.575.000.000,00
GARAN 137,40 1,33 577.080.000.000,00
HALKB 26,76 -0,59 192.264.660.403,92
ICBCT 15,67 0,64 13.476.200.000,00
ISCTR 14,11 1,73 352.749.576.700,00
SKBNK 6,94 -3,61 17.350.000.000,00
TSKB 13,17 1,31 36.876.000.000,00
VAKBN 27,60 0,44 273.679.434.034,80
YKBNK 32,08 0,63 270.981.405.190,72

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaYeni parasal genişleme başladı----

Yeni parasal genişleme başladı

Yeni parasal genişleme başladı
29 Ocak 2012 - 02:18 www.finansingundemi.com

Beklendiği üzere dünyada yeni parasal genişleme dalgası başladı. Önce ECB bankalara 500 milyar Euro'luk uzun vadeli likidite sağladı

Ardından Amerikan Merkez Bankası (Fed), faizleri 2014 yılı sonuna kadar şu anki sıfıra yakın seviyelerde tutacağını açıkladı. Bu da yeni bir "kur savaşı" tartışması başlatacak. Bol para politikasının daha da gevşetilmesinin bir sonraki durağı İngiltere ve Japonya olacak.
Brezilya gibi gelişmekte olan ülkeler kısa zamanda şikâyet etmeye başlayacak; gelişmekte olan ülkelerin paralarının değerini düşürerek gelişmekte olan ülkelerin ihracatına hasar verdiğini söyleyecekler. Bu arada devreye Çin'in de girmesi muhtemel. Çin de son dönemde büyüme yavaşladı; yanlış anlamayın, Çin standartlarında büyüme yüzde 8,9 olursa büyüme azaldı diyoruz! Enflasyon baskısına Çin yönetiminin en önemli korkusu olan sosyal hareketlilik de eklenebilir. Bu durumda Çin'in kur konusunda daha aktif olmasını ve AB ile olan tartışmasının iyice canlanmasını bekleyebilirsiniz.
ABD buraya nereden geldi?
Geçen sene Jackson Hole toplantısından sonra Dünya Gazetesi'ndeki 29 Ağustos 2011 tarihli köşemde yazılanlar ABD'nin son dönemdeki hikâyesini özetliyor. Fazla bir değişiklik yok.
"İktisatçıların bu argümanlara karşı çıkması beklenemez. Fizikteki enerjinin sakınımı kanununu hatırlayalım. Bir "sistemdeki" toplam enerjinin formları değişse de toplamı değişmez. Sistemdeki enerji miktarını ancak sistem dışından ekleme veya çıkarmalara değiştirebilirsiniz. Fizikte olduğu gibi ekonomide de hokus pokus ile reel sonuçlar elde edemezsiniz. Fed Başkanı Ben Bernanke, konuşmasının sonunda diğer aktörleri (kamuyu) göreve çağırdı: Maliye politikaları, eğitim politikaları ve diğer düzenlemelerin elden geçmesi gerektiğini söyledi.
Daha önce de bu köşede ele aldık; Amerika'nın /(ya da benzer durumda olan herhangi bir ülkenin) içinde olduğu durumdan çıkması için iki yol var. Birincisi; reel kaynaklar ile kamu maliyelerini uzun dönemli olarak düzeltmek. Yani daha yüksek vergi toplayacaklar ve borç/GSYİH oranını düşürmek. Tabii, dünyanın en düşük vergi toplayan ülkelerinden biri olsa da, Amerika'da vergileri yükseltmek siyasi açıdan zor. Dahası, vergi yükünün artması kısa vadede zaten kırılgan olan büyümeyi vurabilir. İkincisi yeni bir "büyüme hikâyesi" ile verimlilikleri artırıp GSYİH'yı büyütmek, gelir üretmek ve dolayısıyla kamu ve hane halkı borcunun gelire oranını düşürmek. Bernanke de bunları söylüyor. Ancak ABD'de bunları söylemek gerçekleştirmekten daha kolay.
Piyasaların hokus pokus ihtiyacı da bu umutsuz durumdan kaynaklanıyor. Piyasaların üçüncü parasal genişleme beklentisi ve Jackson Hole'u dört gözle beklemesi de bundandı.
Konuşmasında Bernanke, üçüncü bir genişlemeye kapısını tamamen kapatmadı. Benim beklentim, üçüncü genişleme her şeye rağmen gelecek. Ancak borsaya olan desteği dışında etkili olmasını beklemeyin. Amerika'ya "gerçek" hikâyeler gerekiyor.
Üçüncü genişleme gelmedi ama onun eşdeğeri ve muhtemelen öncülü geçen hafta Fed tarafından açıklandı. ABD'de kasım ayındaki seçimlerden daha gösterişli hareketler bekleyebilirsiniz. Obama sıkıntı yaşıyor, ancak devraldığı enkazı çok daha iyi bir duruma getirdi. Seçimleri kaybetmeyi göze alamaz. Kaybederse de ABD için pek iyi olur gibi gözükmüyor.
