FINANSINGUNDEMI.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Uluslararası Para Fonu (IMF), finansal piyasalarda yaşanabilecek bir düşüşü daha da derinleştirebilecek ve bankacılık sistemine stres bulaştırabilecek risklere karşı uyarıda bulundu. IMF, özellikle hedge fonlar, özel sermaye ve kredi fonlarına yönelik denetimin artırılması gerektiğini belirtti.
Financial Times’ın haberine göre, IMF’ten yapılan açıklamada, geleneksel bankacılık sektörünün dışındaki finansman faaliyetlerindeki artış yaşandığında ve bunların finansal sisteme ek bir risk kaynağı oluşturduğuna dikkat çekildi. IMF, çok sayıda büyük bankanın giderek daha yüksek oranda hedge fonlara ve diğer düzenlemesi daha gevşek finansal kurumlara yatırım yaptığını belirtiyor.
ABD ve Avrupa’daki bankaların hedge fonlar, özel kredi grupları ve diğer banka dışı finansal kuruluşlara olan toplam riskinin 4,5 trilyon dolar seviyesinde olduğu ve bunun toplam kredi portföylerinin ortalama yüzde 9’una denk geldiği ifade edildi.
IMF, altı ayda bir yayımladığı ‘Küresel Finansal İstikrar Raporu’nda, “Sakin görünen yüzeyin altında finansal sistemin çeşitli bölümlerinde zemin kayıyor ve bu durum kırılganlıkları artırıyor” ifadelerine yer verdi. IMF’ten gelen uyarı önde gelen merkez bankacıların son dönemdeki benzer açıklamalarını da destekleyecek nitelikte.
ABD’de finans çevrelerinde varlık temelli borçlanmaya büyük ölçüde bağımlı olan ve iflasını açıklayan First Brands Group ve Tricolor şirketlerinin iflası tartışılıyor. IMF’in raporu özel kredi piyasasına ilişkin soru işaretlerinin arttığı bir dönemde geldi.
IMF Para ve Sermaye Piyasaları Direktörü Tobias Adrian, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bu sektörde kaldıraç oranlarında bir artış gördük ve bankaların hem hedge fonlara hem de özel sermaye ve özel kredi fonlarına genel olarak artan bir şekilde maruz kaldığını gözlemledik” dedi.
IMF, salı günkü açıklamasında ABD ve Euro Bölgesi'ndeki birçok bankanın, banka dışı finansal kuruluşlara karşı aşırı derecede risk taşıdığını bildirdi. Üstelik bu riskin boyutu, bankaların kriz anında zararları karşılamak için ayırdığı "birinci seviye sermaye" (özkaynak tamponu) miktarını da aşıyor.
Kuruma göre, banka dışı kuruluşlara olan riskleri özkaynak tamponunu aşan bankalar, toplam bankacılık varlıklarının yüzde 40’ından fazlasını temsil ediyor. IMF, birkaç ABD ve Euro Bölgesi bankasının, sermayesinin beş katından fazla büyüklükte banka dışı risk taşıdığını da belirtti.
IMF raporunda, “Bu kredilerin teminat yapısı sayesinde daha düşük sermaye gereksinimleriyle daha yüksek özkaynak getirisi sağlıyor. Bu nedeniyle bankalar özel kredi fonlarına sürekli olarak daha fazla borç veriyor” ifadesi raporda yer aldı.
Özel sermaye ve özel kredi fonlarının bireysel yatırımcılara erişiminin genişletilmesi yönündeki son hamleler de olası bir piyasa çöküşü sırasında nakit çıkışı talebini karşılamak için zorunlu varlık satışları yapılabileceği endişesini artırıyor.
Adrian, “Daha belirgin bir ekonomik daralmaya girilmesi halinde söz konusu bireysel yatırım ürünlerinde daha fazla geri ödeme baskısı yaşanabileceği endişesi var. Evet, bu birincil düzeyde bir kaygı” açıklamasında bulunuyor.
Bazı banka dışı kurumların varlık, kaldıraç ve likidite verilerini düzenleyicilere eksik bildirmesi ciddi bir sorun. Bu kurumlarda hâlâ önemli şeffaflık açıkları olduğunu belirten Adrian, sistemdeki kırılganlıkları ve bağlantıları tespit etmenin de zorlaştığını söyledi. Adrian, düzenleyicilerin “daha kaliteli verilere ve daha güçlü bir koordinasyona” ihtiyaç duyduğunu da ekledi.
Hedge fonları ise daha sıkı denetim çağrılarına karşı çıkıyor. Hedge fonları, bankalara kıyasla daha az kaldıraç kullandıklarını ve vergi mükelleflerinin desteklediği mevduat garantisi sistemlerinden faydalanmadıklarını savunuyor.
Ani ve büyük iflaslar arttı, bankaları korku sardı
UBS’in SoftBank’a açtığı 440 milyon dolarlık dava sonuçlandı
BofA ve Morgan Stanley 3. çeyrek bilançolarını açıkladı