Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|---|---|---|
AKBNK | 68,50 | 0,37 | 356.200.000.000,00 |
ALBRK | 8,68 | 1,88 | 21.700.000.000,00 |
GARAN | 148,00 | 1,16 | 621.600.000.000,00 |
HALKB | 27,40 | 1,03 | 196.862.918.350,80 |
ICBCT | 14,71 | -0,07 | 12.650.600.000,00 |
ISCTR | 14,84 | 0,75 | 370.999.554.800,00 |
SKBNK | 6,02 | 0,33 | 15.050.000.000,00 |
TSKB | 13,31 | 0,08 | 37.268.000.000,00 |
VAKBN | 27,90 | 0,65 | 276.654.210.491,70 |
YKBNK | 33,44 | 0,97 | 282.469.394.936,96 |
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
FINANSINGUNDEMI.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
ABD’de ‘henüz kullanılmayan’ veri merkezlerinin ekonomiyi tükettiği düşünülüyor.
Finansingundemi.com’un derlediği bilgilere göre, teknoloji devleri yüz milyarlarca dolarlık yeni veri merkezi yatırımlarını duyururken bilişim açığı sorununa dair temel bir yanlış anlamaya tanık olunuyor.
Tıkalı bir otoyola iki şerit daha eklemek
Yeterince kullanılmayan bilgi işlem kaynaklarını ölçeklenebilir, isteğe bağlı bilgi işlem hizmetlerine dönüştüren bir platform olan Kinesis Network'ün CEO’su olan Barış Saydağ, Fortune’da yer alan makalesinde, sektörün mevcut yaklaşımını yani başta veri merkezleri olmak üzere devasa altyapı projelerine para harcamayı tıkalı bir otoyola iki şerit daha eklemeye benzetiyor. Saydağ, “Bu geçici bir rahatlama sağlayabilir ancak altta yatan sorunu çözmüyor” diyor.
Rakamlar gerçekten de şaşırtıcı. ABD’de veri merkezi sermaye harcamaları, yalnızca 2025'in ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 53 oranında artarak 134 milyar dolara ulaştı. Meta'nın veri merkezlerine 200 milyar dolarlık bir yatırım yapmayı planladığı bildirilirken, Microsoft'un 2025 yılı için 80 milyar dolar ayırdığı belirtiliyor. OpenAI, SoftBank ve Oracle, 500 milyar dolarlık Stargate girişimini duyurdu bile. McKinsey, veri merkezlerinin 2030 yılına kadar dünya çapında 6,7 trilyon dolara ihtiyaç duyacağını öngörüyor ve bu liste uzayıp gidiyor.
Yetersiz kullanım
Ancak rahatsız edici gerçek şu ki, bu kaynakların çoğu önemli ölçüde yetersiz kullanılmaya mahkum gözüküyor. Ortalama sunucu kullanım oranı, kapasitenin yüzde 12-18'i arasında seyrederken tahmini 10 milyon sunucu tamamen boşta duruyor ve bu da 30 milyar dolarlık sermaye israfına yol açıyor.
Aktif sunucular bile nadiren yüzde 50 oranında kullanım oranını aşabiliyor; bu da mevcut bilgi işlem altyapısının çoğunun üretken hiçbir şey yapmadan enerji tükettiği anlamına geliyor.
Asıl sorun ne?
Trafik sıkışıklığıyla karşı karşıya kalındığında, içgüdüsel tepki daha fazla şerit eklemek oluyor. Ancak ulaşım uzmanları, ‘uyarılmış talep’ olarak bilinen bir durumu belgelemiş durumda. Buna göre, ek kapasitenin daha fazla sürücü çekene kadar sıkışıklığı geçici olarak azalttığını ve nihayetinde trafiği eski seviyelerine döndürdüğünü kanıtlayan, mantığa aykırı bir bulgu olduğu ortaya çıkıyor. Aynı olgu veri merkezleri için de geçerli gibi duruyor.
Yeni veri merkezleri inşa etmek kolay bir çözüm ancak ne sürdürülebilir ne de verimli. Çünkü asıl sorun kapasite değil; tahsis ve optimizasyon. Dünya çapında binlerce veri merkezinde halihazırda bol miktarda atıl kapasite mevcut. Zorluk, bu dağınık ve yeterince kullanılmayan kapasiteyi talebe verimli bir şekilde bağlamakta yatıyor.