Avrupa'nın hikâyesi
Avrupa (özellikle çevre ülkeleri) makroekonomik olarak "batık" durumda ancak bundan daha önemli sorun, güven ve siyaset arka planında.
Avrupa'nın son durumunu S&P'nin açıklamasından izleyebiliriz. S&P, 13 Ocak'ta Avrupa ülkelerinin notlarını düşürmesini üç ana sebebe bağlamıştı. Birincisi AB Zirvesi'nde ulaşılan sonucun aksine S&P, Avrupa'nın probleminin sadece sürdürülemez bütçe dengesizliklerinden değil sürdürülemez dış dengesizlikten de kaynaklandığına inanıyor. Bazı Euro üyesi Avrupa ülkelerinin aşırı değerlenmeden (ve verimlilik artışlarının bunu karşılamaması) dolayı rekabetçi gücünün çöktüğünü ve bu sorun çözülmezse krizin sona ermeyeceğini söylüyor.
İkinci olarak 2012'de S&P, Avrupa ülkelerinin refinansman zorluğu yaşayabileceğini düşünüyor. Yani, borçların ödenmesi için gerekli yeni borçlanma kaynaklarının azalabileceğini ve maliyetlerin artacağını söylüyor.
Üçüncü sebep ise daha ilginç. S&P, Avrupa karar mekanizmalarının ve siyasetinin zayıflığının altını çiziyor: "Avrupa'da ekonomik politika çiziciliğinin ve siyasi kurumların şiddetlenen krizin gerektirdiği kadar güçlü olmadığına inanıyoruz."
S&P bunları yeni fark etmiş. İyi de yapmış. Bakın bu köşenin 9 Mayıs 2010'daki ilk yazısında neler söylenmiş: "Peki ya Avrupa'nın kendisi? Şu an Güney Avrupa'nın zayıf ekonomilerine yoğunlaşan spekülasyon spotlarının yakında kuzeye yönlenmesi muhtemel. İlk hedef hem finans hem konut piyasasından ağır darbe yiyen ve büyüme potansiyeli oldukça sınırlı ve kırılgan olan İngiltere. Dahası, önümüzdeki dönem, Avrupa'da büyük ülkelerin dahi borçlanmada sıkıntı yaşamaları olası.
Bu işin makroekonomik tarafı; Avrupa, ölçek olarak daha küçük olsa da önceden de benzer problemler yaşadı. Asıl sorun ise ekonomik alanın dışına taşıyor:
· AB karar alma mekanizmaları verimli çalışmıyor.
· Lizbon Stratejisi tecrübesinde görüldüğü gibi uygulamada da problem büyük.
· Birbirine benzemeyen ekonomileri bir araya getiren Euro, Avrupa genelinde kur istikrarını getiriyor ama bölgesel farklılıkları ve kırılganlıkları derinleştirirken yaşlı kıtanın rekabet gücünü düşürüyor.
· Demografik trendler Avrupa'nın lehine değil.
· Son olarak, Avrupa güçlü liderler üretemiyor.
Tüm bunlar, makroekonomik sorunlar bir yana, Avrupa'da ekonomik rekabet gücünü artırıcı güçlü bir reform sürecinin başlatılması ve başarıyla uygulanması ihtimalini düşürüyor. Avrupa hasta..."
Demek ki S&P, bu durumu daha önce de tesbit edebilirmiş.
Bundan önce, Dünya Gazetesi'ndeki köşemde de 9 Temmuz 2007 tarihinde şunlar yazılmış:
"Son dönemde Avrupa'nın üç büyük ekonomisinin hükümet-devlet başkanları değişti. Avrupa'nın kaderi üzerinde, muhtemelen 2010'a kadar Brown-Sarkozy-Merkel önemli söz sahibi olacak. Üstelik her üç lider ve onları izleyen politik hareket belli çerçevelerde reform ya da reformun devamı iddiasındalar.
Avrupa'nın son birkaç on yılda "büyük" devlet adamı üretmekte sıkıntı çektiği bizce bir gerçek. "Politikacı" kategorisinin en ayırdedici özelliğinin "eğlendiricilik" olduğunu düşünen ve ancak bundan pek de eğlenemeyen çok sayıda Avrupalı var. Önümüzdeki dönemde yeni liderlerin "eğlendiricilik" yönlerinin mi yoksa reform yönlerinin mi baskın çıkacağı Avrupa açısından ve dolayısıyla bizim açımızdan da önem kazanacak."
Kısacası, Avrupa'nın durumunda da son 4 yılda fazla değişiklik yok. Takip eden için tabii.

Murat Yülek - zaman

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!