Şirketler kendi enerji santrallerini satın alıyor
Çevresel Hesaplama Veri Merkezi (The Environmental Reckoning Data Center) enerji tüketiminin 2030 yılına kadar üç katına çıkarak yıllık 2.967 terawatt saate (TWh) ulaşmasını bekliyor. Goldman Sachs, veri merkezi güç talebinin 2030 yılına kadar yüzde 160 oranında artacağını tahmin ediyor. Teknoloji devleri veri merkezlerini beslemek için nükleer santrallerin tamamını satın alırken ülke genelindeki şehirler yeni tesisler için enerji kapasitesinde ciddi sınırlamalarla karşı karşıya kalıyor.
Bu enerji krizi, altyapı üzerindeki önemli yükleri vurguluyor ve temelde sürdürülemez bir sistem inşa edildiğinin ince bir itirafı niteliği taşıyor. Şirketlerin artık mevcut şebekelere güvenmek yerine kendi enerji santrallerini satın alması, hesaplamaya olan üstel iştahın, onu sorumlu bir şekilde çalıştırma yeteneğini nasıl geride bıraktığını ortaya koyuyor.
Dağıtık yaklaşım ve avantajları
Çözümün daha merkezi bir altyapı olmadığı görülüyor; çözüm mevcut kaynakların daha akıllı bir şekilde düzenlenmesinden geçiyor. Modern yazılımlar, veri merkezlerinden, kurumsal sunuculardan ve hatta tüketici cihazlarından gelen boşta kalan hesaplamaları birleşik, isteğe bağlı hesaplama havuzlarında toplayabilir. Bu dağıtık yaklaşımın birçok avantajı bulunuyor:
Anında kullanılabilirlik: Yeni veri merkezi inşaatı için yıllarca beklemek yerine, dağıtık ağlar mevcut boş kapasiteyi anında kullanabilir.
Maliyet verimliliği: Az kullanılan kaynaklardan yararlanmak, yeni bir altyapı inşa etmekten önemli ölçüde daha düşük maliyetlidir.
Çevresel sürdürülebilirlik: Mevcut donanım kullanımını en üst düzeye çıkarmak, yeni üretim ve enerji tüketimi ihtiyacını azaltır.
Dayanıklılık: Dağıtık sistemler, merkezi mega tesislere göre doğası gereği hataya daha dayanıklıdır.
Teknik gerçeklik
Dağıtık bilişimi düzenleme teknolojisi zaten mevcut durumda bulunuyor. Bazı ağ modelleri, yazılımların birden fazla sağlayıcı ve konumdaki kaynakları yönetmenin karmaşıklığını nasıl ortadan kaldırabileceğini gösteriyor. Docker kapsayıcıları ve modern düzenleme araçları, iş yükü taşınabilirliğini sorunsuz hale getiriyor. Eksik olan tek şeyin ise sektörün temelden farklı bir yaklaşımı benimseme isteği olduğu görülüyor.
Şirketlerin, çoğu sunucunun zamanın yüzde 70-85'inde boşta olduğunu kabul etmesi gerekiyor. Bu, daha fazla altyapı gerektiren bir donanım sorunu değil; bir kapasite sorunu da değil; daha akıllı yazılım gerektiren bir düzenleme ve tahsis sorunu.
Giderek daha pahalı ve çevreye daha fazla zarar veren mega projelerle bu durumdan kurtulmak yerine, mevcut kaynakları en üst düzeye çıkaran dağıtık düzenlemeyi benimsemek gerekiyor.
Bu, düşünce tarzında köklü bir değişiklik gerektiriyor. Bunun için bilişimi devasa tesislerde sahip olunması ve barındırılması gereken bir şey olarak görmek yerine, konum veya mülkiyetten bağımsız olarak en verimli kaynaklardan talep üzerine erişilebilen bir hizmet gibi ele almak gerekiyor.
Dolayısıyla, 2030 yılına kadar 7 trilyon dolar değerinde yeni veri merkezleri inşa etmenin göze alınıp alınmayacağını sorgulamadan önce, bilişim altyapısına yönelik daha akıllı ve daha sürdürülebilir bir yaklaşım benimsenip benimsenmeyeceğinin sorgulanması şart gözüküyor. Dağıtık bilişimi ölçeklenebilir bir şekilde düzenlemek için gereken teknoloji bugün mevcut; bugünkü eksikliğin ise bunu hayata geçirecek bir vizyon olduğu görülüyor.
ABD'li şirketlerden İngiliz veri merkezlerine yatırım planı
Veri merkezleri Almanya'nın kullandığı enerjinin iki katını harcayacak
Veri merkezi kıtlığı yapay zeka coşkusunu öldürebilir
Meta’dan 100 milyar dolarlık yapay zeka yatırımı
Nvidia'dan ABD'de 500 milyar dolarlık yapay zeka yatırımı
Yapay zeka devrimi internet değil PC çağını hatırlatıyor
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.